Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/550 E. 2021/338 K. 13.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO :2018/550 Esas
KARAR NO :2021/338
DAVA :İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :28/12/2018
KARAR TARİHİ :13/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 25.02.2017-25.02.2018 başlangıç ve bitiş tarihli … no.lu Nakliyat Abonman Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan … Ticaret Limited Şirketi’nin Fransa’da yerleşik … … … isimli firmaya 27.02.2017 tarih ve … No.lu faturalar muhteviyatı sattığı 5 adet, 40.750,00 kg yarı römork ve aksesuarlarının, …/Türkiye’den …/Cezayir ‘deki alıcısına nakliyat işi, 27.02.2017 tarih ve … no.lu navlun faturası karşılığında davalı/borçlu … Lojistik Dış Ticaret A.Ş. tarafından üstlenildiğini, sigortalı emtialar, 22.02.2017 tarihinde Gemlik limanından, M/V … … gemisi ile Cezayir ‘de bulunan … limanına nakledilmek üzere sağlam ve eksiksiz olarak yüklendiği, Geminin … limanında yapılan tahliyesi sırasında 5 adet Römork cinsi emtianın parçalarında eksiklik olduğu tespit edildiğini ve konşimento üzerinde 5 adet ünitenin eksik olduğuna dair rezevr notu yazıldığını, alıcı firma tarafından teslim alınan sigortalı emtialarda eksiklik olduğu tespit edilmesi üzerine davaya konu hasarın sigorta poliçesinden karşılanması amacıyla yapılan ihbar üzerine müvekkil şirket nezdinde … no.lu hasar dosyası açılmış olup bu dosyadan görevlendirilen sigorta eksperi tarafından düzenlenen Ekspertiz Raporunda “hasar miktarının 14.778,75.-Tl olduğunu, talebe konu eksikliğin rücu muhatabının … Dış Tic. A.Ş. isimli nakliyeci firma olduğu ve tazminat tutarının toplamda 14.778,75.- TL olduğu şeklinde görüş ve kanaat belirtildiğini, müvekkili … Sigorta A.Ş. davaya konu olay nedeniyle sigortalısına, 07.09.2017 tarihinde 14.478,75.- TL sigorta tazminatı ödediğini, müvekkil … Sigorta A.Ş. TTK 1472. Maddesi uyarınca sigortalının haklarına halef olduğundan davalı firmanın sorumluluğunu karşılayan 14.478,75.-TL alacak için zarar sorumlusuna rücu hakkı doğduğunu, davalı/borçlu nakliyeciler yükü teslim aldığı andan itibaren teslim ettiği ana kadar bunların kısmen veya tamamen kaybından, hasara uğramasından sorumlu olduğunu, sigortalı emtialar taşıma işini yüklenen davalı/borçlulara sağlam ve eksiksiz olarak teslim edilmiş ancak hasarlı/eksik olarak teslim alındığını, bu durum taşımayı gerçekleştiren davalı/borçlu şirket yetkililerinin imzaladığı ve kaşelediği şerhli konşimento ile dc sabit olduğundan taşıma sırasında meydana gelen davaya konu hasardan dolayı davalı/borçlu taşıyıcı şirketler müştereken ve müteselsilen sorumlu olup zararı tazminle mükellef olduğunu belirterek davalı/borçlu taşıyıcı şirketlere yapılan rücu ihtarlarından herhangi bir sonuç alınamaması üzerine borçlu/davalılar aleyhine … İcra Müdürlüğü’nün 2017/… E. Sayılı icra takibi yapıldığını, icra takibine yapılan itiraz sonucu icra takibi durdurulduğunu, alacağın tahsili için davalı/borçlular aleyhine işbu itirazın iptali davası açılmak durumunda kalındığını, fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydı ile davalı/borçluların yaptığı tüm haksız itirazlarının iptaline, takibin asıl alacak ve ferileri üzerinden devamına ve %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatının ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı/borçlulardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Ekspertiz Raporunda tespit edilmiş 5 adet parça … olup, ön tekerlek göbeğini dingil başına bağlayan ve yönlenmeye olanak veren saplama olduğunu, söz konusu parçalar olmadan römorklar ne karadan gemiye ne de gemiden karaya ve kurulum yerine nakledilemeyeceğini, hal böyle iken salt bu durum bile parçaların eksikliğinin uhdemizde ve sorumluluğumuzda iken eksilmediğini, ekspertiz