Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/507 E. 2019/318 K. 04.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO: 2018/507 Esas
KARAR NO: 2019/318

DAVA : Deniz Ticaret (Deniz Taşımacılığı Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 19/02/2019
KARAR TARİHİ: 04/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan Deniz Ticaret (Deniz Taşımacılığı Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı şirkete, …’e yapmış olduğu ihracata ilişkin emtiaların,…, … ‘e yapmış olduğu ihracata ilişkin emtiaların,…, …‘e yapmış olduğu ihracata ilişkin emtiaların … isimli gemilerle nakliye, liman, terminal, iç taşıma ve gemiye yükleme hizmetlerini vererek yükü alıcı firmaya tesliminin yapıldığını, müvekkili tarafından, davalı yana verilen hizmetler kapsamında, anlaşma bedeli olan 09/03/2018 tarihli 4.875,00 USD bedelli 1 adet fatura, 15/02/2018 tarihli 673,90 USD bedelli I adet fatura ve 03/04/2018 tarihli 3.090,00 USD bedelli toplam 3 adet ihracat navlun ücreti faturası tanzim edilerek gönderildiğini, davalı şirketin müvekkili şirkete olan toplam 8.638,90 USD’lik borcuna karşılık 30/05/2018 tarihinde 673,00 USD’yi, (döviz olarak) nakden ödediğini ve 30.263 TL’lik 1 adet çek tanzim ederek müvekkil şirkete verdiğini, davalı şirket muhasebe/finans yetkilisi …’ın 09/06/2018 tarihinde müvekkil şirkete gönderdiği e-posta mesajında: “… Bey, yaptığımız taşımalara dair vadesi geçmiş ödemelerinizi çek ile yapmak durumunda kaldık. Temmuz vadeli çekler hazır, USD anlaştığımız taşımalarda tahsil gününde oluşan kur farkını ayrıca fatura edip tahsil edebilirsiniz. Pazartesi itibari ile çekleri alabilirsiniz.” şeklinde beyanda bulunduğunu, davalı şirketin borcu TL üzerinden ödemiş olması nedeniyle, ödeme tarihinde için …bankası efektif satış kuru üzerinden virman yaptıdıktan sonra 126,00 USD tutarında borcu kaldığını, davalı tarafın 09/11/2018 tarihli dilekçesi ile takibe konu borçların olmadığından bahisle borca, takibe, talep edilen döviz kuruna itiraz ederek takibin durdurulduğunu belirterek icra takibine yapılan itirazın iptalini, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin kendi markası olan … marka ürünlerin pazarlamasını yapan bir firma olduğunu, bu faaliyet kapsamında değişik firmalardan mal ve hizmet satın aldığını, davacının da müvekkili şirkete taşıma hizmeti verdiğini, anlaşma gereği davacı tarafa hizmet bedellerinin ödendiğini, davacı tarafça kur farkı adı altında ödeme talebinde bulunulduğunu bu borcu kabul etmediklerini, bir an için kur farkı alacağı kabul edilse dahi Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında32 Sayılı kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar gereği müvekkilinin kur farkından doğan borcunun bulunmadığını ve davanın yetkili mahkemede açılmadığından bahisle davanın reddi ile davacı aleyhine %20 tazminata hükmedilmesine karar verilmesini savunmuştur.
Bilirkişi raporunda özetle; dosya mevcudu, davacı ve davalı şirketin 2018 yılı ticari defterleri, icra ve dava dosyası ile yine bu kayıtlatın dayanağı belgelerin muhasebesel yönden tetkiki sonucunda, incelenen davacı ve davalı şirketlere ait 2018 yılı Ticari defter ve belgelerinin Elektronik Defter Genel Tebliği usul ve esaslarına göre tutulduğunu, Elektronik Defterler ile Envanter Defterinin yasal süresinde onaylandığını ve davacı şirketin 2018 yılı ticari defterlerinin TTK. Hükümlerine göre usulüne uygun yaptırılmış olmasından dolayı davacı şirketin ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşıdığını, davacı şirket tarafından düzenlenen üç (3) adet navlun faturalarının davalı şirketin kayıtlarında yer aldığını, davalı yan tarafından yapılan ödemelerin de davacı şirketin ticari defterlerinde kayıt altına alınmış olduğunu, tarafların ticari defterlerinde herhangi bir farkın bulunmadığını, davacı şirketin icra takip tarihi olan 24/10/2018 tarihi itibariyle davalı …A.Ş.’den 1.726,00 USD / 9.960,75 TL cari hesap alacağının bulunduğunu, davalı şirketin icra takip tarihi olan 24/10/2018 tarihi itibariyle davacı… A.Ş.’ye 1.726,00 USD / 11.644,80 TL cari hesap borcunun bulunduğunu, (Tarafların döviz cinsi alacak/borç tutarlarının aynı olduğu, TL tutarlarının farklı olmasının nedeni tarafların ticari defter ve kayıtlarda o günkü döviz kurunu Merkez Bankası Efektif alış/satış TL değerlerini baz alarak kayıt etmesinden kaynaklandığını), Davalı … A.Ş.’nin icra takip tarihi itibariyle temerrüde düşürüldüğünü belirtmiştir.
Dava; Deniz taşıması kaynaklı borca yönelik olarak başlatılan icra takibine itirazın İİK nun 67.maddesi gereğince iptaline ilişkindir. Uyuşmazlık ise; Mahkememizin yetkili olup olmadığı ve araflar arasında akdedilen deniz taşıma sözleşmesiden doğan bakiye borcun bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Taraf vekillerince davaya ilişkin tüm delilleri, konişmento, navlun faturası dosyaya sunulmuş ve taşımaya dair belgeler gümrük müdürlüğü ile … A:Ş den celp edilmiştir.
Dosyaya sunulan ve celp edilen belgelere göre davacı tarafça davalıya ait emtiaların …, …, … taşımalarında hizmet verdiği sabit olup bu husus davalı tarafça da kabul edilmiştir. Uyuşmazlık ise faturaların USD cinsinden düzenlenmesine rağmen ödemelerin bir kısmının Türk Lirası olarak yapılması nedeniyle, kur farkı alacağının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmıştır.
Davalı tarafça mahkememiz yetkisine itiraz edilmekle; mahkememiz İhtisas mahkemesi olduğundan TTK 5/2 maddesi gereği Küçükcekmece İcra dairelerinde başlatılan icra takibine itirazın iptali davası bakımından yetkili olmakla davalının bu yöndeki itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
Dosyada taraflara ait ticari defterler üzerinde inceleme yapmak üzere bilirkişi raporu tanzimi yoluna gidilmiş olup, bilirkişi tarafından yapılan inceleme neticesinde ” davacı şirketin icra takip tarihi olan 24/10/2018 tarihi itibariyle davalı… A.Ş.’den 1.726,00 USD / 9.960,75 TL cari hesap alacağının bulunduğunu, davalı şirketin icra takip tarihi olan 24/10/2018 tarihi itibariyle davacı … A.Ş.’ye 1.726,00 USD / 11.644,80 TL cari hesap borcunun bulunduğunu, (Tarafların döviz cinsi alacak/borç tutarlarının aynı olduğu, TL tutarlarının farklı olmasının nedeni tarafların ticari defter ve kayıtlarda o günkü döviz kurunu Merkez Bankası Efektif alış/satış TL değerlerini baz alarak kayıt etmesinden kaynaklandığını)” şeklinde kanaat bildirilmiştir. Davalı vekili her ne kadar bilirkişi raporu içerisinde kendilerine ait cevap dilekçesinin özeti kısmındadosya ile ilgisiz beyanlar bulunduğunu belirterek raporun eksik inceleme ile düzenlendiğini savunmakla yeni ber rapor tanzimi talep etmişse de; anılan kısım dava dosyasının özeti niteliğinde olup bilirkişi teknik değerlendirmesi dışında olduğundan ve ayrıca tarafların talep ve beyanlarını değerlendirmek mahkemenin görevi olmakla bu husus maddi hata olarak kabul edilip bu yöndeki davalı itirazına itibar edilmemiştir. Ayrıca bilirkişi tarafından davaya konu e-faturalar ile taraflara ait ticari defterler Yargıtay denetimine elverişli şekilde incelenip sonuca gidilmiş olduğundan davalı tarafın eksik inceleme itirazına da itibar edilmemiştir.
Somut olay açısından, deniz taşıması yurt dışına yapılmış olmakla, bedeli yabancı para olarak gösterilen faturalar yönünden akdi ilişkinin yabancı para cinsinden kurulduğunun kabulü gerekir. Kur farkı alacağının talep edilebilmesi, taraflar arasındaki sözleşmede bu konuda bir hüküm bulunmasına veya akdi ilişkinin yabancı para cinsinden olmasına bağlıdır (Yargıtay 19 HD’nin 10/04/2018 tarihli 2016/17240 E., 2018/1950 K. sayılı kararı; 19/12/2017 tarihli 2016/12505 E., 2017/8069 K. sayılı kararı). Yani, yabancı para üzerinden kurulan temel ilişkide fatura tarihindeki kur ile ödeme tarihindeki kur arasındaki farkın istenebilmesi için uygulama yada teamül aranmaz.( İstanbul BAM 14 HD.2 018/802E.- 2019/327K. Sayılı Kararı) Ayrıca davaya konu faturalarda “TL cinsinden ödemelerde ödeme tarihi … Bankası satış kurunun geçerli olacağı” kaydı bulunmaktadır. Ve yine davalı şirket finans yetkilisi …’ın 09/06/2018 tarihindedavacı şirkete ait elektronik posta adresine gönderdiği “…Bey, yaptığımız taşımalara dair vadesi geçmiş ödemelerinizi çek ile yapmak durumunda kaldık. Temmuz vadeli çekler hazır, USD anlaştığımız taşımalarda tahsil gününde oluşan kur farkını ayrıca fatura edip tahsil edebilirsiniz. Pazartesi itibari ile çekleri alabilirsiniz.” şeklindeki e-posta mesajı ile de kur farkından doğan borcun davalı tarafça kabul edildiği anlaşılmıştır.
Taraflara ait ticari defterler üzerinden yapılan inceleme neticesinde; davalı tarafa ait ticari defter kayıtlarına göre da davacıya dava konusu borcunun bulunduğu ve davacı tarafça düzenlenen e-faturaların davalı şirkete ait elektronik posta adresine gönderilmiş olmakla davalıya tebliğ edildiği ve davalı tarafça da faturalara 8 gün içerisinde itiraz edilmediği görülmekle; davalı taraf her ne kadar Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında32 Sayılı kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar gereği kur farkının talep edilemeyeceğini savunmuşsa da dava konusu ilişki yurt dışına ihrac edilen malların taşınmasına ilişkin olmakla anılan kararın eldeki uyuşmazlıkta uygulanma imkanı da bulunmadığından, davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

HÜKÜM:
1-Davacının davasının KABULÜ ile Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın İPTALİ ile takibin 1.726,00 USD asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a madde ve fıkrası gereğince faiz uygulanmasına,
2-Takdiren asıl alacağın % 20 oranındaki 1.998,70 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
3-Karar harcı olan 682,65 TL’den peşin alınan 160,66 TL’nin mahsubu ile bakiye 522,59 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan (201,16 TL ilk harç, 129,00 TL posta ücreti ve 900,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam) 1.230,16 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı vekili için takdir edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Bakiye gider avansının kesinleşmeye müteakip talep halinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır