Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/371 E. 2018/383 K. 12.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

DAVA:Alacak (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:10/10/2018
KARAR TARİHİ:12/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili firmanın dava dışı … Aş arasında akdetmiş olduğu… dibi tarama sözleşmesi kapsamındaki edimlerini yerine getirmede kullanmak üzere davalı ile 04/04/2016 tarihinde davalıya ait “…” nin kiralanmasına dair sözleşme imzalandığını, daha sonra bu kira sözleşmesinin hüküm ve koşulları aynı olmak şartıyla kira bedeli revizesi yapılmak üzere 16/06/2016 ve daha sonra 30/12/2016 tarihinde yeniden ayrı bir sözleşme olarak akdedildiğini, 30/12/2016 tarihinde akdedilen sözleşmenin III. Maddesinde, kira sözleşmesinin kiracı müvekkil tarafından kiralayan davalıya işin bittiğine/ sözleşmenin sona erdiğine dair bilgilendirme yazısı gönderinceye kadar devam edeceği açıkça hüküm altına alındığını, sözleşmenin devam sırasında davalıya 10/04/2016 tarihinde müvekkile bilgi ve haber verilmeksizin gemiyi … ten alarak … da tersaneye götürdüğünü, müvekkilce davalıya … Noterliği nni … tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile eylemin sözleşmeye ve hukuka aykırı olduğu dönmede çalışamamaktan dolayı gelir kaybı olduğunu ihtar edilerek derhal geminin proje alanına dönmesini ihtar edildiğini, davalının bu taleplere cevap vermediğini ve geminin ancak davalı tarafça müvekkil tarafından yeni sözleşme imzalanması şartı ile proje alanı olan … e 11/05/2017 tarihinde geri döndüğünü, akdedilen 10/05/2017 tarihli kira sözleşmesinin 10. Maddesinde geminin o an … limanında olduğunu ve ancak yeni kira sözleşmesinin imzası ile hareket edeceğinin açıkça belirtildiğini, davalının bu haksız eylemleri nedeniyle müvekkilin üstlenmiş olduğu projede aylık gecikme yaşamak zorunda kaldığını, zor durumda olduğu için son sözleşme ile kira bedelinin % 30 artırılmasına dahi rıza göstermek zorunda kaldığını, devam eden süreçte davalı tarafın müvekkilin zararına sebebiyet vermiş olmasına karşın müvekkilinin temerrüde düşürdüğü hiçbir borcunun olmamasına böyle bir borç olduğunun bir an iin kabulünde dahi müvekkile mehil vererek ödeme talebinde bulunması şart iken 06/07/2017 tarihi itibariyle geminin çalışmasını durdurduğunu, kira dönemi içerisinde evvelce davalının yakıt defteri üzerinde yakıt alımlarının ÖTV siz olarak yapılmakta iken keyfi olarak bu şekilde yakıt alımına izin vermemesi nedeniyle müvekkilin ilave ÖTV yükümlülüğü altına girdiğini, davalının bu süre gelen sözleşme ve hukuka aykırı haksız eylemleri neticesinde kira sözleşmesinin … Noterliği nin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile fesih edildiğini, fesihte talep edilen haksız fesihe bağlı tazminat ile kira sözleşmesi nedeniyle müvekkilinin uğramış olduğu zararların tazmini için davayı açtıklarını, davalı tarafın kiralayan sıfatıyla TBK uyarınca kira sözleşmesi süresince kiralayanın kiracı kullanımına hazır halde bulundurma yükümlülüğünü ihlal ettiğini, kira sözleşmesinin belirtilen dönemde yürürlükte olduğunun bir diğer ispatının ise davalı tarafça müvekkile düzenlenen 01/04/2017- 10/04/2017 tarihli arasındaki kira faturası olduğunu, davalının bu tarihten itibaren yeni sözleşme akit tarihi olan 10/05/2017 tarihine kadar olan sürede geçerli olmaya devam eden 30/12/2016 tarihi kira sözleşmesi ile üstlendiği kiralananı kullandırma borcunu ihlal ettiğini, müvekkilce üstlenilen proje kapsamındaki iş tam ve gereği gibi ifa edilemediğini ve bu şekilde müvekkil zarara uğradığını, bu zararın davalı tarafça tazmini gerektiğini, … Noterliği nin … tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile zarar talebinin davalıya ihtar edildiğini, taraflar arasında akdedilen son sözleşme olan 10/05/2017 tarihli sözleşmenin IV/1 maddesi ile de kiralayan geminin tüm belgelerinin kiracı tarafından kullanılması için gerekli tüm evrakları hazır bulundurmayı kabul ettiğini, davalının buna uygun olarak yakıt defterini müvekkile kullandırdığını ve müvekkilin mevzuatça izin verildiği üzere ÖTV siz yakıt aldığını, bu şekilde ÖTV siz olarak tüm sözleşme dönemlerinde alınan yakıt miktarının 384.244,94 TL olduğunu, son dönemde davalı tarafın keyfi ve sözleşmeye aykırı olarak yakıt defterini müvekkilin kullanımına sunmadığını, bu nedenle müvekkilce 76.112,68 TL tutarında ÖTV ödemek zorunda kaldığını, iş bu bedelin ödenmesine davalının sözleşmeye ve sözleşme sırasındaki uygulamalara aykırı olarak keyfi sebebiyet verdiğinden davalıdan tazmini gerektiğini, bu nedenlerle davanın kabulü ile, fazlaya ilişkin hakları talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla 5000 TL haklı feshe bağlı tazminat, 20.000 TL kiralananın kullanılamaması nedeniyle uğranılan zarar 5000,00 TL davalının haksız eylemi nedeniyle ödenmek zorunda kalınan ÖTV nin davalıdan talep edilen ihtarnamelerden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, müvekkil şirket ile denizcilik alanında faaliyet göstermekte olup… isimli … gemisinin maliki olduğunu, davacı şirketin ise bu deniz aracını 04/04/2016 ile 10/07/2017 tarihleri arasında 4 ayrı kira sözleşmesi ile kiralanmış şirket olduğunu, taraflar arasında ki 30/12/2016 tarihli kira sözleşmesinin 29/03/2017 tarihinde sona ermiş olup, davacı tarafın da bu hususu bildiğini, müvekkil şirket yetkilisi … nun 28 Mart 2017 tarihinde davacı şirket yetkililerine elektronik posta gönderdiğini, bu elektronik postasından taraflar arasındaki kira sözleşmemesinin 29/03/2017 tarihinde sona ereceğini, sözleşmenin yenilenmesinin talebinin var ise yeni sözleşme koşullarının oluşturulması ve anlaşma sağlanması yönünde yeni sözleşme imzalanması içni sözleşme bitim tarihi olan 29/03/2017 tarihinden önce taleplerinin iletilmesi gerektiğini, aksi takdirde 30/03/2017 tarihi itibariyle … isimli … isminin … /… liman şantiyesinden çekileceğini, ayrıca şubat 2017 kira bedelinden dolayı ödenmemiş 50.236,16 TL borcun bulunduğunu, bunun da acilen ödenmesi gerektiğini, davacı şirketin 10/04/2017 tarihinden 10/05/2017 tarihine kadar işe devam edememesinden müvekkil şirket ile hiçbir ilgisi bulunmadığını, davacı şirketin “… Bakanlığınca … günü … sayılı Resmi Gazetede yayımlanan … Yönetmeliği gereğince faaliyetine devam edebilmesi için en geç … tarihinde alması zorunlu bulunan Tarama Yetki belgesini zamanında alamadığı için müvekkil şirketle imzaladığı 30/12/2016 tarihli kira sözleşmesinin 29/03/2017 tarihinde bitmesine rağmen o tarihte yenilenmediğini, tarama yetki belgesi olmadığı için işin devam edemediğini ve müvekkil şirkete ait … gemisinin kira sözleşmesinin yenilenmediği için limandan ayrıldığını ve daha sonra davacı şirketin tarama yetki belgesini aldıktan sonra müvekkil şirket ile yeni bir kira sözleşmesi imzaladıktan sonra müvekkil şirkete ait … isimli … gemisinin davacı şirketin şantiyesine döndüğünü, davacı şirket yetkilisi tarafından müvekkil şirketin yetkilisine 21/04/2017 tarihinde gönderilen elektronik posta mesajında bu hususun açıkça şu şekilde belirtildiğini, “… Şirket … Genel müdürlüğü tarafından verildiğini, şirketimize ait tarama yetki belgesi ekte tarafınıza sunulmaktadır. … ili, … İlçesi, sınırlarında bulunan deniz dibi tarama işlerinde bugün 21/05/2017 saat 13:00 itibariyle başlamış olduğumuzu bildiririz” bu iddianın ispatı için … Başkanlığı ndan ve … Müdürlüğü nden davacı şirketin tarama yetki belgesini ve en son hangi tarihte almasının zorunlu bulunduğunun, davacı şirketin tarama yetki belgesini hangi tarihte aldığının davacı şirketin tarama yetki belgesini zamanında alamadığı için limandaki faaliyetinin durdurulup durdurulmadığının durdurulmuş ise hangi tarihler arasında durdurulduğunun sorulmasını talep ettiklerini, müvekkil şirketin davacı şirket ile imzalandığı kira sözleşmelerinin yürürlükte olduğu tüm sürelerde üzerine düşen tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, davacı şirketin ise müvekkil şirkete kira borçlarını hep geciktirdiğini, müvekkil şirketi mağdur ettiğini, halen daha davacı şirketin müvekkil şirkete ödenmediği 140.802,15 TL borcu bulunduğunu, davacı şirketin tüm iddialarının gerçek dışı olduğunu, davacı şirketin müvekkil şirkete hukuki ilişki içinde olduğu diğer şirketlere borçlarını ödemeyerek herkesi mağdur ettiğini, davacı şirket ile müvekkil şirket arasındaki kira sözleşmelerinin davacı şirketin tazminat talebinde bulunabilmesine olanak tanınmadığını, müvekkil şirket ile davacı şirket arasında sözleşme bulunmayan 10/04/2017 tarihi ile 11/05/2017 tarihleri arasında davacı şirkete kira borcu tahakkuk ettirilmediğini, davacı şirket tarafından müvekkil şirkete açılan iş bu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HMK nun 116.maddesinde aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davaların aralarında bağlantı bulunması durumunda davanın her aşamasında talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebileceği belirtilmiş olup, HMK nun 166/4.maddesinde ise davaların aynı veya birbirlerine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda bağlantının var sayılacağı hükmüne yer verilmiş olup, mahkememizin her iki davasının da aynı sebepten doğması nedeniyle HMK nun 166.maddesi gereğince birleştirilmesine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR:
1-Mahkememizin 2018/371 esas sayılı dosyasının HMK nun 166/1-4 maddeler gereğince … esas sayılı davası ile birleştirilmesine, yargılamaya mahkememizin … esas sayılı dosya üzerinden devam edilmesine,
2-Esasın bu şekilde KAPATILMASINA,
3-Yargılama harç ve masrafların birleşen dosya üzerinde BELİRLENMESİNE,
Dair, tarafların yokluğunda esas hükümle birlikte istinaf başvuru yolu açık olmak üzere dosya üzerinden karar verildi.15/10/2018

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır