Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/245 E. 2021/180 K. 26.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO:2018/245
KARAR NO:2021/180

DAVA:Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ:05/07/2018
KARAR TARİHİ:26/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı … vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından … numaralı Nakliyat Emtea Taşıma Sigorta Poliçesi ile sigortalanan … Dış Ticaret A.Ş.’ne ait amteaların, …’den …’ya nakliyesi işinin davalı şirketler tarafından üstlenildiğini, sözkonusu emteaların 07.02.2017 tarihinde 1 nolu konşimento tahtında… isimli gemiye tam ve sağlam olarak yüklendiğini, geminin … Limanına ulaşması sonrasında yapılan tahliye sırasında taşımaya konu emtealarda hasar olduğunun tespit edildiğini ve ekspertiz incelemesi yapıldığını, hasarsız olarak gemiye yüklenen emtealarda meydana gelen hasardan taşıyıcıların sorumlu olduğunu, fatura ve yapılan tespitlere uyularak toplam 58.506,27 USD sigortalı zararının müvekkili tarafından tazmin edildiğini, müvekkilinin poliçe hükümleri ile ibraname içeriği gereğince halefiyet ve temlik esasına göre sigortalısının haklarını devraldığını, TTK ilgili hükümleri gereğince davalılara rücu hakkının doğduğunu belirterek, Mahkemeden, 58.506,27 USD rücuen tazminat alacağının, sigortalıya ödeme yapılan 15.05.2018 tarihinden işleyecek bankaların bir yıl vadeli döviz hesabına uyguladıkları en yüksek faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı …. Şti vekili cevap dilekçesinde özetle: Davanın süresinde açılmadığını, müvekkilinin hiçbir şekilde taşıyan ve donatan konumunda olmadığını, hukuki veya cezai bir sorumluluğunun bulunmadığını, davaya konu emteanın Donmaster gemisi tarafından taşındığını, davacının müvekkili şirketin vaki olan zararlardan sorumlu olmadığını, tek sorumlunun Donmater Spirit gemisi olduğunu belirterek, Mahkemeden davanın süresinde açılmaması ve müvekkili şirketin taraf olmaması sebebiyle davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlığın, tarafların aktif ve pasif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı, sigorta sözleşmesinin geçerli olup olmadığı, geçerli bir sözleşme uyarınca ödemenin yapılıp yapılmadığı, hasara ilişkin süresinde ve geçerli bir ihbarın bulunup bulunmadığı ve hasarın deniz taşıması esnasında meydana gelip gelmediği, hasarda davalının sorumlu olup olmadığı davanın hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı ve hasarın miktarının tespiti noktasında toplandığı görülmüş, davacı … tarafından dava dışı sigortalı şirkete yapılan 15.05.2018 ödeme tarihi ve 05.07.2018 dava tarihi dikkate alındığında, TTK 1188/3. Md. Gereğince davanın hak düşürücü süre içinde açıldığı kanaatine varılmıştır.
Taraf vekillerince davaya ilişkin tüm delilleri, konişmento, nakliyat sigorta poliçe örneği, ödeme belgesi, hasar dosyası, navlun faturası dosyaya sunulmuştur.
2 nolu davalı acentesi …. Şti vekili tarafından müvekkilinin Donmaster Gemisi Acentesi olmadığı iddia edilmiş ise de, 07/02/2017 tarihli protesto mektubunda acentenin imza ve kaşesinin bulunduğu, gümrük müdürlüğüne de acente olarak …. Şti. nin adının bildirildiği dikkate alındığında, 2 nolu davalı acentesinin …. Şti. Olduğu kanaatine varılmıştır.
19/06/2020 tarihli bilirkişi raporunda, bilirkişi heyeti özetle; Dava konusu yükün mülkiyetinin ve yüke ilişkin yarar ve hasarın dava dışı alıcıya geçmiş olduğunu, bu çerçevede dava dışı satıcının dava konusu yük üzerinde sigortalanabilir menfaati bulunduğu hususunun ispatlanamamış olduğunu, sigortacının kanuni halefıyetinin sigorta sözleşmesine ilişkin koşulları dışındaki maddi hukuka ilişkin koşulu gerçekleşmediğinden ve yine bu nedenle dava dışı satıcının, davalılara karşı TBK m. 183 hükmü uyarınca davacı sigortacıya temlik edebileceği bir alacağı da bulunmadığından, davacı …’nın kanuni halefîyete ya da alacağın temliki hükümlerine dayanarak davalılardan talepte bulunamayacağını, 1. davalının dava konusu taşımayı fiilen icra ettiğini, dolayısıyla fiili taşıyan sıfatını haiz olduğu;nu, 2. davalının dava dışı alıcı …’e karşı dava konusu taşımayı üstlendiğini, dolayısıyla akdi taşıyan sıfatını haiz olduğunu, sörveyin yük ambarda İken yapılmış olması; gemi ambarına gemi kaptanının bilgisi dışında girilerek sörvey yapılmasının mümkün olmaması ve gemi kaptanının fiili taşıyan sıfatını haiz donatanın kanuni temsilcisi olması karşısında, artık zararın taşıyana süresinde ve usulüne uygun olarak bildirilmemiş olduğundan bahisle TTK m. 1185/4 uyarınca taşıyan lehine ispat yükünün yer değiştirdiğinden söz etmenin mümkün olmayacağını, Sörvey raporunda ve kurullarında bulunan uzman bilirkişinin teknik incelemesi neticesinde varılan sonuca göre, dava konusu yük hasarının yükün ambara gerektiği şekilde bağlanmamasından ve demir takozların alışap kasaların içine sökülemez şekilde konulmasından kaynaklandığını, ahşap kutuların içine sökülemez şekilde konulan demir takozların dava konusu yük hasarının meydana gelmesindeki etkisinin, takdiri Mahkeme’ye ait olmak üzere %50 olarak değerlendirilebileceğini dolayısıyla davalı taşıyanların meydana gelen zarardan % 50 oranında sorumlu tutulabileceğini, kurullarında bulunan uzman bilirkişinin görüşüne göre zarar miktarının 58.506,57 USD olduğunu, davalı taşıyanlar bunun %50’inden sorumlu tutulabileceğine göre, sorumlu oldukları toplam zarar miktarının 29.253,285 USD olduğunu, 84.000,42 ÖÇH olarak hesaplanan üst sınırın dava konusu olayda meydana gelen toplam zarar miktarının üzerinde olduğundan, zararın tümünün karşılanması gerekeceğini, davanın yükün tesliminden sonra bir yıllık süre geçtikten sonra açıldığını, TTK m. 1188/3’ün taşıyanlar arasındaki rücu davasına ilişkin olduğunu, sigortacının açacağı halefiyete dayanan rücu davasının bu kapsamda yer almadığını, sigortacının halefiyetinde kendisine intikal eden hakkın zamanaşımının, esas borç münasebetine göre sigorta ettirene karşı başlaması gereken tarihten itibaren cereyan edeceğini beyan etmişlerdir.
22/01/2021 tarihli bilirkişi raporunda bilirkişi heyeti özetle; tüm dosya kapsamı ve davadışı Dava dışı … Dış Tic. A. Ş.’nin sunmuş olduğu yasal ticari defter kayıtları üzerinde yapılan incelemede; davaya konu 630.197,70 USD mal bedelinin tamamının davadışı … A.Ş. tarafından müşterisi …’ten tahsil edildiğini, meydana gelen hasar nedeniyle sigortacı … tarafından, sigortalısı … A.Ş’ne 58.506,57 USD sigorta tazminatı ödendiğini, meydana gelen hasar nedeniyle asıl zararın müşteri … nezdinde oluştuğunu ve müşteri nezdinde oluşan zararın, Zahide satılan sonraki satış bedelinin … tarafından hasar tutarı olan 58.506,57 USD kadar eksik ödenmesi ile giderildiğini, davacı şirketin sigortalısına ödemiş olduğu 58.506,57 USD sigorta tazminatı kadar sigortalısının haklarına halef olduğunu ve davalılardan bu tutar kadar alacaklı olduğunu, bu alacağa, ödeme tarihi olan 15.05.2018 tarihinden tahsil tarihine kadar bankaların 1 yıl vadeli döviz hesabına uyguladıkları en yüksek döviz faiz oranının hesaplanabileceğini beyan etmişlerdir.
Dosyada mevcut dava dışı satıcı sigortalı … tarafından dava dışı alıcı … adına düzenlenen 02.02.2017 tarih ve … numaralı ticari faturaya göre toplam 273.999 metrekare, 4 mm kalınlığında şeffaf düzcam emtiasının, 2,30 USD birim fiyatı ile, toplam 630.197,70 USD bedelle ve FOB tipi teslim şekli ile dava dışı satıcı … tarafından, dava dışı alıcı …’e satıldığı tespit edilmiştir. FOB (free on board – gemide / bordada masrafsız teslim) tipi teslim şekli, satıcının malları teslim yükümlülüğünün, belirtilen yükleme limanında alıcı tarafından tayin edilen gemide yerine getirileceğini ifade eder. Diğer bir anlatımla FOB türü satımda navlun sözleşmesi alıcı tarafından akdedilir ve satıcı satım konusu malı alıcı tarafından belirlenen gemide teslim eder, malın gemide teslimi için yapılması gereken (malın limana ve liman içinde taşınması ve yüklenmesi) işlemler ve masraflar satıcıya aittir. Dolayısıyla FOB satımda yarar ve hasar, satım konusu mal gemiye yüklendiği (gemi küpeştesini geçtiği) anda alıcıya intikal eder. Hasarın alıcıya geçmiş olması ile ifade edilmek istenen, taşıma sırasında meydana gelen hasardan satıcının hukuken etkilenmemesi ve eğer satış bedelini tahsil etmişse, iade etmekle yükümlü olmaması; tahsil etmemişse, bu alacağını kaybetmemesidir. Bununla birlikte Yargıtay bazı kararlarında, satıcının hukuki durumunda herhangi bir kötüleşme olmadığı hâlde, fiili duruma bakarak, satış bedeli henüz ödenmemiş ise satıcının da zarar görebileceğini ve sigortalanabilir menfaate sahip olduğunu kabul etmiştir. Ancak satıcının böyle bir durumda zarara uğramasının nedeni, borçlu alıcının hasarı hukuka aykırı şekilde bahane ederek satıcının hukuken hak kazandığı alacağını ödemekten kaçınmasıdır. Dolayısıyla böyle bir durumda satıcının zarara uğramasının nedeni taşıma sırasında meydana gelen hasar değildir. Bu kapsamda dava dışı sigortalı … Dış Tic. A. Ş.’nin sunmuş olduğu yasal ticari defter kayıtları üzerinde yapılan incelemede; davaya konu 630.197,70 USD mal bedelinin tamamının davadışı … A.Ş. tarafından müşterisi …’ten tahsil edildiği, meydana gelen hasar nedeniyle davacı … tarafından, sigortalısı … A.Ş’ne 58.506,57 USD sigorta tazminatı ödendiği, dava dışı alıcı … şirketi nezdinde oluşan zararın, bu şirkete satılan sonraki satış bedelinin hasar tutarı olan 58.506,57 USD kadar eksik ödenmesi ile giderildiğini, bu durumda dava konusu olayda dava dışı sigortalı satıcının satış bedelini tahsil edemediği ve dava dışı sigortalı satıcının dava konusu yük üzerinde sigortalanabilir menfaatinin bulunduğunun kabul edilebileceği, dosyada mevcut …-8 nolu 02/02/2017 tanzim, 01.01.2017-01.01.2018 vade tarihli Nakliyat Emtia Sigortası Abonman Poliçesi ile, davacı … ve dava dışı sigortalı … Dış Tic. A. Ş. Arasında dava konusu deniz taşıması bakımından nakliyat rizikolarına karşı abonman sigorta sözleşmesi yapıldığı, davacının, sigorta himayesi kapsamındaki rizikonun gerçekleşmesi sonucunda, geçerli bir sigorta sözleşmesine dayanarak ödemesi gereken sigorta tazminatı olan 58.506,27 USD tazminatı 15.05.2018 tarihinde ödediği; dolayısıyla dava dışı sigortalısının haklarına TTK m. 1472 uyarınca halef olduğu görülmekle davacının aktif husumet ehliyetine haiz olduğu kanaatine varılmıştır.
Dosyaya sunulan dava konusu taşımaya ilişkin konişmentonun … gemisi kaptanı tarafından imzalandığı, dava konusu taşımanın fiilen … gemisi ile gerçekleştirildiği dolayısıyla … Gemisi donatanının dava konusu taşıma bakımından fiili taşıyan sıfatına haiz olduğu, 1 nolu davalı NLS Lojistik tarafından dava dışı alıcı … adına düzenlenmiş olan faturada, … isimli gemi ile … Limanından …’nın … Limanına yapılan taşımaya ilişkin toplam 96.235,27 USD navlun bedeli belirlendiği, bu çerçevede 1 nolu davalının dava dışı alıcı …’e karşı dava konusu taşımayı üstlendiği, akti taşıyan sıfatına haiz olduğu, bu nedenle pasif husumet ehliyetinin bulunduğu kanaatine varılmıştır.
TTK m. 1185/1’e göre, zıya veya hasarın en geç eşyanın gönderilene teslimi sırasında taşıyana yazılı olarak bildirilmesi şarttır. Zıya veya hasar haricen belli değilse, bildirimin eşyanın gönderilene teslimi tarihinden itibaren aralıksız olarak hesaplanacak üç gün içinde gönderilmesi yeterlidir. Hükmün ikinci fıkrası uyarınca eşyanın incelenmesi tarafların katılımıyla mahkeme veya yetkili makam ya da bu husus için resmen atanmış uzmanlar tarafından yapılmışsa bildirime gerek yoktur. Eşyanın zıya veya hasarı ne bildirilmiş ne de tespit ettirilmiş olursa, taşıyanın eşyayı denizde taşıma senedinde yazılı olduğu gibi teslim ettiği ve eğer eşyada bir zıya veya hasarın meydana geldiği belirlenirse, bu zararın taşıyanın sorumlu olmadığı bir sebepten ileri geldiği kabul olunur. Şu kadar ki, bu karinelerin aksi ispat olunabilir (TTK m. 1185/4).
Dosyada mevcut ve 2 nolu davalıya hitaben düzenlenmiş olan, 14.02.2017 tarihli “Note of Protest” başlıklı belgede, dava konusu hasarın bildirildiği ve ortak sörveye katılım için donatanın sörveyörünün davet edildiği, bu belgenin 2 nolu davalıya gönderildiğini ispatlayan bir belge dosyada mevcut değilse de, dosyaya sunulan 18.03.2017 tarihli sörvey raporundan, 14.02.2017 tarihinde, yük gemiden boşaltılmadan, gemi ambarında sörvey yapıldığının anlaşıldığı, sörveyin yük ambarda iken yapılmış olması, gemi ambarına gemi kaptanının bilgisi dışında girilerek sörvey yapılmasının mümkün olmaması ve gemi kaptanının fiili taşıyan sıfatına haiz donatanın kanuni temsilcisi olması nedeniyle, artık zararın taşıyana süresinde ve usulüne uygun olarak bildirilmemiş olduğundan bahisle TTK m. 1185/4 uyarınca taşıyan lehine ispat yükünün yer değiştirdiğinden söz etmenin mümkün olmayacağı dolayısıyla TTK. 1179/1. md. uyarınca kusursuzluğunu ispat yükünün taşıyanın üzerinde olduğu, sorumluluktan kurtulmak isteyen taşıyanın kusursuzluğunu ortaya koymasının gerektiği kanaatine varılmıştır.
Dosyada mevcut konişmentoya kaptan tarafından “ahşap kasaların içindeki cam yükünün kırık olmadığı” şeklinde şerh düşüldüğü, bu durumda cam yükünün gemiye yüklendiğinde sağlam olduğu, sörvey raporunda geminin, sefer sırasında, zaman zaman şiddeti 8’e varan tam rüzgâr şiddetinde NE yönlü ağır bir fırtınayla ve 3 metreye kadar dalgalarla karşı karşıya kaldığı belirtilmiş, şiddetli fırtına, TTK m. 1182/1 uyarınca şiddetli fırtına denizin veya geminin işletilmesine elverişli diğer suların tehlike ve kazaları kapsamına girmekle taşıyan ve adamlarının kusursuz sayılacağı durumlardan ise de TTK. 1178/2. Md. gereğince, gerek sörvey raporu gerekse hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, dava konusu hasarın yükün geminin ambarlarına gereken şekilde bağlanmaması, ahşap kasalardaki kimi boşluklara demir takozların sökülemez şekilde konulması neticesinde meydana geldiği dikkate alındığında TTK m. 1182/3 uyarınca zararın sebebine ilişkin olarak oluşan karinenin bu sonuç ile çürütüldüğü sonucuna varılmıştır.
TTK m. 1143 uyarınca sözleşme, yükleme limanı düzenlemeleri ve bunlar yoksa yerel teamül ile aksi öngörülmüş olmadıkça, eşyanın gemiye kadar taşıma gideri taşıtana, yükleme gideri ise taşıyana aittir. Bu hüküm ile yükleme ve boşaltma masraflarının kime ait olduğu düzenlenmiştir. Düzenleme aynı zamanda tarafların faaliyet sahalarını da belirlemektedir. Maddede, tarafların anılan faaliyetlerin kimin tarafından gerçekleştirileceğini farklı şekilde kararlaştırmalarının mümkün ve geçerli olduğu açıkça belirtilmiştir. Dosya kapsamına yükleme ve istif faaliyetinin kanunda öngörülenden farklı şekilde, yükleten tarafından gerçekleştirildiğine dair bir belge sunulmadığı görülmekle dava konusu emtianın ambara yetersiz şekilde bağlanmasından taşıyanın sorumlu olduğu, sörvey raporu ve hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, ahşap kasaların içine konulan takozların sökülemez şekilde takılmış olmasının da zararın meydana gelmesinde etkili olduğu, dolayısıyla zararın meydana gelmesinde yükün ambalajının da rol oynadığı, “Sebeplerin Birleşmesi” başlıklı TTK. 1183 md. sinde yer alan, “Taşıyanın veya adamlarının kusuru diğer bir sebeple birlikte eşyanın zıyaa veya hasara uğramasına yahut geç teslimine yol açmışsa taşıyan, meydana gelen zarardan söz konusu kusur oranında sorumludur.” hükmü çerçevesinde, ahşap kutuların içine sökülemez şekilde konulan demir takozların dava konusu yük hasarının meydana gelmesindeki etkisi de dikkate alındığında, davalı taşıyanların meydana gelen zarardan % 50 oranında sorumlu olduğu kanaatiyle, davacı tarafından sigortalısına yapılan ödeme tarihi temerrüt tarihi olarak kabul edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davacının davacının KISMEN KABULÜ ile, 29.253,285 USD nin 15/05/2018 tarihinden 3095 sayılı Kanunun 4/a md si gereğince işleyecek faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Karar harcı olan 9.420,34 TL’den peşin alınan 4.710,15 TL’nin mahsubu ile bakiye 4.710,19 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacının peşin olarak yatırdığı 4.710,15 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı yargı gider toplamı olan 4.100,90 TL( 35,90 TL başvurma harcı, 265,00 TL posta gideri ve 3.800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere) davanın kabul ve reddi oranına göre hesaplanan 2.050,45 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı … yargı gider toplamı olan 164,50 TL’nin davanın kabul ve reddi oranına göre hesaplanan 82,25 TL’sinin davacıdan alınıp davalıya ödenmesine, bakiye giderin davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı için takdir edilen 17.051,05 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7-Davalılar vekilleri için takdir edilen 17.050,92 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine,
8-Bakiye gider avansının kesinleşmeye müteakip talep halinde taraflara iadesine
Dair, Davacı vekili, davalı NLS vekili ve Feri Müdahil vekilinin yüzlerine karşı, diğer davalı tarafın yokluğunda kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/03/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır