Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/37 E. 2018/398 K. 22.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO:2018/37 Esas
KARAR NO :2018/398

DAVA:Tazminat (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:10/08/2016
KARAR TARİHİ:22/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin acenteliğini yaptığı … gemisinin 14/05/2016 tarihinde… kuzeyden giriş yaptığını, … seyrini Türk boğazları Deniz Trafik Düzeni Tüzüğünde ön görülen kurallara uygun ve emniyetli bir şekilde sürdüren geminin geçerli bir sebep bulunmadığı halde kılavuz kaptan tarafından çağrılan “…” refakat römorkörü ile geminin …’ye demirletildiğini, hiçbir haklı bir sebebe dayanılmaksızın çağrılan refakat römorkörü eşliğinde … geçişini tamamlayabilecek olan geminin …’ye demirletilmesi sonucunda römorkaj ücretine ek olarak demir atış, demir alış ve ikinci defa İstanbul uğraklı geçiş plotaj ücreti ödenmek zorunda kalındığını, tüm bunlardan dolayı fazladan 7.911 Amerikan Doları ödeme yapıldığını, müvekkilinin gemi acentesi olarak Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğüne verdiği 18/05/2016 tarihli yazı ile ilave römorkaj demir ve plotaj ücretlerinin … gemisinin gereksiz şekilde ve tespit yapılmaksızın tüzüğe aykırı olarak …’ye demirletilmesi sonucu doğduğu, bu nedenle ek ücretlerin iptalinin talep edildiği, ancak bu talebin kabul edilmediğini, Kıyı Emniyetinin red sebeplerinin gerçeklikten uzak olduğunu, zira geminin pervanesinin %20’sinin su seviyesi üzerinde olduğunun hiçbir şeklide kayda alınmadığını, sadece yapılan gözlemden ibaret olduğunu, müvekkiline yüklenmiş olan ilave tutarların kılavuz kaptanın pervaneyi dışarıda görmesine dayandırıldığını, hareket halindeki bir geminin pervanesinin su seviyesi üzerinde olduğunun tespit edilmesinin çıplak gözle imkansız olduğunu, gemi kaptanının pervanenin %5’ten fazlasının su seviyesi üstünde olamayacağının belirtmesine rağmen kılavuz kaptanın refakat römorkörü çağırarak gemiyi demirlettiğini, yine Kıyı Emniyeti tarafından red yazısında geminin pervanesinin su seviyesi üstünde iken 10 knot, pervanesi suya batınca 13 knot sürat yaptığı ve bunun geminin pervanesinin su seviyesi üstünde olduğunu gösterdiğini belirtildiğini, yapılan açıklamaların gerçek durumla ilgisinin bulunmadığını, bu hususun Kıyı Emniyeti uhdesinde bulunan gemi trafik kayıtlarının dosyaya sunulması ile görüleceğini, dolayısıyla geminin düşük hızda seyretmesi ile pervanenin su seviyesinin üstünde olması arasında hiçbir bağın bulunmadığını, geminin düşük hızla seyretmesinin kılavuz kaptanın talimatından kaynaklandığını, Kıyı Emniyetinin iddialarının haklı olduğu düşünülse dahi römorkör ile çekilmekte olan geminin … çıkışına kadar çekilip demirletilmesinin müvekkilinin zararına sebep olduğunu, sonuç olarak kılavuz kaptanın haksız şekilde ve hiçbir tespite dayanmaksızın refakat römorkörü çağırmasının ardından geminin …’ye demirletildiğini, bunun sonucunda müvekkilinin demir atışı için mecburi demir ücreti ödemek zorunda kaldığını, ardından demir alış ücreti ödediğini, kılavuz kaptanın değişmesi sebebi ile de ilave olarak İstanbul uğraklı geçiş plotaj ücreti ödediğini ileri sürerek, müvekkilinden haksız şeklide tahsil edilen 7.911 USD’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu … gemisinin … geçişi esnasında kılavuz kaptan tarafından gemiye hizmet vermek üzere yanaşılırken geminin pervanesinin %20’lik bölümümün su satığı üzerinde olduğunun görüldüğü, köprü üstüne ulaşıldığında bu durum hakkında gemi kaptanından bilgi istendiğinde geminin … tersanesine gittiği, tersaneye giriş için istenilen graftları sağlamak üzere balastları basılmış olarak gelindiği bilgisinin alındığı, Türk Boğazları Deniz Trafik Tüzüğünün 5.maddesi 12.bendine göre boğazlara girecek bütün gemilerin su düzeyinin üstünde kalan pervane kanadı kısmının pervane çapının %5 ini geçemeyeceği hükmü uyarınca, dava konusu geminin hafifletilmiş şekilde geçişine müsaade edildiğinin gemi kaptanına hatırlatılarak geminin römorkör eşliğinde … demirletildiğini, VHF ses kayıtları incelendiğinde diğer gemiler tarafından dava konusu geminin pervanesi su dışında seyrettiğinin ifade edildiğinin anlaşıldığını, SP1 raporuna 12 knot sürat beyan etmiş olan gemi ile demir yerine tam yol ilerlemekte iken en fazla 10 knot sürate ulaşabildiği, 14/05/2016 tarihinde saat 19.30 da … de demirletilerek hizmetin tamamlandığı, geminin bir gün sonra demir yerinden hareket ettikten sonra 13 knot sürat yaptığı, bunun demir yerinde iken geminin balast alarak pervanesinin suya batmış olduğunu gösterdiğinin, bu itibarla gemiye TBDTD tüzüğü hükmü gereğince işlem yapıldığının bildirilerek tahakkukların iptal edilmeyeceğini beyan edildiğini, bu nedenle davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; … Bayraklı … nolu … gemisinin … geçişi sırasında Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğüne ait Kurtarma römorkörü tarafından çekilerek …’ye demirletilmesinden dolayı römorkaj ücretine ilave olarak ödenen demir atış, demir alış ve plotaj ücreti bedellerinin iadesi istemine ilişkin olup, davacı tarafça kılavuz kaptan tarafından geçerli bir sebep olmaksızın römorkör çağrıldığı, römorkör eşliğinde … geçişinin tamamlayabilecek olan geminin …’ye demirletildiği, bu nedenle haksız şekilde demir atış, demir alış ve ikinci kez … geçiş plotaj ücreti ödemek zorunda kalındığı ileri sürülmektedir.
Uyuşmazlığın çözümü açısından konusunda uzman bilirkişilerden alınan raporlarından, 18/05/2018 tarihli 1.bilirkişi raporunda, Türk Boğazları Deniz Trafik Düzeni Tüzüğünün 5.maddesi 12.bendinde gemilerin su düzeyinin üstünde kalan pervane kanadının pervane çapının %5’ini geçemeyeceği hükmüne yer verildiği, somut olayda kılavuz kaptanın %20 gibi yaklaşık bir ifade kullanmış olsa da %5 in üzerindeki her değerin tüzüğün anılan maddesini ihlal edeceği, geminin SP1 raporuna göre kıçta su çekiminin 5,4 metre olması, geminin kılavuz aldığı anda da kıçında 5,4 metre su çektiği anlamına gelmediği, davacı vekili tarafından bir başka gemi örnek gösterilmek suretiyle geminin pervanesinin %20 sinin su üzerinde kalamayacağı ileri sürülmekte ise de bu iddianın teknik hesaba dayanan bir tarafının bulunmadığı, bunun yanında geminin pervanesinin %5 inin dahi su üzerinde kalmasının tüzüğün ihlali için yeterli bir sebep oluşturduğu, gemi kaptanının hiçbir itirazda bulunmadan hizmet fişini imzaladığı, eğer gemi kaptanı kılavuz kaptanın bu tespitine katılmıyor ve itiraz ediyor olsa idi gemi demirler demirlemez kılavuz kaptan ile geminin pervanesini kontrol ederek bunu rapor haline getirilmesini talep etmesi gerektiğini, gerek demir yerinin dar bir alan olması gerekse demir yerinde başka gemilerin varlığı ile kuzey güney yönlü trafik ile bu trafikte bir tankeri varlığı, demirleme sırasında geminin pervanesinin su yüzeyinde kalması nedeni ile gemiyi abramanın zorlukları karşısında demirleme sırasında römorkör kullanılmasının gemilerin deniz trafik düzeni ve çevrenin emniyeti için isabetli ve gerekli olduğu, sonuç itibari ile … tarafından dava konusu gemi için yapılan plotaj, demir ve römorkaj işlemlerinin mevzuata uygun ve gerekli olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
Davacı vekilinin itirazları üzerine alınan 29/08/2018 tarihli ikinci bilirkişi raporunda da, kılavuz kaptan ve bağlı bulunduğu … tarafından hiçbir somut tespit yapılmaksızın %20 gemi pervanesinin su üzerinde olduğu gibi bir beyanla yapılan uygulama keyfi gibi görünse de, … gemisinin kaptanının ehil bir kaptan gibi davranmayıp, gelişen olaylara olay anında ve sonrasında yazılı yahut sözlü itiraz etmediğinden dolayı yapılan römorkör alımı, demir atma, demir alma ve tekraren … geçişi gibi işlemlerin hizmet olarak verilmesinden ötürü mevzuata aykırı bir durum olmadığı belirtilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve bilirkişi raporlarına göre; … Bayraklı … nolu … gross tonajlı … gemisinin 14/05/2016 tarihinde… kuzeyden güneye doğru geçişi sırasında kılavuz kaptan tarafından geminin pervanesinin %20’sinin su üzerinde olduğu tespit edilerek, …’ne ait olan Kurtarma 10 römorkörü refakatinde geminin …’ye demirletildiği dosya kapsamına göre belirli olup, davacı vekili tarafından su seviyesinin görüntü, resim çekme gibi kesin bir veriye dayanmadığı ileri sürülmekte ise de, Türk Boğazları Deniz Trafik Düzeni Tüzüğünün 5.maddesi 12.bendide … ve … Boğazına girecek bütün gemilerin gemi olanakları elverdiği sürece pervanesinin tamamen su yüzeyinin altında kalacak şekilde trimlendirilmiş olacağı zorunlu hallerde su yüzeyinin üstünde kalan pervane kanadının kısmi pervane çapının %5’ini geçemeyeceği hükmünün düzenlendiği, kılavuz kaptan tarafından %20 gibi yaklaşık bir ifade kullanılmış olsa da, %5’in üzerindeki her değerin Türk Boğazları Deniz Trafik Düzeni Tüzüğünü ihlali için yeterli olduğu, geminin römorkör ve refakatinde demir yerine çekilmesi işlemine karşı gemi kaptanının olay anında ve sonrasında yazılı ve sözlü herhangi bir itirazının olmadığı dikkate alındığında römorkör alımı ve demirleme işleminin tüzüğün 5.maddesi 12.bendindeki düzenlemeye göre gerekli ve yerinde olduğu, bu nedenle römorkör alımı, demir atma, demir alma ve tekraren … geçişi gibi hizmetlerden dolayı … tarafından yapılan hizmetler için ücret tahakkuk ettirilmesinde mevzuata aykırı bir durum bulunmadığı kanaatine varılmış olduğundan, açıklanan bu nedenlerle tahakkuk ettirilen ücretlerin iadesine ilişkin talebin reddi yönünde aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM/Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç tarifesi uyarınca 35,90 TL karar harcının 403,08 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 367,20 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı taraf vekil ile temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan 2.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/10/2018

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır