Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/526 E. 2019/215 K. 06.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2018/526 Esas
KARAR NO : 2019/215
DAVA : Rücuen Tazminat
DAVA TARİHİ : 27/12/2018
KARAR TARİHİ : 06/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan Rücuen Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … AŞ’nin müvekkili şirket nezdinde nakliyat sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, davadışı sigortalı şirket tarafından …’da yerleşik … International firmasına makarna cinsi emtianın satıldığını, emtianın …’ya sevkedilmesi hususunda Danimarka kökenli … AŞ firması ile anlaşıldığını, taşıması gerçekleştirilecek olan emtianın davalı firmaya ait gemiye yüklendiğini, sevk esnasında konteynerdeki delik nedeniyle ıslanma sonucu emtiada hasar meydana geldiğini, oluşan bu hasar kapsamında müvekkili şirketin sigortalısına 1.289,80 USD ödediğini, alınan ekspertiz raporunda da konteynerin tahliyesi sırasında fark edilen ıslaklığın konteynerdeki delikten kaynaklandığını ve bu nedenle hasarın rücu muhatabının sigortalıya nakliye faturası kesen davalı firma olduğunu, davalı şirkete bildirimde bulunulduğunu ancak hiçbir şekilde geri dönüşün yapılmadığını belirterek davanın kabulüne, müvekkili şirket tarafından 10/05/2018 tarihinde yapılan 1.289,80 USD tutarındaki ödemenin fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının sigortalısı olduğu ileri sürülen … San ve Tic AŞ’nin konişmentoya göre yükleten sıfatına haiz olduğunu ve bu sıfatla taşımaya konu konişmentoya taraf olduğunu, taşımaya ilişkin navlun faturasının müvekkili tarafından sigortalıya kesildiğini ve sigortalı tarafından da bu navlun faturasının ödendiğini, sigortalı yanın taşıtan sıfatına haiz olduğunu, sigortalının taşımada yükleten ve taşıtan olmak üzere iki ayrı sıfatının bulunduğunu, TTK m.1237/2 uyarınca taşıyanlar ile taşıtanlar arasındaki ilişkilerde navlun sözleşmesinin esas tutulduğunu, kırkambar taşıması olan konteyner taşımalarında navlun sözleşmesi konişmentonun kendisine olduğundan sigortalı ve halefiyet ilkesi gereğince davacı … konişmentonon ön yüzündeki gerekse de navlun sözleşmesi hükmündeki konişmentonun arka yüzündeki tüm kayıtlara bağlı olduğunu, konişmentonun taşıma şartlarını içeren arka yüzünde yer alan navlun sözleşmesinde milletlerarası yetki anlaşmasının bulunduğunu, konişmento tahtındaki taşımalardan kaynaklanacak tüm uyuşmazlıklarda uygulanması gereken yasaların İngiliz Yasaları ve yetkili mahkemenin ise Londra’daki İngiliz Yüksek Adalet Mahkemesi olduğunun taraflarca kabul edildiğini, teslim şeklinin CFR olarak kararlaştırıldığını ve buna göre yükün yükleme limanında gemiye yüklendiği anda yükteki tüm risk ve sorumluluğun davadışı alıcıya geçeceğini, ambalaj yetersizliğinden ileri gelen zararlardan taşıyanların sorumlu olmadığını, taşıyana süresinde hasar ihbarının yapılmadığını belirterek davanın yetki yönünden, dava ehliyeti yokluğundan ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; gemi ile taşınan yükün hasarlanmasından dolayı davacı … tarafından sigortalısına ödenen hasar bedelinin TTK ‘nun 1472.maddesi gereğince davalı taşıyıcıya rücu edilmesi istemine ilişkin olup, davalı vekili tarafından cevap süresi içerisinde milletlerarası yetki itirazında bulunulmuş olduğundan öncelikle yetki itirazının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Dosya kapsamından, davadışı … AŞ tarafından yurtdışına satışı yapılan emtianın davacı … nezdinde 26/10/2017 başlangıç tarihli nakliyat sigorta poliçesi ile sigortalandığı, taşımanın İskenderun’dan …’ya davalı …’a ait … isimli gemi ile yapıldığı, taşımaya ilişkin konişmentonun … AS adına acentesi tarafından imzalandığı, … AS’nin Danimarka’da kurulu yabancı bir şirket olduğu, taşıyıcı şirket ile geminin yabancı olması nedeniyle uyuşmazlığın yabancılık unsuru taşıdığı, konişmentonun 26.maddesindeki yetki klozu ile taşıma sözleşmesinin uygulanmasından kaynaklanan uyuşmazlıklara İngiliz Hukukunun uygulanacağı, yetkili mahkemenin ise Londra’da İngiliz Yüksek Adalet Mahkemeleri olduğunun kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır.
Yabancı unsuru taşıyan uyuşmazlıkların çözümünde yetkili kanunun tayininden önce çözümü gereken sorun açılan davada mahkemenin milletlerarası yetkisinin bulunup bulunmadığı hususuna ilişkin olduğundan (Aysel Çeliker/Bahadır Erdem, Milletlerarası Özel Hukuk, Sayfa 19) uygulanacak hukuktan önce yetki konusunun karara bağlanması gerekmektedir. MÖHUK 47.maddesinde yer itibari ile yetkinin münhasır yetki esasına göre tayin edilmediği hallerde taraflar arasında yabancılık unsuru taşıyan ve borç ilişkisinden doğan uyuşmazlığın yabancı bir devlet mahkemesinde görülmesi konusunda anlaşma yapılması mümkündür. Yetki şartı taraflar arasındaki ilişkiyi düzenleyen sözleşmeye ayrı bir madde olarak konulabileceği gibi ayrı bir sözleşme olarak da düzenlenebilecektir. Anılan hükme göre yetki şartının geçerli olması için uyuşmazlığın yabancılık unsuru taşıması, Türk Mahkemelerinin yetkisinin münhasır yetki esasına göre düzenlenmemiş olması ile uyuşmazlığın borç ilişkisinden doğması gerekmektedir.
Eldeki dosyada somut uyuşmazlığın yabancılık unsuru taşıdığı, dava konusunun Türk mahkemelerinin yetkisinin münhasır yetki esasına göre düzenlenmiş bir konuya ilişkin olmayıp deniz taşımasından yani akdi ilişkinden kaynaklandığı, konişmentonun 26.maddesinde düzenlenen yetki klozunun halefiyet hükümlerine göre davacı … şirketini bağladığı, konişmentodaki yetki şartına göre somut uyuşmazlık yönünden Londra’da bulunan İngiliz Yüksek Adalet Mahkemesinin yetkili olduğu kanaatine varıldığından, davalı vekilinin milletlerarası yetki itirazının kabulü ile davanın yetkisizlik nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davalı vekilinin milletlerarası yetki itirazının kabulü ile mahkememizin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç tarifesi uyarınca 44,40 TL karar harcının 116,48 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 72,08 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı taraf vekil ile temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/05/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır