Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/533 E. 2020/139 K. 16.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO:2018/533 Esas
KARAR NO:2020/139

DAVA:İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:27/12/2018
KARAR TARİHİ:16/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin deniz taşımacılığı alanında faaliyet gösterdiğini, davacının davalıya ihraç veya ithal ettiği mallarının deniz taşımacılığı hizmetini verdiğini, taraflar arasındaki ticari ilişki gereği aralarında cari hesaplar bulunduğunu, alacağın deniz taşımacılığı kaynaklı navlun ve demuraj alacağından oluştuğunu, faturaların davalıya e-fatura olarak tebliğ edildiğini, davalı tarafından faturalara herhangi bir itiraz da bulunulmadığını, davalının deniz taşımacılığından kaynaklı borcu olduğunu, dava konusu alacağın para alacağına ilişkin olduğunu, TBK’nın 89. Maddesi gereğince alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yeri ve ticaret merkezinde talep konusu yapabileceğini, davacı tarafından alacağın tahsili amaçlı olarak davalı aleyhinde …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini, takibin durduğunu belirterek, …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasına yapılan haksız ve kötü niyetli itirazın iptali ile takibin devamını, itiraz nedeniyle davalı aleyhine % 20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini, ücret-i vekalet ve yargılama giderlerinin davalı tarafa bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu olan haksız, mesnetsiz ve hukuka aykırı icra takibine ilişkin yetki itirazlarını tekrarladıklarını, bu hususu kanun hükümleri çerçevesinde Mahkemenin değerlendirmesini talep ettiklerini, davacının huzurdaki davadaki hiçbir iddiasının hukuki dayanağının olmadığını, davacının dava dilekçesinde takibe konu faturaların davalı şirkete e-fatura olarak tebliğ edildiğini ve davalı tarafından faturalara herhangi bir itirazda bulunulmadığını iddia ettiğini, davacı tarafından 09.05.2018 tarihli … numaralı ve yine 09.05.2018 tarihli … numaralı faturaların taraflarına haksız ve gerçeğe aykırı olarak gönderildiğini, davalı tarafından haksız gönderilen faturalara karşı 10.05.2018 tarihli … ve … fatura numaralı ve toplam 36.138,85 USD bedelli iki adet iade e-faturasıyla itiraz ettiğini, fatura ve içeriklerini kabul etmediğini, bu hususlara içeren beyanlarla birlikte ilgili asılsız fatura asıllarının usulüne uygun ve süresi içerisinde davalıya iade ettiğini, iade faturalarının e-fatura olarak düzenlendiğini, davacıya bu şekilde tebliğ edildiğini, e- fatura olarak davacıya tebliğ edilen faturaların taraflarına usule ve gerçeğe aykırı olarak geri gönderildiğini, davalı tarafından …. Noterliğinin 28.05.2018 tarihli ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile … ve … fatura numaralı ve toplam 36.138,85 USD bedelli iki adet e-faturanın davacıya gönderilmiş olduğunu iade faturalarına konu olan asılsız faturalar ile içeriklerinin hiçbir şekilde kabul edilmediğine ilişkin beyan ve ihtarda bulunulduğunu, usulüne uygun olarak iade edilen faturalara ilişkin ispat yükünün davacıda olduğunu belirterek, davanın reddini, …. İcra Dairesinin … E. Sayılı haksız ve mesnetsiz takibe ilişkin itirazları doğrultusunda ilgili icra dairesince verilen kararın devamını, haksız ve kötü niyetli huzurdaki davayı ikame eden davacı aleyhine % 20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini, ücret-i vekalet ve yargılama giderlerinin davacı tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; taraflar arasındaki deniz taşıma ilişkisinde emtiaların teslim limanında alıcı tarafından çekilmemesinden bahisle oluştuğu belirtilen navlun ve demuraj alacağının tahsili talebi ile başlatılan icra takibine yönelik itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali davası olup; uyuşmazlığın, icra dairesinin yetkili olup olmadığı, davaya ve takibe konu faturalar nedeniyle davalının sorumluluğunun bulunup bulunmadığı ve buna göre varsa davacı alacağının miktarının tespiti hususlarında toplandığı anlaşılmıştır.
…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası incelendiğinde; davalı borçlu aleyhine 30/07/2018 tarihinde icra takibine başlandığı, ödeme emrinin davalı borçluya 09/08/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlu tarafından yasal süre içerisinde 16/08/2018 tarihinde borca itiraz edildiği ve eldeki davanın ise 27/12/2018 tarihinde İİK 67. maddesi uyarınca yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememiz tarafından görevlendirilen bilirkişi heyetinin hazırladığı 25/02/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; emtianın varış limanında gümrükten çekilip çekilmediği, çekilmiş ise ne kadar süre sonra çekildiği varış limanında tasfiyeye tabi tutulup tutulmadığı hususlarının dava dosyasına sunulan bilgi ve belgeler kapsamında tam olarak anlaşılamadığını, ancak dosyaya sunulan e-mail mesajları ve fiili taşıyanın düzenlediği faturalara göre dava dışı alıcının (gönderilen) yükü teslim almadığını, dava konusu taşımada davalının taşıtan olduğunun ispata muhtaç olduğunu ve bu nedenle davada pasif husumet ehliyetinin bulunmadığını, dava konusu taşıma nedeniyle davacının her ne kadar fiili taşıyana navlun ve demuraj ücreti ödediği görülmekte ise bu ücretleri davalıdan talep etme şartlarının oluşmadığını belirtmiştir.
Davalı vekilinin icra takip dosyası yetkisine yönelik itirazı bakımından yapılan değerlendirmede, davaya ve takibe konu alacak faturaya dayalı olmakla BK 89 maddesi gereğince bir para alacağıdır ve bu nedenle alacaklının yerleşim yeri icra müdürlüğü olarak … İcra Müdürlükleri yetkili kabul edilmiş ve mahkemece yetki itirazı yerinde görülmemiştir.
Davacı vekili taşımaya konu emtiaların teslim limanı olan … Limanında konşimentoya göre alıcı olarak gösterilen dava dışı şirket tarafından çekilmemesi nedeniyle sahipsiz mal ilan edilen emtialar nedeniyle dava dışı fiili taşıyana ödemek durumunda kaldığı demuraj faturaları ile navlun faturası bedelini davalıdan talep etmektedir.
Davaya konu taşımaya ilişkin … numaralı ana konşimentoda taşıyan …, yükleten Davacı … Taşımacılık ve gönderilen dava dışı … Ltd. olarak kayıtlıdır ve boşaltma limanı ise …’dır. … numaralı konşimentoda ise taşıyan davacı … Taşımacılık, yükleten davalı … Ticaret Ltd. Şti., gönderilen ise dava dışı ve satım faturasına göre emtiaların alıcısı …. Ltd. ve boşaltma limanı ise …’dır.
TTK hükümleri gereği Navlun sözleşmesinin gönderileni eğer navlun sözleşmesinin aynı zamanda tarafı değilse, diğer bir ifadeyle, taşıtan değilse anılan ücret ve masrafların borçlusu değildir. Ancak TTK koşullarının gerçekleşmesi hâlinde gönderilen söz konusu masraflardan sorumlu hâle gelir. Gönderilenin TTK 1203 maddesi kapsamında yer alan kalemlerden sorumlu tutulabilmesi, iki koşulun bir arada gerçekleşmesine bağlı kılınmıştır. Buna göre, gönderilenin sorumlu olabilmesi için, konişmento veya konişmentonun atıf yaptığı navlun sözleşmesinde gönderilenin anılan borçlardan sorumlu olacağı ilkesine yer verilmesi ve yükün gönderilen tarafından tesliminin istenmesi gereklidir. Bu koşullar karşılandığında taşıtan borçtan kurtulur. Olayımızda Konşimentoda navlunun varışta ödeneceği kaydı vardır. Ancak emtianın varış limanında gümrükten çekilip çekilmediği, çekilmiş ise ne kadar süre sonra çekildiği varış limanında tasfiyeye tabi tutulup tutulmadığı tam olarak anlaşılamasa da dosyaya sunulan e- mail yazışmaları ve fiili taşıyanın düzenlediği faturalara göre dava dışı alıcının (gönderilen) yükü teslim almadığı anlaşılmaktadır. Davacı vekili davalıya, yükün … konteyner terminali tarafından tahliye edilen ve teslim alınan … Serbest Bölgesine yerleştirilen malların gerekli ödemelerin ve işlemlerinin yapılmaması halinde sahipsiz mal ilan edileceğinin bildirimlerinin sözlü ve e-mail yoluyla yapıldığını, davalının yükün çekilmesi gerektiği daha önce de bildirilmesine rağmen … limanında malı terkeden sahipsiz mal ilan edilmesine yol açan taraf olduğunu, davalının yükün çekilmemesi nedeniyle oluşan tüm masraflardan sorumlu olduğunu ileri sürmüş ise de dava konusu olayda dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ana ve ara konşimento kayıtları karşısında dava konusu olayın … limanı ile ilgisinin bulunmadığı ve eşyanın teslim yerinin Hindistan “…” limanı olarak kararlaştırıldığı anlaşılmıştır.
Davaya konu deniz taşıma ilişkisine konu emtiaların satış faturaları incelendiğinde satışın … satış şeklinde gerçekleştiği anlaşılmakla dosyaya sunulan bilirkişi raporunda açıklandığı üzere; bu satım şeklinde navlun sözleşmesi kurma yükümlülüğü dava dışı alıcıdadır. Ancak bilirkişi raporunda açıklandığı üzere bu bilgi kesin olmamakla birlikte satım sözleşmesinden ayrı olarak taşıma sözleşmesi satıcı ile de kurulabilmektedir. Buna göre davacının, davalı ile taşıma sözleşmesi kurduğunu ve davalının taşıtan sıfatını haiz olduğunu ispat etmesi gerekmektedir. Ancak davacı vekili dosyaya mail yazışmaları ve gümrük kayıtları dışında davalının taşıma talimatını verdiğine ve dolayısıyla taşıtan sıfatını alarak navlun vs diğer masrafların borçlusu olduğuna ilişkin olarak dosyaya somut ve inandırıcı bir delil sunamamıştır. Bu nedenle mahkemede davalının taşıtan olduğu ve davaya konu faturalardan sorumlu olduğuna ilişkin kanaat oluşmamıştır. Kaldı ki bilirkişi raporunda da açıklandığı üzere davacının dava dosyasına sunduğu 1 Temmuz 2017 tarihli e-mailde davalıya yükün alıcısı tarafından çekilmediği de bildirilmiş, ancak fiili taşıyanın “… Ltd.”a düzenlediği 21 Temmuz 2017 tarihli, … … numaralı ve 35.460 USD’lik faturaya göre demuraj ücreti 16 Mart 2017 tarihinde başlatılarak 31 Temmuz 2017 tarihinde sonlandınlmıştır. Davalının taşıtan olduğunun kabulü halinde dahi davacının yükün alıcısı tarafından teslim alınmadığı hususunun davalıya ancak 21 Temmuz 2017 tarihinde bildirmesi karşısında davacının demuraj ve navlun ücretini talep edemeyeceği kanaatine varılmıştır.
Son olarak davacı vekili her ne kadar davalıya tebliğ edilen faturalara itiraz edilmediğini bu nedenle de davalının taşıma ilişkisini kabul ettiğini beyan etmişse de bilirkişilerce yapılan defter incelemesi ile davalı tarafça faturalara karşılık iade faturalarının düzenlendiği anlaşıldığından davacının bu yöndeki beyanına itibar edilmemiş olup davanın reddine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince peşin alınan 2.391,61 TL den karar harcı olan 54,40 TL nin mahsubu ile fazla alınan 2.337,21 TL’nin kesinleşmeye müteakip talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı vekili için takdir edilen 21.856,75 TL red vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı taraf yokluğunda kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/07/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır