Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/24 E. 2019/220 K. 08.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2018/24 Esas
KARAR NO : 2019/220
DAVA : İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/05/2017
KARAR TARİHİ : 08/05/2019

Davacı vekili tarafından mahkememize açılan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflararasında müvekkili şirkete ait kağıt ürünlerinin Çin’den … / İstanbul Limanına Nisan, Mayıs ve Haziran 2016 tarihlerinde davalı şirket tarafından konteyner içerisinde taşınması konusunda anlaşma sağlandığını, davalı şirketin teklif ettiği navlun fiyatının müvekkilince kabul edildiğini, anlaşma çerçevesinde müvekkilinin sipariş bazında yükleme tarihlerini ve detaylarını davalıya mail ile ilettiğini, davalının onay yaptığını, Nisan 2016 ortasına kadar taşımanın aradaki anlaşma doğrultusunda gerçekleştiğini, davalının yaptığı taşımalar için düzenlediği faturaların ödendiğini, ancak Nisan 2016 ortalarından sonra navlun fiyatlarının arttığı, armatörlerin kağıt yükleri için yer vermedikleri iddiası ile yükleme ve nakliye işlerinin taahhütlere aykırı şekilde gerçekleştirildiğini, müvekkilinin … Noterliğinden çektiği 10/05/2016 tarihli ihtarname ile taşıma işlemlerinin mutabakata uygun şekilde gerçekleştirilmesini ihtar ettiğini, davalı şirketin … Noterliğinden gönderdiği 16/05/2016 tarihli cevabi ihtarname ile müvekkilinin iddialarını ikrar ettiğini, davalının da ikrar ettiği üzere müvekkiline ait kağıt ürünlerinin Çin’den … Limanına Mart, Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında davalı şirket tarafından taşınması işlemi gerçekleştirilmek üzere tarafların navlun fiyatlarını da kabul etmek kaydıyla anlaştıklarını, taraflararasında bu hususta bir ihtilafın bulunmadığını, dünya yük piyasasındaki navlun fiyatlarının artması veya düşmesinin müvekkilini bağlamayacağını, bu nedenle davalı şirketin navlun fiyatlarının arttığından bahisle taşıma işlemini yapamayacağını bildirmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, bu şekilde davalının taşıma işlemini yerine getirmemesi üzerine müvekkilinin müşterilerine karşı olan edimlerini ifa etmek için acele taşıma yaptırmak zorunda kaldığını, başka firmalara yüksek navlun ücreti ödediğini, zira davalının taşımaktan vazgeçtiği malların Türkiye’deki müşterilere teslim tarihi taahhüdü ile satışının yapıldığını, süresinde teslim edilmemesi halinde müvekkilinin siparişlerinin iptal edilerek tazminat ödemek durumunda kalacağı aşikar olduğundan başka firmalara yüksek bedelle taşıma yaptırmak zorunda kaldığını, bu kapsamda davalı ile yapılan sözleşmedeki taşıma ücretleri dışında toplam 229.860,00 USD ekstra taşıma – navlun ücreti ödediğini, ayrıca da Çin’de bulunan üretici firmanın davalı tarafından taşıma işlerinin yapılmaması nedeniyle müvekkilinin gemi siparişlerini kabul etmediğini, bu nedenle müvekkilinin müşterilerine satamadığı maldan dolayı kar kaybına uğradığını, … Noterliğinden çekilen 13/10/2016 tarihli ikinci ihtarname ile müvekkilinin uğramış olduğu 229.860,00 USD ekstra navlun bedelinin 3 gün içerisinde ödenmesinin davalıya bildirildiğini, ancak ihtarnameden sonuç alınamadığını, bu nedenle … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden icra takibine geçildiğini, davalının haksız ve kötüniyetli olarak borca itiraz etmesi nedeniyle takibin durdurulduğunu ileri sürerek davalının itirazının iptali ile icra takibinin devamına, alacağın % 20 ‘sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların husumet ehliyetinin bulunmadığını, müvekkilinin taşıma işleri komisyoncusu sıfatına haiz olup, merkezi Almanya’da bulunan … firmasının Türkiye’deki yetkilisi olduğunu, dolayısıyla müvekkiline doğrudan dava yöneltilemeyeceğini, müvekkilinin davacıya ait kağıt yükünün Çin’den … Limanına taşınması konusunda Mart 2016 ve Nisan 2016 döneminde aracılık ettiğini, navlun ücretini de donatan adına tahsil ederek komisyon aldığını, davacının taşınmasını istediği yük miktarına göre donatanlardan alınan teklifleri davacıya ilettiğini, davacının da her bir taşıma için ayrı ayrı onay verdiğini, bu hususun mail yazışmalarından açıkça anlaşıldığını, 2016 tarihinden itibaren önceki tarihlere göre dünya piyasalarında navlun fiyatlarında aniden artış yaşandığını, sözkonusu artışların Mayıs 2016 ve Haziran 2016 dönemlerinde etkili olacağının davacı şirkete bildirildiğini, Mayıs ve Haziran aylarında yapılacak taşıma için en uygun fiyat teklifinin davadışı …’dan alındığını ve teklifin davacıya iletildiğini, davacının ise denizcilik piyasasında ortaya çıkan navlun artışına onay vermediğini söyleyerek sözkonusu ihtilafın doğmasına sebebiyet verdiğini, taraflararasında Mayıs ve Haziran aylarında yapılacak taşımalar için önceden yapılmış bir öngörüşme veya sözleşme bulunmadığını, kaldı ki müvekkilinin forwarder olarak bunu yapmasının da mümkün olmadığını, zira denizcilik piyasasındaki hareketlilik nedeniyle her aya ilişkin donatanlardan aldığı en iyi fiyat teklifini davacıya bildirildiğini, dosyaya sunulan yazışmalardan da anlaşıldığı üzere taşıma firmaları olan …, … ve … firmasından alınan tekliflerin doğrudan davacıya aktarıldığını, davacının … tarafından verilen navlun teklifini diğer aylara göre yüksek bulması nedeniyle reddettiğini, davacı vekilinin müvekkilinin cevabi ihtarnamesinde olmayan hususları varmış gibi gösterdiğini, müvekkilinin çektiği ihtarnamede dava konusu olan Mayıs ve Haziran aylarına ilişkin bir ikrarın mevcut olmadığını savunarak davanın reddi ile davacının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini istemiştir.
Dava; sözleşmeye aykırılık iddiasına dayalı tazminat alacağını tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali davası olup, davacı tarafça davalının navlun fiyatlarındaki artışı gerekçe göstererek taşıma işlemini yapmaması nedeniyle başka firmalara yaptırılmak zorunda kalınan taşımalar için fazladan ödenen 229.860,00 USD ekstra taşıma ücretinin davalıdan tahsili talep edilmektedir.
Dava konusu olan … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasının incelenmesinden, davacının 808.946,30 TL alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsili için 27/12/2016 tarihinde ilamsız icra takibi başlattığı, davalının süresinde borca itiraz etmesi nedeniyle takibin durdurulduğu, takibe itiraz ile davanın İİK’nun 67.maddesine göre süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına göre, davacının Çin’den ithal ettiği kağıt türü emtianın gemi ile İstanbul … Limanına taşınması konusunda taraflararasında anlaşma sağlandığı, 2016 yılının Nisan ayı ortalarına kadar taşımanın sorunsuz şekilde ifa edildiği, bu tarihten sonra davalının bildirdiği navlun fiyatlarındaki artış nedeniyle taşıma ilişkisinin sona erdiği anlaşılmakta olup, taraflararasındaki uyuşmazlık 2016 yılı Nisan ayından Haziran ayı sonuna kadar olan dönemi kapsayacak şekilde bir navlun sözleşmesinin kurulup kurulmadığı, davalı tarafından sonradan bildirilen navlun ücretlerindeki artışın sözleşmeye aykırılık teşkil edip etmediği, buna göre davacının iddia ettiği ekstra navlun ödemelerinden dolayı davalının sorumlu tutulup tutulamayacağı hususlarında toplanmaktadır.
Uyuşmazlığın çözümü açısından alınan bilirkişi raporlarından, 13/08/2018 tairhli 1.bilirkişi kurulu raporunda, davalı … Lojistik firmasının, davacının Çin’den ithal ettiği yüklerin taşınması için armatörlerden navlun teklifleri alarak davacıya iletmek ve teyid alındığında taşıma işini ücret karşılığında organize etmek suretiyle taşıma işleri komisyonculuğu yaptığı, her bir parsiyel taşıma işi için armatörden alınan navlun teklifinin taşıtana sunulup, onay alındıktan sonra yerine getirildiği, taraflarca da kabul edildiği üzere Nisan 2016 ayının ortalarından sonra tüm dünyada navlun fiyatlarında önemli bir artış meydana geldiği, Mayıs ayı için alınan navlun tekliflerinden armatörlerin sonradan cayarak fiyat yükselttikleri, lojistik firmasının yeni fiyatı alıcıya bildirdiği, bu durumda navlun fiyatlarının yükseltenin lojistik firması olmadığı, dosyada davalının taşıma işleri için teklif ettiği navlun fiyatı üzerinden tarafların karşılıklı olarak anlaştıklarına dair sözleşmeye rastlanmadığı, yeni navlun değerlerini yüksek gören davacının davalı … firması ile çalışmayarak başka komisyoncular vasıtası ile taşıma işlerini yaptırdığı, ikame taşımanın da tahmin edilenden daha pahalı şekilde gerçekleştiği, ikame taşımaların yüksek navlunlarla yapılmasının dahi navlun fiyatlarındaki artışı gösterdiği, dolayısıyla davalının taşıma sözleşmesinin kararlaştırılan navlundan daha fazla navlun istediğinden bahsedilemeyeceği, taraflararasındaki sözleşmenin vekalet hükümlerine tabi olması sebebiyle sözleşme ihlalinden de bahsedilemeyeceği, davacının ikame taşımadan oluşan navlun ödemelerinin sorumluluğunun davalıda olmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
18/10/2019 tarihli 2.bilirkişi raporunda da, davalı şirketin ticari defter kayıtları üzerinde yapılan incelemede davalının navlunu donatanlar adına değil kendi adına tahsil ettiği, sonrasında donatana ödeme yaptığı, her bir taşıma için komisyon ücreti tahsil etmediği, bu yönde ticari defterlerinde herhangi bir kaydın yer almadığı, davalının taşıma işleri komisyoncusu sıfatıyla hareket ettiği, navlun faturasını kendisinin düzenleyip, TTK’nun 921.maddesine göre taşıyanın hak ve yükümlülüklerine tabi olmasının uyuşmazlık bakımından önem taşımadığı, taşımanın düzenli hat taşıması niteliğindeki konteyner taşıması olduğu, taraflararasında navlun koşullarının belirlendiği, belirli bir dönem için kurulan navlun sözleşmesinin bulunmadığı, taraflararasındaki ilişkinin beher taşıma için güzergah, tarih ve konteyner hacmi belirtilerek navlun teklifi alınması suretiyle ilerlediği, davalının taşıma işinin donatanlar tarafından yerine getirileceğinin yazışmalarda belirttiği, ayrıca ileri tarihli taşımalar için verilen navlun tekliflerinin de piyasa koşullarına göre değişiklik göstereceğinin bildirildiği, bütün bu hususlar gözönüne alındığından navlun farkından kaynaklanan zarardan davalının sorumlu bulunmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Dosya kapsamına göre davacı taraf iddialarında, özetle Çin’den Türkiye’ye yapılacak taşımalar için davalı ile anlaşma yapıldığı, 2016 yılı Nisan ayı ortalarına kadar yapılan taşımaların anlaşılan navlun bedeli üzerinden sorunsuz şekilde gerçekleştirildiği halde davalı taşıyıcının anlaşmaya aykırı şekilde denizcilik piyasasındaki navlun artışlarını da gerekçe göstererek fazladan navlun ücreti istemesi nedeniyle taşıma ilişkisinin devam ettirilemediği, Çin’den ithal edilen yüklerin biran önce müşterilerine ulaştırılması amacıyla fazladan navlun ücreti ödenerek başka firmalara yaptırıldığı, bu şekilde ekstra 229.860,00 USD navlun ödemek zorunda kaldığının ileri sürüldüğü, buna karşın davalı taraf ise forwarder olarak taşımalara aracılık ettiği, navlun ücretini donatan adına davacıdan tahsil edip komisyon aldığı, yük miktarına göre donatanlardan alınan fiyat tekliflerinin davacıya iletildiği, davacının da her bir taşıma için ayrı ayrı onay vermesine bağlı olarak taşımanın gerçekleştirildiği, davacı ile yapılan bir navlun sözleşmesinin bulunmadığı, denizcilik piyasalarındaki navlun artışlarından dolayı sonradan fiyat tekliflerinin yükseldiği, davalının bu artışlara bağlı fiyat tekliflerini kabul etmemesi nedeniyle aradaki ilişkinin sona erdiğini beyan etmektedir. Davalının ticari defterlerinin incelenmesinden, davalının navlunu donatanlar adına değil kendi adına tahsil ettiği, yapılan taşımalar için donatanlardan komisyon ücreti tahsil ettiğine dair bir kaydın bulunmadığı, bu durumda davalı navlun faturasını kendi adına düzenleyip, navlun ücretini kendisi tahsil etmekle TTK’nun 921 ve 926.maddelerine göre taşıyıcının hak ve yükümlülüklerine sahip olduğu ve davada pasif husumet ehliyetinin bulunduğu değerlendirilmiştir.
Dosyaya sunulan taraflararasındaki elektronik posta yazışmalarından, Çin’den yapılacak herbir taşıma öncesinde davalının davacıya navlun teklifi verdiği, yazışmalarda ayrıca sözkonusu taşımaların armatörler tarafından gerçekleştirildiğinin beyan edildiği yani davalının taşımanın fiilen gemi armatörleri yada donatanlar tarafından gerçekleştirildiği bilgisini paylaştığı, yine sözkonusu yazışmalarda teklifin istendiği tarih itibariyle fiyat bildirip bu fiyatların değişebileceğinin açıkça belirtildiği, dolasıyla davacı ile davalı arasında 2016 yılı Nisan, Mayıs ve Haziran aylarını kapsayan dönem için başlangıçta navlun ücreti konusunda bir sözleşme düzenlenmediği, taraflararasındaki ilişkinin beher taşıma için güzergah, tarih ve konteyner hacmi belirtildikten sonra navlun teklifi alınması suretiyle gerçekleştirildiği, 2016 Nisan ayından sonra denizcilik piyasasındaki navlun artışlarından dolayı donatanların daha yüksek navlun ücreti üzerinden taşıma yapmalarından dolayı davalının fiyat tekliflerinde artış gerçekleştiği, davacının başka firmalara daha yüksek ücretler ödeyerek taşıma yaptırmış olması da denizcilik sektöründe o dönemde navlun fiyatlarında artış olduğunu doğruladığı, sonuç olarak navlun fiyatı konusunda taraflararasında Nisan, Mayıs ve Haziran aylarını kapsar şekilde bir navlun sözleşmesi akdedildiği dosya kapsamına göre ispatlanamadığından, davacının başka taşıyıcılara yaptırdığı taşımalar için fazladan ödediğini ileri sürdüğü navlun ücretlerinden dolayı davalının sorumlu tutulamayacağı kanaatine varıldığından bu kanaat ışığında davanın reddine, davacının kötü niyetli olarak icra takibi yaptığı anlaşılamadığından davalının kötü niyet tazminatı talebi reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Koşulları oluşmadığından davalı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç tarifesi uyarınca 44,40 TL karar harcının peşin alınan 9.770,06 TL’den düşümü ile fazla alınan 9.725,66 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davalı vekil ile temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan 46.307,85 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan 30,00 TL posta masrafının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-Taraf vekillerince yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın, avansı yatıran tarafa karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/05/2019

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır