Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/338 E. 2019/363 K. 16.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2018/338
KARAR NO : 2019/363
DAVA : İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/09/2018
KARAR TARİHİ : 16/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin hem yurt içinde hem de yurt dışında kara,deniz ve havayolu taşımacılığı yapan ve intermodel nakliye çözümleri sunan profesyonel bir lojistik şirketi olduğunu, Davalı … Ticaret Ltd.Şti.’nin(“…”), …, … ve … numaralı yüklerin İzmir’den alınarak boşaltma yeri olan Brescia/İtalya’ya taşınması işleminin gerçekleştirilmesi için müvekkil şirket ile anlaştığını ve müvekkil şirket, davaya konu yüklerin taşınması için gerekli olan lojistik hizmetini sağladığını, yapılan anlaşmalar çerçevesinde, dava konusu yüklerin İzmir’den Brescia/İtalya’ya taşındığını, müvekkili şirketin, işbu taşıma işi ile ilgili tüm yükümlülüklerini eksiksiz ve süresinde yerine getirdiğini, akabinde müvekkili tarafından faturalar düzenlendiğini, hal böyle olmasına karşın, davalı/borçlunun işbu taşımadan kaynaklı navlun bedeli borcunu ödemediğini, müvekkilinin davalı/borçluya borcu ödemesi hususunda gerek sözlü gerekse yazılı birçok defa ihtarda bulunduğunu, yapılan uyarılara rağmen,davalının bakiye 5.272,72 Euro borcu kalmış olup bu borçun hiçbir şekilde ödenmediğini, davalı aleyhine … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, bu nedenlerle yapılan itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili 16.10.2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle;Davacı şirketin müvekkili şirkete verdiği taşıma hizmetlerinden kaynaklanan navlun alacağının ödenmediğine ilişkin iddiasının doğru olmadığını, müvekkili şirketin davacıya herhangi bir borcu olmadığının yapılacak bilirkişi incelemesi ile sabit olacağını, davacı vekilinin, dava dilekçesinde atıfta bulunduğu üzere,14.08.2018 tarihli ihtarnamede iddia ettiği gibi taraflar arasında “Ödemenin yabancı para cinsinden yapılacağı, şayet Türk Lirası cinsinden yapılacaksa davacının teyidinin alınması gerektiği ve davacının teyidi alınmak kaydı ile Türk lirası cinsinden yapılacak ödemede ödeme tarihindeki kurun esas alınacağı şeklinde herhangi bir sözleşme olmadığını, Türk lirası ile ödeme yapmak için karşı tarafın muvafakatinin gerekeceği şeklindeki anlaşmaların hukuken geçersiz olduğunu ayrıca Türk Lirası cinsinden yapılacak ödemelerde, ödeme tarihindeki kurun esas alınacağı şeklinde taraflar arasında bir sözleşme yapılmış olsaydı dahi dolar kurunu öğrenilmez şekilde ekonomik krize sebep olabilecek boyutta yükselmesi karşısında böyle bir sözleşmenin uygulanması yönündeki taleplerinin hukuken himaye edilemez olduğunu, dava konusu taşıma hizmetine ilişkin ödemelerde tarafların mutabık kaldıkları ve fatura üzerinden belirtilen kura göre faturada yazılı Türk Lirası tutarı üzerinden yapıldığını, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu olmadığını bu nedenlerle davanın reddini talep ve dava etmiştir.
Bilirkişi raporunda özetle;
Davacı ve davalı tarafın dava konusu döneme ait ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin yasal süresi içinde usulen uygun olarak yapılmış olduğu, faturalarla kayıtların uyumlu olan davacı taraf ve davalı taraf defterlerinin sahipleri lehine delil olma özelliğini haiz olduğu, davacı ile davalı arasında taşıma hizmeti ticari ilişkinin söz konusu olduğu, davacının hizmet yaptıkça satış faturaları düzenlediği, davalının ise peyder pey ödeme yaptığı, davalı şirketin davacı firma ile ilgili faturaları Muhasebe teknik ve usullerine uygun olarak 2018 yılı defter kayıtlarına işlediği eklerde yevmiye kaydı ile detayı verilen tüm faturalar ve ödemelerden sonra oluşan 31.12.2018 tarihi itibariyle defter ve kayıtlarında sıfır bakiye olmadığı, davacı ile davalı arasında uyuşmazlığın esasen davacının Euro döviz para biriminde düzenlediği faturaların, (01.01.2018- 05.04.2018 tarih aralığındaki faturaların) Euro döviz para biriminden ödendiği, bu tarihten sonra Euro döviz para birimi ile düzenlenen cari hesap alacağını oluşturan faturaların ödeme bedellerinin davalı tarafından TL para birimi ile ödendiği, davalı tarafından yapılan bu ödemelerin davacı kayıtlarında Euro döviz para birimine çevrilerek takip edildiği, tüm sebeplerden ötürü davacının defter ve kayıtlarında 5.272,72 Euro döviz davalıdan cari hesap alacağı oluştuğu, ancak davalının kayıtlarında ise cari hesabın TL ödemeler ile faturaların mahsuplaştırılarak hesabın sıfırlandığı, tarafların defterlerinde cari hesap ilişkisinin; döviz üzerinden faturaları takip edip ödemelerinin ise belli tarihe kadar davalı tarafından döviz üzerinden ödemelerini akabinde kur farkı gelir ve giderlerini de kayıt altına almalarının döviz üzerinden takip edildiğinin anlaşılmış olduğu, davacı şirketin davalı firma ile ilgili faturaları Muhasebe teknik ve usullerine uygun olarak 2018 yılı defter kayıtlarına işlediği eklerde yevmiye kaydı ile detayı verilen tüm faturalar ve ödemelerden sonra oluşan 31.12.2018 tarihi İtibariyle 31.783,16 TL (5.272,72 Euro) ( Otuzbirbinycdiyüzseksenüç-TL onaltı KR ) defter ve kayıtlarında alacaklı olduğu, bu alacağın 2019 yılına devrettiği başka ödemenin olmadığı, davacının, 5.545,78 Euro alacağının hesaplandığı, ancak davacının icra takip tarihinde 5.272,72 Euro alacağını işlemiş faiziyle birlikte talep ettiği, taleple bağlılık ilkesi gereği davacının alacağının varlığına karar verilmesi halinde bu alacağa icra takip tarihinden itibaren, işlemiş faizi ile birlikte fiili ödeme tarihindeki merkez bankası döviz alış kuru ile ödenebileceği tespit edilmiştir.
Dava; Deniz taşıması kaynaklı borca yönelik olarak başlatılan icra takibine itirazın İİK nun 67.maddesi gereğince iptaline ilişkin olup, bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır.
Dosyaya sunulan belgelere göre davacı tarafça davalıya ait emtiaların İzmir-Brescia/İtalya taşımasında hizmet verildiği sabit olup bu husus davalı tarafça da kabul edilmiştir. Uyuşmazlık ise faturaların Euro cinsinden düzenlenmesine rağmen ödemelerin bir kısmının Türk Lirası olarak yapılması nedeniyle, kur farkı alacağının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmıştır.
Tarafların ticari defter ve kayıtları üzerine yapılan inceleme sonrası dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporunda, davalı ile düzenlenen navlun fatura bedellerinin Euro para birimi cinsinden olduğu, TL. Değerlerinin de faturalarda yazılı olduğu, davalının fatura bedellerini Euro para birimi ile öderken sonraki süreçte TL. Para birimi cinsinden ödediği, davalı tarafından yapılan bu ödemelerin davacı kayıtlarında Euro döviz para birimine çevrilerek takip edildiği bu sebeple davacının ticari defter ve kayıtlarında davalının 31/12/2018 tarihi itibariyle 5.272,72 Euro karşılığı 31.783,16 TL borçlu gözüktüğü belirtilmiştir. Somut olay açısından, deniz taşıması yurt dışına yapılmış olmakla, bedeli yabancı para olarak gösterilen faturalar yönünden akdi ilişkinin yabancı para cinsinden kurulduğunun kabulü gerekir. Taraflar arasındaki takibe konu faturaların Euro döviz para biriminden düzenlendiği, ticari ilişkinin yabancı para ile gerçekleştiğinin faturalardan anlaşıldığı görülmekle, hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davalının takip öncesi temerrüde düşürüldüğü sabit olmadığından işlemiş faiz talebinin reddine karar verilmiştir. Asıl alacak likit ve belirlenebilir olduğundan davacının icra inkar tazminatı talebinin de kabulüne karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile …. İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasına yapılan itirazın kısmen iptaline, takibin 5.272,72 EURO asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanununun 4/a md ve fıkrası gereğince faiz uygulanmasına, Fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Asıl alacağın %20 si olan 7.579,50 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, diğer hususların gerekçeli kararda gösterilmesine,
3-Karar harcı olan 2.597,32 TL’den peşin alınan 457,48 TL’nin mahsubu ile bakiye 2.139,84 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacının peşin olarak yatırdığı 457,48 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı yargı gider toplamı olan 1.157,30 TL’nin (35,90 TL başvurma harcı, 121,40 TL posta gideri ve 1.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere) davanın kabul ve reddi oranına göre hesaplanan 1.156,32 TL’sinin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı için takdir edilen 4.532,48 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7-Davalı vekili için takdir edilen 32,09 TL red vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
8-Bakiye gider avansının kesinleşmeye müteakip talep halinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/09/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır