Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/477 E. 2021/135 K. 16.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO :2018/477 Esas
KARAR NO :2021/135
DAVA :İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :18/12/2018
KARAR TARİHİ :16/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin sigortalısına ait tünel fırın, aksesuar ve parçalarından oluşan emtianın 09.06.2017 tarihli konişmento tahtında üç ayrı konteynere yüklenerek … Gemisi ile İstanbul’dan Nevv York’a taşındığını, emtialar teslim alındığında, … numaralı konteyner içindeki emtianın hasarlı olduğunun tespit edildiğini, eksperlerce yapılan incelemeler neticesinde hasarın, emtianın üstü açık konteyner ile taşınması sırasında üzerine bir konteyner konması veya konteyner elleçleme makinasının çarpması sonucu davalının sorumluluğunda meydana geldiğinin tespit edildiğini, davalının konişmentoyu düzenlediğini iddia ederek “…. İcra Müdürlüğü’nün 2017/… E. Sayılı dosyasına borçlu/davalı tarafından yapılan haksız İtirazın iptali ile takibin devamının; haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet veren borçlu/davalı aleyhine % 20’den aşağı olmamak üzere İcra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; organizasyoncusu/broker firma olduğunu, kendisine ait gemisi olmadığını, düzenlediği konişmentonun da ara konişmento olup ana konişmento olmadığını, bu yükü taşıyan armatör firmanın … Nakliyat A.Ş. olduğunu, navlun faturasını da iş bu taşıyıcı firmanın keşide ettiğini, emtiayı taşıyan olduğunu, emtianın New York limanına hasarsız bir şekilde ulaştığını, emtianın düzgün, hasarsız ve kapalı şekilde konteynerlere yerleştirildiğine dair 07.06.2017 tarihli sertifikaya (Lashing Survey Report) nazaran iddia edilen hasarın yüklemenin yapıldığı İstanbul limanında değil boşaltmanın yapıldığı New York limanı veya daha sonrası aşamasında olduğunun net bir şekilde anlaşıldığını, hasarın İstanbul limanındaki yüklemeden sonra yolda oluşmuş ise gemi firmasına, yok eğer New York limanına ulaştıktan sonra ve fakat boşaltma esnasında oluşmuş ise boşaltma işlemini yapan New York’taki liman hizmetleri birimine hasarsız bir şekilde boşaltma olduysa bundan sonra emtiayı son varış noktasına ulaştıran Freight Sense Inc firmasına karşı husumet yöneltilebileceğini, her halükarda kendisine husumet yoneltilemeyeceğini konteynerlerin kapalı ve hasarsız olarak İstanbul Limanında gemiye yüklendiğini zaten uygulamada da bu rapor olmadan (Lashing Survey Report) konteynerler gemiye alınmadığı gibi hasarlı emtianın da armatörce gemiye yüklenmediğini ayrıca İstanbul limanında (gümrük bölgesinde) bir hasar oluşmuş olsa tutanağın tutulmasının zorunlu olduğunu, hasarın yükleme sırasında oluşmasının mümkün olmadığını, zira emtianın konteynerler tamamen kapalı olarak fabrikadan alınıp gemiye yüklendiğini, davacının emtiasını İstanbul’dan New York limanına hasarsız bir şekilde taşıttırdığını, ancak yüklemenim son teslim yani nihai varışı OHIO olup New York limanına oldukça mesafeli olduğunu, sonraki taşıma işleminin alıcı Amerikan Pan Company’nin Amerika’daki anlaşmalı olduğu nakliye firması Freight Sense Inc. tarafından gerçekleştirildiğini, bu hasarın New York limanında geminin tahliyesi sırasında olabileceği gibi, limandan varış noktasına yapılan nakliyatın yüklemesi veya boşaltılması sırasında da oluşmuş olabileceğini, her halükarda bir sorumluluğunun bulunmadığı savunmasında bulunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda özetle; davacı sigortacının aktif husumet ehliyetine sahip bulunmadığı; davalının dava konusu taşıma bakımından taşıyan sıfatını ve bu sıfatla pasif husumet ehliyetini haiz olduğu; hasarın TTK m. 1185/1’e uygun şekilde taşıyana ihbar edildiğine yahut TTK m. 1185/2’ye uygun olarak tarafların katılımıyla mahkemece inceleme yapıldığına dair bir belge ya da bilgi bulunmadığından TTK m. 1185/4 uyarınca ispat yükünün yer değiştirdiği, TTK m. 1185/4 uyarınca ispat yükü taşıyandan talepte bulunana ait olduğundan ve hasarın taşıyanın sorumlu olduğu bir sebepten ileri geldiği hususu ispatlanamamış bulunduğundan, taşıyanın dava konusu hasardan sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı, mahkeme aksi kanaatte olursa, kurulumuzda bulunan uzman bilirkişinin görüşüne göre 5.000 Euro zarar tutarının kadri maruf olduğu, TTK m. 1186/1 uyarınca hesaplanan sorumluluğun üst sınırı toplam zarar miktarının üzerinde olduğundan taşıyandan zarar miktarının tamamının talep edilebileceği belirtilmiştir.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi 2. Raporunda özetle; İncelenen dava dışı sigortalı … San. ve Tic. Ltd. Şti.’ye ait 2017 yılı Ticari defterlerinin açılış tasdikleri ile yıl sonunda yaptın İması gereken kapanış tasdiklerinin yasal süresinde TTK. Hükümlerine göre usulüne uygun yaptırılmış olduğu ve dava dışı sigortalı … San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin 2017 yılı ticari defterlerini TTK. hükümlerine göre usulüne uygun tutmasından dolayı dava dışı sigortaJı … San. ve Tic. Ltd. Şti’ııin 2017 yılı ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, dava dışı sigortalı … San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin davaya konu mal bedelini tahsil ettiği, davadışı … USA’dan herhangi bir alacağının bulunmadığı belirtilmiştir.
Davaya konu … İcra Müdürlüğü’nün 2017/… E. Sayılı dosya celp edilmiştir. Buna göre, Davacı …Ş., sigortalısına ait tünel fırın, aksesuar ve parçalarından oluşan emtianın 09.06.2017 tarihli konişmento tahtında üç ayrı konteynere yüklenerek … Gemisi ile İstanbul’dan Nevv York’a taşındığını; emtialar teslim alındığında, …-2 numaralı konteyner içindeki emtianın hasarlı olduğunun tespit edildiğini; eksperlerce yapılan incelemeler neticesinde hasarın, emtianın üstü açık konteyner ile taşınması sırasında üzerine bir konteyner konması veya konteyner elleçleme makinasının çarpması sonucu davalının sorumluluğunda meydana geldiğinin tespit edildiğini; davalının konişmentoyu düzenlediğini iddia ederek …. İcra Müdürlüğü’nün 2017/… E. Sayılı dosyasına borçlu/davalı tarafından yapılan haksız İtirazın iptali ile takibin devamının; haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet veren borçlu/davalı aleyhine % 20’den aşağı olmamak üzere İcra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce, uyuşmazlık noktaları olan; tarafların aktif ve pasif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı, sigorta sözleşmesinin geçerli olup olmadığı, geçerli bir sözleşme uyarınca ödemenin yapılıp yapılmadığı, hasara ilişkin süresinde ve geçerli bir ihbarın bulunup bulunmadığı ve hasarın deniz taşıması esnasında gerçekleşip gerçekleşmediği, hasarın hangi aşamada meydana geldiği, hasardan davalının sorumlu olup olmadığı ve hasarın miktarının tespitinin belirlenmesi yönünden usul ve yasa uygun bilirkişi raporu alınmış, taraflara usulünce tebliğ edilmiştir.
EXW teslim şekli, satıcının malları, kendi yerinde veya ismen belirlenmiş başkaca bir yerde (fabrika, depo, işyeri gibi) alıcının tasarrufuna bırakarak teslim etmesini ifade eder. EXW teslim şeklinde satıcı malları işletmesinde daha önce belirlenen tarihte alıcının emrine hazır tutarak alıcıya bildirir. Alıcı mallan işletmeden teslim alarak ihracı için gerekli belgeleri hazırlar; gümrük işlemlerini tamamlayarak mallan kendi ülkesine ithal eder. Malların işletmede teslim edilmesinden itibaren malla ilgili hasar alıcıya intikal eder.
Hasarın alıcıya geçmiş olması ile ifade edilmek istenen, taşıma sırasında meydana gelen hasardan satıcının hukuken etkilenmemesi ve eğer satış bedelini tahsil etmişse, iade etmekle yükümlü olmaması; tahsil etmemişse, bu alacağını kaybetmemesidir. Bununla birlikte Yargıtay bazı kararlarında, satıcının hukuki durumunda herhangi bir kötüleşme olmadığı hâlde, fiili duruma bakarak, satış bedeli henüz ödenmemiş ise satıcının da zarar görebileceğini kabul etmiştir. Ancak satıcının böyle bir durumda zarara uğramasının nedeni, borçlu alıcının hasarı hukuka aykın şekilde bahane ederek satıcının hukuken hak kazandığı alacağını ödemekten kaçınmasıdır. Dolayısıyla böyle bir durumda satıcının zarara uğramasının nedeni taşıma sırasında meydana gelen hasar değildir. Hukuken geçerli alacağın tahsil edilememesi rizikosu ise, mallann hasarlanması rizikosundan tamamen farklıdır. Kaldı ki dava konusu olayda alacağın dava dışı satıcı tarafından tahsil edilemediği iddia ve ispat edilmiş değildir. Dava konusu yüke İlişkin yarar ve hasarın dava dışı alıcıya geçmiş olması karşısında ve yapılan açıklamalar çerçevesinde dava dışı satıcının dava konusu yük üzerinde sigortalanabilir menfaati bulunduğu hususunun ispatlanamamış olduğu sonucuna varılmıştır.
Sigortacının, sigortalının haklarına TTK m. 1472 hükmü uyarınca kanunen halef olabilmesi için geçerli bir sigorta sözleşmesinin hükümlerine göre sigorta tazminatını ödemiş olması şarttır. Buna ek olarak zarar, sigorta sözleşmesinde öngörülen rizikonun gerçekleşmesi sonucunda meydana gelmiş olmalı ve sigorta himayesi kapsamında bulunmalıdır. Son olarak rizikonun gerçekleşmesi sonucunda meydana gelen zararlar için sigortalının üçüncü şahıslara karşı tazminat talep hakkına sahip olması gerekmektedir. Geçerli olmayan bir sigorta sözleşmesine müsteniden veya sigorta sözleşmesine göre sigorta himayesi kapsamında bulunmayan bir zarar için sigorta tazminatı ödendiği takdirde, koşulları gerçekleşmediğinden kanuni halefıyet söz konusu olmaz ise de, sigortacının zarar görenin zarar sorumlusuna karşı olan tazminat talep hakkını alacağın temliki hükümleri uyarınca temellük ederek TBK m. 183 hükmü uyarınca zarar sorumlusuna rücu etmesi mümkündür. Ancak olayda, aşağıda açıklanacağı üzere bu son durumun da söz konusu olmadığı görülmektedir. Sigortacının talep ettiği zarar, sigortalısına ait olduğu varsayılan zarardır. Dava konusu olayda ise sigortalı dava dışı satıcıdır ve açıklandığı üzere hasarın alıcıya geçmiş olması sebebiyle aslında zarara uğramamaktadır. Bu çerçevede sigortacının kanuni halefıyetinin sigorta sözleşmesine ilişkin koşulları dışındaki maddi hukuka ilişkin koşulu gerçekleşmemiştir. Bu nedenle dava dışı satıcının, davalıya karşı TBK m. 183 hükmü uyarınca davacı sigortacıya temlik edebileceği bir alacağı da bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle davacı …’nın kanuni halefıyete ya da alacağın temliki hükümlerine dayanarak davalıdan talepte bulunamayacağı anlaşılmaktadır.
Taşıyan, deniz yoluyla eşya taşıma taahhüdünde bulunan kişidir (TTK m. 1138/1). Dolayısıyla taşıyan sıfatını haiz olmak için taşımanın üstlenilmesi gerekli ve yeterlidir. “Taşıyan” kavramı bakımından belirleyici unsur, taşıma işinin gerçekleştirilmesi değil, bunun taahhüt edilmesidir. Dolayısıyla taşıyan, üstlendiği taşımayı bizzat icra edebileceği gibi, gemi işleten biri ile akdedeceği sözleşme aracılığıyla da ifa edebilir. Taşıma sözleşmesi herhangi bir şekle tâbi olmadığından, taşıma taahhüdünün mevcudiyeti ve taşıma sözleşmesinin kurulmuş olduğu çeşitli delillerle ortaya konabilir.
Dosyaya sunulan ve dava konusu taşımaya ilişkin olarak davalı tarafından düzenlenmiş olan … numaralı konişmento ile davalının yükleten olarak gösterildiği, dava dışı … tarafından düzenlenmiş olan … numaralı konişmentonun incelenmesinden, davalının dava konusu taşıma bakımından akdi taşıyan sıfatını haiz olduğu; dava konusu taşımanın deniz yoluyla gerçekleştirilen bölümünün fiilen dava dışı … tarafından icra edildiği; dolayısıyla dava dışı …’un dava konusu taşıma bakımından fiili taşıyan olduğu; akdi taşıyanın, fiili taşıyan ve onun adamlarının eylem ve ihmallerinden TTK m. 1191/1 uyarınca sorumlu bulunduğu sonucuna varılmıştır.
TTK m. 1185/1 uyarınca “zıya veya hasarın en geç eşyanın gönderilene teslimi sırasında taşıyana yazılı olarak bildirilmesi şarttır. Zıya veya hasar haricen belli değilse, bildirimin eşyanın gönderilene teslimi tarihinden itibaren aralıksız olarak hesaplanacak üç gün içinde gönderilmesi yeterlidir. İhbarnamede zıya veya hasarın neden ibaret olduğunun genel olarak belirtilmesi gereklidir.”
TTK m. 1185/2’de eşyanın incelenmesi tarafların katılımıyla mahkeme veya yetkili makam ya da bu husus için resmen atanmış uzmanlar tarafından yapılmışsa bildirime gerek olmadığı hüküm altına alınmıştır. Dosya içeriğinde hasarın TTK m. 1185/1’e uygun şekilde taşıyana ihbar edildiğine yahut TTK m. 1185/2’ye uygun olarak tarafların katılımıyla mahkemece inceleme yapıldığına dair bir belge ya da bilgi bulunmamaktadır.
TTK m. 1185/4 uyarınca “eşyanın zıya veya hasarı ne bildirilmiş ne de tespit ettirilmiş olursa, taşıyanın eşyayı denizde taşıma senedinde yazılı olduğu gibi teslim ettiği ve eğer eşyada bir zıya veya hasarın meydana geldiği belirlenirse, bu zararın taşıyanın sorumlu olmadığı bir sebepten ileri geldiği kabul olunur. Şu kadar ki, bu karinelerin aksi ispat olunabilir”. Dosyaya sunulan ekspertiz raporundan, dava konusu yük hasarının dava dışı alıcı tarafından fark edilmediği; dava dışı satıcının adamları demonte halde satılan emtiayı monte etmek üzere gittiklerinde hasarın fark edildiği anlaşılmaktadır. Ekspertiz raporunda hasar nedeni “muhtemelen nakliye sırasında üzerine bir konteyner konması veya konteyner elleçleme makinesinin çarpması sonucu meydana gelmiştir” şeklinde tahmini olarak açıklanmışsa da, bundan yola çıkarak zararın taşıyanın sorumlu olduğu bir sebeple meydana geldiği sonucuna varılması mümkün görünmemektedir. Açıklanan nedenlerle, davacının, TTK m. 1185/4 uyarınca üzerine düşen ispat yükünü yerine getiremediği ve meydana gelen yük hasarından davalının sorumlu tutulamayacağı kanaatine ulaşılmıştır.
Yerleşik Yargıtay İçtihatları göz önüne alınarak satıcı olan sigortalının mal bedelini alamaması yahut ikame mal göndermesi durumlarında hukuki menfaatinin devam ettiği anlaşıldığından sigortalı olan …’nin ticari defterlerinde inceleme yapılarak mal bedelini alıp alamadığı yahut ikame mal göndermek durumunda kalıp kalmadığı noktalarında mali müşavir bilirkişi vasıtasıyla bilirkişi raporu alınmış olup; Dava dışı sigortalı … San. ve Tic Ltd. Şti.’nin davaya konu mal bedelini tahsil ettiği, davadışı … USA’dan herhangi bir alacağının bulunmadığı tesbit olunmuştur.
Davacı sigortacının aktif husumet ehliyetine sahip bulunmadığı; davalının dava konusu taşıma bakımından taşıyan sıfatını ve bu sıfatla pasif husumet ehliyetini haiz olduğu; hasarın TTK m. 1185/1’e uygun şekilde taşıyana ihbar edildiğine yahut TTK m. 1185/2’ye uygun olarak tarafların katılımıyla mahkemece inceleme yapıldığına dair bir belge ya da bilgi bulunmadığından TTK m. 1185/4 uyarınca ispat yükünün yer değiştirdiği; TTK m. 1185/4 uyarınca ispat yükü taşıyandan talepte bulunana ait olduğundan ve hasarın taşıyanın sorumlu olduğu bir sebepten ileri geldiği hususu ispatlanamamış bulunduğundan, taşıyanın dava konusu hasardan sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı; Ancak öncelikli olarak dava şartı olan aktif husumet ehliyeti değerlendirildiğinde, mali müşavir bilirkişi raporunda dava dışı sigortalı … San. ve Tic Ltd. Şti ‘nin davadışı … USA’dan dava konusu mal bedelini tahsil ettiğinin tespit edildiği hususu dikkate alındığında, dava dışı sigortalı şirketin zarar görmediği, hasarın alıcıya geçmiş olması sebebiyle aslında zarara uğramadığı, dolayısıyla davacının dava dışı sigortalısının haklarına TTK m. 1472 uyarınca halef olduğundan söz edilemeyeceği kanaatiyle aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Davacının icra takibini kötü niyetli olarak açtığına dair somut delil bulunmaması sebebiyle davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiştir
HÜKÜM:
1-Açılan davanın aktif husumet yokluğundan REDDİNE,
2-Davalının kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince peşin alınan 238,38 TL den karar harcı olan 59,30 TL nin mahsubu ile fazla alınan 179,08 TL’nin kesinleşmeye müteakip talep halinde davacıya iadesine,
4-Davalı vekili için takdir edilen 4.080,00 TL red vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/03/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır