Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/467 E. 2021/244 K. 27.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO :2018/467 Esas
KARAR NO :2021/244
DAVA :Alacak (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :10/12/2018
KARAR TARİHİ :27/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 04.04.2018 tarihinde … bağlama limanına kayıtlı MA/ … … (IMO …) adlı geminin satışına yönelik satış sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmede geminin satış bedelinin 1.400.000 USD olarak belirlendiğini, davacı alıcının mülkiyetinde bulunan … IMO numaralı … isimli geminin 1.000.000 USD karşılığında davalı satıcıya devredileceğini, kalan bedel karşılığında 200.000 USD’lik taksitlerle sırasıyla 14.12.2018 keşide tarihli 200.000 USD bedelli ve 08.02.2019 keşide tarihli 200.000 USD bedelli çekler verildiğini, çeklerin 14.12.2018 ve 08.02.2019 tarihlerinde satıcıya-davalıya ödeneceğinin kararlaştırıldığını, sözleşme uyarınca davalı satıcı tarafından davaya konu geminin emniyetli olarak yüzer biçimde klas sertifika kurallarına uygun sörvey belgeli bir şekilde davacıya teslim edilmesi gerektiğini, geminin 6102 sayılı TTK 932. Maddesi uyarınca denize elverişli olma koşullarını sağlamasının yanı sıra fiziki durumu ve emniyeti açısından asgari evrensel standartlara sahip olması gerektiği hususunda, geçerli bir klas sertifikasına sahip veya bu sertifikayı alabilecek niteliği haiz durumda bulunması gerektiği hususunda tereddüt bulunmadığını, klas sertifikalarının alınabilmesi için gemilerin tekne ve güverte donanımlarının makine donanımlarının, elektrik donanımlarının ve otomasyon sistemlerinin hasar ve aksaklık denetimine tabi tutulması gerektiğini, satış sözleşmesi uyarınca davacı tarafından davalıya verilen geminin klas sertifika kurallarına uygun, sörvey belgeli, hasarsız ve yüzer bir şekilde teslim edilmesine rağmen, 04.04.2018 tarihli satış sözleşmesi ile davacıya satılan … … adlı geminin ağır hasarlı ayıplı olduğunu, davalı tarafça kullanıma müsait olmayan ağır hasarlı ayıplı klas sertifika süresi geçmiş sefere çıkamaz durumda olan bir geminin davacıyı kandırılarak ve dolandırılarak davalı tarafından satıldığını, 04.04.2018 tarihinde Samsun Limanında davacı tarafından tesellüm edilen MA/ … … adlı geminin klas serti Akalarının süresinin 06.02.2018 tarihinde dolduğunu, gövde, güverte, makine ve elektrik donanımlarının fiziki koşullarının güvenli sayılamayacağı bu itibarla sözleşmede kararlaştırıldığı üzere emniyetli olarak yüzer biçimde alıcıya teslim edilmediğini, davaya konu edilen gemi üzerinde … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018 / … Değişik İş dosyası ile 1.473.634,00 TL zorunlu harcama yapıldığının tespit edildiğini, davalı tarafından ayıplı ve ağır hasarlı satılan gemiye davacı tarafından faturalı 453.607 USD, 7.000 EURO ve 196.752,00 TL zorunlu masraf edildiğini, geminin bakımı için tersanede kaldığı süre boyunca Nisan 2018 ve Mayıs 2018 tarihlerine ait 43.593,00 USD gemi personel gideri ödemek zorunda kalındığını, geminin Nisan 2018 ayındaki aylık ortalama 6 seferden doğan 65.000 x 6 = 390.000 USD, 2018 Mayıs ayındaki ortalama 6 seferden doğan 75.000 x 6 = 450.000 USD kaybının olduğunu, satıcı taahhütnamesinde belirtilen gemi hakkında teslim tarihinden öncesi için yapılmış olan iddialar varsa bu iddiaların sonuçlarını tazmin etmeyi taahhüt ederim şeklindeki kayıtsız ve şartsız davalı taahhüdü 04.04.2018 tarihli satış sözleşmesinin 4. Maddesinde geminin emniyetli bir şekilde ve yüzer şekilde olacağına dair yazılı maddeler doğrultusunda zararların tazmini için davalıya … Noterliği’nin 08.06.2018 tarihli … yevmiye no.lu ihtarnamesinin keşide edildiğini, davalı tarafından davacının hiçbir zararının tazmin edilmediğini, davalıya verilmiş olan … IMO numaralı … gemisinin davalı tarafından satıldığını, davalının işbu satış işleminin davacıyı mağdur ettiğini belirterek, fazlaya ilişkin haklan saklı kalmak kaydı ile, İhtiyat-i tedbir taleplerinin kabulünü, 14.12.2018 keşide tarihli Trabzon keşide yeri … ‘a ait 200.000 USD bedelli ve 08.02.2019 keşide tarihli Trabzon keşide yeri … ‘a ait 200.000 USD bedelli çekler üzerine ödemeden men yasağı konulmasını, deniz ticaret kanunu, borçlar kanunu ve TTK mevzuatı kapsamında ayıplı- ağır hasarlı satılan gemiden doğan her türlü menfî ve müspet zararlarının ayrı ayrı tespiti ile ticari faizleriyle birlikte davalıdan tahsilini, ücret-i vekalet ve yargılama giderlerinin davalı tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili tarihli cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinin HMK 119 da zorunlu unsurları içermediğinden iptaline karar verilmesi gerektiğini, 119. Maddesi gereğince zorunlu unsurları ihtiva etmediğinden dava dilekçesinin iptali gerektiğini, davacının yabancılık teminatı yatırmadığından davanın dava şartı yokluğundan red edilmesi gerektiğini, davacının satış sözleşmesinden 4 ay sonra davalı gıyabında tek taraflı beyana dayalı ve halen taraflarına tebliğ edilmeyen tamamen davacı tarafından dosyaya sunulan CD, fotoğraf üzerinden yaptırdığı tespit işleminin hukuki değeri bulunmadığını, delil olarak kullanılmasının mümkün olmadığını, davacının … … isimli geminin ayıplı, ağır hasarlı, sefere çıkamaz durumda satıldığı iddiasının tamamen satıştan kaynaklı bakiye borcun ödememek için ortaya atılan kötü niyetli isnat olduğunu, davacının kendisi de armatör ve tacir olan muhatap şirketlerce 01.04.2018 – 04.04.2018 tarihleri arasında Samsun Limanında teknik muayeneye tabi tutularak teslim tarihindeki mevcut haliyle görülerek, bilinerek ve kabul edilerek satın alındığını, geminin yapılan detaylı uzman incelemesi sonucunda 04.04.2018 tarihinde saat 16:30 da varılan anlaşma ve imzalanan evrak ile birlikte aynı tarihte alıcı firma olan …yetkilisine teslim edildiğini, gemide ağır hasar veya ayıp mevcut olmadığı gibi tacir olan davacı tarafından TTK uyarınca süresinde yapılmış bir ayıp ihbarının olmadığını, davalının sözleşmeden kaynaklı üzerine düşen tüm yükümlülüğü yerine getirdiğini, davacının sözleşmeye uyarak çek bedellerini ödeyeceği inancıyla davalının gemiyi teslim ettiğini, … … isimli gemide ayıp, ağır hasar, sefere çıkamaz durumda olduğu iddiasının kendisinin de armatör olan yıllardır deniz ticareti ve gemi taşımacılığı yapan davacıya dava dilekçesinde belirtilen şekilde kandırılarak, dolandırılarak satılmış olduğu iddialarının gerçekliğinin bulunmadığını, dava konusu geminin davacıya sözleşme hükümlerin uygun mevcut haliyle emniyetli yüzer şekilde 04.04.2018 tarihinde teslim edildiğini, satış anlaması madde 6’da belirtildiği üzere teslimatta havuzlama yapılmayacağını, teslim tarihinden daha sonraki havuzlamalarda tespit edilen hasarlardan satıcının hiçbir sorumluluğu yoktur ibaresinin mevcut olduğunu, satış anlaşmasının eki olan madde 19 alıcı … Sa’ya satış öncesi geminin mevcut klas sertifikalarının yenilebilmesi için havuzlanması mecburiyeti konusunda bilgi verdiğini, alıcının gemiyi bu hali ile satın aldığını, satış sözleşmesine ekli 04.04.2018 tarihli … … gemisi teslim tesellüm tutanağında, geminin mevcut haliyle teslim ve tesellüm edildiğinin kabul ve müzakere edilemez olduğunun açıkça belirtildiğini, davacının gemiye yapmış olduğunu iddia ettiği zaruri masrafları davalıdan talep edebilmesinin hiçbir sözleşmesel ve hukuki dayanağı olmadığını, davacının gemiyi satın alırken mevcut haliyle satın aldığını, geminin klas sertifikasının yenilenmesi gerektiği klas sertifikasının yenilenmesi için havuzlama işlemi yapması gerektiğini, teslimatta havuzlama yapılamayacağım, havuzlamalarda tespit edilen hasar ve masraflardan da satıcının sorumlu olmadığını kabul ederek gemiyi teslim anındaki mevcut haliyle satın aldığı sözleşmede açıkça sabit olduğunu, MA/ … … gemisinin 04.04.2018 tarihli satış anlaşmasının 8 nolu maddesi gereğince biz satıcı … geminin tüm borç, haciz ve ipoteklerden azade ve ari olduğunu alıcı … ne taahhüt ederiz, şeklinde olduğunu, gemi hakkında teslim tarihinden öncesi için yapılmış olan iddialar varsa, bu iddiaların sonuçlarını tazmin etmeyi taahhüt ederiz şeklinde olduğunu, zaten taahhütname de belirtilen satış anlaşmasının 8 numaralı maddesinin aynen “satıcı gemiyi teslim anında haciz ve borçlarından temizlenmiş olarak teslim edecektir. Gemi hakkında teslim tarihinden öncesi için yapılmış olan iddialar varsa bu iddiaların sonuçlarını tazmin etmeyi taahhüt ederiz.” şeklinde olduğunu, geminin üzerinde herhangi bir haciz veya borç var mıdır, dolayısıyla davalının bir sorumluluğunun olmadığını, davacının peşinat olarak verilen … isimli geminin satış sözleşmesinden hemen sonra satıldığını İddia ettiğini, davacının yakışıksız ve mesnetsiz iddialarından birisi olduğunu, ayıp iddiasını kabul anlamına gelmemek kaydıyla tacir olan davacının sözleşme ve borç ifa ederken basiretli tacir olarak davranmak zorunda olduğunu, süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunmadığım belirterek, usule ilişkin itirazlarının kabulü ile davanın usulden reddini, esasa girilecek olursa cevap dilekçesinde izah edildiği üzere davanm reddini, ücret-i vekalet ve yargılama giderlerinin davacı tahmiline karar verilmesini arz ve talep ettikleri görülmüştür.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporuna özetle; Dosya üzerinde yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda, yukarıda ayrıntıları açıklanana gerekçelerle, dava konusu gemi satışına ilişkin sözleşmede bulunan kayıtların sorumsuzluk kaydı olarak değerlendirilebileceği ve geçerli kabul edilebileceği, davacının geminin teslimi sırasında halihazırdaki durumundan haberdar olduğunun kabul edilmesinin gerektiği, sözleşmede kararlaştırılan edimler arasındaki dengenin de bu kanaati güçlendirdiği, davacının teslimden ve tamirlerinden başlamasından iki ay sonra yaptığı ayıp ihbarının işlerin olağan akışına göre süresinde yapılan bir ayıp ihbarı olarak değerlendirilemeyeceği, gemide tespit edilen ayıplar teknik yönden gizli ayıp olarak değerlendirilmediğinden davalının bu ayıplardan sorumlu tutulamayacağı, geminin klasının yenilenmesi gereğinin sözleşme ile hüküm altına alınmış olduğu, davacının davalıyı gemi için yaptığı harcamalardan sorumlu tutamayacağı kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Dava konusunun … isimli geminin ağır hasarlı, ayıplı kabul edilip edilemeyeceği, kabul edilmesi durumunda davacının kandırılma ve dolandırılma iddiasına göre talep edebileceği tazminat miktarının ne olacağı hususları olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama ve dosya kapsamı, deliller ile uyumlu olması nedeniyle içeriğine itibar edilen bilirkişi raporu birlikte incelenip değerlendirildiğinde;
04/04/2018 tarihli Satış Anlaşması, aynı tarihli Teslim-Tesellüm Tutanağı ,”Liman Çıkış Belgeleri”, “Klas Sertifikası”, “Bilirkişi Tespit Raporu” ve taraf anlatımları birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında davalının mülkiyetinde bulunan … … (IMO …) isimli geminin, 400.000 USD’si 2 taksit halinde nakdi ödeme ile ve kalan kısmı davalının mülkiyetinde olan bir geminin (… isimli, … IMO numaralı) 1.000.000 USD bedele karşılık gelmek üzere verilerek, toplam 1.400.000 USD bedel mukabilinde davacıya satışına yönelik satış sözleşmesi akdedildiği anlaşılmaktadır. Davacının, … isimli kendi gemisinin satış devrini yaptığı ve gemisini davalıya teslim ettiği; davalının da … … isimli kendi gemisinin satış ve devir işlemlerini yaparak gemisini davacıya teslim ettiği anlaşılmaktadır. … … isimli geminin son seferini 05/01/2018 tarihinde Rusya/Novorossiysk limanından Türkiye/Samsun Limanına yaptığı; burada “Trayler-Taşıma Amaçlı” cinsi yükünü tahliye ettiği; 04/04/2018 tarihinde satış ve devir işlemleri yapıldıktan sonra da, Samsun Liman Başkanlığı’ndan alman izinle İstanbul/Tuzla’ya gitmek üzere 14/04/2018 tarihinde liman çıkış izni aldığı anlaşılmaktadır.
04/04/2018 tarihli Satış anlaşmasının ilgili maddelerine göz atıldığında; Teslimatta Gemilerin Durumu başlıklı 4. Maddeye göre; Satıcı, gemileri teslim ettiği anda gemiler emniyetli bir şekilde yüzer şekilde olacak ve mevcut halleriyle teslim edilecektir,. Anlaşmanın imzalandığı tarihten teslim tarihine kadar geçen sürede gemilerde sefer yapılmasından dolayı meydana gelebilecek normal aşınma, yıpranma ve hasarlar alıcı tarafından kabul edilmiştir. Teslim anında gemide bulunması zorunlu tüm ulusal, uluslararası sertifikalar ve klas sertifikaları gemiye ait plan, proje ve dokümanlar Alıcıya teslim edilecektir. Havuzlama başlıklı 6. Maddeye göre; Teslimatta havuzlama yapılmayacaktır. Teslim tarihinden daha sonraki havuzlamalarda tespit edilen hasarlardan Satıcının hiçbir sorumluluğu yoktur. Madde 17. Satıcının Alıcıya sunacağı belgeler düzenlenmiştir. Madde 19 ‘a göre … LTD, Alıcı … SA. ‘ya satış öncesi geminin mevcut klas sertifikalarının yenilenebilmesi için havuzlanması mecburiyeti konusunda bilgi vermiş olup, alıcı gemiyi bu haliyle satın almıştır. Teslim-tesellüm tutanağına göre ; Burada bugün; TANZANYA bayrağına kayıtlı, … IMO numaralı “… …” gemisinin Satıcı “… LTD” tarafından Alıcı ” … SA ” firmasına 04.04.2018 tarihli Satış Anlaşmasına göre teslim ve tesellüm edildiği teyid ve kabul olunur. Bu tutanağa göre dava konusu geminin Satıcı ” … LTD” tarafından Alıcı “… SA “e mezkur Satış Anlaşmasına göre mevcut haliyle teslim ve tesellüm edildiğini gösterir.
Şartları göz önüne alındığında, alıcı davacının, gemiyi görerek ve durumunu bilerek satın aldığı; klas sertifikasının geçerlik süresinin gemiyi teslim aldığı tarihten önce dolduğunu sertifikasından gördüğü; sertifikasının yenilenmesi için geminin havuzlanması gerekeceğinin kendisine bildirildiği anlaşılmaktadır. Gemi, davalının mülkiyetinde iken son seferi olan Rusya/Novorossiysk -Türkiye/Samsun yolculuğunu ve keza davacı tarafından satın alındıktan sonra Samsun – İstanbul/Tuzla yolculuğunu yapmış ve Tuzla’da tersaneye girmiştir. Gemilerin tersaneye tamir maksatlı boş olarak gitmelerine izin verilebilmektedir. Samsun Liman Başkanlığı tarafından 14.04.2018 tarihinde düzenlenen belge ile “… …” isimli geminin Samsun Limanından Tuzla Limanına gitmesine izin verilmiştir.
Öte yandan geminin pek çok aksamının bakım/onarım ve yenilenme ihtiyacı içinde bulunduğu ve bu işlerin davacı tarafından gemi satın alındıktan sonra yapıldığı da bellidir. Bu durumda, gemiyi görerek ve o günkü durumunu bilerek satın almış olan davacının, süresi dolmuş sertifikalann yenilenebilmesi için gemiye yapacağı tamirat ve yenileme işleri ve bunların maliyetini önceden öngördüğü ve satın almayı düşündüğü gemiye vereceği bedeli buna göre belirlemiş olduğunun kabulü gerekeceği anlaşılmıştır.
Ayrıca satışı yapılan … … isimli geminin, satış tarihindeki makul değerinin ne olabileceği hususunda da bir değerlendirme yapmak gerekirse; … … isimli geminin satışı için 1.400.000 USD değer biçildiği; bu değerin 400.000 USD’si nakit ödeme ile kalan 1.000.000 USD’si ise yine özellikleri yukarıda VII (b) maddesinde yazılı olan … isimli geminin takas edilmesi suretiyle ödeneceği kararlaştırılmıştır. Yani her ikisi de gemi donatanı ve tacir olan taraflar, 1974 yılı yapımı ve 3388 DWT’luk bir yük gemisi olan … gemisine kendi aralarında 1.000.000 USD değer biçmişler; daha sonra da 1980 yılı yapımı ve 3734 DWT’luk bir yük gemisi olan … … gemisi için de 1.400.000 USD değer tespit etmişlerdir. Her iki geminin yapım yılları ve özellikleri mukayeseli olarak karşılaştırıldığında ve gemilere biçilen bedeller değerlendirildiğinde, … … isimli gemi için tarafların aralarında müştereken belirledikleri değerin makul olduğu anlaşılmaktadır.
Gemiye İstanbul – Tuzla’da yapılan bakım onarım ve yenileme ihtiyacını, bir başka anlatımla, geminin satın alındığı tarihteki mevcut durumunu, önceden tespit edilemeyecek ve gizli ayıp niteliğindeki eksiklik ve ayıplar olarak değerlendirmek mümkün değildir. Zira, kendisinin de bir gemi sahibi olduğu anlaşılan davacının, satın almadan önce gemiyi bütünüyle muayene etmiş/ettirmiş olduğunun kabulü gerekeceği gibi, bu muayenelerde geminin sonradan bakım onarım ihtiyacı gerektiren durumunu da tespit etmiş olması kendisinden beklenecektir.
Satış Sözleşmesinde Ayıptan Kaynaklanan Sorumluluğa İlişkin Değerlendirme; Taraflar arasındaki gemilerin satışına ilişkin sözleşme TBK m. 207 vd. hükümlerine tabidir. (Her ne kadar iki geminin mülkiyetlerinin karşılıklı değişimi söz konusu olsa da mülkiyet haricinde bir ödemenin yapılmasının kararlaştırılması bu hükümlerin uygulanabileceğini göstermektedir.) Davalının satılan malın ayıplarından kaynaklanan sorumluluğu ve sorumluluğunun kaldırılmasına İlişkin sözleşme kayıtlarının TBK hükümleri çerçevesinde belirlenmesi gereklidir. Ayıp, satılan malda ortaya çıkan ve alıcının o maldan tümüyle veya gerektiği gibi yararlanmasını engelleyen eksiklikler ve bozukluklardır. TBK m. 219 gereğince satıcı, satılan mala ilişkin taahhüt ettiği özelliklerin bulunmamasından sorumlu olduğu gibi, böyle bir taahhütte bulunmasa dahi niteliği gereği o malda kullanım amacı bakımından bulunması gereken niteliklerin eksikliğinden de sorumlu tutulur. Satıcının ayıptan sorumlu tutulması için aranması gereken bazı maddi ve şekli şartlar bulunmaktadır. Bu şartlar, satılanın taahhüt edilen ve gereken niteliklere sahip olmaması, ayıbın hasar ve yararın geçmesinden önce satılan malda bulunması, sorumsuzluk anlaşması yapılmamış olması ve ayıbın alıcı tarafından önceden bilinen bir ayıp olmaması (gizli ayıp)dır. Satıcının ayıptan kaynaklanan sorumluluğunun kaldırılmasına ilişkin sorumsuzluk anlaşması satıcı satılan malı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise geçerli olmaz. Satıcının hilesi halinde de sorumsuzluk anlaşması geçersiz olur. Sözleşmenin 19. maddesinde yer alan ” … LTD, Alıcı … SA.’ya satış öncesi geminin mevcut klas sertifikalarının yenilenebilmesi için havuzlanması mecburiyeti konusunda bilgi vermiş olup, Alıcı gemiyi bu haliyle satın almıştır.” kaydı geminin klas sertifikasına sahip olması gerekmediğine ilişkin bir sorumsuzluk kaydı olarak değerlendirilebilir; zira bu kayıtla alıcı geminin normal şartlarda beklenen ve teslim edilmesi gereken belgeler listesinde yer alan klas sertifikasına sahip olması gereğinin bulunmadığını kabul etmiş ve satıcıyı bu sorumluluktan kurtarmıştır. Buna göre, anılan sorumsuzluk kaydının geçerli olduğu ve geminin klas sertifikasının bulunmamasından davalının sorumlu tutulamayacağı kabul edilmelidir. Burada geminin klaslı bulunup bulunmadığının satıcının verdiği bilgiler dışında birçok elektronik kaynaktan öğrenilebilir nitelikte olduğu da göz önünde bulundurulmalıdır. Taraflar arasındaki satış sözleşmesinde gemilerin “emniyetli bir şekilde yüzer şekilde olacak ve mevcut halleriyle” teslim edileceği kararlaştırılmıştır. Sözleşmenin bu hükmünden ilk olarak çıkarılan sonuç teslim sırasında yüzer şekilde olması gerektiği, diğer bir anlatımla yüzme kabiliyetini haiz olması gerektiğidir. Bu şart esasen geminin anılan niteliği haiz olmaması durumunda satıcının bundan kaynaklanan zararlardan sorumlu olmasını gerektirmekle birlikte, TBK m. 222 f.l gereğince, satıcı satış sözleşmesinin kurulduğu sırada alıcı tarafından bilinen ayıplardan sorumlu tutulamayacağından dava konusu satış ilişkisinde davacı alıcının geminin teslimi sırasındaki elverişsizlik halinden haberdar olup olmadığı tespit edilmelidir. Davalı geminin 01.04.2018- 04.04.2018 tarihleri arasında Samsun Limanı’nda alıcı tarafça teknik muayeneden geçirildiğini ve geminin durumundan haberdar olduğunu ileri sürmüştür. Geminin teslimi sırasında havuzlanmayacak olduğu ise Sözleşme’nin 6. maddesinde kabul olunmuştur. Öte yandan Sözleşme’de yer alan “as is where İs basis” kaydı da satılan şeyin her ne durumda olursa olsun, tüm ayıpları ile satın alındığı anlamına gelmektedir. Bu kaydın da bir sorumsuzluk kaydı olarak değerlendirilmesi mümkündür. Teknik değerlendirmede gemilerin satış bedelleri karşılaştırılmış ve dava konusu … … gemisi için belirlenen bedelin makul olduğu sonucuna varılmıştır. Diğer bir anlatımla, gemi için belirlenen değer geminin halihazırdaki durumuna göre makul bir değer olarak kabul edilmiştir. Buna göre, tarafların basiretli davranma yükümlülüğü de dikkate alındığında gemilerin mevcut hallerine göre satış bedellerini belirledikleri, satıcının ağır kusurunun veya alıcıyı dolandırma gibi bir kastının tespit edilemediği, teslim öncesinde geminin mevcut halinden alıcının haberdar sayılabileceği kanaati oluşmaktadır. Öte yandan geminin teslim sonrasında Samsun- İstanbul seferi yapmış olması da ağır hasarlı olmadığı ve yüzer halde olduğunu ortaya koymaktadır. Buna göre, geminin teslim sırasındaki halinden haberdar olan alıcının TBK m. 219 vd. hükümlerine göre ayıptan sorumlu tutulması mümkün değildir. Satıcının ayıptan kaynaklanan sorumluluğunun söz konusu olması için gerçekleşmesi gereken şekli şartlar gözden geçirme ve ayıbın bildirimi sürelerine uyulmuş olmasıdır. TBK m. 223 f.l’de bu husus satılanın durumunu “işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz gözden geçirmek” ve “ayıp görürse” yine bu sürede satıcıya bildirmek ifadeleriyle düzenlenmiştir. Hükmün ikinci fıkrası uyarınca alıcı inceleme ve bildirim yükümlülüklerini uygun sürede yerine getirmezse malı ayıplı haliyle kabul etmiş sayılır; diğer bir anlatımla artık satıcıya karşı ayıptan kaynaklanan sorumluluk ileri sürülemez. 14.04.2018 tarihinde düzenlenen Liman Çıkış Belgesi’nden “… …” isimli geminin teslimin gerçekleştiği Samsun Limanından Tuzla Limanına gitmesine izin verildiği anlaşılmaktadır. Gemideki ayıba ilişkin ihtarname ise … Noterliği’nin 08.06.2018 tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesidir. Dosyaya sunulan tamir masraflarına ilişkin faturalardan İse davacının Nisan 2018 itibariyle gemideki eksikliklerin tamamlanması için işlemler yaptırmaya başlamış olduğu görülmektedir. Bu durumda gemideki eksiklikleri teslim ile belirlemiş olan bulunmuş olması işlerin olağan akışına göre uygun sürede yapılmış bir ihbar olarak değerlendirilemeyecek, alıcı gemiyi ayıplarıyla kabul etmiş sayılacaktır.
Usul ve yasaya uygun alınmış bilirkişi raporu doğrultusunda yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda, açıklanan gerekçelerle, dava konusu gemi satışına ilişkin sözleşmede bulunan kayıtların sorumsuzluk kaydı olarak değerlendirilebileceği ve geçerli kabul edilebileceği, davacının geminin teslimi sırasında halihazırdaki durumundan haberdar olduğunun kabul edilmesinin gerektiği, sözleşmede kararlaştırılan edimler arasındaki dengenin de bu kanaati güçlendirdiği, davacının teslimden ve tamirlerinden başlamasından iki ay sonra yaptığı ayıp ihbarının işlerin olağan akışına göre süresinde yapılan bir ayıp ihbarı olarak değerlendirilemeyeceği, gemide tespit edilen ayıplar teknik yönden gizli ayıp olarak değerlendirilmediğinden davalının bu ayıplardan sorumlu tutulamayacağı, geminin klasının yenilenmesi gereğinin sözleşme ile hüküm altına alınmış olduğu, davacının davalıyı gemi için yaptığı harcamalardan sorumlu tutamayacağı kanaatine varıldığından haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince peşin alınan 170,78 TL den karar harcı olan 59,30 TL nin mahsubu ile fazla alınan 111,48 TL’nin kesinleşmeye müteakip talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı vekili için takdir edilen 1.500,00 TL red vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.27/05/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır