Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/72 E. 2021/111 K. 04.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO :2018/72 Esas
KARAR NO :2021/111
DAVA :İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :05/03/2018
KARAR TARİHİ :04/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … nolu poliçe ile sigortalanan … AŞ. ne ait sıcak çekilmiş rulo sac emtiasının …-… nakliye işleminin … gemisi ile davalı tarafından yapıldığını, bağlantı özeti ile davalıya taşımadan kaynaklı hasardan sorumlu olduğu sıfatı ile dava açıldığını, nakliye sonrası tahliye işlemleri sırasında, alıcı tarafından bazı sacların alt kısmında deniz suyunun tespit edildiğinin sigortalıya bildirildiğini, sigortalının hasarın tespit ve tazmini için ihbarda bulunduğunu, ekspertiz raporunda yapılan tespitler uyarınca sac emtiasının deniz suyu ile temas ettiğinde ağır paslanma, kararma ve kavitasyona sebep olduğunu ve dolayısıyla rulo sacın tatlı su ile temas eden yüzeyinin üretimde kullanılabilir iken deniz suyu ile temas eden kısmının kaliteli ürün üretiminde kullanılamadığının belirlendiğini, raporda rücu muhatabı olarak davalının tespit edildiğini, ayrıca gemi P&I sigortacısı sorveyörünün katılımları ile müşterek ekspertiz çalışmasının yapıldığını, fatura ve yapılan tespitler gereğince 12.280,25 Usd sigortalı zararının tazmin edildiği ve temlikname ile sigortalı haklarının devir alınması neticesinde rücu hakkının doğduğunu, davalılara müracaatta bulunulduğunu ancak sonuç alınamadığını, buna ilişkin 03.03.2017 tarihinde … İcra Müdürlüğünün 2017/… Esas sayılı dosyası ile icra takibinin başlatıldığını, davalı tarafından 10.03.2017 tarihinde borca itiraz edilmesine üzerine takibin durduğunu beyanla, 12.280,25 USD alacağa ilişkin … İcra Müdürlüğünün 2017/… Esas sayılı dosyası yapılan icra takibine yapılan itirazın iptali ile ticari faizi ile birlikte tahsili ile %20 den az olmayan icra inkar tazminatına hükmedilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taşıma komisyoncusu olarak hareket ettiklerini, taşıyan sıfatlarının bulunmadığını, yükleme öncesi ve yüklemeye ilişkin hiçbir görev ve sorumluluklarının bulunmadığını, 30.10.2016 tarihli konşimento ön yüzünde yük bakımından bir çok tespitin bulunduğunu, emtianın … A.Ş. tarafından yüklendiğini, bu hususun ekspertiz raporu ile sabit olduğunu, ekspertiz işlemine davet edilmediklerini, hasardan … firmasının sorumlu olduğunun açık ve net olduğu tespitlerinin yapıldığını, davaya konu uyuşmazlığın İngiliz Hukukuna ve tahkim yargılamasına tabi olduğunu, davanın Türk Mahkemelerinde ikame edilmesinin mümkün olmadığını, husumet ehliyetlerinin bulunmadığını, taşıyan sıfatına gemi donatının haiz olduğunu, davanın kendilerine yöneltilmesinin kötü niyetli olduğu beyan edilerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; Dava; davacı sigorta şirketine nakliyat sigorta poliçesi ile sigortalı emtianın davalının sorumluluğunda taşınması sırasında oluştuğu iddia edilen hasar nedeniyle sigortalıya ödenen hasar bedelinin davalıdan rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yöneyik itirazın İİK nun 67.maddesi gereğince iptaline ilişkindir. Uyuşmazlığın; davalının tahkim itirazının yerinde olup olmadığı, tarafların husumet ehliyetlerini haiz olup olmadıkları, usule uygun bir hasar ihbarının bulunup bulunmadığı, hasarın deniz taşıma esnasında ve davalının kusur ve sorumluluğu altında meydana gelip gelmediği ve buna göre varsa davacı alacağının miktarının tespiti hususlarında toplandığı anlaşılmıştır.
…. İcra Müdürlüğü’nün 2017/… Esas sayılı dosyası incelendiğinde; Alacaklı … Sigorta A.Ş. tarafından borçlular … (… ) ve … ve Tic. Ltd. Şti. aleyhine 28/02/2017 tarihinde işlemiş faiz dahil toplam 12.280,25.USD (44.208,88.TL)’nin tahsili için ilamsız icra takibi yapılmış olduğu, borçluya ödeme emrinin … ve Tic. Ltd. Şti.’ne 06/03/2017 tarihinde tebliği üzerine borçlunun 10/03/2017 tarihli itirazı ile takibin durduğu, itiraz dilekçesi ile durma kararının davacı alacaklıya tebliğ edilmediği buna göre de iş bu davanın 05/03/2018 tarihinde İİK md 67 uyarınca 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce resen seçilen bilirkişi … , … ve … tarafından tanzim edilen 31/05/2019 tarihli raporda özetle; Davalı … ve Tic. Ltd. Sti/nin dava konusu taşımada akdi taşıyan sıfatına sahip olduğu; dava dışı … gemisinin donatanı “… S.A.”in ise fiili taşıyan sıfatına sahip olduğu, dava konusu hasara uğrayan emtia CİF esasına göre dava dışı … S.A. … ‘e satılmış olduğundan sigorta poliçesinde sigortalı olarak kayıtlı bulunan dava dışı … ve … A.Ş.’nin dava konusu emtia üzerinde sigortalanabilir menfaate sahip olmadığı emtia gemiye yüklendiği anda hasarın alıcıya geçtiği ve sigortalabilir menfaate alıcının sahip olduğu, menfaat yokluğu sebebiyle geçerli bir sigorta sözleşmesi söz konusu olmadığından davacının TTK m. 1472 gereğince halef sıfatım kazanamadığı ve aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı, teknik incelemede yükteki paslanmanın yükün altına gerekli yükseklikte ve muntazam bir şekilde takoz konulmamış olması sebebiyle ortaya çıktığı tespit edildiğinden, istif ve yükün desteklenmesi işinin dava dışı … tarafından dava dışı taşıtan … A.Ş/nin yardımcı şahsı olarak hareket ettiği kabul edilirse davalı akdi taşıyanın zarardan sorumlu tutulamayacağı belirtilmiştir.
Taraf vekillerince davaya ilişkin tüm delilleri, konişmento, nakliyat sigorta poliçe örneği, ödeme belgesi, hasar dosyası, navlun faturası dosyaya sunulmuştur.
Davalı vekilince dava konusu taşımaya ilişkin düzenlenen 30/10/2016 tarihli konşimentoda bulunan tahkim kaydına dayanarak eldeki yargılama bakımından tahkim itirazında bulunulmuşsa da, itiraza konu konşimento kayıtları incelendiğinde davalının konşimentoya taraf olmadığı, davalının fiili taşıyan değil akdi taşıyan sıfatını haiz olduğu anlaşılmakla, usule uygun olarak ileri sürülmeyen tahkim itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
Dava halefiyete dayalı olarak açılmış olduğundan öncelikle davacının TTK 1472 maddesi uyarınca halef sıfatını kazanıp kazanmadığı değerlendirilmelidir. Davacı sigorta şirketinin halef sıfatını kazanabilmesi için, geçerli bir sigorta sözleşmesinin kurulmuş olması, sigortacının himaye kapsamında yer alan riziko sebebiyle meydana gelen zararları ödemiş olması ve zarardan sorumlu üçüncü bir kişinin bulunması gereklidir Dosya içeriğinde yer alan … numaralı ve 01/10/2015 başlangıç tarihli Nakliyat Blok Abonman Sigorta Poliçesi’nden, davacı sigorta şirketi ile dava dışı sigortalı … AŞ arasında dava konusu yükün “…” isimli gemi ile gerçekleştirilecek taşıması sırasında meydana gelebilecek nakliye rizikolarına karşı sigorta sözleşmesi kurulduğu anlaşılmaktadır. Sigortacının himaye kapsamında yer alan riziko sebebiyle ödeme yapmış olma koşulu bakımından , dosya içeriğinde yer alan ibraname incelendiğinde, dava dışı sigortalı … AŞ. nın davacı sigorta şirketinden12.167,24 USD tutarında tazminat aldığı anlaşılmaktadır. Ancak uyuşmazlık ve buna bağlı olarak davacının aktif husumet ehliyetinin varlığının tayin, sigorta tazminatı ödemesinin gerçek hak sahibine (sigoralıya) yapılmış olup olmadığına bağlı olmakla, bu hususun açıklanması gerekmektedir. Zira en genel ifadesi ile sigorta sözleşmesinde sigorta ettiren, kendisine ait bir menfaati sigorta edebileceği gibi, başkasına (üçüncü kişiye) ait bir menfaati de sigorta teminatı altına alabilir. Bu ihtimalde (üçüncü kişinin menfaatinin sigorta edildiği durumda) sigorta tazminatının da menfaati teminat altına alınan ve dolayısıyla rizikonun gerçekleşmesi ile zarara uğramış olan bu üçüncü kişiye/sigortalıya ödeme yapılması gerekmektedir. Bu bağlamda eldeki davayı değerlendirmek gerekirse; sigorta ettiren dava dışı … AŞ tarafından dava dışı … isimli firmaya, 135 rulo sıcak çekilmiş rulo sac emtiasının 897.992,52 EURO bedelle CİF FO … satış kaydı ile satılmış olmakla, emtianın mülkiyeti de adı geçen firmaya geçmiştir. Aynı kayıt dosyaya celp edilen İsdemir Gümrük Müdürlüğü tarafından düzenlenen Gümrük beyannamesinde de yer almaktadır. Satış faturasında kayıtlı olduğu üzere, taşıma konusu eşyanın satıcısı dava dışı … A.Ş., alıcısı ise dava dışı … ‘tır. CİF esasının öngörüldüğü satış sözleşmelerinde malın gemiye yüklenmesi ile birlikte hasar riski ve dolayısıyla mal üzerindeki sigortalanabilir menfaat alıcıya geçer (CİF A5). Bu durumda mallara ilişkin sigorta poliçesinde sigortalı olarak kayıtlı bulunan … A.Ş.’nin taşıma konusu eşya üzerinde sigortalanabilir menfaati bulunmamaktadır; zira malların yüklenmesi ile birlikte CİF A4 hükmü uyarınca alıcıya teslim gerçekleşmiş ve sigortalanabilir menfaat alıcıya geçmiştir. Aynı husus dosyaya sunulan sigorta poliçesinin “Taşman Emtia” başlıklı kısmında da belirtilmiştir. 1 ve 2 nolu hükümde Erdemir Grubu’nun işletme ihtiyacı için yurt dışından ithal ettiği veya yurt içinde temin edeceği bilumum dünyanın herhangi bir yerinde sigortalının mesuliyetine geçtiği andan itibaren yürürlüğün söz konusu olacağı düzenlenmiştir. Dolayısıyla geçerli bir sigorta sözleşmesinin varlığından bahsedilemeyecektir. Bu durumda davacı sigortacının TTK 1472 maddesi gereğince halef sıfatına sahip olmadığı kanaatine ulaşılmaktadır. Kanımızca mal bedelinin ödenmemiş olması satıcının mal üzerindeki sigortalanabilir menfaatinin devam ettiğini ortaya koymamaktadır; zira gerek Incoterms CİF A5 gerekse TBK 208 maddesi gereğince satış sözleşmesinde mala ilişkin hasar sorumluluğu taşıyana teslim ile alıcıya geçmiştir. Taşıyana teslim aynı zamanda (taşınır mülkiyeti söz konusu olduğundan) mal üzerindeki mülkiyetin de alıcıya geçtiğini ortaya koyar. Satım bedelinin ödenmemiş olması ise satıcı ile alıcı arasındaki sözleşmeden kaynaklı semen ödeme borcunun ifa edilmediğine ilişkin ayrı bir husustur. Ancak, dosyada dava dışı sigortalı … AŞ tarafından imzalanan ibraname ve temlikname başlıklı yazıdan şirkete yapılacak ödemeden sonra sigorta sözleşmesinden kaynaklı tüm hak, alacak ve taleplerini davacıya devir ve temlik ettiğini beyan etmiştir. Bu temlikname nedeniyle davacının aktif husumet ehliyetini kazanabilmesi, dava dışı sigortalının sigortalanabilir menfaatinin bulunmasına bağlıdır. Diğer bir deyişle dava dışı sigortalının sahip olmadığı bir hakkı temlik etmesi ve bu hak nedeniyle davacıyı ibra etmesi hukuken mümkün değildir. Bu doğrultuda dava dışı sigortalı … AŞ ye, davaya konu taşıma ve satıma ilişkin dava dışı alıcıdan satım bedelinin tam olarak tahsil edip edemediği hususunun sorulması amacıyla müzekkere yazılmıştır. Gelen yazı cevabı ile dava dışı sigortalının davaya konu emtia satım bedelinin bedel düşülmeksizin ve tam olarak tahsil edildiği anlaşılmıştır. Dava dışı sigortalı tahsil ettiği tutarı dava dışı alıcıya aktardığını beyan etmekle birlikte, bu husus davacı sigorta şirketinin sigorta tazminatı ödemesinin gerçek hak sahibine (sigoralıya) yapılmış olması gerekliliğini ortadan kaldırmamaktadır. Davacının TTK 1472 maddesi uyarınca halef sıfatını kazanabilmesi, gerçek hak sahibine (sigoralıya) tazminat ödemesi hainde mümkündür. Davacı sigorta şirketinin hasar bedelini ödediği tarihte dava dışı sigortalı … AŞ ‘nin sigortalanabilir menfaati bulunmamaktadır, zira mal bedelinin tamamın tahsil ettiği dosya kapsamında sabittir.
Açıklanan nedenlerle davacı sigorta şirketinin dava açmak bakımından halef sıfatını ve haliyle aktif husumet ehliyetini haiz olmadığı mahkemece kabul olunmakla, davanın bu yönden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:
1-Aktif husumet yokluğu nedeni ile davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince peşin alınan 528,18 TL den karar harcı olan 59,30 TL nin mahsubu ile fazla alınan 468,88 TL’nin kesinleşmeye müteakip talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davalı yargı gider toplamı olan 130,00 TL Posta giderinin davacıdan alınıp davalıya ÖDENMESİNE,
4-Davalı vekili için takdir edilen 4.080,00 TL red vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.04/03/2021

Katip …

Hakim …
¸e-imzalıdır