Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/358 E. 2020/232 K. 13.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO :2018/358 Esas
KARAR NO :2020/232
DAVA :Alacak
DAVA TARİHİ :02/05/2017
KARAR TARİHİ :13/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin kurtarma tekel sahasında Türkiye bayraklı … adlı römorkör tarafından … bayraklı … adlı gemiye (barc’a) verilen kurtarma hizmeti sebebiyle fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydıyla 15.000,00 € kar mahrumiyeti alacağının olay tarihi olan 05/05/2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsilini yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep edilerek …. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nde dava açmıştır.
Davalı usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap, beyan veya delil sunmamıştır.
…. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nde yapılan yargılama neticesinde 06/03/2018 tarih, 2017/… esas, 2018/… karar sayılı kararı ile görevsizlik kararı verilerek dosya mahkememize gönderilmiş ve yukarıdaki esasına kaydı yapılmıştır.
Mahkememizce aldırılan 09.08.2019 bilirkişi raporunda özetle; Davacı idarenin, kurtarma için hak edeceği ücretin TTK m.l305’te gösterilen ölçütlerine göre değerlendirilmesi neticesinde, 15.000 Euro kurtarma ücretinin kar kaybı olarak talebinin uygun bulunduğu ve davacının kar kaybı talebini davalıya yöneltebileceği belirtilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan tüm delillerden, açılan davanın, davacının kurtarma tekel sahasında davalı tarafından verilen kurtarma hizmeti sebebiyle davacının kar mahrumiyeti alacağının davalıdan tahsiline ilişkin olduğu, dava konusu olayda öncelikle …o adlı römorkör tarafından, … adlı mavna için yapılan işlemin, bir kurtarma yardım faaliyeti olup olmadığını değerlendirmek gerekeceği, … adlı su aracının bir mavna olduğu, teknik bilirkişi tespitine göre, mavnaların makinesiz, tam donatılmamış ve dava konusu mavnada olduğu üzere kimi zaman üzerinde personel bulunmayan su araçları olduğu, bir yerden bir yere nakledilmeleri, çekilerek yedeklenme yapılmaları suretiyle mümkün olabileceği, bu yedekleme işleminin yapıldığı esnada, yedeklcme işlemini yapan Bandia adlı römorkörün yedekleme yapmış olduğu halatın pervanesine dolanarak koptuğu, bunun neticesinde de römorkörün makinelerinin stop ettiği, … isimli römorkörün, pervanesine halat dolanması sebebiyle makinelerinin stop etmesi sonrasında, tekrar makineleri çalıştırmak için pervanesine dolanan halatın çıkarılması için dalgıç yardımına ihtiyaç duyulduğu, dalgıç yardımına ihtiyaç duyularak, pervanesindeki halattan kurtulamayan ve bu sebeple makinelerini çalıştıramayan römorkörün, serbest kalan ve uzaklaşmaya başlayan, bir başka deyişle sürüklenen … adlı mavnaya müdahale etme şansı bulunmadığı, olayın Kartal demir sahasında, yedeklemeye başlandığı esnada meydana gelmiş olduğu, mavna üzerinde personel bulunmadığı, römorkörün müdahale şansı olmadığı da düşünüldüğünde mavnanın bir şekilde kontrol altına alınması gerektiği, bu maksatla, römorkör kaptanı tarafından yardım da talep edildiği, 08.05.2015 tarihinde yapılan ekspertiz sonrası hazırlanan raporda hava ve deniz koşullarının sakin olduğunun belirtildiği, ancak hava ve deniz koşullarının sakin olmasının bu riskleri ortadan kaldırmayacağı, az da olsa rüzgarın ve bölgedeki akıntıların etkisiyle mavnanın sürüklenmeye devam edeceği, müdahalenin şart olduğunun mahkememizce atanan teknik bilirkişi heyetince de değerlendirildiği, bu sebeple … adlı mavna için bir tehlikenin var olduğu ve mavnanın yedeklenerek emniyete alınması işleminin bir kurtarma faaliyeti olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacının tekel hakkı açısından yapılan değerlendirmede, Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü (KEGM) Amaç ve Faaliyet Konulan; Davacı kuruluş, “Ana Statüsü (27 Mart 2007 Resmi Gazete)” Madde 4 “Kuruluşun Amaç ve Faaliyet Konuları” 2.fıkrasına göre; olayın meydana geldiği Marmara Denizi kuruluşun tekel sahası içerisinde yer aldığı, kuruluşun, bu saha içerisinde; “tehlikeye uğrayan 300 rüsum (net) tonilatodan büyük su araçlarının, kurtarma işlerini tekel şeklinde” yapmak üzere yetkilendirildiği, bu kapsamda, tehlike altındaki 300 net tondan büyük bir su aracına kurtarma hikmetinin verilmiş olması durumunda, bu kurtarma hizmetinin davacı kuruluş tarafından verilmiş olması gerekeceği, davacı ile … İsimli mavnanın sigortacısı arasında 26.04.2016 tarihinde yapılan e-posta yazışmasından, mavnanın 769 rüsum (net) tonunda olduğu görülmekle, bu kurtarma hizmetinin davacı kuruluş tarafından verilmiş olması gerekmektedir.
Davalının sorumluluğun miktarı açısından yapılan değerlendirmede, TTK’ nun 1305. Maddesi uyarınca değerlendirme yapılaması gerekeceği ve bu hususta da alanında uzman teknik bilirkişi tarafından hazırlanan bilirkişi tarafından hazırlanan rapor içeriğine itibar edildiği, buna göre,
a) Aracın ve diğer eşyanın kurtarıldıktan sonraki değeri; Dosyada mevcut sigorta poliçesinden, kurtarma hizmeti verilen … adlı mavnanın, tekne makine sigorta değeri 440.000 Euro olarak tespit edilmiştir.
b) Çevre zararının önlenmesi veya sınırlandırılmadı için kurtaranın gösterdiği çaba ve beceri; Kurtarmanın davalı tarafından verilmiş olması nedeniyle böyle bir çaba ve beceri davacı açısından mevcut değildir,
c) Kurtaran tarafından elde edilen başarının derecesi; Kurtarmanın Davalı tarafından yapılmış olması nedeniyle böyle bir şey Davacı açısından mevcut delildir.
d) Kurtarılan aracın ve içindeki insanların ve eşyanın karşılaştıkları tehlike ile kurtarmaya katılmış olanların kendileri ve araçları için göze aldıkları tehlikenin niteliği ve büyüklüğü; Davacının kurtarmaya katılmamış olması nedeniyle kendileri ve araçları için göze aldığı bir tehlike mevcut değildir.
e) Aracın, diğer eşyanın ve insan hayatının kurtarılması için kurtaranın gösterdiği çaba ve beceri; Davacı açısından mevcut değildir.
f) Kurtaranın harcadığı zaman, yaptığı giderler ve uğradığı zarar; Davacı açısından, kurtarma için harcanan bir zaman olmamakla birlikte, adam istihdam ettiği, ekipmanları çalışır halde tutması gerektiği, yatırım yapma zorunluluğu, mevcudiyetini devam ettirmesi açısından masraf yapması gerektiği gibi nedenlerle uğradığı kar kaybından söz edilebileceği
g) Kurtaranın yüklendiği sorumluluk rizikosu ve kurtaran ile teçhizatının uğradığı diğer rizikolar; Davacı açısından mevcut değildir,
h) Verilen hizmetlerin ne kadar çabuk sağlandığı; davacı açısından mevcut değildir.
i) Kurtarma faaliyetine ayrılmış araçların ve diğer teçhizatın kullanıma hazır bulundurulmuş ve fiilen kullanılmış olması; Teçhizatın kullanıma hazır bulundurulması Davacı açısından mevcuttur.
j) Kurtaranın teçhizatının, kurtarmaya hazır olması, etkinliği ile değeri; Kurtarma işlemini fiilen yapılmamış olsa da, teçhizatın kurtarmaya hazır bulunması, etkinliği ve değeri Davacı açısından mevcuttur.
Davacının verilemeyen kurtarma ücreti için kar kaybı olarak 440.000 Kuro x %3,4 = 14.960 Euro ile yaklaşık 15.000 Euro talep ettiği, dosyada mevcut, …o maliki davalı ile … mavnası maliki arasında düzenlenen protokole göre, verilen hizmet karşılığında 52.000 Euro ödenmesi konusunda anlaşıldığı, TTK m. 1305 de yer alan toplam 10 fıkradan, f, i ve j fıkraları olmak üzere 3 adet fıkranın davacı adına değerlendirilmesi neticesinde, Davacı kuruluşun, ödenmiş olan 52.000 Euro üzerinden 15.000 Euro bedelindeki kurtarma yardım kar kaybı talebinin kadri marufunda olduğu değerlendirilmekle davacı idarenin, bu kurtarma için hak edeceği ücretin TTK m.l305’te gösterilen ölçütlerine göre değerlendirilmesi neticesinde, 15.000 Euro kar kaybı talebinin uygun bulunduğu ve davacının kar kaybı talebini davalıya yöneltebileceği anlaşılmakla davacının davasının kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davacının davasının KABULÜ ile 15.000 Euro kar mahrumiyetinin olay tarihi olan 05/05/2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar harcı olan 4.018,88 TL’den peşin alınan 1.004,67 TL’nin mahsubu ile bakiye 3.014,21 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan (1.040,67 TL ilk harç 166,00 TL posta ücreti ve 2.400,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam)3.606,67TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı vekili için takdir edilen 8.448,29 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Bakiye gider avansının kesinleşmeye müteakip talep halinde taraflara iadesine,
Dair,davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/10/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır