Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/258 E. 2020/18 K. 23.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2018/258 Esas
KARAR NO : 2020/18
DAVA :İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :19/03/2018
KARAR TARİHİ :23/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket ile davalı şirket arasında ticari iş ilişkisi sonucunda 9.769,85 TL tutarında cari hesap borcun tahsil edilemediğini, müvekkil şirket adına …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile 9.769,85 TL asıl alacak ve 414,95 TL işlemiş faiz alacağı için icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin icra takibine itiraz ettiğini, müvekkilin muhasebe kayıtlarında davalı şirketin cari hesaba dayalı 9.769,85 TL borcu olduğunun anlaşıldığını, işbu icra takibi öncesi davalıya müracaatta bulunulduğunu, ancak sonuç alınamadığını, bu sebeple icra takibi ve işbu itirazın iptali davasının açıldığını, borçlunun icra takibine vaki haksız ve kötü niyetli itirazının iptali için dava açtıklarını belirterek davalarının kabulünü, bu talepleri kabul edilmediği takdirde alacak davası olarak devamını, davalı/borçlunun … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına vaki itirazın iptalini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından başlatılan … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına taraflarından itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, davacı tarafından yine haksız ve mesnetsiz olarak, mezkur takibe vaki itirazın iptali maksadıyla huzurdaki davanın ikame edildiğini, davacı şirkete herhangi bir borçlarının bulunmadığını, davacı şirketin taşıma faaliyeti yürütmekte olduğunu, müvekkil tarafından dava dışı üçüncü kişiye satılan malın deniz yoluyla taşınması işinin davacı şirket tarafından üstlenildiğini, taşıma konusu malın 07.04.2017 tarihinde davacı şirketin taşıma faaliyetini yürüttüğü gemiye yüklenerek yola çıkmış olduğunu, yükleme belgesinde İstanbul’a varış tarihi olarak 04.05.2017 tarihinin gösterildiğini, ancak taşıma süresinin 34 güne kadar sürebileceğinin belirtildiğini, 03.05.2017 tarihinde davacı şirketin aralarındaki e-posta yazışmaları ile teslim tarihine ilişkin herhangi bir değişiklik olup olmadığının sorulduğunu, gelen cevapta değişiklik olmadığını, tahminen 11.05.2017 tarihinde geminin İstanbul’a varacağının belirtildiğini, 12.05.2017 tarihinde gümrük işlemlerine başlanabileceğinin taraflarına bildirildiğini, buna istinaden kendilerinin de dava dışı alıcı şirkete malın geldiği bilgisini verdiklerini, şirket ile yapılan yazışmalarda malın gelmemiş olduğunu ve 01.06.2017 tarihinde geleceğini, yanlışlığın armatörden kaynaklandığının belirtildiğini, malın bildirilen tarihten yaklaşık 20 gün sonra kendilerine teslim edildiğini, gecikme nedeni ile malı ithal ettikleri alıcı şirkete malı normal anlaşma miktarından daha ucuz satmak zorunda kaldıklarını ve davacının istemiş olduğu miktardan daha fazla zararlarının olduğunu, malın dava dışı alıcıya geç teslim edilmesi hususunda taraflarına isnat edilebilecek hiçbir kusur bulunmadığını, kendilerini zarara uğratan davacı şirkete borçlu olduğu iddiasının kabulünün mümkün olmadığını, var olmayan bir borca faiz işletilemeyeceğinden müvekkilin davacı şirkete, dava dilekçesinde talep edilen işlemiş faiz borcu da bulunmadığını, yine daha önce temerrüt olgusu gerçekleşmediğinden faiz de talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddini, davacı şirketin kötü niyetli olarak dava açmış olmasından dolayı talep ettiği alacak miktarının % 20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmilini talep etmiştir.
Dava; davacı taraça ifa edildiği belirtilen deniz taşıması nedeniyle oluşan alacağın tahsili talepli başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali davası olup; uyuşmazlığın, davacı tarafça edimin ifasının yerine getirilip getirilmediği, taşımada gecikmenin söz konusu olup olmadığı buna göre de davacının takibe konu alacağının bulunup bulunmadığı hususunda toplandığı anlaşılmıştır.
… İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde; davalı borçlu aleyhine 9.769,85 TL asıl alacak bakımından 07/11/2017 tarihinde icra takibine başlandığı, ödeme emrinin davalı borçluya 15/11/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlu tarafça yasal süre içerisinde 16/11/2017 tarihinde borca itiraz edildiği ve buna göre de eldeki davanın İİK 67 maddesi gereğince yasal süre içerisinde 19/03/2018 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
… Asliye Ticaret Mahkemesinin 05/06/2018 tarih, … esas ve … sayılı görevsizlik kararı ile, davacı vekilinin talebi üzerine mahkememize gönderilmiş olmakla, dosya mahkememizin 2018/258 esasına kaydı yapılmış ve yargılamaya bu esas üzerinden devam olunmuştur.
Mahkememizin görevlendirdiği bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 08/03/2019 tarihli bilirkişi kök raporunda özetle; davacının ticari defterlerine göre takip tarihi 09.11.2017 tarihi itibari İle davacının davalıdan 2.765,00 USD karşılığı 9.769,85 TL navlun alacağı olduğunu, davacının takip öncesi davalı yanı temerrüde düşürdüğünün sabit olmadığı, işlemiş faiz talebinin somut olaya ve dosya kapsamına uymadığını, davacının alacak mesnedinin bir adet navlun faturası olduğunu, cari hesap bakiyesi değil bir adet navlun alacağı olarak alacaklı olduğunu, davalının gecikme iddiasına dayalı zarar ve bu zarar sebebi ile navlun ödememe iddiası bakımından zararının sabit olmadığını, 3.kişinin yazısının tek başına zararı ispata yetmediğini, davacının asıl alacak üzerinden giriştiği takibin faturaya dayalı alacak olarak tespit edildiğini, işlemiş faiz talebinin ise dosya kapsamına uygun olmadığını belirtmiştir.
Mahkememizin görevlendirdiği bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 07/10/2019 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; davalı tarafın ticari defterlerinin yerinde inceleme veya sair şekilde incelemeye sunulmadığını, davalı yan itirazlarının kök raporda değerlendirildiğini kök rapor sonuçlarını değiştirmeyi gerektirecek yeni bir sonuç ve değerlendirme hasıl olmadığını belirtmiştir.
Dosya kapsamı itibarı ile, davacı ile davalı arasındaki ticari ilişki sabit olmakla birlikte uyuşmazlık, davacı tarafça taşımanın geç ifa edilip edilmediği ve buna göre de davacının navluna hak kazanıp kazanmadığı ve davalının varsa geç teslim nedeniyle oluşan zararından sorumlu olup olmadığı hususlarında toplanmaktadır. Dosyaya sunulan taraf mail yazışmaları ve gümrük kayıtlarına göre, davalıya ait emtiaların taşınması konusunda taraflar arasında anlaşma bulunduğu ancak fiili taşımanın davacı tarafça değil dava dışı şirket tarafından gerçekleştirildiği buna göre de davalının taşıtan ve gönderilen sıfatını davacının ise akdi taşıyan sıfatını haiz olduğu anlaşılmıştır. Taraflar arasında yapılan mail yazışmalarına göre ise, davacı tarafça emtiaların 07/04/2017 tarihinde teslim alındığı ve en geç 15/05/2017 tarihinde teslim edileceğinin davalıya bildirildiği anlaşılmaktadır. Nihai olarak ise emtiaların 01/06/2017 tarihinde teslim edildiği dosya kapsamı ile sabittir.
Davalı taraf dosyaya sunmuş olduğu ve dava dışı şirket tarafından kendisine gönderildiğini belirttiği 12/06/2017 tarihli yazıya göre emtiaların alıcısı olan dava dışı şirketin gecikme nedeniyle davalıya 2.500,00 USD eksik ödeme yapacağını beyan ettiği görülmekle birlikte bu hususta davalının zararının bulunup bulunmadığı noktasında ticari defterleri üzerinde inceleme yapılması yönünde ara karar oluşturulmuş ancak davalı tarafça ticari defterler incelemeye esas olmak üzere ibraz edilmemiştir.
Davacı talebi navlun alacağına dayanmakla birlikte emtiaların davalı tarafça gümrükten çekildiği de dosya kapsamına göre sabit olduğundan davacının navlun alacağına hak kazandığı mahkemece kabul edilmiştir. Her ne kadar taşımada gecikmenin bulunduğu da mahkemece kabul edilmişse de davalı tarafça gecikme nedeniyle uğramış olduğu zarar somut delillerle ispatlanamadığından davacının navluna hak kazanamayacağı savunması yerinde görülmemiştir zira, sadece gecikme tek başına bu sonucu doğurmamakta ortada somut bir zararın da bulunması gerekmektedir.
Davacı tarafça icra takibi öncesinde davalının temerrüde düşürüldüğünü dair dosyada somut bir delil de bulunmadığından icra takibindeki işlemiş faiz talebi yerinde görülmemiş olup her ne kadar alacak faturaya dayanıp likit kabul edilebilecek ise de davacının alacağa hak kazanıp kazanmadığı yargılama neticesi anlaşıldığından davacının icra inkar tazminatı talebi de yerinde görülmemiş ve davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takip dosyasına yönelik itirazın kısmen iptaline, takibin 9.769,85 TL asıl alacak bakımından devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasına
2-Davalının sorumluluğu ve alacak miktarı yargılama neticesi anlaşıldığından şartları oluşmayan icra inkar talebi tazminatının REDDİNE
3-Karar harcı olan 667,37 TL’den peşin alınan 123,02 TL’nin mahsubu ile bakiye 544,35 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacının peşin olarak yatırdığı 123,02 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı yargı gider toplamı olan 2.402,90 TL’nin (35,90 TL başvurma harcı, 167,00 TL posta gideri ve 2.200,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere) davanın kabul ve reddi oranına göre hesaplanan 2.305,00 TL’sinin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı için takdir edilen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7-Davalı vekili için takdir edilen 414,95 TL red vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
8-Bakiye gider avansının kesinleşmeye müteakip talep halinde taraflara iadesine
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde istinafı kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/01/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır