Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/312 E. 2020/19 K. 24.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2018/312
KARAR NO : 2020/19

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 20/09/2018
KARAR TARİHİ : 24/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada Davacı vekilinin 05.09.2018 tarihli harç ikmal makbuzlu dava dilekçesinde özetle; Müvekkili firmanın mutfak gereçleri ihracatı ve ithalatı yapan, davalının ise müvekkili firmanın deniz taşımacılık işleri yapan firma olduğunu, 10 Nisan 2015 tarihinde müvekkili firma tarafından davalıya 120 gün vadeli çek ile ödemelerin yapılacağı kur farkı olmadan çalışmanın mümkün olup olmadığının e-posta yazışmasıyla sorulduğunu, davalı tarafın bu öneriyi kabul ettiğini ve tarafların 11 Nisan 2015 tarihinden 31 Temmuz 2018 tarihine kadar bu şekilde çalıştıklarını, davalı tarafın spekülatif ve manipülatif olarak yükselen dolar kurunu bahane ederek ödemelerin 01/08/2018 tarihinden sonra dolar cinsi üzerinden alınacağını Ağustos ayı içerisinde müvekkili firmaya bildirdiğini, bunun üzerine de Ağustos ayı carisi karşılığının dolar kuru üzerinden ödenmesi karşılığı limanda bekleyen malları serbest bırakacağını, gerekli belgeleri müvekkil firmaya teslim edeceğini beyan etmeleri üzerine, uzun yıllar süren ticari ilişkinin getirdiği iyi niyet ve güven duygusu ile limanda bekleyen ve halen gelecek eşyalara karşılık olmak üzere müvekkili firma yetkililerince 2018 yılı Ağustos ayı carisine binaen 29/08/2018 tarihinde davalı tarafa 22.670,00 USD ödeme yapıldığını, ancak davalı tarafın halen basiretli bir tacirden beklenmeyen şekilde, 01/08/2018 tarihi öncesindeki ticari alışverişlerdeki kur farkını öne sürerek ordinoları müvekkil firmaya göndermeyip Türk Ticaret Kanunu’nun 1201/2 maddesine aykırı davrandığını, TTK 1201/2. maddesine göre “hapis hakkı sadece üzerinde hapis hakkı kullanılan eşyanın taşındığı yolculuktan doğan alacakları teminat altına alır.” Bu kapsamda limanda bekleyen malların içinde konşimentolarda yer alan navlun ücreti ödendiğini, … ve … numaralı konşimentolarda yer alan malların fatura bedellerinin ise karşı tarafın kötü niyetli yaklaşımı nedeniyle ödenmediğini, davalı tarafın kötüniyetli yaklaşımı nedeniyle müvekkil firmanın piyasadaki mevcut teslimatları geciktirdiğini bu durumun müvekkili firmanın maddi zararlara uğramasına ve itibar kaybına neden olduğunu, bu nedenlerle fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla uğradıkları zararlar nedeniyle 10 bin TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen 2018/336 E.sayılı dosyasının dava dilekçesinde özetle;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili firmanın mutfak gereçleri ihracatı ve ithalatı yapan bir firma olduğunu, davalının ise müvekkili firmanın deniz taşımacılık işleri yapan bir firma olduğunu, davalının kötü niyetli olarak ordino teslimine yanaşmamaması nedeniyle ,…, …,… VE … numaralı konişmentolara konu emtiaların teminat karşılığı taraflarına teslimi için mahkeme huzurunda … E. Sayılı dosya ile ihtiyati tedbir talepli olarak dava açıldığını, dosyada ihtiyadi tedbir taleplerinin kabulüne karar verildiğini, mevcut dosyanın halen derdest olduğunu, … Esas sayılı dosyada dava dosyasına konu olan 4 konişmento haricinde davalı firma tarafından taraflarına ordinoların teslim edilmesini talep ettikleri 5 adet konişmentonun daha bulunduğunu , davalı tarafın kötü niyetli olarak bahsi geçen 4 adet konişmentoyla ilgili olarak navlun ücreti faturasını dahi kesmemiş olduğunu, davalı tarafın fatura kesmemesi sebebi ile müvekkili firma müşterilerine karşı zor durumda kalmakla, müşterilerine yapması gereken teslimatların gecikmesi nedeniyle müşteriler tarafından ceza faturaları kesilmesi , ardiye ve demuraj masrafları ödeme riskiyle karşı karşıya kaldığını belirterek, açıklanan nedenlerle, tarafları konusu , usul ekonomisi gereğince işbu davanın İstanbul ….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. Sayılı dava dosyasıyla birleştirilmesine karar verilmesini, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla uğradıkları zararlar nedeniyle şimdilik 10.000 TL ‘nin davalıdan tahsiline karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili 09.10.2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davacı yanca talep olunan taşıma muamelelerini gereğince gerçekleştirmiş olmakla birlikte, buna ilişkin navlun ve müteakip demuraj alacağını tahsil edemediğini,huzurdaki davanın hukuki dayanaktan yoksun ve haksız olarak ikame edildiğini, davacının hiçbir surette dayanağı bulunmayan bir şekilde, “spekülatif ve manipülatif olarak yükselen dolar kurunu bahane ederek ödemelerin 01/08/2018 tarihinden sonra dolar cinsi alınacağını Ağustos ayı içerisinde müvekkili firmaya bildirdiği sayın mahkeme nezdinde müvekkili şirketin tek taraflı olarak keyfi bir uygulama içine girdiği izlenimi yaratmaya çalıştığını, son birkaç ay içinde dolar kurunda yaşanan son derece dramatik yükseliş üzerine davacı ile müvekkili şirketin gerçekleştirdikleri müzakereler üzerine, daha önce fatura bedellerinin Türk Lirası karşılığının ödenmesi şeklinde davacı tarafa tanınan imtiyaza son verilmesini ve artık fatura bedellerinin kesildiği üzere dolar kuru üzerinden ödenmesi konusunda karşılıklı olarak mutabık kaldıklarını, ortada davacı yanın iddia ettiği gibi müvekkili şirketçe tek taraflı olarak verilen bir karar bulunmadığını, davacı şirket ile karşılıklı varılan bir mutabakat söz konusu olduğunu, diğer yandan davacı tarafça dava dilekçesinin 1 numaralı ekinde sunulmuş olan 11.04.2015 tarihli e-postada 2015 yılında verilen bir tekliften ibaret olduğunu, taraflar arasında gerçekleştirilen son taşıma muameleleri ile ilişkisi bulunmadığını, müvekkili şirketçe davacı yanca talep edilen taşımaların her biri birbirinden bağımsız teklifler tahtında gerçekleştirildiğini daha önceki taşımalarda davacının fatura bedelinin Türk Lirası karşılığını ödemesine izin verilmiş olmasının gerçekleştirilecek tüm taşıma faturaları bedellerinin bu şekilde ödeneceğine muvafakat edilmiş olduğu anlamına geldiğini, zira Temmuz ayı itibari ile gerçekleştirilen taşıma muamelelerinin bedellerinin asıl fatura bedeli yani dolar kuru üzerinden ödenmesi hususunda taraflar arasında mutabakat sağlandığını ve taşımaların da bu kapsamda gerçekleştirildiğini, bu sebeple davacının huzurdaki dava dahilindeki tüm iddialarının gerçek dışı olup, davanın hukuki dayanaktan yoksun haksız surette ikame edildiği beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Davacı vekilinin 24/12/2019 havale tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiklerini, 22/01/2020 tarihli dilekçeleri ile de feragat nedeniyle davalı taraftan herhangi bir yargılama gideri ve vekalet ücreti istemediklerini beyan ettiği anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin 23/01/2020 ve 06/02/2020 havale tarihli dilekçelerinde; sulh olmaları sebebiyle davanın konusuz kaldığını, davacı taraftan herhangi bir yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediklerini beyan ettiği anlaşılmıştır.
Bu nedenlerle; HMK 307, 309 ve 311 maddeleri gereğince davadan feragatin kesin hükmün sonuçlarını doğurması dikkate alınarak davanın feragat nedeni ile reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Gerekçesi açıklanacağı üzere;
1-Asıl ve birleşen davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Asıl davada, karar tarihinde yürürlükte bulunan harç tarifesi ve Harçlar Kanunu gereğince tayin olunan 54,40 TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 170,78 TL harçtan mahsubu ile bakiye 116,38 TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Birleşen davada, karar tarihinde yürürlükte bulunan harç tarifesi ve Harçlar Kanunu gereğince tayin olunan 54,40 TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 170,78 TL harçtan mahsubu ile bakiye 116,38 TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,

4-Taraflar birbirlerinden karşılıklı olarak vekalet ücreti ve yargılama gideri talep etmediklerinden, tarafların yapmış oldukları yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılarak, vekalet ücreti konusunda da karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/01/2020

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır