Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/411 E. 2020/204 K. 02.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2018/411
KARAR NO : 2020/204
DAVA : İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/08/2018
KARAR TARİHİ : 05/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı … A.Ş. arasında navluna dayalı ticari iş ilişkisi kurulduğunu, bu kapsamda davacı müvekkile ait tır araçlarının davalı yana ait gemilerle taşındığını, bu ilişki kapsamında davacı müvekkilin davalı yana taşıma ücreti ödediğini, davalı yan ise davacı müvekkile taşımaların kendi gemileri ile yapılması karşılığında taraflar arasında kararlaştırılan miktarlarda ciro primi ödediğini, davacı müvekkilinin davalı yana karşı olan tüm borçlarını ödediğini, ancak davalı yanın ödemesi gereken ciro priminin bir kısmını müvekkile ödemediğini, davalı yanın ödemediği toplam 210.279,36 TL alacağın tahsili için müvekkili adına davalı aleyhine … İcra Müdürlüğünün 2016/… Esas sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi başlattıklarını, davalı tarafın icra dosyasına sunduğu itiraz dilekçesinde müvekkile borçlu olmadığını belirterek takibe itiraz ettiğini, davacı müvekkili şirketin davalı yana karşı olan tüm borçları ödediğini, ancak davalı yandan olan ciro prim alacağını alamadığını, borçlunun vaki itirazının yerinde olmadığını, takibe konu edilen fatura alacaklarının müvekkiline ödenmediğini belirterek itirazın iptali ile davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili 28/12/2018 tarihli dilekçesinde özetle; Söz konusu ilamsız icra takibine itirazın 19/04/2016’da dosyaya sunulduğu ve takibin durmasının sağlandığını; ancak davacının itirazın kaldırılması davasını 1 yıllık hak düşürücü sürenin dolmasından sonra açtığını; davanın bu sebeple usulden reddedilmesi gerektiğini; ayrıca davacının bu tür bir alacak davası açmakta hukukî bir yararının da bulunmadığını; söz konusu icra takibinin yapıldığı dönemde davalı kayıtlarının incelendiği ve davacının bir alacağının bulunmadığının görüldüğünü; hatta kendisinin borçlu bulunduğu tespitinin yapıldığını; bu sebeple takibe itiraz edildiğini; davanın bu sebeple de reddi gerektiğini; davalının davacıya sağladığı deniz taşımacılığı hizmeti dolayısıyla cari hesap ilişkisi kaynaklı alacağı bulunduğunu; davacıya deniz taşımacılığı hizmeti sunulduğu halde karşılığı ücretin tahsil edilemediğini; bugün itibariyle davacının (fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla) 210.850,40.-TL borçlu bulunduğunu; davalının alacağının davacının iddia ettiği alacaktan fazla olduğu mahkemece de tespit edileceğinden TBK m. 139 hükmü çerçevesinde takas hakkını kullandıklarını; takas bakiyesi kendi lehlerine olacağından, ortaya çıkacak alacağın faiziyle birlikte tahsilini talep ettiklerini; bu çerçevede davanın öncelikle usulden reddine; olmadığı taktirde asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini beyan etmişlerdir.
Davalı- Karşı Davacı vekili 31/12/2018 tarihli karşı dava dilekçesinde özetle; Davacı – karşı davalının … icra Müdürlüğü’nün 2016/… E. sayılı dosyasından giriştiği ilamsız icra takibine tarafımızca süresi içinde itiraz edilerek takibin durdurulması kararı alındığını, itiraz dilekçelerini 19/04/2016 tarihinde dosyaya sunduklarını, Davacı – karşı davalının ise iş bu davayı 07/08/2018 tarihinde yani yasal 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açtığını, davacı – karşı davalının söz konusu cari hesap ilişkisi nedeniyle alacaklı olduğu iddiası ile … İcra Müdürlüğü’nün 2016/… E sayılı dosyası ile müvekkil şirket aleyhine icra takibine geçildiğini, bahsi geçen dosyanın ödeme emrinin müvekkili şirkete tebliğ edildikten sonra müvekkil şirket kayıtlarının incelendiğini ve müvekkil şirketin o tarih itibariyle davacı – karşı davalıya borcu olmaması hatta alacağı olması sebebiyle dosyaya itiraz dilekçesi sunulduğunu, dolayısıyla taraflarınca sunulan itiraz dilekçesi ve itiraz iradesi haklı olup esasen müvekkili şirketin davacı – karşı davalıdan alacaklı konumunda olduğunu, müvekkili şirketin davacı – karşı davalıya sağladığı deniz taşımacılığı hizmeti nedeniyle cari hesap ilişkisinden doğan alacağı bulunduğunu, müvekkili şirketin davacı-karşı davalı şirkete deniz taşımacılığı hizmeti sağladığını ancak verdiği hizmetin karşılığı olan bedeli tahsil edemediğini, bugün itibariyle davacı – karşı davalının müvekkili şirkete, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, 210.850,40 TL borcu bulunmadığını, yapılacak inceleme sonucunda müvekkili şirketin alacağının davacı – karşı davalının alacağından fazla olduğunun ortaya çıkacağından, tarafların alacakların arasında takas ve mahsup talebi ileri sürdüklerini, tarafların alacak tutarları arasında- takas ve mahsup işlemi yapıldıktan sonra müvekkili şirketin alacaklı konumunda olacağından davalarının kabulüne ve müvekkili şirketin alacağının faiziyle beraber davacı – karşı davalı tarafından ödenmesine karar verilmesini, Davacı – karşı davalının davasının hak düşürücü sürenin geçmesi ve hukuki menfaat yokluğu sebebiyle usulden ve esastan reddine; karşı dava ile takas- mahsup talebinin kabulüne, lehe çıkabilecek bakiyenin hüküm altına alınmasına, müvekkili şirketin alacağının ticari temerrüt faiziyle beraber davacı – karşı davalı tarafından ödenmesine; Yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı – karşı davalıya yükletihnesine karar verilmesini beyan ve talep etmişlerdir.
İşbu dosyanın Mahkememize … Asliye Ticaret Mahkemesinin 15/08/2018 tarih 2018/… esas ve 2018/… karar sayılı görevsizlik kararı ile geldiği, yukarıdaki esasa kaydının yapıldığı, dosya kapsamından asıl ve karşı davanın, deniz taşımasından kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkin olduğu, asıl dava konusunun ciro primine, karşı davanın ise taşıma, navlun ücretine ilişkin olduğu, uyuşmazlığın takip ve dava tarihi itibariyle tarafların birbirlerinden muaccel olan ve ödenmeyen alacaklarının bulunup bulunmadığı, varsa alacak miktarına ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
… İcra Dairesinin 2016/… esas sayılı icra dosyasının dosyamız arasına alındığı, incelenmesinden, davalı borçlu aleyhine 08/04/2016 tarihinde icra takibine başlandığı, davalı borçluya ödeme emrinin 13/04/2016 tarihinde tebliği akabinde davalı borçlu tarafından 19/04/2016 tarihinde borca itiraz dilekçesi sunulduğu icra müdürlüğünün 20/04/2016 tarihli karar tensip tutanağı ile masraf verilmediğinden kararın taraflara müracaatlarında tefhimine dair karar verildiği, eldeki davanın ise, 07/08/2018 tarihinde İİK 67 maddesi gereği 1 yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
23/07/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı … AŞ. ile davalı … AŞ.’nin geçmiş yıllara dayanan ticari ilişki içinde oldukları ve aralarında cari hesap ilişkisinin bulunduğu, Davacı … AŞ. 2015 yılı için davalı … AŞ.’den 3000 adet araç taşıtma taahhüdü ile toplu bilet aldığı, davacının 2015 yılı için 1148 araç taşıttığı, bu taşıtma için 210.279,36 TL ciro primi faturası kestiği; bu tutarın davalının kabulünde olduğu, davacının, davalıdan toplam 210.279,36 TL alacaklı olduğu, davalı … AŞ.’nin Davacı … AŞ.’ne 3000 ve üstü taşıma halinde her araç için 250 euro indirim taahhüdünde bulunduğu; 3000 taşımanın altı için “yıl sonunda gerçekleşen bilet çarpı “taahhüt edilen indirim miktarı ile gerçekleşen sayı baremindeki indirim miktarı” arasındaki farkı fatura ve tahsil etme” uygulamasını yapacağının davacı tarafça kabul edildiği ve bilindiği, davacının 2015 yılında 1148 araç taşıttığı için 3000 araç taşıtma taahhüdünün altında kaldığı, davalının da davacının taahhüdü yerine getirilmediği için “yılsonunda gerçekleşen bilet çarpı “taahhüt edilen indirim miktarı ile gerçekleşen sayı baremindeki indirim miktarı” arasındaki farkı” hesapladığı; ancak bu hesaplamanın belirsiz ve davacıya bildirilmeyen indirim rakamları üzerinden (200 euroluk indirim davalının kendi kabulü olup, davacıya bildirilmemiştir.) yapıldığı, sözleşmede bildirilen “gerçekleşen sayı baremindeki indirim miktarı” bilinemediği için hesaplama da yapılamayacağı; davalının bildirdiği fatura alacağının hesaplanamayacağı için 182.721,42 TL fatura alacağının kabul edilemeyeceği; geçmişten gelen cari hesap alacağı nedeniyle davalının davacıdan 28.128,98 TL alacaklı olduğu, takas – mahsup değerlendirmesinin Mahkemenin yetkisinde olduğunu beyan edilmiştir.
27/11/2019 tarihli ek bilirkişi raporunda özetle; Davacı … AŞ ile davalı … işletmeleri AŞ.’nin geçmiş yıllara dayanan ticari ilişki içinde oldukları ve aralarında cari hesap ilişkisinin bulunduğu, Davacı … AŞ. nin 2015 yılı için davalı … AŞ.’den 3000 adet araç taşıtma taahhüdü ile toplu bilet aldığı, davacının 2015 yılı için 1148 araç taşıttığı, bu taşıtma için 210.279,36 TL ciro primi faturası kestiği; bu tutarın davalının kabulünde olduğu, davacının, davalıdan toplam 210.279,36 TL alacaklı olduğu, davalı … AŞ.’nin Davacı … AŞ.’ne 3000 ve üstü taşıma halinde her araç için 250 euro indirim taahhüdünde bulunduğu, 3000 taşımanın altı için yıl sonunda gerçekleşen bilet çarpı “taahhüt edilen indirim miktarı ile gerçekleşen sayı baremindeki indirim miktarı” arasındaki farkı fatura ve tahsil etme” uygulamasını yapacağının davacı tarafça kabul edildiği ve bilindiği, davacının 2015 yılında 1148 araç taşıttığı için 3000 araç taşıtma taahhüdünün altında kaldığı, davacının sunmuş olduğu 2014 yılı bilgilendirme sirküleri 1.sayfasında uygulanacak indirimler tablo olarak belirtildiği; ancak yine davacının sunmuş olduğu 2015 yılı bilgilendirme sirkülerinde bir indirim miktarını gösteren tablonun yer almadığı, davalının da davacının taahhüdü yerine getirilmediği için “yılsonunda gerçekleşen bilet çarpı “taahhüt edilen indirim miktarı ile gerçekleşen sayı baremindeki indirim miktarı arasındaki farkı hesapladığı, bu tutarın 57.400,00 EURO karşılığı 182.721,42 TL olduğu, davalının 182.721,42 TL alacaklı olduğu, geçmişten gelen cari hesap alacağı nedeniyle davalının davacıdan 28.128,98 TL alacaklı olduğu, davalının davacıdan toplam 210.850,40 TL alacaklı olduğu, takas-mahsup değerlendirmesinin Mahkemenin yetkisinde olduğu beyan edilmiştir.
04/06/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Asıl dava bakımından davacının 210.279,36.-TL tutarında ciro prim alacağı bulunduğu; bu sebeple icra takibinin devamına karar verilebileceği, Karşı dava bakımından davalı-karşı davacının 182.721,42.-TL indirim farkı alacağı bulunduğu; karşı dava konusu bakiye alacak iddiasının hukuken kabul edilebilir deliller ile ispat edilemediği Davalı-Karşı Davacı’nın takas beyanında bulunmuş olması sebebiyle söz konusu icra takibinin, takas sonucu ortaya çıkan 27.557,94.-TL üzerinden devamına karar verilebileceği, davanın niteliği, icra-inkâr tazminatı vs. hususlarda takdir yetkisinin Mahkemeye ait bulunduğu beyan edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı itibariyle, tarafların, 2015 yılı için davacıya ait tırların İstanbul-Trieste hattında taşınması amacıyla, “gemi ile taşıma sözleşmesi” akdettiği ve sözleşmenin taraflar arasında 2015 yılı boyunca uygulandığı ve sözleşmenin kuruluşunda davalı-karşı davacının, 2015 yılı taşımalarına ilişkin bir müşteri bilgilendirme metni hazırlayarak potansiyel bütün müşterilerine gönderdiği, daha sonra da her iki tarafın bu belgede öngörülen koşullar esas olmak üzere karşılıklı e-posta yazışması yapmak suretiyle sözleşme kurma yoluna gittiği, uyuşmazlığın ise ciro primi ile bilet indirim tutarı iddiaları kapsamında ortaya çıktığı anlaşılmıştır. Dosyada mevcut “2015 yılı Müşteri Bilgilendirmesi” başlıklı belge içeriğinde birinci sayfanın 5. paragrafında , “2015 yılında, ciro prim oranları kredi kartlı müşteriler için %9, çek ile ödeme yapanlar için %4 olarak hesaplanacaktır. Kredi kartı ile çalışan müşterilerin banka limitlerinin yetersiz kalması durumunda, ciro primleri oram otomatik olarak %4 üzerinden değerlendirilecektir”. düzenlemesinin yer aldığı, buna göre taşıtan davacının kullanacağı ödeme yöntemine göre farklılaşacak şekilde ilgili dönemde gerçekleştirilen ciro üzerinden ayrıca bir indirim yapılmasının kararlaştırıldığı, ödemede kullanılacak yönteme göre taşıtan davacı lehine tahakkuk edecek ciro priminin %4 veya %9 olabileceği, davacı-karşı davalının 2015 yılı süresince davalı-karşı davacı ile çalıştığı ve bu çerçevede 1148 adet taşıma gerçekleştirerek bir ciro oluşmasına sebebiyet verdiği, dolayısıyla mevcut sözleşmeye göre ciro primi ödenmesini talep hakkının doğduğu, Davalı-karşı davacının davacı-karşı davalıya her ayın sonunda “Ciro Prim Bildirim Mektubu” gönderdiği ve bu belgede Ciro Primi uygulamasının fiilen de gerçekleştirildiğinin anlaşıldığı, her ne kadar, davacı-karşı davalı tarafça gönderildiği anlaşılan 05/01/2015 tarihli e-postada Ciro Prim oranı her türlü ödeme şekli için %9 olarak kaydedilmiş ise de davacı-karşı davalının kendisine 2015 yılı içerisinde gönderilen toplam 10 adet Ciro Prim Bildirim Mektubunun tamamında da söz konusu Ciro Primi %4 üzerinden hesaplanmış olmasına rağmen buna itiraz etmediği ve bildirilen miktara uygun fatura tanzimi ile davalı-karşı davacıya gönderdiği, davacı-karşı davalı tarafından düzenlenen 10 adet fatura tutarlarının davalı-karşı davacı tarafından sözleşmenin uygulandığı her ayın sonunda gönderilen Ciro Prim Bildirim Mektubunda gösterilen tutarlar ile uyumlu olduğu, davacı-karşı davalı tarafından düzenlenmiş bulunan faturalar, davalı-karşı davacı tarafından kayıtlarına alınmış olmasına rağmen ödemenin yapılmadığı, dolayısıyla davacı-karşı davalının, davalı-karşı davacıdan 210.279,36 TL. ciro primi alacağının olduğu, “2015 yılı Müşteri Bilgilendirmesi” aynı belgenin ikinci sayfası f bendinde ise “Müşterilerimiz kendisine toplu tahsisi yapılan biletleri 31 Aralık 2015 (dahil) tarihine kadar kullanabilecektir. Bu tarihe kadar kullanılmayan biletler 31 Aralık 2015 tarihi itibariyle iptal edilecek ve bilet iptal bedeli müşterilerimize faturalanarak cari hesaplarına borç kaydedilecektir. Her bir iptal edilen bilet için bilet iptal ücreti, iptal tarihindeki geçerli navlun tarifesi üzerinden belirtilen indirim uygulanarak hesaplanacak olan bilet bedeli kadardır.” düzenlemesine yer verildiği, taşıtan konumundaki davacı-karşı davalının “2015 yılı Müşteri Bilgilendirmesi” başlıklı metin ile belirlenen şartlar çerçevesinde davalı-karşı davacıdan 3.000 adet gidiş-dönüş ro-ro toplu bilet tahsisi talep ettiği, 31/12/2015 tarihine kadar biletlerin kullanılamaması durumunda, bilgilendirme yazısının 2. sayfasında yer alan “i” bendinde sözü edilen yönteme uygun olarak kullanılamayan biletler için bilet iptal bedeli ödeyeceğini kabul ettiği, taraflar arasındaki e-posta yazışmalarında taraflarca toplu bilet indirim tutarı olarak 250-EUR bedelin açıkça belirtildiği, dosya içeriğine göre davacı-karşı davalı, 2015 yılı içerisinde toplam 3.000 adet bilet kullanmayı taahhüt etmiş ve 250.-EUR ücret indirimi elde etmiş olmasına rağmen bu taahhüdünü yerine getiremediği ve 1148 bilet kullanabildiği, davalı-karşı davacının 2015 yılı sonunda yıl içerisinde kullanılan toplam bilet sayılarını değerlendirerek 3000 bilet kullanımı taahhüdü söz konusu olduğu halde bu sayının tutturulamadığı; toplamda 1148 biletin kullanıldığının tespitini yaptığı, navlun ücretinde “yıl içerisinde 3000 bilet kullanılacağı” taahhüdü esas alınmak suretiyle 250.-EUR tutarında indirim yapıldığı, “2015 yılı Müşteri Bilgilendirmesi” metninin ikinci sahifesinin “i” bendinde yer alan düzenleme gereğince, 2015 yılı içerisinde 3000 değil 1148 bilet kullanılmış olması sebebiyle fiilen uygulanan indirim tutarının, daha az bilet kullanımı taahhüdü durumunda uygulanacak indirim tutarı düzeyine getirilmesi gerektiği, davalı-karşı davacının satın alınan bilet miktarı arttıkça daha yüksek miktarda indirim yapılmasını öngören bir sistem kullandığı ve davacı-karşı davalının da bu durumu bilerek daha yüksek sayıda taahhüt altına girdiği, bu uygulamanın sadece 2015 yılına özgü bir uygulama olmadığı, dosyada mevcut 2014 yılı Müşteri Bilgilendirmesi metninde de bu hususun düzenlendiği, daha az bilet kullanımı durumunda daha az miktarda indirim yapılması gerekeceği, indirim sözleşme dönemi içerisinde fiilen uygulandığından, dönem sonunda taahhüt edilen miktara ulaşılamayınca, ulaşılan miktar esas alınarak yeni bir indirim miktarı belirleneceği ve aradaki farkın taşıtan tarafından ödeneceği hususlarının taraflar arasındaki sözleşmede kayıt altına alındığı, davalı-karşı davacının 2015 yılında 1500’ün altında bilet kullanılması ihtimaline ilişkin indirim tutarının 200.-EUR olması esasını kabul ederek, davacı-karşı davalıdan bilet başına 50.-EUR tutarında bir iade talep ettiği; bu doğrultuda davacı-karşı davalıya 18/01/2016 tarihli faturayı düzenlediği; ancak davacı-karşı davalının bu faturayı 22/01/2016 tarihli iade faturası tanzim ederek iade ettiği, davalı-karşı davacının 2014 yılında 1.500’ün altında bilet kullanımı gerçekleştiren müşterileri için uygulanan indirim ile davacı-karşı davalıya fiilen uygulanmış olan indirim arasındaki farkın 50.-EUR olduğunu iddia ettiği ve bu iddiasına dayanak olarak 2014 yılı müşteri bilgilendirme formu ile 2015 yılında 1500 bilet alım taahhüdünde bulunan kişilere uygulanan fiyat indirim tutarlarını dayanak olarak gösterdiği dolayısıyla davalı-karşı davacının uyuşmazlık konusu indirim ve ciro primi miktarlarını her müşteri için ayrı belirleyip uygulamadığı, aynı standartlara sahip herkes için aynı şekilde uygulama yaptığı kanaatiyle, bu yaklaşım tarzının işin niteliğine ve hayatın olağan akışına uygun olarak değerlendirildiği, davalı-karşı davacının taahhüt miktarlarını büyüklüğüne göre sınıflara ayırdığı ve aynı sınıfta bulunan herkese aynı uygulamayı gerçekleştirdiği, 50.-Euro tutarındaki farkın, taahhüt edilen miktar ile gerçekleştirilen miktar dikkate alındığında makul olarak kabul edilebileceği, davacı-karşı davalının, talep dayanağı belgenin ikinci sayfasının “f” bendinde sözü edilen şartları benimsediği de dikkate alınarak, 2015 yılında gerçekleştirilen 1148 adet bilet için 50.-Euro fark talep edilebileceği, bu durumda 1148 bilet için indirim tutarının 250.-Euro olarak değil 200.-Euro olarak uygulanacağı, bu doğrultuda davalı-karşı davacının toplamda 57.400.-Euro’nun 18/01/2016 tarihli fatura tarihindeki karşılığı 182.128,98,-TL’ nin iadesini talep edebileceği, davalı-karşı davacının, asıl davada davaya cevap dilekçesinde takas beyanında bulunduğu, dava konusu uyuşmazlıkta tarafların birbirine karşı para alacağı olduğu ve karşılıklı her iki alacağın da muaccel olduğu dikkate alınarak davalı-karşı davacının, davacı-karşı davalıdan talep edebileceği alacak tutarı olan 182.721,42.-TL ile sınırlı olmak üzere davalı- karşı davacının takas mahsup talebinin kabulü ile asıl davada davanın kısmen kabulünü ile kabul edilen alacak miktarı likit olduğundan davacı karşı davalının icra inkar tazminatı talebinin de kabulüne karar verilmiş, karşı dava açısından ise, dava değerinin 210.257,96 TL olduğu, 182.721,42 TL asıl dosyada takas mahsup talebine konu edildiğinden ve hüküm altına alındığından bu miktar açısından yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, davalı-karşı davacı tarafından182.721,42 TL. indirim iade alacağı dışında gümrük, liman vs masraflarından oluşan taraflar arasındaki cari hesap bakiyesine tekabul eden 28.128,98.-TL tutarında alacağının olduğu iddia edilmiş ve bu tutar davalı-karşı davacının ticari defterleri ile kayıt altına alınmış ise de davalı-karşı davacı tarafından cari hesap ilişkisi çerçevesinde alacağın varlığını ispata yarayacak dayanak herhangi bir delil ibraz edilmediği, davacı-karşı davalının ticari defterler kayıtlarının alacak miktarını teyit etmediği görülmekle 28.128,98 TL. Yönünden davalı-karşı davacının davasını ispatlayamaması nedeniyle, davasının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
Asıl dava yönünden :
1-Davacı-karşı davalının davasının KISMEN KABULÜ ile, davalı-karşı davacının takas mahsup talebi dikkate alınarak davalı-karşı davacının … İcra Müdürlüğü’nün 2016/… E.sayılı icra dosyasına yaptığı itirazın 27.557,94 TL yönünden iptaline, takibin 27.557,94 TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Davacı-karşı davalının icra inkar tazminatı talebinin KABULÜ ile kabul edilen 27.557,94 TL nin %20 sine tekabül eden 5.511 ,59 TL icra inkar tazminatının davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine,
2-Karar harcı olan 1.882,48 TL’den peşin alınan 2.539,65 TL’nin mahsubu ile fazla alınan 657,17 TL’nin kesinleşmeye müteakip talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacının peşin olarak yatırdığı 2.539,65 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı yargı gider toplamı olan 5.107,83 TL’nin ( 1.918,38 TL başvurma harcı, 489,45 TL posta gideri ve 2.700,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere) davanın kabul ve reddi oranına göre hesaplanan 669,40 TL’sinin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı için takdir edilen 4.133,69 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı vekili için takdir edilen 21.240,49 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
7-Bakiye gider avansının kesinleşmeye müteakip talep halinde taraflara iadesine,
Karşı Dava Yönünden:
1-Davalı-karşı davacının davasının KISMEN KABULÜ ile, 182.721,42 TL asıl dosyada takas mahsup talebine konu edildiğinden ve hüküm altına alındığından bu miktar açısından yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
28.128,98 TL alacak yönünden davanın reddine,
2-Karar harcı olan 12.481,70 TL’den peşin alınan 3.600,80 TL’nin mahsubu ile bakiye 8.880,90 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacının peşin olarak yatırdığı 3.600,80 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı yargı gider toplamı olan 1.263,90 TL’nin ( 35,90 TL başvurma harcı, 28,00TL posta gideri ve 1.200,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere) davanın kabul ve reddi oranına göre hesaplanan 168,61 TL’sinin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-182.721,42 TL. takas mahsuba konu edildiğinden ve asıl dosyada hüküm altına alındığından bu miktar üzerinden davacı vekili yararına ücreti vekalet takdirine yer olmadığına,
6- Davalı vekili için takdir edilen reddedilen alacak miktarı üzerinden hesaplanan 4219,34 TL vekalet ücretinin davacıdan alıp davalıya verilmesine,
7-Bakiye gider avansının kesinleşmeye müteakip talep halinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/10/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır