Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/350 E. 2020/293 K. 11.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO:2018/350 Esas
KARAR NO:2020/293

DAVA :Alacak (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:27/09/2018
KARAR TARİHİ:11/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin …’da mukim, gemi acenteliği olan bir … şirketi olduğunu, davalının ise …/…’da mukim bir gemi donatanı olup geminin işletmeciliği ile iştigal eden bir … şirketi olduğunu, müvekkili ile davalının 27/04/2012 tarihinde imzaladıkları bir acentelik hizmetleri sözleşmesi ile davalının sahip olduğu gemilere ücret ve davalı adına yapılan masrafların ödenmesi karşılığında müvekkilince acentelik hizmetleri verilmesi konusunda anlaştıklarını, müvekkilinin davalı adına işletilmekte olan gemilere klas sörveyi, organizasyonları, emniyet ekipmanları ve gemi ihtiyaç malzemelerinin tedarikleri, yağ, yakıt, su alımları, çöp, atık tahliyeleri, teknik tamir, bakım hizmetleri, kaptanın finansal taleplerinin karşılanması gibi sayısız konuda servis verdiğini, ancak yapılan işlere ait masraf ve ücretlerin davalı tarafça ödenmediğini belirterek davacının 102.585,24 ABD Dolarlık taleplerinin güvence altına alınmasını teminen davalı tarafa ait yada onun tarafından işletilmekte olan gemilerden İstanbul Liman sınırları içinde bulunanlar hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesini ve seferden men edilmelerini, fazlaya dair haklar saklı tutulmak suretiyle 102.585,24 ABD Doları alacağın davalı tarafından davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …İflas İdaresi Temsilcisi … vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflararasında akdedilen sözleşme uyarınca yetkili mahkemenin … Bölgesi Ticaret Mahkemesi olarak belirlendiğini, dava konusuna ilişkin olarak … Bölgesi Ticaret Mahkemesinde açılmış bir dava bulunduğunu, davacı tarafça dosyaya sunulan ve … Mahkemelerini yetkili kıldığı iddia edilen ek protokloün müvekkili bilgisi dışında tanzim edildiğini, sözkonusu belgenin gerçeğe aykırı bir şekilde düzenlendiğini, müvekkili şirketi temsilen atılmış olduğu iddia edilen imzanın …’e ait olmadığını, müvekkili şirketin iflas sürecinden önce davacı şirket ve müvekkili şirket arasında çok kuvvetli bir organik bağın olduğunu, her iki şirketin de aynı grup şirket çatısı altında bulunduğunu ve aynı kişiler tarafından yönetildiğini, davacı şirketin tüm kontrolünün … (… Company) adı altında kümelenen …’nun şirketlerinde bulunduğunu ve şirketlerin Türkiye’deki iştiraki olduğunu, müvekkili şirketin davacı şirkete ödemesi gereken herhangi bir borç bulunmadığını belirterek yetki itirazı ve derdestlik itirazının kabulü ile davanın usulden reddine, davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; gemi acenteliği sözleşmesi kapsamında yapıldığı ileri sürülen masrafların tahsili istemine ilişkin olup, davalı vekili tarafından milletlerarası yetki itirazında bulunmuş olduğundan davanın esasından önce yetki itirazının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Dosya kapsamına göre davalı müflis şirketin …’da mukim yabancı bir şirket olması, acentelik sözleşmesine konu gemilerin yabancı bayraklı olması nedeniyle dava konusu uyuşmazlık yabancılık unsuru taşımaktadır. Yabancılık unsuru taşıyan uyuşmazlıkların çözümünde yetkili kanunun tayininden önce çözümü gereken sorun açılan davada mahkemenin milletlerarası yetkisinin bulunup bulunmadığı hususuna ilişkin olduğundan (Aysel Çeliker/Bahadır Erdem, Milletlerarası Özel Hukuk, Sayfa 19) uygulanacak hukuktan önce yetki konusunun karara bağlanması gerekmektedir. Taraflararasında yapılan bir yetki anlaşması bulunmadığı durumda MÖHUK 40.maddesine göre … Mahkemelerinin milletlerarası yetkisinin iç hukukun yer itibariyle yetki kurallarına göre belirlenmelidir.
Yetki itirazının dinlenebilmesi için HMK’nun 116/1.maddesine göre itirazın cevap süresi içerisinde ileri sürülmüş olması gerekmektedir. Davalı şirket …’da mukim yabancı bir şirket olduğundan Adalet Bakanlığı kanalı ile istinabe yoluyla tebligat yapılması yoluna gidilmiş olup, Adalet Bakanlığının 26/08/2019 tarihli cevabi yazı ekindeki tebligat evrakının tercümesinden dava dilekçesinin davalı şirkete 02/04/2019 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Dosyaya sunulan … Bölgesi Ticaret Mahkemesine ait karar örneğinden davalı …şirketinin dava tarihinden sonra 19/11/2018 tarihinde iflasına karar verildiği, iflas işleri yönetici olarak da Olevınskıy Vıtalıy Iurıevic’nin görevlendirildiği görülmekte olup, iflas işleri yöneticisi vekili 19/12/2018 tarihinde vekaletnamesini dosyaya sunarak davaya cevap için süre uzatım talebinde bulunmuştur. Mahkememizin 21/12/2018 tarihli ara kararı ile “davaya cevap verme süresinin, cevap süresinin bitiminden itibaren 1 ay uzatılmasına” karar verilmiş olup, davalı vekili de uzatılan cevap süresi içerisinde 25/01/2019 tarihinde ibraz ettiği cevap dilekçesinde, taraflararasında akdedilen acentelik sözleşmesinin 10.maddesinde yetkili mahkeme olarak … Mahkemelerinin yetkili kılındığından bahisle milletlerarası yetki itirazında bulunmuştur.

Buna karşın, davacı vekili de cevaba cevap dilekçesinde 27/04/2012 tarihli acentelik sözleşmesinin tadil eden ek protokolde sözleşme tahtındaki tüm uyuşmazlıkların … Mahkemelerinin münhasır yetkisine tabi olduğunun taraflarca kararlaştırıldığını, bu nedenle tadil sözleşmesi ve bu sözleşmede yer alan yetki şartı gereğince … Mahkemelerinin yetkili olduğunu ileri sürmüştür. Davalı vekili davacı yanın bu iddiasına karşılık olarak iddia edilen ek protokolün müvekkili şirketin bilgisi dışında gerçeğe aykırı olarak düzenlenmiş bir belge olduğunu, protokolde müvekkili şirketi temsilen atılan imzanın şirket yetkilisi …’e ait olmadığını savunarak davacı vekilinin delil olarak dayandığı ek protokol ile protokolde davalı şirketi temsilen atılan imzaya itiraz ettiğini bildirmiştir.
Taraflararasında uyuşmazlık konusu olan 27/04/2012 tarihli ek protokolün Türkçe tercümesinden 27/04/2012 tarihli acentelik hizmetleri sözleşmesinin taraflarının sözleşmenin 9.1 maddesi uyarınca 9.4 ve 10.1.maddelerini tadil etmek üzere anlaştıkları, ortaya çıkacak uyuşmazlıkların İstanbul merkez mahkemeleri ve icra müdürlüklerinin münhasır yetkisine tabi olduğu düzenlemesine yer verilerek ek protokolün … Ltd şirketini temsilen …’e atfen imzalandığı anlaşılmış olup, … Ltd ‘nun dosyaya sunulan 11/04/2013 tarihli sicil kaydı örneğinden de …’in bu şirketi temsile yetkili kişi olduğu görülmüştür.
Davalı vekili tarafından sözkonusu ek protokol ile … Ltd’ye temsilen atılan imzaya itiraz edildiğinden, protokolde … Ltd ‘ye atfen atılan imzanın şirket yetkilisi olduğu tespit edilen … ‘e ait olup olmadığı konusunda bilirkişi raporu alınması yoluna gidilmiştir.
19/10/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; … ‘e ait olan 04/07/2019 tarihli imza sirküleri aslı, … tarafından gönderilen 17/07/2013 tarihli imza örneği ile 27/04/2012 tarihli ek protokolde … Ltd’yi temsilen … adına atılan imzaların karşılaştırılması neticesinde, tadil sözleşmesindeki imzaların davalı şirket temsilcisi … eli ürünü olmadığı, adı geçenin hakiki imzalarına benzetilerek yapılandırılmış olduğu kanaatine vardıkları belirtilmiştir.
Bu şekilde alınan bilirkişi raporu ile uyuşmazlık konusu olan tadil sözleşmesinde … Ltd adına atılan imzanın bu şirketin yetkilisine ait olmadığı tespit edilmiş olduğundan sözkonusu sözleşme ile sözleşmede yer alan yetki şartının (… Mahkemelerinin yetkili olduğuna dair yetki şartının) davalıyı bağlamayacağı kabul edilmiştir.
Her iki tarafın kabulünde olan acentelik sözleşmesinde yani 27/04/2012 tarihli ilk sözleşmede, uyuşmazlıkların çözüm yeri olarak “…” düzenlemesine yer verildiği belirli olup, davalı vekilinin 20/11/2019 tarihli dilekçesinde yapmış olduğu açıklamalar, dilekçe ekinde sunulan … ve … dillerinde bilirkişiler tarafından yapılan tercümeler ile uzman hukukçu tarafından kaleme alınan makaleden, sözleşmede yetkili mahkeme olarak kabul edilen “…” un …’da bir devlet mahkemesi olan … Bölgesi arbitrasyon yani ticaret mahkemesi olduğu, arbitrazh mahkemesinin tahkim mahkemeleri ile bir ilgisinin bulunmadığı anlaşıldığından, sonuç olarak davacının alacağını dayandırmış olduğu 27/04/2012 tarihli acentelik ana sözleşmesinde tarafların uyuşmazlıkların çözüm yeri olarak tarafların … Ticaret Mahkemelerinin yetkisini kabul ettikleri, yetki şartının MÖHUK 40.maddesi delaletiyle HMK’nun 17.maddesine göre davacı açısından geçerli ve bağlayıcı olduğu kanaatine varıldığından, davalı vekilinin milletlerarası yetki itirazının kabulü ile mahkememizin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davalı vekilinin milletlerarası yetki itirazının kabulü ile mahkememizin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç tarifesi uyarınca 54,40 TL karar harcının 10.764,55TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 10.710,15 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı taraf vekil ile temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 78,00 TL posta gideri ile 4.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.578,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflar tarafından yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/11/2020

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır