Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/405 E. 2021/226 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO :2018/405 Esas
KARAR NO :2021/226
DAVA :Tazminat
DAVA TARİHİ :06/09/2017
KARAR TARİHİ :29/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket tarafından … sayılı GEZİNTİ TEKNELERİ Sigorta poliçesi ile sigorta edilen …’ye ait, … isimli özel tekne, 2.12.2016 günü dibe oturarak hasarlanmış, bu davaya konu hasara ilişkin yapılan ekspertiz incelemesi ile, … tesislerinde … pontonunda kıçtankara vaziyette bağlı iken, akşam saatlerinde 8 bofor ve saatte 20-22 m/sn hızında esen rüzgarında etkisi ile denizin kabarması ve dalga boylarının yükselmesi sonucu, teknenin baş-kıç salınımlarının artmış olabileceği, bu sırada arka kısımda bulunan mataforanın ve dinlencenin bağlı olduğu rıhtım birçok defa vurmak sureti ile kırılmış olduğu, kırılan fiberde oluşan delikten deniz suyu alarak bulunduğu yerde omurga ve karinası üzerine oturarak battığı tespit edilmiş,yapılan ekspertiz incelemesi sonucu, teknenin onarımının sigorta bedelinden yüksek olması sebebi ile teknenin tam ziya olarak değerlendirilmesine karar verilerek;Tekne Sigorta bedeli 125.000 TL+ teknenin kurtarılma bedeli 24.000 TL = 149.000 TL olup elde edilen 28.000 TL sovtaj bedeli düşülerek bakiye 121.000 TL tazminat sigortalımıza 23.12.2016 tarihinde …A.Ş.’den ödenmiş, Fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydı ile şimdilik 121.000-TL’nin tazminatın ödenme tarihînden itibaren işleyecek avans faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte davalılardan sigorta şirketi poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava ederek … Asliye Ticaret Mahkemesinde dava açmıştır.
1 nolu davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket nezdinde sigortalı bulunan teknenin batmış olduğu … ve … Marinaları tesisinin, müvekkili şirket nezdindeki 01.06.2016 başlangıç ve 01.06.2017 bitiş tarihli … nolu … Sigortası Poliçesi (Marina İşletenleri Sorumluluk Sigortası Poliçesi) kapsamında sigorta teminatı altına alındığını, sözkonusu hasarlara ilişkin olarak tanzim edilen 09.01.2017 tarihli Ekspertiz Raporu’nda, 01.12.2016 tarihinde sigortalı yetkilileri tarafından Marinada bulunan tüm tekne sahiplerine gönderilen e-posta mesajı ile lodos fırtınası nedeniyle her zaman olduğu gibi marina persdoneli acil müdahale eylem planı kapsamında önlemleri alsa da tekne sorumlularının teknelerinin başında bulunmalarının tavsiye edildiğini, yaşanan battma hadisesinde marina yetkililerinin bir kusurunun bulunmadığının belirtildiğini, nitekim davacı tarafından tanzim ettirilmiş olan 20.12.2016 tarihli ekspertiz raporunda da esasen Marina işletmesi yetkilileri tarafından yapılan tüm müdahalelere karşı yine de teknenin batmasına engel olunamadığının açık şekilde ifade edildiğini ve ödenecek tazminatın rücu imkanı bulunmadığının belirtildiğini, Marina İşletmecisi konumundaki sigortalı Davalının, meydana gelen hasar dolayısıyla herhangi bir sorumluluğu söz konusu olmadığından, müvekkili Sigorta Şirketinin de temin etmiş olduğu sigorta poliçesi nedeniyle ve mali mesuliyet teminatları kapsamında herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, 24.000 TL tutarındaki tekne kurtarma bedelinin müvekkili sigortacıdan talep edilmesinin hukuken mümkün bulunmadığını, TTK’ntn 1472. maddesi uyarınca ancak gerçek zararın giderilmesinin dava edilebileceğini, ayrıca, davalı sigortalı ile müvekkili sigorta şirketi arasında akdedilmiş olan Poliçe teminatları kapsamına girmeyen söz konusu hasarlar sebebiyle müvekkili sigortacının sorumluluğunun bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2 nolu davalı Tek- …. vekili cevap dilekçesinde özetle; Usule ilişkin olarak, davanın görevsiz mahkemede açıldığını, bu nedenle görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, olay günü 02.12.2016 tarihinde marinanın bulunduğu Kadıköy’de 21 m/sn’e yakın hızla esen … şiddetinde … meydana geldiğini, bu şiddette bir fırtınada müvekkili marinanın tüm önlemleri almış olmasına karşın hadisenin gerçekleşmesinden mesul tutulamayacağını, acil durumlar için müvekkilinin Acil Durum Eylem Planı’nın mevcut olduğunu, olay günü öncesinde bütün tekne sahiplerine fırtına ikaz uyarısı gönderildiğini, ayrıca tekne malikinin kendisine de telefon ile bilgi verildiğini, 02.12.2016 günü saat 20.00 sularında marinada acil durum nedeniyle tüm önlemlerin alınmış olmasına rağmen, fırtına sebebiyle davaya konu teknenin su hattının yükseldiğini ve kıç mataforanın rıhtıma yaklaştığının görülmesi üzerine, su almaya başlayan tekneye marina yetkililerince toplam 3 pompa ile derhal müdahale edilerek yaklaşık 40 dakika boyunca kurtarılmaya çalışıldığını, ancak batmasına engel olunamadığını, o gün sadece davalıya ait teknenin battığını, olay gününe dek benzer başka bir olayın yaşanmamış olması ve davaya konu teknenin malikinin 2008 yılından beri teknesini marinaya emanet etmiş olmasının, müşterilerin verilen hizmetten duydukları memnuniyeti ve müvekkili marinanın profesyonelliği ve deneyimli personelle hizmet verdiğini ortaya koyduğunu, tarafların temin ettiği eksper raporlarında da müvekkili marinaya herhangi bir kusur atfedilmediğini ve rucü imkanı bulunmadığının tespit edildiğini, dava konusu talep içerisinde teknede meydana gelen hasar dışında, tekne kurtarma bedeli olarak 24.000,00 TL’lik bir tutarın da yer aldığını, gerçek zarar dışında olan bu tutar yönünden de davanın reddi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
… Asliye Ticaret Mahkemesinde yapılan yargılama neticesinde 12/04/2018 tarih, 2017/ … esas, 2018/… karar sayılı kararı ile görevsizlik kararı verilmiş ve dosya davacı vekilinin talebi üzerine mahkememize gönderilip yukarıdaki esasına kaydı yapılmıştır.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda özetle; Kural olarak vedia (saklama) sözleşmesi ilişkisi ilişkisinde Çok şiddetli fırtına ya da yağmur gibi doğal etkilere dayanamayacak kötülükte yapılan duvarın verdiği zarardan, malik BK.58.maddesi uyarınca sorumlu tutulmuş olup,somut uyuşmazlıkta denizin kabarması ve dalga boylarının yükselmesi sonucu, baş-kıç salınımları artan … teknesinin arka kısmında bulunan mataforanın ve dinlencenin teknenin bağlı olduğu rıhtıma birçok defa vurmak suretiyle kırılmış olup, aksine davalının işlettiği marinadaki bir duvar, bağlama demiri, rıktım uzantısı vs gibi bir mütemmim cüz niteliğindeki parçanın değil 30 yaşındaki tenenın kendi kendisinin kırılan fiberde oluşan deliğin deniz suyu alarak zarara neden olduğu görülmekle Bilirkişi Kurulunca davalının (B.K/ m. 69 ) da tanumlandığı şekli ile nedensellik bağını içerecek şekilde sorumlu olduğuna dair bir tespit yapılması teknik olarak mümkün görülmediği, Marina’nın bu tip hava ve deniz etkilerinden korunacak şekilde inşa edilmemediği davacı … kuruluşu tarafından iddia edilmiş isede, ” 02.12.2016 … Marina tesislerinde F9 pontonunda kıçtankara vaziyette bağlı iken olduğu yerde batan … ” isimli özel tekne dışında başkaca zarar gören bir deniz aracı bulunduğuna dair tespit yapılmamış olması nedeniyle Bilirkişi Heyetimizin uzmanlık alanı dışında kalan bu husus hakkındada kanaat belirtilmesi mümkün olmadığı, davalı … şirketince tanzim olunan Poliçe Sorumluluk Sigortası ” mahiyetinde olup kural olarak sorumluluk sigortalarında sigortacı, sorumluluğunu sigortalamış bulunduğu … ve … Marinaları tesisine karsı zarar gören bir üçüncü kisi ve/veya sigortacısı tarafından tazminat talebinde bulunulması halinde, sigortalısının malvarlığını bu tazminat talebinden kaynaklanması mümkün olumsuz sonuçlara karsı 01.06.2016 -01.06.2017 vadeli … nolu … Sigortası Poliçesi (Marina İşletenleri Sorumluluk Sigortası Poliçesi) kapsamında koruduğu anlaşılmıştır. Tanzim olunan Poliçe ile davalının mesleki faaliyetini icra ederken doğabilecek zararlar yönünden kuvertür sağlamış olup, buna göre 1 nolu davalının davacıya karşı sorumluluğu bulunmadığın kabulü halinde davalı sigortacısının da davacıya karşı tazminat sorumluluğu bulunmadığı kanaatine ulaşıldığı, mahkemece davalıların Davacı … kuruluşuna karşı sorumluluğu bulunduğunun kabulu halinde dava dışı sigortalıya ait … isimli özel teknede 02.12.2016 günü dibe oturarak hasarlanması sonucu oluşan ve sovtaj sonrası belirlenen 97.000,00 TL tutarın TTK ‘ nun rizikonun gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan mevcut düzenlemeleri ve taraflar arasında münakit sigorta poliçesi Genel ve Özel Şartlarına uygun olarak ödeme tarihinden itibaren ( ilgili tazminat makbuzu ve ibraname dosyada davacı taraf delilleri arasında yer almadığından bu hususun belgelenmesi şartı ile ) işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen ödenmesi gerekeceği belirtilmiştir.
Dosyaya sunulan bilirkişi raporundaki tespitler mahkemece denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunmuş olup dayandıkları gerekçeler ile ulaştıkları tespitler ise mahkemece dosya kapsamı ve deliller ile uyumlu bulunduğundan bilirkişi raporu karara esas alınarak hüküm tesis edilmiştir.
İhtilafa konu olayda davacı … kuruluşu tarafından … sayılı Gezinti Tekneleri Sigorta Poliçesi kapsamında sigortalı … isimli özel teknenin 02.12.2016 … Marina tesislerinde … pontonunda kıçtankara vaziyette bağlı iken, akşam saatlerinde 8 bofor ve 20-22 m/sn hızında esen rüzgarın da etkisi ile bulunduğu yerde omurga ve karinası üzerine oturarak onarımı yapılmayacak (tam ziya mertebesinde hasar ) görecek şekilde batması olduğu anlaşılmaktadır. Dosyada mübrez deliller arasında yer alan yat sigorta poliçesine göre; Taraflar arasında kararlaştırılan 1.155,00 TL primin ödenmesi kararlaştırılmak suretiyle … sayılı 30/06/2016 – 30/06/2016 vadeli poliçe ile dava dışı sigortalı …’ ye ait 1986 yapım yılı olan eni 3.45 m.boyu 13.52 m. Türk bayraklı, … isimli özel amaçlı tekne Türk Tekne Poliçesi Genel Şartları kapsamında sigorta bedeli üzerinden % 2 Tenzili Muafiyet uygulanması şartıyla 125.000.00 TL sigorta bedeli üzerinden liman seferi özel yat kayıt belgesinde müsaade edilen sahada sefer yapmak kaydıyla sigortalandığı anlaşılmıştır.
Tekne Poliçesi Genel Şartları uyarınca davalı Sigortacı tarafından verilen sigorta kuverturuna göre; 2.1.1 Denizde veya iç sularda yola hazır iken yahut limanda, tersanede, marinada, yolda, kızakta, dubada veya kıyıda sert yahut çamur zeminde veya kayıkhanede yahut çekilmesi, taşınması ve denize indirilmesi dahil, sefere çıkarken veya pilotlu veya pilotsuz seyir sırasında, deneme seferine çıktığında ve olağan yardıma gereksinimi olan gemi veya teknelere yardım ederken yahut onları çekerken sigortalı olup, uyuşmazlık konusu ihtilafta … şeraiti uyarınca aktedilen poliçe gereği sigortalı teknenin oturması, batması, yanması, tutuşması veya sudan başka [buz dahil] görünür her hangi cisme çarpması ya da değmesi nedeniyle zıya veya hasara uğradığı ile poliçe teminatı kapsamında deniz, ırmak, göl veya diğer seyrüsefer yapılabilir suların tehlikeleri nedeniyle oluşmuş bir hasar zarar sigortanın kapsamına dahil edilmiştir.
Mezkur Tekne Sigorta Poliçesi Genel Şartları 1.maddesine göre, sigorta poliçesinde belirtilen süre içinde gemi veya diğer sigorta ettirilebilir menfaatlerin maruz kalabileceği rizikoları poliçede belirtilen koşullara bağlı olarak davacı … kuruluşu tarafından güvence altına alınmış olduğu tespit edilmiştir ve iş bu dava davacı … kuruluşunun dava dışı sigortalısına ödediği tazminatın rucuen tahsili istemine dayalı halefiyet esaslı bir dava olup Sigorta Hukukunda Halefiyet ilkesi TTK 142/ 1. maddesinin yanı sıra sigorta poliçesi genel şartlarında da tanımlanmıştır. Halefiyet kısaca zarar gören sıfatı ile sigorta ettiren nezdinde poliçe kuvertürüne giren bir rizikonun gerçekleşmesi halinde meydana gelen zararlar nedeniyle üçüncü bir şahsa karşı herhangi bir hukuki sebebe dayalı olarak tazminat alacağı hakkına sahip olması halinin, ödenen sigorta tazminatı miktarınca kanun icabı sigortalıya geçmesi olarak tanımlanmıştır. Dava hakkının doğmamış veya sukut etmiş olması halinde sigortacının halefiyet hakkını kullanması mümkün değildir.Halefiyete dayalı rücu davası esas itibariyle sigortalının kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılabilmesi için bazı şartların mevcut olması gerekmektedir. Buna göre davacı … şirketinin dava konusu uyuşmazlıkla halefiyet hakkının gerçekleşebilmesi için geçerli bir sigorta sözleşmesinin mevcudiyeti, sigortalının sözleşmeye dayalı olarak sigortalısına poliçe kapsamı dahilinde bir tazminat ödemesi yapmış olması dışında en önemlisi ” Sigortalının kendisine zarar verene karşı dava hakkının mevcut olması ” koşullarının bir arada gerçekleşmesi gerekmektedir.
… isimli 1986 yılı yapımı fiber teknenin, 1 Nolu davalıya ait Marina Çekek Sahasında su alarak batması neticesinde hasarlara maruz kaldığı anlaşılmaktadır. … bilahare yüzdürülerek karaya alınmıştır. Teknenin fiber gövde yapısı kırılmış ve delinmiş; su altında kalmasından ötürü tüm mobilya ve döşemeleri ile beyaz eşya ve mutfak ekipmanları deniz suyu ile temas etmiş; ayrıca tüm seyir cihazları ve elektronik cihazları, 2 adet makinası, jeneratörü ve kliması da deniz suyuna maruz kalarak hasarlanmış olduğu anlaşılmaktadır.
Gerek hasarların niteliği, gerekse sigorta eksperinin aldığı onarım tekliflerinin tutarının teknenin sigorta değerini (125.000,00 TL) aştığı göz önüne alındığında, … kabul edilmesi gerekeceği anlaşılmaktadır. Teknenin hasarlı haliyle sovtaj değeri bulunmaktadır. Alınan teklifler içerisinde 28.000,00 TL tutarlı teklifin sigorta eksperince uygun görüldüğü değerlendirildiğinde, … isimli teknenin hasar tutarının 125.000,00 TL-28.000,00 TL = 97.000,00 TL olduğu tespit edilmiştir.
T.C Orman Ve Su İşleri Bakanlığı Meteoroloji Genel Müdürlüğü 1. Bölge Müdürlüğü tarafından KRI-8-17064 sayılı olarak hazırlanan raporda, olay günü olan 02.12.2016 Cuma tarihinde, insan hayvan ulaşım ve yerleşim yerlerini ” fırtına ve jortum tanımlı ” olarak gerçekleşen durumdan zarar gördüğü ifade edilerek, hava ve deniz durumu bilgilerine yer verilerek davacı sigortacı nezdinde sigortalı … teknesinin demirlediği …. nın yer aldığı Kadıköy-İstanbul için rüzgarın maksimum hızının 8 bofor ve 20-22 m/sn olduğunu gösterir verilerin dosyada mübrez olduğu görülmüştür.
Dava konusu rizikonun gerçekleştiği 02.12.2016 tarihinde, … ve … Marinaları tesisinde … isimli tekne dışında yoğun hava muhalefeti nedeniyle batan başkaca tekne bulunmadığı, 1986 yapım yılı olan fiber teknenin rizikonun gerçekleştiği Aralık 2016 tarihi itibariyle 30 yaşında olduğu anlaşılmıştır.
Beklenmeyen hal, borçlunun kaçamayacağı şekilde borcu ihlal etmesine sebep olan hadise ya da borcun ihlaline kaçınılmaz bir tarzda sebebiyet veren ve akit yapılırken görülmeyen bir olay olarak tarif edilmiş olup umulmayan halden, akdin ifasına engel olan tesadüfi haller anlaşılmaktadır. Gerek Türk Hukukunda, gerek kanunlar, gerekse Yargıtay içtihatlarında umulmayan hal/mücbir sebep terimleri aynı anda ve aynı anlamda kullanılmakta olduğundan bir kusur mevcut olmaksızın tesadüfe bağlı olarak meydana gelen hadiselerden ve bunların meydana gelmesinden insan iradesinin ya hiçbir rolü olmadığı ya da çok az bir rolü olabileceği kabul edilmektedir. Aralarında fırtına -şiddetli rüzgarlarında sayıldığı bütün bu olayların mücbir sebep veya umulmayan hal sayılabilmesi için borçlu, bunlara karşı koyamayacak durumda bulunması ve olayların borçlunun kusurundan ileri gelmemesi şartı kabul edilmekte olup bu hadiselerin, mücbir sebep veya umulmayan hal olmadığı varsayılmaktadır diğer bir ifade biçimi ile , bu hadisenin sonradan ortaya çıkarak akdin ifasını imkansız hale getirmiş olması aranmaktadır.
TBK 69. Maddeye göre; Bir bina veya imal olunan herhangi bir şeyin maliki, o şeyin fena yapılmasından yahut muhafazasındaki kusurdan dolayı sorumludur. Bu sorumluluk, objektif özen yükümlülüğüne aykırılıktan doğan ağırlaştırılmış bir kusursuz sorumluluk halidir. Nedensellik bağının, mücbir sebep, mağdur veya üçüncü kişinin ağır kusuru sonucu kesilmesi halinde malikin sorumluluğundan söz edilemez. Ne var ki, bunun için öncelikle kusursuz sorumlu olanın, olay içinde “ek kusur’unun bulunmaması da zorunludur. İmal olunan şey nedeniyle malikin sorumluluğundan sözedilebilmesi için, zarar ile özen eksikliği arasında uygun illiyet bağının bulunması yeterlidir. Diğer bir ifade ile bu sorumluluk objektif özen yükümlülüğüne aykırılıktan doğan “ağırlaştırılmış” bir kusursuz sorumluluk halidir. Diğer yandan özel hukuk sorumluluğu bakımından her zaman kusur unsurlarının bulunması zorunlu değildir. Bu gibi hallerde, zararın, hukuka aykırı bir davranıştan doğması yani objektif koşulu gerçekleşmesi yeterli olup, ayrıca sübjektif koşula diğer anlatımla kusura ihtiyaç bulunmadığı kabul edilmektedir. Bir yapı ya da tesisin planlarının onanmış ve idari makamlar tarafından yapılan denetimlerde, bu yapı eserinin inşaasında hiçbir sakınca görülmemiş olması, maliki BK. m. 58’deki sorumluluktan kurtarmaz. Buna göre malikten beklenen normal ve objektif ölçülere ve icaplara göre alması gerekli önemleri almaktır.
Somut uyuşmazlıkta denizin kabarması ve dalga boylarının yükselmesi sonucu, baş-kıç salınımları artan … teknesinin arka kısmında bulunan mataforanın ve dinlencenin teknenin bağlı olduğu rıhtıma birçok defa vurmak suretiyle kırılmış olup, davalının işlettiği marinadaki bir duvar, bağlama demiri, rıktım uzantısı vs gibi bir mütemmim cüz niteliğindeki parçanın değil 30 yaşındaki tekneye ait kırılan fiberde oluşan deliğin deniz suyu alarak, zarara neden olduğu görülmekle, davalının TBK 69.maddede tanımlandığı şekli ile nedensellik bağını içerecek şekilde sorumluluğu bulunmamaktadır. Her ne kadar davacı … kuruluşu tarafından Marina’nın bu tip hava ve deniz etkilerinden korunacak şekilde inşa edilmemediği iddia edilmiş isede, 02.12.2016 tarihinde … Marina tesislerinde … pontonunda kıçtankara vaziyette bağlı iken olduğu yerde batan … isimli özel tekne dışında başkaca zarar gören bir deniz aracı bulunduğuna dair bir delil veya tespit bulunmamaktadır.
Davalı … şirketince tanzim olunan poliçe, sorumluluk sigortası mahiyetinde olup, kural olarak sorumluluk sigortalarında sigortacı, sorumluluğunu sigortalamış bulunduğu … ve … Marinaları tesisine karşı zarar gören bir üçüncü kişi veya sigortacısı tarafından tazminat talebinde bulunulması halinde, sigortalısının malvarlığını bu tazminat talebinden kaynaklanması mümkün olumsuz sonuçlara karşı 01.06.2016 -01.06.2017 vadeli … nolu … Sigortası Poliçesi (Marina İşletenleri Sorumluluk Sigortası Poliçesi) kapsamında koruduğu anlaşılmıştır. Tanzim olunan Poliçe ile davalının mesleki faaliyetini icra ederken doğabilecek zararlar yönünden kuvertür sağlamış olup, buna göre 1 nolu davalının davacıya karşı sorumluluğu bulunmadığı, böylece davalı sigortacısınında davacıya karşı tazminat sorumluluğu bulunmadığı anlaşılmakla, her iki davalı açısından açılan haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Her iki davalı hakkında açılan davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince peşin alınan 2.066,38 TL den karar harcı olan 59,30 TL nin mahsubu ile fazla alınan 2.007,08 TL’nin kesinleşmeye müteakip talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalılar vekilleri için takdir edilen 15.445,00 TL red vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.29/04/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır