Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/544 E. 2021/137 K. 16.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO:2018/544 Esas
KARAR NO:2021/137

DAVA:İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:28/12/2018
KARAR TARİHİ:16/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin %25 hisse ile sigorta teminatı altında bulunan … A.Ş,’ye ait kontrol valf ünitesinin davalı taşıyanın nakliyesi sırasında hasar gördüğünü, eksper incelemesi ile muafiyet sonrası hasar tutarının 16.859,20 USD olduğunun tespit edildiğini, 02.01.2018 tarihinde davacının %25 hissesine denk 4.214,80 USD’nin ödendiğini, davalının meydana gelen hasardan sorumlu olduğunu ve rücu taleplerinin sonuçsuz kaldığını, bu nedenle … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla, itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşımanın 2 ayrı araç ile yapılmış multimodel taşıma olduğunu, uluslararası … kuralarına göre hak düşürücü sürenin 9 ay olduğunu, emtianın varış tarihinin 17.04.2017 ve icra takip tarihinin 03.04.2018 olduğu dikkate alındığında 9 aylık hak düşürücü sürenin dolmasından sonra başvuru yapılmış olduğunu, müvekkili taşıyıcıya süresinde bildirim yapılmadığını, davalı taşıyıcının kusurlu ve sorumlu olduğu yönünde belge olmadığını, sınırlı sorumluluk hükümlerinin dikkate alınması gerektiğini, ekspertiz raporunu kabul etmediklerini beyanla davanın reddine ve %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Dava, Dava; davacı … şirketine nakliyat sigorta poliçesi ile sigortalı emtianın davalının sorumluluğunda taşınması sırasında oluştuğu iddia edilen hasar nedeniyle sigortalıya ödenen hasar bedelinin davalıdan rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yöneyik itirazın İİK nun 67.maddesi gereğince iptaline ilişkindir. Uyuşmazlığın; davanın hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı, tarafların husumet ehliyetlerini haiz olup olmadıkları, geçerli bir sigorta sözleşmesi kapsamında ödemenin yapılıp yapılmadığı, usule uygun bir hasar ihbarının bulunup bulunmadığı, hasarın deniz taşıma esnasında ve davalının kusur ve sorumluluğu altında meydana gelip gelmediği ve buna göre varsa davacı alacağının miktarının tespiti hususlarında toplandığı anlaşılmıştır.
… İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası incelendiğinde; Alacaklı … tarafından borçlu … Loj. Hiz. Ltd. Şti. aleyhine 03/04/2018 tarihinde işlemiş faiz dahil toplam 4.284,00.USD’nin tahsili için ilamsız icra takibi yapılmış olduğu, borçluya ödeme emrinin 09/04/2018 tarihinde tebliği üzerine borçlunun 12/04/2018 tarihli itirazı ile takibin durduğu, itiraz dilekçesi ile durma kararının davacı alacaklıya tebliğ edilmediği buna göre de iş bu davanın 28/12/2018 tarihinde İİK md 67 uyarınca 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce resen seçilen bilirkişiler … tarafından tanzim edilen 07/09/2020 tarihli raporda, Davalının dava konusu taşıma bakımından taşıyıcı sıfatına haiz olduğu, dava dışı sigortalı …’ın dava konusu yük üzerinde sigortalanabilir menfaati dosya içeriğinde hasarın usulüne uygun şekilde taşıyıcıya ihbar edildiğine dair bir belge ya da bilgi bulunmadığından ispat yükünün taşıyıcıdan talepte bulunana ait olduğu, dosyaya sunulan ekspertiz raporunda varılan sonucun gerek zarann hangi aşamada meydana geldiği, gerekse taşıyana atfı mümkün bir kusur sonucunda oluşup oluşmadığı bakımından çeşitli belirsizlikler içerdiği; bu bakımdan davacının üzerine düşen ispat yükünü yerine getiremediği sonucuna varılmasının gerekeceği; kurulumuzda bulunan uzman bilirkişi de dosyaya sunulan belgeler çerçevesinde zarann karayoluyla taşıma safhasında oluştuğunu değerlendirmekle birlikte ne şekilde oluştuğuna ilişkin bir sonuca varamadığından, davalı taşıyıcının dava konusu yük hasarından sorumlu tutulamayacağı, Sayın Mahkeme’nin davalının meydana gelen zarardan sorumlu olduğu kanaatine ulaşması hâlinde, zararın miktarının hesaplanmasının gerekeceği; kurulumuzda bulunan uzman bilirkişi tarafından taşıyıcıdan talep edilebilecek zarar miktarının 3,755,13 USD olarak belirlendiği; hasar gören parçaların brüt ağırlığı dosya İçeriğinden tespit edilemediğinden, tazminatın üst sınırının hesaplanamadığı, dosyaya sunulan taşıma sözleşmesinde … Örnek Kurallarına atıf yapılmadığı gibi, yapılmış olsa dahi hak düşürücü süreye ilişkin gerek TTK m, 1188 gerekse CMR m. 32 hükümleri emrcdici nitelik taşıdığından 9 aylık hak düşümü süresi öngören bir kuralın uygulanmasının mümkün olmadığına ilişkin görüş ve tespitlerini bildirmişlerdir.
Tarafların beyan ve itirazları üzerine dosya bilirkişi kuruluna yeniden tevdi edilmiştir. Bilirkişi kurulu tarafından tanzim edilen 03/02/2021 tarihli ek raporda, kök rapordaki görüş ve tespitlerini yinelemişlerdir.
Davalı vekilince … kuralları gereğince davanın 9 aylık hak düşürücü sürede açılmadığından bahisle itirazda bulunulmuşsa da; Taşıma İşleri Komisyonculuğu Hizmetleri İçin … Örnek Kuralları (… Model …), Uluslararası Taşıma İşleri Komisyoncuları Birliği (…) tarafından hazırlanan ve Kuralların 1.1. maddesi uyarınca ancak taraflarca sözleşme içeriğine dahil edilmesi halinde uygulanabilen kurallardır. Kuralların 20. maddesine göre ise, Kurallar ancak uluslararası antlaşmaların ya da ulusal hukukun emredici hükümlerine aykırı olmadığı takdirde ve ölçüde uygulanır. Dosyaya sunulan davaya konu sözleşmede … Örnek Kurallan’na atıf yapılmadığı gibi, yapılsa dahi hak düşürücü süreye ilişkin gerek TTK 1188 maddesi gerekse CMR 32 maddesi hükümleri emredici nitelik taşıdığından 9 aylık hak düşümü süresi öngören bir kuralın uygulanmasının mümkün olmadığı kabul edilmiş ve davalının itirazı yerinde görülmemiştir.
Dosyada bulunan ve dava dışı sigortalı ile davalı … arasında akdedilmiş olan, tarafların kaşe vc imzalarını havi, 11/02/2016 tarihli, “Nakliye vc İthalat Gümrük Operasyon Hizmetleri Sözleşmesi”nin incelenmesinden, davalının dava konusu yükü müşterinin belirteceği limandan teslim alarak “saha” olarak tabir edilen, … Tesisi’nin bulunduğu … adresindeki nihai vanş yerine kadar deniz ve kara yolundan taşımayı üstlendiği anlaşılmaktadır. Nitekim dosyada bulunan ve davalı … tarafından dava dışı sigortalı … adına düzenlenmiş olan … numaralı taşıma ücreti faturasında da teslim yeri “Akhal, Velayat – Türkmenistan” olarak gösterilmiştir. Bu çerçevede davalı …, dava konusu taşıma bakımından taşıyıcı sıfatını haiz olup taahhüt ettiği taşıma gerek deniz gerekse kara yolu ayaklarını içerdiğinden karma bir taşımadır. Kaldı ki davalı …, 04/02/2019 tarihli cevap dilekçesinde “işbu davaya konu taşımanın iki ayrı taşıma aracı ile yapılmış multimodal bir taşıma oIduğu”nu beyan etmiş olup; dava konusu taşıma işini üstlenmediği, taşıyıcı sıfatını haiz olmadığı savunmasında bulunmamıştır. Bu çerçevede davalının dava konusu taşıma bakımından taşıyıcı sıfatını haiz olduğu ve dava konusu taşımanın hem deniz hem de karayolu ile taşımayı içeren karma bir taşıma sonucuna varılmıştır.
Dosyada bulunan ve dava dışı sigortalı ile davalı … arasında akdedilmiş olan, tarafların kaşe ve imzalarını havi, 11/02/2016 tarihli, “Nakliye ve İthalat Gümrük Operasyon Hizmetleri Sözleşmesi”; dosyada bulunan ve dava dışı satıcı … Ltd. tarafından düzenlenmiş olan CIP kaydını havi 17/01/20I7 tarihli mal faturası; davalı … tarafından dava dışı sigortalı … adına düzenlenmiş olan … numaralı taşıma ücreti faturası ve dosyada bulunan … numaralı, 29/09/2015 başlangıç, 03/11/2017 bitiş tarihli Nakliyat Abonman Blok Poliçesi ile 02/01/2018 tarihli, 4262712 makbuz numaralı EFT ödeme belgesinin incelenmesinden, dava dışı sigortalı …’ın dava konusu yük üzerinde sigortalanabilir menfaati bulunduğu ve davacının, sigorta himayesi kapsamındaki rizikonun gerçekleşmesi sonucunda, geçerli bir sigorta sözleşmesine dayanarak ödemesi gereken sigorta tazminatını ödediği; dolayısıyla dava dış sigortalısının haklarına TTK 1472 maddesi uyarınca halef olduğu kabul edilmiştir.
TTK 1185/1 maddesi uyarınca “zıya veya hasarın en geç eşyanın gönderilene teslimi sırasında taşıyana yanlı olarak bildirilmesi şarttır. Zıya veya hasar haricen belli değilse, bildirimin eşyanın gönderilene teslimi tarihinden itibaren aralıksız olarak hesaplanacak üç gün içinde gönderilmesi yeterlidir. İhbarnamede zıya veya hasann neden ibaret olduğunun genel olarak belirtilmesi gereklidir ” TTK 1185/2maddesinde eşyanın incelenmesi tarafların katılımıyla mahkeme veya yetkili makam ya da bu husus için resmen atanmış uzmanlar tarafından yapılmışsa bildirime gerek olmadığı hüküm altına alınmıştır.
Dava dışı … tarafından düzenlenen Eksik-Fazla-Hasarlı Malzeme Tutanağında yükün sahaya vanş tarihi 06/04/2017 olarak gösterilmiştir. Anılan tutanak 01/05/2017 tarihli olup taşıyıcının yahut bir temsilcisinin imzasını havi değildir Davadışı Heavindpro tarafından davalı …’a hitaben yazılmış olan yazıda da yükün sahaya varış tarihi 06/04/2017 olarak gösterilmiştir. Anılan yazı 12/05/2017 tarihli olup taşıyana gönderildiğine dair bir belge ya da bilgi dosyaya sunulmamıştır.
Dosya içeriğinde hasarın TTK 1185/1 maddesine uygun şekilde taşıyana ihbar edildiğine yahut TTK 1185/2 maddesine uygun olarak tarafların katılımıyla mahkemece inceleme yapıldığına dair başkaca bir belge ya da bilgi bulunmamaktadır. TTK 1185/4 maddesi uyarınca “eşyanın zıya veya hasarı ne bildirilmiş ne de tespit ettirilmiş olursa, taşıyanın eşyayı denizde taşıma senedinde yazılı olduğu gibi teslim ettiği ve eğer eşyada bir zıya veya hasarın meydana geldiği belirlenirce, bu zararın taşıyanın sorumlu olmadığı bir sebepten ileri geldiği kabul olunur. Şu kadar ki, bu karinelerin aksi ispat olunabilir”. Düzenlemesi mevcuttur.
Taşımanın karayolu ile gerçekleştirilen kısmı bakımından da CMR 30 maddesine uygun bir hasar ihbarı yapılmamış olduğundan, karayolu taşımasının sonunda yükün gönderilene taşıma senedinde yazılı olduğu gibi teslim edildiği karine olarak kabul edilir .
Dosyada bulunan ve yükün sahaya varış tarihinden iki ay kadar sonra evrak üzerinden yürütülen ekspertiz incdemesi neticesinde hazırlanan hasar ekspertiz raporunda “hasarın büyük olasılıkla boşaltma ve aktarma sırasındaki ve/veya karayolu taşıması için kamyona yükleme esnasındaki dikkatsiz elleçlemeler neticesinde meydana geldiği; ancak konişmentoda bir ihtirazı kayıt bulunmaması karşısında ve boşaltma limanında bir tutanak tutulmamış olması nedeniyle zararın kara taşıması sırasında kötü yol koşulları ve/veya dikkatsiz sürüş nedeniyle oluşmuş olabileceği” sonucuna varılmıştır. Ekspertiz raporunda varılan bu sonucun gerek zararın hangi aşamada meydana geldiği, gerekse taşıyana atfı mümkün bir kusur sonucunda oluşup oluşmadığı bakımından çeşitli belirsizlikler içerdiği anlaşılmaktadır.
Dava konusu taşıma bakımından davalı …, karayolu ayağı da dahil olmak üzere nihai varış yerine kadar taşımayı üstlendiğinden, zarar deniz yoluyla taşıma sırasında değil de karayolu taşıması sırasında meydana gelmiş olsa dahi, karayolu taşımasını gerçekleştirenler davalının yardımcı şahsı olup davalı bunların kusurlarından sorumludur. Bu bakımdan davalının sorumlu tutulup tutulamayacağının belirlenmesinde zararın taşımanın hangi safhasında meydana geldiğinin tespiti bir farklılık yaralmayacaktır. Buna karşılık zarann sebebinin belirlenmesi önem arz etmektedir. Belirtildiği üzere dava konusu uyuşmazlıkta zarar süresinde ve usulüne uygun şekilde bildirilmiş olmadığından ispat yükü yer değiştirmiş olup, davacının dosyaya sunulan ekspertiz raporu ile söz konusu ispat külfetini yerine getirmiş sayılamayacağı kanaatine ulaşılmıştır.
Dosyada alınan bilirkişi raporunu düzenleyen uzman bilirkişi, “dosyaya sunulan sörvey raporları gözetildiğinde hasarın yüklerin karayolu ile … limanından proje ve teslim sahasının olduğu …’e nakliyesi sırasında kötü yol koşulları ve/veya kamyon sürücüsünün aracı dikkatsiz kullanması sonucu oluştuğu” kanaatini bildirmiştir. Bilirkişilerce de zararın karayoluyla taşıma safhasında oluştuğu değerlendirilmekle birlikte, nasıl meydana geldiğinin ve taşıyıcıya atfı mümkün bir kusur sonucunda oluşup oluşmadığının ispatı külfeti davacı üzerindedir. Ancak hasarın davalıların kusuru nedeniyle ve sorumlulukları altında meydana geldiği dosyaya sunulan belgeler çerçevesinde ispat edilememiştir. Dolayısıyla davalı taşıyıcının dava konusu yük hasarından sorumlu tutulamayacağı sonucuna varılmıştır.
Dosyaya sunulan bilirkişi raporlarındaki tespitler mahkemece denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunmuş ve dayandıkları gerekçeler ile ulaştıkları tespitler ise mahkemece dosya kapsamı ve deliller ile uyumlu bulunduğundan bilirkişi raporu da hükme esas alınarak davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince peşin alınan 302,19TL den karar harcı olan 59,30TL nin mahsubu ile fazla alınan 242,89.TL’nin kesinleşmeye müteakip talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davalı yargı gider toplamı olan 11,00TL’nin davacıdan alınıp davalıya ÖDENMESİNE, bakiye giderin davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı vekili için takdir edilen 4.080,00. TL red vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/03/2021

Katip …

Hakim …