raporunda “Sigortalı firma tarafından üretilen 5 adet Yarı Römork cinsi emtia, Fransa’da Yerleşik … … … isimli firmaya satılmıştır. Emtia Cezayir’deki alıcısına sevk edilmek üzere, Gemlik limanından … isimli gemiye yüklenmiştir. Cezayir’de bulunan … limanına yanaşan gemiden Yarı Römorkler tahliye edilmiş ve kara yolu ile alıcı firma adresine sevk edildiğini, … isimli firma tarafından teslim alınan Yarı Römorkların kurulum aşamasında parçalarında eksiklik olduğu tespit edildiğinin belirtildiğini, davalının sorumluluğunun Gemlik limanından Cezayir’deki limana kadar olduğu, burdan sonra sorumluluğun kara yolu taşımacılığı ile mallan kurulum alanına götüren … isimli firmada olduğunu, konşimento üzerine şerh düşüldüğünü, yükte eksiklik olduğunun geminin tahliyesinde tespit edildiğini iddiasının kabul edilmediğini, davalı şirketin … limanı acentesi ile yapılan görüşmeye göre konşimento üzerinde böyle bir şerhin bulunmadığını, ilgili konşimento şerhinde sadece alıcının imzasının bulunduğunu, davalı şirketin imzasının ve kaşesinin bulunmadığı her zaman düzenlenebilecek bir evrakın aleyhte delil olması kabul edilmediğini, sigortalı şirket çalışanı … tarafından davalı şirket çalışanına gönderilen e-postaya göre göre ulaşmayan parçaların akıbetinin bilinmediğini, sevkiyatın şu sıralama ile gerçekleştiği; İzmir’de bulunan … Tic. Ltd. Şti fabrikasından yüklenmiş karayolu taşımacılığı yapan nakliyeci firma ile Gemlik/… limanına getirildiği. Gemlİk/… limanında gemiye yüklenen mallar deniz yolu ile … limanına götürüldüğü ve eksiksiz teslim edildiğini, … limanından alınan mallar karayolu taşımacılığı ile alıcıya teslim edildiği. Malların alıcıya ulaşmadan önceki güzergahı incelendiğinde parçaların karayolu ile taşınırken kaybolmasının mümkün olduğunu, yükleme limanında mallan liman personelinin teslim aldığı ve eksikliğe ilişkin inceleme yapılmadığını, kaldı ki, karayolu taşımacılığını yapan nakliye firmasının malları liman personeline eksik ve hasarsız teslim ettiğine ilişkin bir belge bulunmadığını, malların eksik olup olmadığının bilinmediğini. davalı şirketin teslim alınan malları gemiye eksiksiz yüklediği ve … limanına eksiksiz teslim ettiği. Davalı şirketin sorumluluğu yük … limanına teslim edildiğinde bittiği, yükün gerek yükleme limanına getirilirken gerekse alıcıya teslime edilmeden Önce karayolu taşımacılığı sırasında herhangi bir zarara uğramasından davalının sorumluluğu bulunmadığını, yükün taşıma şeklinin CFR olduğunun ekspertiz raporunda tespit edildiği, CFR, yükün gemiye yüklenmesinden sonra riskin alıcıya geçtiğini ifade ettiği, alıcı CFR gereğince yükün gemide kaybolması riskini üstlenmediği, davacı sigorta şirketi yükün gemide kaybolduğunu iddia etmek ile riski üslenen alıcıya başvurması gerektiği halde alıcıya başvurmadığını, konşimento talimat formunda Treyler üzerinde yedek parça belirtilmediğini belirterek haksız ve kötü niyetli davanın reddi ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce Uzakyol Kaptanı … ile Dr. Dr. … ile Prof. Dr. Mak. Yü. Müh. … tarafından sunulan bilirkişi raporunda özetle; davacının aktif husumet ehliyetine sahip olmadığı; ancak davalının pasif husumet ehliyetinin bulunduğu, sigorta sözleşmesinin geçerli olduğu fakat yapılan ödemenin hatır ödemesi (ex grata) niteliği azr ettiği, hasara ilişkin süresinde ve geçerli bir ihbarın yapılmadığı, dava konusu … şasi no.lu araçlara ait king pin parçasında tespit edilen eksiklik hasarının deniz nakliyesi esnasında taşıyanın sorumluluk sahası içinde değil, limandan alıcının adresine yapılan karayolu nakliyesi sırasında meydana gelmiş olduğu, bu nedenle davalı taşıyanın bir sorumluluğunun bulunmadığı, mahkemenin aksi kanaatte olması durumunda, 14.778,75 TL tazminat miktarının uygun ve kadri marufunda olduğu belirtilmiştir.
Tarafların rapora karşı beyan ve itirazları sonucundan yeni bir bilirkişi heyeti kurulmuş ve yeni bilirkişi heyeti Uzakyol Kaptanı … ile Dr. Öğr. … tarafından sunulan bilirkişi raporunda özetle; davalıların her ikisinin (sırası ile akdi ve fiili) taşıyan sıfatına sahip olduğu ve pasif dava ehliyetlerinin bulunduğu, taşıma konusu eşyaya ilişkin satış sözleşmesi CFR esasına göre kurulmuş olduğundan dava dışı satıcının eşya üzerinde sigortalanabilir menfaatinin bulunmadığı ve sigorta sözleşmesinin TTK m. 1408 gereğince geçersiz olduğu, bu sebeple TTK m. 1472 uyarınca davacı sigortacının halef sıfatını kazanamadığı ve aktif dava ehliyetine sahip olmadığı, talep konusu eksik teslime ilişkin TTK m. 1184 ve m. 1185 gereğince resmi inceleme ve süresinde bildirim yapılmamış olduğundan taşıyan lehine iki karinenin doğduğu, eşyanın taşıyanın hakimiyetinde iken ve sorumlu olduğu bir sebepten dolayı eksik teslim edildiği ortaya konulamadığından davalılann zarardan sorumlu tutulamayacağı, zarardan sorumlu üçüncü kişinin bulunmaması sebebiyle de TTK m. 1472 gereğince halefiyetin gerçekleşmediği belirtilmiştir.
Dosyaya sunulan bilirkişi raporlarındaki tespitler mahkemece denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunmuş olup, dayandıkları gerekçeler ile ulaştıkları tespitler mahkemece dosya kapsamı ve deliller ile uyumlu bulunduğundan alınan bilirkişi raporları karara esas alınarak hüküm tesis edilmiştir.
6100 sayılı HMK’ya göre dava şartlarından biri olan tarafların aktif ve pasif husumet ehliyetlerinin bulunup bulunmadığı öncelikli olarak irdelendiğinde; dava, halefiyete müsteniden açılmıştır. Davacı sigorta şirketinin halef sıfatını kazanabilmesi için bir sigorta sözleşmesinin mevcut olması, sigortacının himaye kapsamında yer alan riziko sebebiyle meydana gelen zararları ödemiş olması ve dava dışı sigortalının talepte bulunabileceği zararın ortaya çıkmasından sorumlu üçüncü bir kişinin varlığı gereklidir.
İlk koşul bakımından yapılan değerlendirmede, dosya içeriğinde dava konusu taşımaya ilişkin yer alan poliçe örnekleri ile de sabit olduğu üzere, davacı … Sigorta A.Ş. ile dava dışı … Tic. Ltd. Şti. arasında Nakliyat Abonman Sigorta poliçesine bağlı 25.02.2017 başlangıç ve 25.02.2018 bitiş tarihleri arasındaki taşıma sırasında meydana gelebilecek nakliyat rizikolarına karşı sigorta sözleşmelerinin yapıldığı görülmekte ve bahse konu sigorta sözleşmesinin de Emtea Nakliyat Sigortası Genel Şartlarına dayandığı anlaşılmaktadır. İstisna olarak belirtilen rizikolar sebebiyle meydana gelen zararlar hariç, taşıma sırasında meydana gelen zararlar himaye kapsamında yer almakladır. Bununla birlikte zararın işbu poliçe ile teminat altına alınan (deniz yolu) taşıma sırasında meydana geldiği ispatlanabilmiş değildir. Dolayısıyla davacı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin poliçe ile himaye kapsamına alınan bir rizikodan kaynaklandığını söylemek mümkün görünmemektedir. Bu sebeple, TTK m. 1472 uyarınca sigorta şirketinin, yaptığı ödeme ile halef sıfatını kazanamayacağı; buna bağlı olarak aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Yine, TTK m. 1472 gereğince sigortacının halef sıfatını kazanabilmesi için geçerli bir sigorta sözleşmesi ile sağlanan teminat kapsamındaki bir rizikonun gerçekleşmiş olması sebebiyle sigortalıya haklı bir ödeme yapmış olması ve sigortalının söz konusu zarar sebebiyle üçüncü kişiye karşı tazminat talep hakkına sahip olması gereklidir. Satış sözleşmesinde esas alınan CFR terimi gereği sigorta sözleşmesinde sigortalı olarak gösterilen dava dışı satıcı …’nin eşya üzerinde sigortalanabilir menfaati bulunmadığından sözleşme TTK m. 1408 gereği geçersiz olup, sigortacının halef sıfatını kazanmasına dayanak olamayacaktır. Dolayısıyla davacının TTK m. 1472 gereği halef sıfatını kazanamadığı ve aktif dava ehliyetine sahip olmadığı değerlendirilmektedir. Ayrıca, sigorta poliçesinin başlangıç ve bitiş tarihlerinin taşıma süresini kapsadığı, sigortalı ve sigortacı arasında belirlenen taşıma şeklinin ve sigorta sözleşmesi gereği diğer koşulların belirtildiği, dava konusu eksik parçaların sigorta poliçesi kapsamında yer aldığı görülmektedir. 07.09.2017 tarihli ödeme belgesinde davacı … Sigorta A.Ş.’nin dava dışı sigortalı (taşıtan) … Ltd. Şti’ne 14478,75 TL sigorta tazminat ödemesinin poliçe kapsamında olan dava konusu eksik parçalar için olduğu görülmektedir. Dava dışı sigortalı satıcı ile alıcı arasındaki satış sözleşmesinde CFR esası kararlaştırıldığından ve bu terime göre eşyanın gemiye yüklenmesi/teslimi ile birlikte hasara katlanma yükümlülüğü satıcıdan alıcıya geçtiğinden eşyanın gemiye yüklenmesinden itibaren eşya üzerinde sigortalanabilir menfaate sahip olan kişi satıcı değil alıcıdır. Bu sebeple eşya üzerinde menfaat sahibi olmayan satıcının kurduğu sigorta sözleşmesi alıcının hesabına veya kimin olacaksa onun hesabına sigorta şeklinde kurulabilir. Somut uyuşmazlıktaki sözleşmede sigortalı olarak dava dışı satıcı gösterildiğinden TTK m. 1408 gereğince sözleşmenin menfaat yokluğu sebebiyle geçersiz olduğu sonucuna varılmalıdır. Bununla birlikte Yargıtay kararlarında eşya bedelinin tahsil edilmemiş olduğu hallerde (dosyada bu hususa ilişkin bilgi bulunmamaktadır) sigorta sözleşmesinin geçerli sayılabileceğinin kabul edildiği görülmektedir. Satış sözleşmesinden kaynaklanan bedel ödeme borcuna ilişkin menfaat eşyaya ilişkin bir menfaat olmayıp, ancak bir alacak sigortasının konusu olabilir ve satış bedeli ödenmiş olsun veya olmasın CFR satışlarda yükleme ile birlikte satıcının eşya üzerinde sigortalanabilir menfaati kalmadığından satıcının sigortalı olduğu sözleşme TTK m. 1408 gereğince geçersizdir. Taşıma konusu eşyaya ilişkin satış sözleşmesi CFR esasına göre kurulmuş olduğundan dava dışı satıcının eşya üzerinde sigortalanabilir menfaatinin bulunmadığı ve sigorta sözleşmesinin TTK m. 1408 gereğince geçersiz olduğu, bu sebeple TTK m. 1472 uyarınca davacı sigortacının halef sıfatını kazanamadığı ve aktif dava ehliyetine sahip olmadığı tesbit olunmuştur.
Davacının pasif husumet ehliyetinin mevcudiyetine gelince; huzurdaki davaya konu uyuşmazlık deniz yolu ile yük taşıma (navlun) sözleşmesinden kaynaklanmış olmakla tarafların sıfatı ve dolayısıyla pasif husumet ehliyetinin de buna göre tayini gerekmektedir. Nitekim navlun sözleşmesinin tarafları taşıyan ve taşıtan olup; bu sözleşme uyarınca taşıyanın, deniz yolu ile yük taşıma borcunun ifası karşılığında taşıtandan navlun ücret alacağı doğmaktadır. Şu halde huzurdaki davada tespiti gereken ilk husus navlun sözleşmenin varlığı ile taraflarıdır ki; navlun sözleşmenin varlığı için en önemli belge, dosyada da mevcut olan konşimentodur. Zira TTK m. 1228 ‘deki ifadesiyle konişmento bir taşıma sözleşmesinin yapıldığını İspatlayan senettir. Keza 1238/1 uyarınca konişmentoyu taşıyan sıfatıyla imzalayan veya konişmento kendi ad ve hesabına imzalanan kişi, taşıyan sayılmaktadır. Diğer taraftan taşıyanla navlun sözleşmesini bizzat akdeden yahut adına ve hesabına navlun sözleşmesi akdedilen ve nihayet bu sözleşme uyarınca navlun ödeme borcu altında olan kimse ise taşıtan sıfatına sahip olmaktadır.
Bu genel açıklamalardan hareketle davaya konu uyuşmazlığı değerlendirecek olursak; dosyada mevcut konişmentoda davalı … taşıyan olarak görünmektedir. Şu halde taşıyan sıfatı ile dava konusu zarar sebebiyle davalı … ‘in pasif husumet ehliyetinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Yine, dosyaya dava konusu taşıma ücretine ilişkin 59.250 USD tutarlı fatura sunulmuştur. Fatura davalı … Dış Tic. A.Ş. tarafından dava dışı satıcı … muhatap gösterilerek düzenlenmiştir. Konişmento ise …’İ temsilen davalı … Dış Tic. A.Ş. tarafından düzenlenip imzalanmıştır. Buna göre her ne kadar konişmento TTK m. 1238/1 gereğince …’in taşıyan sıfatını ortaya koysa da, navlun faturası ve davalı … Dış Tic. A.Ş.’nin taşıyan sıfatına ilişkin herhangi bir itirazı da bulunmadığı dikkate alındığında davalı … Dış Tic. A.Ş.’in akdi taşıyan sıfatına sahip olduğu kabul edilebilecektir. Buna göre davalı akdi taşıyanın dava dışı taşıtana karşı üstlenmiş olduğu taşıma ediminin fiilen davalı …’e ait gemi ile gerçekleştirildiği ve konişmentonun da bu davalıyı temsilen düzenlendiği görüldüğünden …’in fiili taşıyan olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla her iki davalının pasif dava ehliyetinin bulunduğu kabul edilmelidir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan tüm deliller ile usul ve yasaya uygun alınmış bilirkişi raporları birlikte incelenip değerlendirildiğinde, Taşıma konusu eşyaya ilişkin satış sözleşmesi CFR esasına göre kurulmuş olduğundan dava dışı satıcının eşya üzerinde sigortalanabilir menfaatinin bulunmadığı ve sigorta sözleşmesinin TTK m. 1408 gereğince geçersiz olduğu, bu sebeple TTK m. 1472 uyarınca davacı sigortacının halef sıfatını kazanamadığı ve aktif dava ehliyetine sahip olmadığı tesbit olunduğundan, davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, davacı tarafın takip yapmakta kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin de reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan usulden REDDİNE,
2-Kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince peşin alınan 252,81 TL den karar harcı olan 59,30 TL nin mahsubu ile fazla alınan 193,51 TL’nin kesinleşmeye müteakip talep halinde davacıya iadesine,
4-Davalı vekili için takdir edilen 4.080,00 TL red vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/07/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır