Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/465 E. 2019/276 K. 14.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO :2018/465
KARAR NO :2019/276
DAVA :İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :29/11/2016
KARAR TARİHİ :14/06/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin sigortacılık işi ile iştigal eden şirketlerden biri olduğunu, müvekkili tarafından … Paz. San ve Tic. A.Ş’ye ait emtianın taşıma sırasında oluşabilecek rizikolara karşı 24/12/2013 tarihli nakliyat emtia sigorta poliçesi ile teminat altına alındığını, müvekkilinin sigortalısına ait mandalina emtiasını 5 konteynere yüklenerek Mersin Limanı/Türkiye’den …/İngiltere’ye … gemisi ile taşındığını, taşıma neticesinde emtianın yapılan kontrolünde ürünlerin bir kısmında lekelenme, kararma ve kısmen çürüme tespit edildiğini ve alıcı tarafından müvekkilinin ortağına haber verildiğini, meydana gelen hasarın 19/04/2014 tarihli ekspertiz raporu ile tespit edildiğini, müvekkili sigortalısı tarafından meydana gelen hasarın davalıya bildirildiğini, hasar nedeniyle uğramış oldukları zarar ve ziyan dolayısıyla rücu edeceklerini ihtar edildiğini, borçlu aleyhine … İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyası ile başlatılan takibe … Denizcilik A.Ş. vekilleri tarafından itiraz edildiğini, takibin durduğunu belirterek … İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamını, haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet veren borçlu/davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;İtirazın iptali davasının temelini oluşturan … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına 21/10/2014 tarihinde itiraz edildiğini, davacı tarafından icra dosyasında 13/03/2015 ve 27/05/2015 tarihinde açık şekilde borçlu tarafından 21/10/2014 tarihinde dosyaya itiraz dilekçesi sunulduğunu ikrar ettiğini, itiraza bağlı olarak duran icra dosyasında bazı işlemler yapmaya çalıştığını, işbu davanın 1 yıllık hak düşürücü sürede açılmadığının tespiti ile davanın reddi gerektiğini, dava konusu taşımaya ilişkin ortaya çıkabilecek tüm ihtilaflar bakımından Londra’daki İngiliz Yüksek Mahkemelerinin yetkili olduğunu, uygulanacak hukukun İngiliz Hukuku olarak tayin edildiğini, yetkisiz mahkemede açılmış olan davanın reddini talep ettiğini, davanın aktif ve pasif husumet yokluğundan reddi gerekmekte olduğunu, davacı tarafın davasını … A/S’ye izafeten … Denizcilik Acenteliği A.Ş. olarak ikame ettiğini, adına izafeten dava açılan asil davacının işbu taşıma ile ilgisinin açıklanmadığını, malları satımının CIF usulüne göre yapıldığı için hasar ödemesinin doğru tarafa yapılmadığını, müvekkilinin aleyhine icra takibine konu edilmiş olan hasarların varlığının sabit olmadığını, varlığı sabit olmayan hasarlara ilişkin olarak davacı sigorta şirketi tarafından yapılmış olan ödemeler neticesinde kazanılan halefiyet hakkının taraflarına yapılmasının mümkün olmadığını, halefiyet hakkına sahip olunmadan yapılan ödemelere dayalı davanın esastan reddi gerektiğini belirterek davanın 1 yıllık hak düşürücü süreden sonra açılmış olması nedeniyle davanın reddini, müvekkili yönünden yetki itirazı doğrultusunda İngiliz Hukuk ve Londra Yüksek Mahkemesinin yetki şartı sebebiyle dava dilekçesinin reddini, aksi halde haksız davanın aktif husumet yokluğundan reddini, davanın esastan reddini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin … E.sayılı dosyasında mahkememizin milletlerarası yetkisi bulunmadığından dava dilekçesinin yetki yönünden reddine karar verildiği, 26/01/2018 tarihli İstinaf başvurusu dilekçesi üzerine dosyanın 07/03/2018 tarihinde İstinaf Bölge Adliye Mahkemesine gönderildiği, … Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 30/11/2018 tarihli … E. … K.sayılı ilamında “Somut olayda, kendisine acente sıfatıyla ve izafeten dava yöneltilen … vekili, dava konusu taşıma işine aracılık etmediğini, bu taşımayla ilgili acentelik sıfatı bulunmadığını savunmuştur. Bu durumda öncelikle, davada taraf teşkilinin sağlanması açısından bu itiraz üzerinde durulmalıdır. Mahkemece yapılması gereken iş, öncelikle ön sorunlar hakkındaki hükümlere göre, davacıya davalının acente sıfatının bulunduğuna dair delillerinin sunulmasının istenmesi, acentelik sıfatı kanıtlanamaz ise davalı asile dava dilekçesi tebliğ edilip, taraf teşkili sağlandıktan sonra yargılamaya devam edilmesidir. Davada taraf teşkili usulüne uygun olarak sağlanmadan ve bu konuda davanın görülebilmesine ilişkin şartlar tamamlanmadan yetkisizlik kararı verilmiş olmakla, ilk derece mahkemesi kararında dava şartlarına aykırılık nedeniyle HMK 353/1.a.4. maddesi gereğince kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine” dair karar verildiği ve dosyanın mahkememizin 2018/465 Esas sayısına kaydının yapıldığı anlaşıldı.
… Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 30/11/2018 tarihli … E. … K.sayılı ilamının tebliğinden sonra bizzat davalı asil tarafından dosyaya vekaletname sunulmuş, taraf teşkili sağlanmış ve davalı asil vekilince cevap dilekçesi sunulduğu ve milletlerarası yetki itirazında bulunulduğu görülmüştür.
Mahkememizin uluslar arası yetkisine yönelik yapılan itirazın değerlendirilmesinde; taraflar arasında yabancılık unsuru taşıyan borç ilişkisi mevcut olduğu, MÖHK. nun 47. maddesi gereğince “yer itibariyle yetkinin kamu düzeni veya münhasır yetki esasına göre tayin edilmediği hallerde, taraflar aralarındaki yabancılık unsuru taşıyan ve borç ilişkilerinden doğan uyuşmazlığın, yabancı bir devlet mahkemesinde görülmesi konusunda anlaşabilirler” denilmektedir.
MÖHUK 47. madde hükmüne göre yer itibariyle yetkinin münhasır yetki esasına göre tayin edilmediği hallerde, taraflar arasında yabancılık unsuru taşıyan ve borç ilişkisinden doğan uyuşmazlığın yabancı bir devlet mahkemesinde görülmesi konusunda anlaşmaları mümkündür. Yetki şartı taraflar arasındaki ilişkiyi düzenleyen sözleşmeye ayrı bir madde olarak konabileceği gibi ayrı bir sözleşme olarak da düzenlenebilir.
MÖHUK 47. madde hükmüne göre yetki şartının geçerli olması için uyuşmazlığın yabancılık unsuru taşıması, Türk mahkemelerinin yetkisinin münhasır yetki esasına göre düzenlenmemiş olması, uyuşmazlığın borç ilişkisinden doğması gerekir.
Dava konusu olayda, davacı sigorta şirketinin TTK 1361 md. gereğince, sigortalısına halefiyet hükümlerine göre yapmış bulunduğu taşımada oluşan zararı tazminine ilişkin ödemenin, davalı taşıyandan rücuen tazminini talep etmektedir. Halefiyet kuralı gereği, davacı sigorta şirketi sigortalısının tabi olduğu hükümlere göre, sigortalısının, zarara sebebiyet veren taşıyıcıya karşı açacağı davayı nerede açacaktı ise, sorumlusuna karşı sigorta şirketi de aynı yer mahkemesinde açmak zorundadır.
Dava konusu konşimentonun ön yüzündeki kayıtta açıkça güncel … Konişmentosuna atıf yapılmış, davalı tarafça tercümeleri sunulan Karma Taşıma Konişmentosunun 26. Maddesinde Amerika Birleşik Devletleri’ ne / Devletleri’ nden veya başka yere yapılan taşımalarda, taşımanın Amerika Birleşik Devletleri New York Güney Bölgesi Federal Mahkemesi’ nin tüm uyuşmazlıkları görüşmek üzere münhasır yetkili olduğu, diğer tüm durumlarda konişmentonun İngiliz Hukukuna tabi olup buradan kaynaklanan tüm uyuşmazlıklarda başka ülke mahkemesinin yetkisi bertaraf edilmek suretiyle Londra’ daki İngiliz Yüksek Mahkemesi’ nin yetkili olacağı kararlaştırılmıştır. Bu şart ile yabancı bir mahkemeye yetki verilmiş olduğu kararlaştırılmıştır. Taraflar arasındaki bu sözleşme, yabancı mahkemeye yetki veren, usul hukukuna ait yabancı unsurlu bir sözleşmedir. Mahkememizce saptanması gereken husus, taraflar arasındaki yetki anlaşmasının MÖHUK 47. maddedeki geçerlilik şartına uygun olup olmadığı ve bu suretle mahkememizin yetkili olup olmadığı hususudur.
Taşıma hukukuna ilişkin düzenlemeler dava konusu olayda davacı sigorta şirketini de bağlamaktadır. Davamızda uyuşmazlığın yabancılık unsuru taşıdığı, dava konusunun Türk Mahkemelerinin yetkisinin münhasır yetki esasına göre düzenlenmiş bir konuya ilişkin olmadığı, uyuşmazlığın borç ilişkisinden doğduğu açıktır.
Açıklanan nedenler ile davalı yanın süresinde yapmış olduğu uygulanacak hukuk ve mahkememizin uluslararası yetkisine yönelik itirazının kabulü ile mahkememizin yetkisizliğine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Mahkememizin milletlerarası yetkisi bulunmadığı anlaşıldığından dava dilekçesinin yetki yönünden REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince peşin alınan 703,00 TL den karar harcı olan 44,40 TL nin mahsubu ile fazla alınan 658,60 TL’nin kesinleşmeye müteakip talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı herhangibir yargılama gideri yapmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4- Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı vekili için takdir edilen 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/06/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır