Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/357 E. 2021/72 K. 16.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO :2018/357 Esas
KARAR NO :2021/72
DAVA :İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :01/10/2018
KARAR TARİHİ :16/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin kasko sigortası teminatı altında bulunan … plakalı römorkun 03.12.2016 tarihinde Ukrayna’da gemiye yüklenirken çarpması nedeniyle hasar gördüğünü, ekspertiz incelemesi ile … plakalı aracın hasar tutarının 18.092 TL olduğunun belirlendiğini ve 22.03.2017 tarihinde sigortalı … Ltd. Şti.’ye ödendiğini, hasar tutarının davalıdan tahsili için başlatılan icra takibinin haksız itirazı ile durdurulduğu belirtilerek … İcra Dairesi’nin 2017/… sayılı dosyasıyla 18.092,00 TL hasar tutarı ile ödenme tarihi 22.03.2017 itibariyle 855,40 TL işlenmiş avans faizinin toplamı 18.947,40 TL alacağın tahsili için 02.10.2017 tarihinde başlatılan icra takibine itirazın iptali talep edilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin dava konusu taşımada taşıyan olmadığını, acenta olduğunu, denizyolu Beyan Formunda müvekkilinin acenta olarak imza attığını, donatan olarak … kaptanının, formun altına kaptan mührünü vurduğunu ve müvekkilinin de acenta sıfatı ile imza atıp kaşe vurduğunu, bu sebeple müvekkili vekil sıfatını haiz olduğundan, bizzat sorumlu tutulamayacağını ve kendisinden para tahsil edilemeyeceğini, Gümrük Yük Manifestosu imza ve kaşenin taşıyıcı … ‘a ait olduğunu, kendisinden talepte bulunulamayacağını. bu sebeple de husumetin taşıyıcıya yöneltilmesi ve müvekkilinin de taşıyana izafeten acentası sıfatı ile davada bulunmasının gerektiğini, müvekkilinin zarardan sorumlu tutulamayacağını, navlun faturasına göre müvekkilinin sadece taşıma işine ilişkin fatura kestiğini, faturanın üstünde sadece navlun göründüğünü, başka bir hizmet bedeli bulunmadığını, faturaya göre, müvekkilinin kamyonun … gemisine yüklenmesi işini üstlenmediği ve buna ait de bir yükleme fatura kesmediği için, yükleme işi ile alakası bulunmadığını, kaza olduğunda müvekkiline usulüne uygun ve süresinde bir bildirim yapılmadığını, bu sebeple ispat külfetinin yer değiştirmiş olduğunu, davacı tarafın zarardan müvekkilinin mesul olduğunu ispat etmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; genişletilmiş kasko sigorta poliçesi ile sigortalı römorkörün gemiyi yüklenirken hasarlanması beyanıyla sigortalıya ödenen sigorta tazminatının rücuen davalıdan tahsili talebi ile başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali davası olup; uyuşmazlığın, tarafların husumet ehliyetlerinin bulunup bulunmadığı, hasar nedeniyle davalının kusur ve sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, hasar tazminatının kadri maruf olup olmadığı ve buna göre varsa davacı alacağının miktarının tespiti hususlarında toplandığı anlaşılmıtır.
… İcra Müdürlüğünün 2017/… esas sayılı icra dosyasının incelemesinde; alacaklısının … Sigorta A.Ş.(Yeni Ünvan: … Sigorta A.Ş.) olduğu, borçlusunun … Tic. A.Ş(Yeni Ünvan: … olup, ödeme emrinin 11/10/2017 tarihinde tebliğ edildiği, 17/10/2017 tarihinde itirazın edildiği, davanın 01/10/2018 tarihinde İİK nun 67.maddesi gereğince davanın bir yıllık hak düşürücü sürede açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce resen seçilen bilirkişiler … ve tarafından tanzim edilen 16/05/2019 tarihli raporda; Davacının aktif husumet ehliyeti bulunduğu, davalının pasif husumet ehliyeti bulunduğu, hasarın davalının sorumluluk alanında çekici şoförünün kusuru nedeni ile oluştuğu, dava konusu … plakalı, 13.03.2016 tarihinde trafiğe çıkmış, 03.12.2016 tarihinde, yaklaşık 9 ay kullanıldıktan sonra kazaya karışmış, … Ltd. Şti. adına tescilli dorse yarı römorkun hasar tutarının KDV dahil 18.092,00 TL olduğu; davacı tarafından sigortalısının 8.000,00 TL prim borcunun mahsup edilmesinden sonra 10.092,00 TL’nin ödendiğinin beyan edildiği ve 22.03.2017 tarihli, 10.092,00 TL tutarında ödeme dekontunun dosyada mevcut olduğu, … İcra Dairesi’nin 2017/… sayılı dosyası ile hasar tutarının ödenme tarihi 22.03.2017 itibariyle işlenmiş avans faizi ile tahsili için 02.10.2017 tarihinde icra takibi yapıldığı, 18.092,00 TL hasar tutarı ile ödenme tarihi 22.03.2017 ve icra takip tarihi arasındaki süreye denk 855,40 TL işlenmiş avans faizi toplamının 18.947,40 TL olduğu belirtilmiştir.
Tarafların beyan ve itirazları üzerine dosya bilirkişi kuruluna yeniden tevdi edilmiştir. Bilirkişiler tarafından tanzim edilen 20/01/2020 tarihli ek raporda; kök raporundaki görüşlerin korunduğu, davacının aktif husumet ehliyeti bulunduğu, davalının pasif husumet ehliyeti bulunduğu, hasarın Davalının sorumluluk alanında Çekici şoförünün kusuru nedeni ile oluştuğu, dava konusu … plakalı, 13.03.2016 tarihinde trafiğe çıktığı 03.12.2016 tarihinde, yaklaşık 9 ay kullanıldıktan sonra kazaya karıştığı, … Ltd. Şti. adına tescilli dorse yarı römorkun hasar tutarının KDV dahil 18.092,00 TL olduğu; davacı tarafından sigortalısının 8.000,00 TL prim borcunun mahsup edilmesinden sonra 10.092,00 TL’nin ödendiğinin beyan edildiği ve 22.03.2017 tarihli, 10.092,00 TL tutarında Ödeme dekontunun dosyada mevcut olduğu, … İcra Dairesi’nin 2017/… sayılı dosyası ile hasar tutarının ödenme tarihi 22.03.2017 itibariyle işlenmiş avans faizi ile tahsili için 02.10.2017 tarihinde icra takibi yapıldığı, 18.092,00 TL hasar tutarı ile ödenme tarihi 22.03.2017 ve icra takip tarihi arasındaki süreye denk 855,40 TL işlenmiş avans faizi toplamının 18.947,40 TL olduğu belirtilmiştir.
Mahkememizce resen seçilen muhasip bilirkişi … tarafından tanzim edilen 20/11/2020 tarihli raporda; Davalı tarafından dava dışı sigortalısı … Lid.Şti adına … sefer numarası ile taşınan … plakalı römorka ait 05.12.2016 tarihli 600 USD karşılığı 2.104,02 TL tutarlı faturanın tahsil edildiği ve fatuıa bedelinin ise sigortalı firmadan tahsil edildiği, davalının yasal defterlerinde sigortalı adına tanzim söz konusu faturanın; dava dışı sigortalı firmaya borç kaydedildiği, diğer taraftan dava dışı fiili taşınla firma&ı … ‘nin … nolu hesabına 600 USD karşılığı 2.11)4,02 TL. alacak kaydedildiği, dolaylıyla davalı şirketin, sigortalı firma adına tanzim edilen navlun bedeline ait faturayı gelir kaydetmediği ve direk olarak fiili taşıma firmasına alacak kaydettiği, davalının yasal defterlerinde, dava dışı fiili taşıma firması hesabına alacak kaydedilen … hesapta oluşan 31 12 2016 tarihi itibarıyla alacak bakiyesinin 4ava dışı firmanın … Yurtdışı Müşteri USD (Armatörler) hesabına virman edildiği, Bu işlem ile dava dışı fiili taşıma firmasına acentelik hizmet ve masrafları karşılığında tanzim edilen faturalar karşılığı oluşan alacak bakiyesine niahsup edildiği ve 31.12.2016 tarihi itibarıyla … hesapta oluşan kalan borç bakiyesinin ise fiili taşıma firmasına 2017 yılında banka havalesiyle ödendiğine ilişkin banka dekontlarının ibraz edildiği tespit edildiği belirtilmiştir.
Dava halefiyete istinaden açılmış olmakla, öncelikle davacının TTK 1472 maddesi uyarınca halef sıfatını kazanıp kazanmadığı değerlendirilmelidir. Davacı … şirketinin halef sıfatını kazanabilmesi için, geçerli bir sigorta sözleşmesinin kurulmuş olması, sigortacının himaye kapsamında yer alan riziko sebebiyle meydana gelen zararları ödemiş olması ve zarardan sorumlu üçüncü bir kişinin bulunması gereklidir. Dosya içeriğinde yer alanı 340 Genişletilmiş Kasko Kasko Paket Poliçesi incelendiğinde, davacı … ile dava dışı sigortalı … Ltd. Şti arasında davaya konu … palakalı römorkun meydana gelecek kaza ve hasar rizikolarına karşı sigortalandığı anlaşılmıştır. Sigortacının himaye kapsamında yer alan riziko sebebiyle ödeme yapmış olma koşulu bakımından , dosya içeriğinde yer alan 22/03/2017 tarihli … Bankası AŞ ye ait ödeme talimat belgesi incelendiğinde, dava dışı sigortalı … Ltd. Şti davacı … şirketinden 10.092,00 TL tutarında tazminat aldığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle davacı … şirketinin yapmış olduğu ödeme ile sigortalının haklarına halef olduğu ve aktif husumet ehliyetinin bulunduğu mahkemece kabul olunmuştur.
Davalının pasif husumet ehliyetine sahip olup olmadığını tespiti, esasında dava konusu taşıma sebebiyle taşıyan sıfatını haiz olup olmadığına bağlıdır. Bu bağlamda genel olarak ifade etmek gerekirse; bir tarafın (taşıyan) denizyolu ile yük taşıma taahhüdünde bulunduğu; diğer tarafın (taşıtan) ise ücret (navlun) ödeme borcu altına girdiği sözleşme olan navlun sözleşmesinde, taşıma taahhüdünü üzerine alan kişi taşıyandır ve taşıyanın sıfatını tayinde dikkate alınan en önemli belge ise konşimentodur. Nitekim TTK 1238 maddesi uyarınca konişmentoyu taşıyan sıfatıyla imzalayan veya konişmento kendi ad ve hesabına imzalanan kişi, taşıyan sayılır. Ancak konişmento da taşıyan sıfatını tespite yönelik yegane belge değildir. O halde davalının taşıyan ve buna bağlı olarak pasif husumet ehliyetinin varlığını konişmento dışında tespit etmek gerekecektir. Bu bağlamda davalı tarafından dava dışı sigortalı … Nakliye firması adına düzenlenmiş 05/12/2016 tarihli faturaya göre; “… Uluslararası Taşımacılık NAVLUN HASILATI” açıklamalı 600,00 USD tutarında fatura kesildiği görülmüştür. Davalının söz konusu faturayı ne sıfatla tanzim ettiğinin tetkiki gerekecektir. Bu noktada TTK 921 maddesi uyarınca ücret olarak taşıma giderlerini de içeren tek bedel kararlaştırılmışa, taşıma işleri komisyoncusu taşımaya ilişkin olarak taşıyanın hak ve yükümlülüklerine sahip olmaktadır ki, Yargıtay da çeşitli kararlarında, navlun faturası düzenlenmiş olması hâlinde, faturayı düzenleyenin TTK 921 maddesi uyarınca taşıyan sayılacağına hükmetmiştir. Şu halde işbu navlun faturası sebebiyle davalının pasif husumet ehliyeti bulunduğu değerlendirilmekle birlikte, davalı vekilinin cevap dilekçesi ve rapora yönelik itiraz dilekçesinde belirttiği hali ile, dava dışı fiili taşıyan Black Sea’nin acentesi olduğunu, ilgili acente ile cari hesap usulü çalıştığını ve dilekçe ekinde sunulan ekstrelerde ve dekontlarda görüleceği üzere toplu ödemeler yaparak acente sıfatıyla yaptığı tahsilatları fiili taşıyana ilettiğini beyan ederek, hasara konu olduğu iddin edilen gemi seferine ilişkin 27/12/2016 tarih … seri numaralı donatan şirket … adına tanzim edilen faturayı ibraz etmiştir. Bu fatura ile davalı ticari kayıtları üzerinde yapılan inceleme neticesinde, davalının davacıdan tahsil ettiği fatura bedelini dava dışı fiili taşıyan hesabına alacak kaydettiği, kendi nam ve hesabına gelir kaydetmediği ve bedeli direkt olarak dava dışı fiili taşıyana ödediği anlaşılmıştır.
Bu nedenle davalının konşimentoda taşıyan olarak kayıtlı bulunmaması nedeniyle ve TTK 921 maddesi anlamında da navlun faturasını kendi adına gelir kaydetmemiş olması nedeniyle de taşıyan sıfatını haiz olmadığı, dosyada bulunan deniz yolu beyan formunda acente olarak kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
TTK’nun 105.maddesinde “acentenin aracılık ettiği sözleşmelerden doğan uyuşmazlıklardan dolayı acente tarafından müvekkili adına dava açılabileceği gibi kendisine karşı da aynı sıfatla dava yöneltilebileceği” hükmü düzenlenmiş olduğundan, anılan yasa maddesine göre acenteye karşı doğrudan dava açılması mümkün değildir. Ancak, gemi acenteleri yönetmeliğinde “acentelerin yaptıkları iş ve işlemlerde kendi kusurları dışında sorumlu olmayacakları” kabul edildiğinden ilgili yönetmelik maddesi gereğince gemi acenteleri ancak kendi kusurları ile ortaya çıkacak zararlardan şahsen sorumludur.
Eldeki dosyada davalı … Tic. AŞ ‘nin dava dışı fiili taşıma şirketinin acentesi olduğu, dava konusu taşımaya ilişkin Deniz Yolu Beyan Formunda acente olarak imzasının bulunduğu, davalının düzenelediği navlun fatura bedelini ise kendi adına gelir kaydetmeyerek dava dışı fiili taşıyana aktardığı göz önüne alınarak davacının davasının pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince peşin alınan 323,58 TL den karar harcı olan 59,30 TL nin mahsubu ile fazla alınan 264,28 TL’nin kesinleşmeye müteakip talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davalı yargı gider toplamı olan 1.058,90 TL’nin (8,90 TL posta gideri ve 1.050,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere) davacıdan alınıp davalıya ödenmesine, bakiye giderin davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı vekili için takdir edilen 4.080,00 TL red vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı davacı tarafın yokluğunda, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/02/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır