Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/384 E. 2021/94 K. 01.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2018/384 Esas
KARAR NO : 2021/94
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 31/03/2015
KARAR TARİHİ : 01/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: dava dışı … Tah.San.Tic.Ltd. Şirketine ait ticari emtiasının, taşıma sigortasının müvekkili tarafından yapıldığını, yükün davalı tarafından taşındığını, emtiyanın 26/06/2013 tarihinde Cezayir Limanına varışından sonra yükün bulunduğu ambar kapakların açılması sırasında yapılan kontrolde gemi balast suyunun ambar kısmına dolması sebebiyle emtiyanın bulunduğu konteynerin ıslanmış olduğunu tesbit edildiği ve müvekkili şirkete hasar ihbarının yapıldığı, müvekkili şirketin yapılan hesaplara göre belirlenen 199.704,21 TL yi sigortalısına 04/10/2013 tarihinde ödediğini ve sigortalısına halep olduğunu iddia ile ödenen bu miktarın taşıyıcı olan davalıdan ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi özetle: ; dava konusunun deniz ticareti ve deniz sigortası olduğunu, yetkili mahkeme bakımından davanın reddinin gerektiğini, dava konusu taşımalar için konişmentoda tanzim edilmiş olan Yetki/Tahkim Şartı bulunduğunu ve bu nedenle davanın yetki yönünden reddi gerektiğini, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davanın zamanaşımı/hak düşürücü sürenin geçmiş olduğunu, dava konusu taşımayı yapan … gemisinin denize, yüke ve yola elverişli olduğunu, yüklerin üzerinde iddia olunan hasarların sebebinin tam olarak tayin ve tespitinin gerekli olduğunu, iddia edilen yük hasarının karma taşımanın deniz ayağında meydana gelip gelmediği hususunun sabit olmadığını, iddia edilen hasardan müvekkilin sorumlu tutulamayacağını, fahiş ve yerinde olmayan zarar taleplerini ve faiz istemini kapsayan ve dava konusu taşıyana atfi kabil bir kusur olmaması sebebiyle ve doğru halefiyet yokluğu yönünden hukuki dayanağı olmayan fahiş ve haksız alacak ve faiz talebini havi davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
…Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/… Esas sayılı dosyasında, 2014/… Esas 2014/… Karar sayılı ilamı ile görevsizlik kararı verilerek, dosya mahkememizin 2015/186 esasına kaydedilmiş, mahkememizin 13/02/2017 tarihli 2015/… Esas-2017/… Karar sayılı ilamı ile davanın açılmamış sayılması karar verilmiş, davacı vekilinin talebi üzerine dosyanın … Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesine gönderilmesi üzerine Mahkememizin davanın açılmamış sayılmasına ilişkin kararı … Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin 2017/… Esas 2017/… Karar sayılı kararı ile kaldırılarak dosya mahkememize gönderilmiş, mahkememizin 2017/… Esasına kaydedilerek mahkememizin 30/10/2017 tarihli 2017/… Esas ve 2017/… Karar sayılı kararı ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, davacı vekilinin talebi üzerine dosyanın … Hukuk Dairesine gönderilmesi üzerine … Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin 13/09/2018 tarih, 2018/… Esas 2018/… Karar sayılı kararı ile kaldırılarak dosya mahkememize gönderilmiş, dosyanın yukarıdaki esasa kaydı yapılarak yargılamaya bu esas numarası üzerinden devam olunmuştur.
Davanın, davacı … şirketine nakliyat emtia taşıma sigorta poliçesi ile sigortalı emtianın deniz yolu ile davalının sorumluluğunda taşınması sırasında hasarlanması nedeni ile sigortalısına ödenen hasar bedelinin davalıdan TTK nın 1472 . Maddesi gereğince rucüen tahsili talebine ilişkin olduğu, uyuşmazlığın ise, taraflar arasında geçerli bir sigorta sözleşmesinin bulunup bulunmadığı, geçerli bir sözleşme uyarınca ödeme yapılıp yapılmadığı, hasara ilişkin süresinde ve geçerli bir ihbarın olup olmadığı, hasarın deniz taşıması sırasında meydana gelip gelmediği, hasardan davalının sorumlu olup olmadığı, hasar miktarının tespiti ile davalının yetki itirazının kabul edilip edilmeyeceği ve davanın hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı noktasında toplandığı anlaşılmış, davalının hakdüşürücü süre yönünden itirazının TTK nun 1188.maddesi gereğince, davacının ödeme yaptığı tarih ve dava tarihi değerlendirildiğinde reddine karar verilmiş, yetki itirazının ise usulüne uygun olmaması nedeniyle reddine karar verilmiş, taraf vekillerince davaya ilişkin tüm delilleri, konişmento, nakliyat sigorta poliçe örneği, ödeme belgesi, hasar dosyası dosyaya sunulmuştur.
Mahkememiz tarafından belirlenen resen bilikişi heyetin hazırladığı 21/04/2016 havale tarihli bilirkişi kök raporunda özetle, dava kapsamındaki hasarın tutarı 79.000,00 EURO olduğu, geçerli bir sigorta poliçesinin bulunduğu, davacının ödeme yapmak suretiyle sigortalısının haklarına halef olduğu, sigortacının davalı taşıyandan tazminat talep edebilmesi için taşıyanın meydana gelen zarardan sorumlu olması gerektiği, dosya içeriğinde yer alan belgelerden anlaşıldığına göre, yükün ıslanarak hasarlanmasına balast tankından sızan suyun neden olduğu, bu hususun elverişsizlik teşkil ettiği, taşıyanın geminin elverişsizlik sebebiyle sorumlu tutulabilmesi için gerekli olan, elverişsizlik teşkil eden bir hususun varlığı, yükün zarara uğraması, elverişsizlik ile zarar arasında nedensellik bağının bulunduğunun ortaya konulduğu dikkate alındığında, taşıyanın meydana gelen zarardan sorumlu olacağı, bununla birlikte TTK’ nın taşıyanı elverişsizlik halinde, tedbirli taşıyanın gösterdiği özeni sarf etmesine rağmen elverişsizlik teşkil eden hususu tespit edemediğini veya onu sorumluluktan kurtaracak olan, elverişsizliğin sonradan meydana geldiği ve geminin teknik idaresine ait bir kusur teşkil ettiğini ispatlaması halinde sorumlu olmayacağının düzenlediği, davalı taşıyan elverişsizlik olgusunu tedbirli bir taşıyan gibi hareket etmesine rağmen keşfedemediğini ya da balast tankının çatlamasının sonradan meydana gelen bir elverişsizlik olduğunu ortaya koyması halinde zarardan sorumlu tutulamayacağı beyan edilmiştir.
Mahkememiz tarafından resen belirlenen bilirkişi heyetinin hazırladığı 12/11/2019 havale tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Davalı tarafça dosyaya sunulan Uluslararası Güvenli Yönetim Kodları ve Protokoller kapsamında geminin tekne, makine ve ekipmanları itibariyle gerekli denetimlere tabi tutulduğu, bu denetimler neticesinde gerekli yeterlilik belge ve sertifikalarının alındığı, bu belgeler uyarınca, geminin başlangıçta denize, yüke ve yola elverişli olduğu, karine olarak kabul edilmesi gerektiği, belirtilen bu karinenin aksinin davacı tarafça ispat edilemesi gerektiği, Balast tankındaki elverişsizliğin geminin sefere başlamasından sonraki süreçte meydana geldiğinin kabul edilmesi halinde, TTK m. 1180 hükmü uyarınca, elverişsizliğin geminin sevki veya başkaca teknik yönetimi kapsamında değerlendirileceği, şahsi kusuru tespit edilemeyen davalı taşıyanın bahsi geçen mutlak sorumsuzluk hali nedeniyle deniz suyuna maruz kalan yüklerde oluşan zararlar bakımından sorumlu tutulamayacağı görüş ve kanaatinin bildirdiği görülmüştür.
Mahkememizin 03/02/2020 tarihli 1 nolu duruşma ara kararı gereğince raporlar arasında çelişki olduğu görülmekle çelişkiyi giderecek şekilde taraflar arasında geçerli bir sigorta sözleşmesinin bulunup bulunmadığı, geçerli bir sözleşme uyarınca ödeme yapılıp yapılmadığı, hasara ilişkin süresinde ve geçerli bir ihbarın olup olmadığı, hasarın deniz taşıması sırasında meydana gelip gelmediği, hasardan davalının sorumlu olup olmadığı, hasar miktarının tespiti ile davanın hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı noktasında rapor alınmasına karar verilmiş, Mahkememiz tarafından resen belirlenen bilirkişi heyetinin hazırladığı 13/02/2021 havale tarihli bilirkişi kök raporunda özetle; Davaya konu hasarın gemi ambarına balast tankından sızan suyun dolmasından kaynaklandığı ve bu durumun da TTK m. 1180 bağlamında geminin teknik yönetimine ilişkin bir hareket niteliği arz ettiği, Geminin sefere başladığı aşamada denize, yüke ve yola elverişli olduğu, davaya konu zararın yolculuk başladıktan sonra meydana gelecek elverişsizlik veya bunun giderilmemesindeki kusur (geminin teknik yönetimine ilişkin bir hareket) niteliği taşıyacağından taşıyanın TTK m.l180 uyarınca sorumlu olmayacağı, TTK m. 1185’e uygun olarak hasara ilişkin süresinde ve geçerli bir ihbarın yapıldığı, davacı … şirketinin halefıyet hakkının, TTK m. 1472’de öngörülen şartlardan, sigortalının gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkının bulunması şartının gerçekleşmemiş olması sebebiyle doğmadığı görüş ve kanaatinin bildirildiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı itibariyle, dosyada mevcut 258376113 numaralı 18/06/2013 tanzim tarihli Emtia Blok Abonman Sigorta Poliçesine göre dava dışı … Tah.San.Tic.Ltd. Şirketine ait dava konusu emtianın nakliye rizikolarına karşı davacı … tarafından sigorta teminatı altına alındığı, davacının, sigorta himayesi kapsamındaki rizikonun gerçekleşmesi sonucunda, geçerli bir sigorta sözleşmesine dayanarak hasar ekspertiz incelemesi sonucunda tespit edilen ödemesi gereken sigorta tazminatını olan 79.000 Euro karşılığı 199.704,10 TL meblağı 04.10.2013 tarihinde ödediği, dolayısıyla dava dışı sigortalısının haklarına TTK m. 1472 uyarınca halef olduğu, aktif husumet ehliyetine haiz olduğu kanaatine varılmıştır.
Dosyada mevcut davalı tarafından düzenlenmiş olan 15.06.2013 tarih ve … no.lu konişmentoya göre; yükletenin İstanbul’da mukim … ve Tic. Ltd. şirketi; alıcının ve ihbar olunanın ise Cezayir’de mukim … Tic. Ltd. şirketi olduğu ve brüt 7.130,00 kg, net 6.916,20 kg ağırlığında 103 paket halinde paketlenmiş 4500 adet inşaat işlerinde kullanılacak yedek parça ve ekipmanlardan oluşan emtianın 1 adet 20′ DV konteyner içerisine istiflendikten sonra Ambarlı Limanı’ndan Alger Port Limanı’na taşınmak üzere 15.06.2013 tarihinde “… ” isimli gemiye (Sefer no: … ) yüklendiği ve konişmentonun davalı imzalandığı ve kaşesinin olduğu, konşimento üzerinde yer alan SHIPPER’S LOAD, SECURE, LASH AND COUNT kaydına göre, emtianın konteyner içerisine yüklenmesi, lashingi sayımı ve istifi işlemlerinin bizzat yükleten satıcı tarafından gerçekleştirildiği, FCL/FCL kaydına göre, konteynerin tamamının tek bir yükleyici tarafından tek bir alıcıya sevk edilmiş olduğu, SHIPPED ON BOARD kaydına konteynerin gemiye 15.06.2013 tarihinde yüklendiğinin anlaşıldığı, dosya kapsamı itibariyle, sigortalı emtianın taşındığı … no.lu konteynerin 15.06.2013 tarihinde … Limanı’ndan Cezayir’in … Limanı’na taşınmak üzere “…” isimli gemiye temiz ve sağlam olarak yüklendiği ve konişmentoda buna dair herhangi bir ihtirazı kaydın bulunmadığı, dosyada mevcut kargo planına göre, sigortalı yükün içerisinde bulunduğu … no.lu 20′ DV konteynerin, … isimli geminin ambar içerisinde “… mevkinde” ambarın en sancak tarafında ve zeminde istiflenmiş olduğu, aynı gemide, dava konusu … no.lu konteyner haricinde farklı alıcılara ait 28 adet konteynerde bulunan eşyaların da dava konusu emtianın hasarlanmasına neden olan aynı sebepten yani gemi ambarına balast tankından sızan suyun dolması neticesinde su teması sebebiyle hasar gördüğü, dava konusu hasarın yük limana 24.06.2013 tarihinde vardıktan bir gün sonra taşıyana ihbar edilmiş olması sebebiyle TTK m. 1185’e uygun olarak hasara ilişkin süresinde ve geçerli bir ihbarın yapıldığı kanaatine varılmıştır.
Geminin denize, yola ve yüke elverişli olması mutlak değil nisbi kavramlardır. Taşıyan, geminin ancak mevcut yükle ve kararlaştırılmış olan yolculuğu belli zamanda (tamamıyla anormal olan tehlikeler hariç olmak üzere) selametle ve yüke zarar vermeden başarabilecek durumda olmasını sağlamakla yükümlüdür. Gemi kural olarak daha yüklemenin başında denize, yola ve yüke elverişli halde olmalıdır. Geminin yalnız yolculuğun başında değil, seferin devamında da denize, yola ve yüke elverişli olması lazımdır. TTK m. 1141 geminin yolculuğun başında denize, yola ve yüke elverişli olmamasından doğan sorumluluğu düzenlemektedir. Ancak bundan taşıyanın geminin yolculuk sırasında elverişsiz hale gelmesinden sorumlu olmayacağı neticesi çıkarılamaz Zira geminin bütün sefer boyunca ve hatta yolculuk bittikten sonra da boşaltmaya kadar elverişli bir halde bulundurulması taşıyanın yüke özen göstermek hususundaki genel borcunun (TTK m. 1178) özel bir halidir. Bununla birlikte, başlangıçtaki elverişsizlik ile yolculuk sırasında meydana gelen elverişsizlikten doğan sorumluluğun şartları ve neticeleri birbirinden farklıdır. Şöyle ki, başlangıçtaki elverişsizlikte taşıyan TTK l180. maddedeki sorumsuzluk sebebine (adamlarının ve gemi adamlarının teknik kusuru ve yangın) dayanamayacağı gibi TTK m. 1182 deki karine hükmünden de faydalanamaz. Sonraki elverişsizlikten kaynaklanan sorumluluk TTK m. l178 ve devamı hükümlerine tabi olduğundan burada durum farklıdır. Yolculuk başladıktan sonra meydana gelecek elverişsizlik nedeniyle taşıyan TTK m. 1180 uyarınca sorumlu olmayacaktır.
Dosyada mevcut bilgi ve belgelere göre; … isimli geminin 26.06.2013 tarihinde varış limanında ambar kapaklarının açılması sonrası gemi ambarına balast tankından sızan deniz suyunun dolması neticesinde yükün hasarlandığı, suyun ambara dolmasının balast tankının sızıntı yapmasından kaynaklandığı, balast tankından su sızarak ambara dolmuş olmasının geminin elverişsiz olduğuna işaret ettiği,TTK.m.1141 hükmüne göre, taşıyan gemiyi denize, yola ve yüke elverişli halde bulundurma borcu altında olduğundan yük ilgililerine karşı bu sebeple ileri gelen zararları tazminle yükümlü olduğu, bu durumda, elverişsizlik sebebiyle taşıyandan tazminat talep eden kişinin geminin elverişsizliğine yol açan bir olgunun varlığını, zarar uğradığını, elverişsizlik ile zarar arasında nedensellik bağı bulunduğunu ortaya koyması gerektiği, dava konusu uyuşmazlıkta yükün zarara uğradığı ve yükün balast tankından sızan su sebebiyle zarara uğradığının da ortaya konulduğu, bu sebeple, tazminat talep eden davacının ispat yükünü yerine getirdiği, bu halde taşıyanın kendisini tazminat ödemekten kurtaracak kurtuluş beyyinesi getirmesi gerektiği, taşıyanın ancak tedbirli bir taşıyanın göstermekle yükümlü olduğu özeni göstermesine rağmen elverişsizliği yolculuğun başına kadar keşfedememiş olduğunu ispatlarsa sorumluluktan kurtulabileceği, davalı taraf delilleri arasında bulunan ve dava konusu taşımayı gerçekleştiren … isimli gemiye ait belge ve sertifikalar arasında yer alan ISM (Uluslararası Emniyetli Yönetim) çerçevesinde geminin tekne, makine ve ekipmanları açısından gerekli denetim ve sörveylere tabi tutularak sefer için zorunlu olan belge ve sertifikalarının alındığı, bu bağlamda geminin yolculuğun başında denize, yola ve yüke elverişli olduğunun karine olarak kabul edilmesi gerektiği, bu karinenin aksinin ise davacı tarafından ispat edilmesi gerektiği, davacı tarafından bu hususu ispata yönelik delil sunulmadığı, dolayısıyla elverişsizliğin seferin başlangıcında değil, sefer başladıktan sonra meydana geldiğinin kabul edilmesi gerektiği, bu durumda ise, TTK m.l180 uyarınca elverişsizliğin geminin sevkine veya başkaca teknik yönetimine ilişkin bir hareket kapsamında değerlendirilmesi gerekeceği, şahsi kusuru tespit edilemeyen davalı taşıyanın mutlak sorumsuzluk hali nedeniyle yükte meydana gelen zarardan sorumlu tutulamayacağı kanaatiyle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi açıklanacağı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince peşin alınan 3.410,45 TL den karar harcı olan 59,30 TL nin mahsubu ile fazla alınan 3.351,15 TL’nin kesinleşmeye müteakip talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı yargılama gider toplamı olan 50,50 TL’nin davacıdan alınıp davalıya ödenmesine, bakiye giderin davalı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı vekili için takdir edilen 22.429,29 TL red vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.01/03/2021

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı