Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/42 E. 2018/41 K. 14.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)
ESAS NO :2018/42 Esas
KARAR NO :2018/41
DAVA :Tazminat
DAVA TARİHİ:16/02/2007
KARAR TARİHİ:14/02/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; Davacı tarafından sigortalı, alıcısı …International Ltd. olan profil boru yükünün Kdz. Ereğli – Houston arasında taşınması için …Gemisine yüklendiğini, yükün taşıma sırasında hasarlandığını, davalının sigortalısına 71,516.60 USD tazminat ödediğini, davalı gemi donatanı ile diğer davalı konişmentoda yükleyici olarak belirtilen … Boru Pr. Ür. San. ve Tic. A.Ş’nin zarardan müteselsilen sorumlu olduklarını, taşıma konusu profil boruların satılması sonrasında alıcıların deposuna ulaşan 1123 adet profil boruda hasar tespit edildiğini, yapılan ekspertiz incelemesinde 56 adet borunun deniz suyu ile ıslanarak paslandığının, 60 adet borunun çarpma sonucu eğilip kıvrıldığının ve 1007 adet borunun ezildiğinin tespit edildiğini, davaya konu olan profil boruların gemide ambarların en alt kısmına gelecek şekilde yüklendiğini ve gemide taşınan diğer yüklerin bunların üzerine gelecek şekilde istiflendiğini ileri sürerek, 3.575,83 USD’nin davalı donatandan 3095 sayılı Yasa’nın 4/a maddesi gereğince uygulanacak faiziyle birlikte tahsilini, 67.940,77 USD’nin ise davalılardan müteselsilen 3095 sayılı Yasa’nın 4/a maddesi gereğince uygulanacak faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
1 nolu davalı cevap dilekçesinde; dava dilekçesinin tahkim şartı nedeni ile görev yönünden reddi gerektiğini, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, malın nihai alıcılarının hasardan dolayı malın bedelini ödemediğine veya eksik ödediğine ilişkin herhangi bir beyan bulunmadığını, sigorta poliçesinin geminin yüklemeyi tamamlayıp yola çıkmasından sonra tanzim edilmiş olması nedeniyle dava şartının noksan olduğunu, süresinde yapılmış bir zarar ihbarının ve zarar ile ilgili herhangi bir tespite ilişkin bildirimin olmadığını, gemi kaptanına verilmiş herhangi bir protesto mektubu olmadığını, malların hasar tespit incelemesi talebinin malların tesliminden 3 ay sonra yapıldığını, süresinde ihbar ve tespit yapılmadığını, emteanın taşıma sırasında hasarlandığını gösteren bir delilin bulunmadığını, taşıyanın iddia edilen mekanik hasar ve deniz suyu ile ıslanma hasarından sorumlu tutulamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Dava, davacı sigortacının nakliyat sigorta poliçesi ile sigortalı yükün deniz yolu ile taşınması sırasında yükte meydana gelen hasar nedeniyle davacının sigortalısına yaptığı ödemenin rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizin 15/12/2015 tarih 2014/298 esas 2015/487 karar sayılı kararı ile; iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; TTK’nin 1066. maddesi uyarınca usulüne uygun bir hasar ihbarının yapılmadığı, ancak aynı Kanunun 1066/3 maddesi uyarınca davacının hasarın taşıyanın sorumlu olduğu bir sebepten kaynaklandığını ispat etmesi gerektiği, deniz suyu hasarı ve mekanik hasar ile ilgili davalıların sorumlu olmadığı, ezilme hasarının yükün gemiye yanlış yüklenmesi ve istifi sonucu oluştuğu ve bu zarardan her iki davalının sorumlu bulunduğu gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, 57.701,59 USD’nin dava tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Yasa’nın 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarının USD’de ile açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Kararın temyizi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’ nin 26/12/2017 tarih, 2017/3704 esas, 2017/7581 karar sayılı kararı ile “belirtilen yasal ilkeler dairesinde yapılan incelemede yerel mahkeme kararının mümeyyiz davalılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla henüz kesinleşmediği anlaşıldığından davacı vekilinin davadan feragate ilişkin beyanının ibraz ettiği vekaletnameler de incelenmek suretiyle yukarıda adı geçen davalı bakımından sonuç doğurucu nitelikte olup olmadığı tartışılarak bir karar verilmesi, öte yandan, davada bir miktar tazminatın tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili talep edilmiş, bir başka söyleyişle iddianın ileri sürülüş biçimine göre davalılar arasında teselsül söz konusu olmakla, davacı yan vekilinin müteselsil borçlulardan biri hakkındaki davadan ve alacak haklarından feragat etmiş olmasının, TBK’nin 166 vd. maddeleri çerçevesinde diğer müteselsil borçlu davalıya da sirayet edip etmeyeceği, feragat beyanının bu davalıyı da kapsayıp kapsamadığı hususunun da değerlendirilmesi gerekmekte olup Yargıtay İBK’nin 11/04/1940 gün ve 70 sayılı ve HGK’nin 21/11/1981 gün ve 1981/2-551 sayılı kararları uyarınca davalı … Boru Profil Üretim San. ve Tic. A.Ş. hakkındaki davadan feragate ve bu feragatin diğer davalı bakımından da sonuç doğurup doğurmayacağına ilişkin değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir hüküm verilmesini teminen” mahkememizin kararı bozulmuş dosya mahkememize gönderilerek mahkememizin 2018/42 esas sırasına kaydedilmiştir.
Dosya Yargıtay aşamasında iken; davacı ve 2 nolu davalı vekillerinin 09/05/2016 havale tarihli dilekçeleri ile, davadan feragat ettiklerini, feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, vekalet ücreti, yargılama masrafı talep etmediklerini karşılıklı olarak feragatı kabul ettiklerini, masraf ve avukatlık ücreti taleplerinin olmadığını, vekalet ücreti ve yargılama masrafına hükmedilmemesine karar verilmesini talep ettikleri görülmüştür.
Davacı ve 1 nolu davalı vekillerinin 12/02/2018 havale tarihli dilekçe ile, davadan feragat ettiklerini, feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, vekalet ücreti, yargılama masrafı talep etmediklerini karşılıklı olarak feragatı kabul ettiklerini, masraf ve avukatlık ücreti taleplerinin olmadığını, vekalet ücreti ve yargılama masrafına hükmedilmemesine karar verilmesini talep ettikleri görülmüştür.
Davacı vekilinin vekaletnamesi incelemesinden, davadan feragate yetkili olduğu anlaşılmıştır.
Davadan feragatın davayı sona erdiren işlemlerinden olması sebebi ile HMK‘nun 307. maddesi gereğince feragat nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davacının açtığı davanın her iki davalı yönünden vaki feragat nedeniyle 6100 sayılı HMK’nın 307 – 309 – 311 maddeleri gereğince feragat nedeniyle REDDİNE,
2- Davacı ve davalı vekillerinin beyanları dikkate alınarak taraflar lehine masraf ve ücreti vekalet takdirine YER OLMADIĞINA,
3-Yargılama giderinin, gideri yapan üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Alınması gereken 35,90 TL harcın peşin alınan 1.343,20 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırıldığı anlaşılan 1.307,30 TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere karar verildi.14/02/2018
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır