Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/229 E. 2020/129 K. 09.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO: 2018/229 Esas
KARAR NO:2020/129

DAVA:Alacak (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :25/12/2014
KARAR TARİHİ:09/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından …’a ait Yat için 30.05.2013-30.05.2014 tarih aralığını kapsayan Tekne Yat Sigorta Poliçesi tanzim edildiğini, davalı …. Dış. Tic. Ltd. Şti.’nin Kasım/Aralık 2013-0cak 2014 tarihlerinde sigortalı makinelerde kapsamlı bakım onarım işleri yaptığını, bu işlemler sonrasında sigortalı teknenin ilk deneme seyri olan 12.04.2014 tarihinde iskele makinasının hararet yaptığını, teknede ve makinalarda hasara neden olduğunu, hasarın sebebi ve sorumluların tespiti için …. Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyasından tespit yapıldığını, bilirkişi raporunda hasarın çalışmayan hararet müşirleri ve hararet saatleri nedeniyle oluştuğu ve önlenemediği, her iki makinenin servis işlerini yapan firmanın asli sorumlu olduğunun tespit edildiğini, müvekkili sigorta şirketinin zarar bedeli olan 70.000,00 TL’yi 15.07.2014 tarihinde ödediğini, alacağı temlik alan müvekkilinin tazminat bedelini talep etme hakkına haiz olduğunu, işbu davanın halefiyet ilkesine göre değil alacağın temliki hükümlerine göre açıldığını belirterek, 70.000,00 TL’nin ödeme tarihi olan 15.07.2014’den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili adına öncelikle usule ilişkin itirazda bulunduklarını, yetki itirazında bulunduklarını, esasa ilişkin olarak da delil tespiti niteliğinde olan bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini, bilirkişinin yetkin ve uzman olmadığını, bu tür hasarlarda görevlendirilen bilirkişinin gemi mühendisi veya makine mühendisi olması gerektiğini, oysa dayanak bilirkişi raporunu düzenleyen kişinin uzakyol kaptanı deniz sörvey uzmanı olduğunu, müvekkili şirket ile tekne sahibi arasında yapılmış bir bakım onarım sözleşmesi bulunmadığını, tekne sahibinin ihtiyaç halinde bakım ve onarım için müvekkili firmadan yapılacak işler için teklif talep ettiğini, müvekkilinin de teklifi hazırlayıp gönderdiğini, teklifin kabul edilmesi durumunda … Marina’ya gidilerek tekne kaptanının gözetiminde gerekli bakım ve onarımın yapıldığını, bu şekilde muhtelif tarihlerde olmak üzere en son olarak 07.12.2013 tarihinde teknede bakım ve onarımların tekne kaptanı nezaretinde yapılarak, yapılan işlerin ayrıntısıyla yazıldığını ve servis formunun imzalandığını, bu bakımlardan sonra da her defasında müvekkilinin ustasının seyir yaparak motorunun denemesini yaptığını ve sorunsuz bir şekilde tekneyi kaptana teslim ettiğini, dava konusu teknedeki hasarın 12.04.2014 tarihinde oluştuğunu, son servisten sonra müvekkili tarafından başkaca bir bakım ve onarım yapılmadığını, bu tarih arasında tekne sahibince bakım ve onarım için müvekkilinden teklif istendiğini fakat müvekkilinin verdiği 20.03.2014 tarihli teklifin fiyatı fazla olduğu gerekçesiyle kabul edilmediğini, son servis tarihi olan 07.12.2013 ile hasar tarihi arasında başka 3. şahıslarca teknenin bakım ve onarımının yapıldığını, hatta tekne sahibinin başka bir şahsa teknenin bakımını yaptırdıktan sonra müvekkilinden seyir yapmasını talep ettiğini, müvekkilinin ise bunu etik bulmayarak reddettiğini, bu tarihten sonra tekne sahibinin müvekkiline hitaben yazdığı 14.04.2014 tarihli mektupta da ifade edildiği üzere, 12.04.2014 tarihinde müvekkili firma yetkilisinin seyir denemesine geleceğini ifade etmesine rağmen gelmemesi üzerine tekne sahibinin deneme seyri yaptığını ve motordan dumanlar yükseldiğini, bundan dolayı hasardan müvekkilinin sorumlu olduğunu ifade ettiğini, bu iddiayı kabul etmediklerini, seyir denemesinde uzman olmayan, tecrübesiz ve bilgisiz tekne sahibinin deneme seyri yapmak istemesi sonucu oluşan hasar ile tekne sahibinin eylemi arasında uygun nedensellik bağı oluştuğunu, teknedeki hasarın oluşmasına yetkin olmayan, merdiven altı tabir edilen ustaların bilinçsiz ve baştan savma bakım ve onarımının sebep olduğunu, tekne sahibi de bunu bilmesine rağmen, yazılı servis formu olmadığı için 3. şahsa atfedebileceği bir kusur ya da ihmali kanıtlayamadığını, olayla ilgisi olmayan müvekkilinden hasar bedelini talep ettiğini belirterek, yetkisizlik sebebiyle davanın usulden ve hukuki ve maddi gerçeklerden yoksun olması nedeniyle esastan reddini talep etmiştir.
Dosyaya …. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … Değişik iş numaralı dosyası celp edilmiş olup, delil tespiti talebi üzerine düzenlenen raporun Uzak Yol Kaptanı tarafından düzenlendiği, 27/05/2014 kayıt tarihli Bilirkişi Raporu’nda, gemilerde yangın, gemi makinelerinin işletme esasları ve tespit esnasında gözlenen ve tespit edilen hususlar detaylı olarak anlatıldıktan sonra, hasarın sebebinin yangın olmadığı kanaati belirtilmiştir. Bilirkişi raporunda: Hasar öncesinde makinelere yol verilmiş, makine soğutma sistemi muhtemelen su sıcaklığı regülatörünün kapalı konumda takılı kalması, soğutma devrelerinde tıkanıklık yaşanması vb. sebebiyle soğutma yapmadığı, soğutma sisteminde herhangi bir problem olması durumunda kaptanı uyarması gereken hararet müşirleri ve hararet saatleri beklenen indikasyonları vermemiş/çalışmamış ve makine aşırı ısınarak halk arasında bilinen tabiriyle hararet yaptığı, bu raporun 2. Bölümünde bahsedilen zararlı ısı olayının vuku bulduğu, radyatör içerisindeki soğutma suyu buharlaşarak, ekspenşın tank bağlantı memesinden dışarı süratle tahliye olduğu, süratle dışarı kaçak yapan su buharının makinenin baş taraf karşısında bulunan alabandaya çarparak yukarı doğru yükseldiği ve sabit kuru kimyevi toz içeren yangın söndürücünün cıvalı serbest bırakma mekanizmasını harekete geçirdiği belirtilmiştir. Ayrıca serbest kalan kuru kimyevi tozun tüm makine dairesini kapladığı, bu esnada tozla karşılaşan su buharının yoğunlaşarak makine dairesi zeminine yağmurlama şeklinde çöktüğünü, bu nedenle hasarın, çalışmayan hararet müşirleri ve hararet saatleri nedeniyle oluştuğu ve önlenemediği kanaatini bildirmekle, zarar hesabının yapılabilmesi için öncelikle, makine dairesinin kuru kimyevi tozdan temizlenmesi, ana makinelerin sökülerek hasar kontrolünün, jeneratör ve ana elektrik tevzi panolarının buharlı temizliğinin yapılması gerektiğini belirtmiş; hasar boyutunun 300.000 TL civarında oluştuğu değerlendirmesinde bulunmuştur. Makinelerdeki hasarın onarım ve temizlik ile giderilememesi durumunda, yenilerinin temin edilme bedelinin makine başına KDV hariç 130.000 Avro civarında olduğunun göz önüne alınması gerekeceğini belirtmiştir.
Dava, davacı şirkete sigortalı taknenin bakım ve onarımını üstlenen davalının sorumluluğundan kaynaklı işlemler dolayısıyla oluşan ve sigortalısına ödediği belirtilen hasar bedelinin davalıdan tahsili talebi olduğu; uyuşmazlığın, teknede oluşan hasardan davalının sorumlu olup olmadığı, davalının tekneye verdiği bakım ve onarımların ve tarihlerinin belirlenerek bu işlemlerin hasarın oluşumunda etkili olup olamayacağı, davalı tarafından verilen hizmet sonrası tenkede yapıldığı belirtilen işlemlerin neler olduğu ve bunların da hasarda etkisinin olup olmayacağının belirlemesi, davacı tarafından ödenen tazminatın kadri marufunda olup olmadığı hususlarında toplandığı anlaşılmıştır.
Dava, … Asliye Ticaret Mahkemesi … E. Sayılı dosyasından başlatılmış,27/05/2015 tarih, … E., … karar sayılı görevsizlik kararı verilmiştir. Görevsizlik kararı üzerine davacı vekilinin talebi ile dosya görevli olduğu belirtilen mahkemeye gönderilmiştir. Yargılamaya … Tüketici Mahkemesi … E. Sayılı sırasına kaydı yapılarak bu esas üzerinden devam olunmuştur.
… Tüketici Mahkemesi’nin 08/12/2015 tarih, … E., … karar sayılı ilamı ile davanın görev yönünden reddine ve dosyanın yargı yerinin belirlenmesi hususunda Yargıtay 20. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine karar verilmiş olup; davacı vekilinin talebi ile dosya Yargıtay 20. Hukuk Dairesi’ne gönderilmiştir.
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi’nin 04/05/2016 tarih, 2016/2920 E., 2016/5093 karar sayılı ilamı ile “6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. Maddeleri gereğince … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yargı yeri olarak belirlenmesine” karar verilmiş olup; verilen karar üzerine dosya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/640 esasına kaydı yapılmıştır.
… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/11/2016 tarih, … E., … karar sayılı ilamı ile yetkisizlik kararı verilmiş olmakla davacı vekilinin talebi üzerine dosya … Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmiş, mahkemenin … E. Sayılı sırasına kaydı yapılmıştır.
… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/04/2018 tarih, … E., … karar sayılı ilam ile de görevsizlik kararı verilmiş olmakla davacı vekilinin talebi üzerine dosya mahkememize gönderilerek … E. Sayılı sırasına kaydı yapılarak yargılamaya bu esas üzerinden devam olunmuştur.
Mahkememizce davaya konu tekne üzerinde inceleme yapılmak üzere teknenin bulunduğu Kuşadası Mahkemelerine talimat yazılarak uyuşmazlık noktalarının aydınlatılması hususunda rapor düzenlenmesi talep edilmiştir.
… Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Tal. dosyasında bilirkişi heyetinden alınan 25/12/2019 havale tarihli raporda özetle; teknenin hasar görmesine neden olan arıza … tarafından motorlara verilen servislerle Tali olarak ilişkili olduğunu, hortum bağlantı yerinin çürümüş olması, motor yaşına (1996 model) ve çalışma şartlarına bağlı olduğunu, bu durumda motorların genel bir bakım/ yenilenme işlemine tabi tutulması gerektiğini, işlemlerin … firmasının 26/06/2013 tarihinde verdiği teklif kapsamında olduğunu, hasara neden olan iskele makine tatlı su hortum kelepçesinin de değiştirilmesi gerektiğini, bunun kısa süreliğine çözüm olabilirdiğini, fakat hasarın oluşmasına uzun vadede engel olamayacağını bildirmiştir.
Talimat mahkemesi tarafından gönderilen bilirkişi raporuna yönelik taraf vekillerinin itirazları da değerlendirildiğinde düzenlenen raporun içeriği bakımından mahkemece hüküm kurmaya elverişli olmadığı da değerlendirilerek ve teknenin bakım ve onarımlarının yapılmış olması da gözetilerek tekne üzerinde keşfe gerek olmaksızın yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi heyetinden alınan 11/06/2020 havale tarihli raporda özetle; … isimli teknede oluşan hasarın davalının verdiği ve/veya sorumluluğunda bulunan bakım-onarım hizmetlerinden kaynaklanmadığını, dolayısıyla olayda davalı firmanın kusurundan söz edilemeyeceğini, mahkememizin davalının sorumluluğunun bulunduğuna hükmetmesi halinde davacı sigortacının ödediği 70.000,00 TL hasar tazminatının hasarın giderilmesi için gereken ve kadri maruf bir ödeme olduğunun tespit ve kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Davaya konu … isimli teknede ortaya çıkan ve dava konusu edilen hasara yol açan sebep, değişik iş dosyasında verilen tespit Bilirkişi Raporu’nda, “su sıcaklığı regülatörünün kapalı konumda takılı kalması, soğutma devrelerinde tıkanıklık yaşanması, çalışmayan hararet müşirleri ve hararet saatleri nedeniyle de fark edilemediği için önlenemediği” olarak açıklanmasına karşılık, Sigorta Eksperinin Raporu’nda ise, “iskele makinenin yağ soğutucusuna bağlı hortumun bağlantı noktasından kopması nedeniyle makinenin hararet yapması; hasara sebebiyet verdiği tespit edilen yağ soğutucu kapağının hortum bağlantı yerinin oldukça eskimiş/çürümüş olması” olarak belirtilmiştir. Eksper ayrıca, “makinede yer alan 4 adet hararet müşirinin ise normal pozisyonda bulundukları (kapalı konumda takılı kalmadıkları da tespit etmiştir.
Tespit bilirkişisi, hasarlanmış olan iskele makine, henüz hasar kontrolü ve onarım için açılmadan bu tespitlerini yapmış ve görüşlerini kanaat olarak belirtmiştir. Ancak dosyaya sunulan sigorta eksper raporu ise makine açıldıktan ve gerçek durum görüldükten sonra, hasara yol açan sebebi varsayıma dayalı olmaktan ziyade gözleme dayalı olarak açıklamaktadır. Mahkemece aldırılan 11/06/2020 havale tarihli rapor içereğinde de sigorta eksper raporunu paralel değerlendirmelerde bulunulmuştur.
Dosyaya sunulan teknik bilirkişi raporlarının ortak kanaatine göre hasara yol açan etkenin, “yağ soğutucu kapağının hortum bağlantı yerinin eskimiş/çürümüş olması nedeniyle, iskele makinenin yağ soğutucusuna bağlı hortumun bağlantı noktasından kopması, hortumun yerinden çıkması ile makine içerisinde devir daim eden soğutma suyunun dışarıya akması ve kondense kabındaki suyun tükenmesi sonucu yeterli soğutulması sağlanamayan makinenin aşırı ısınarak hararet yapması; ısıya duyarlı olan kuru kimyevi toz sisteminin devreye girerek makinelerin üzerine basılması” olduğu belirtilmekle, mahkemece de bu husus kabul edilmiştir.
Hasar sebebi, mahkemece yukarıda açıklandığı hali ile kabul edildiğine göre, bu aşamada davalı şirketin bu sebebe dayalı bir kusurunun bulunup bulunmadığı hususu uyuşmazlık konusudur.
Davacı sigortacı, teknenin Kasım/Aralık 2013 – Ocak 2014 dönemindeki bakım ve onarımını üstlenen davalının, teknede meydana gelen zarardan sorumlu olduğu iddiasıyla, sigortalısına ödediği 70.000,00 TL zarar tutarını, sigortalısından aldığı temlik hakkı doğrultusunda talep etmektedir. Bu durumda, teknelere bakım onarım hizmeti vermekle iştigal eden Davalı firmanın, … isimli tekneye hasar öncesinde yaptığı muhtelif işler nedeniyle, yağ soğutucu kapağının hortum bağlantı yerinin eskimesi/çürümesi ve yağ soğutucusuna bağlı hortumun bağlantı noktasından kopması hadisesinde sorumluluğu bulunup bulunmadığı; davalı firmanın bu eskime/çürümeyi önceden bilip giderme sorumluluğunda olup olmadığı, kendisine yaptırılan/kendisinden istenen işler arasında, bu kapsamda bir işin de bulunup bulunmadığının tespiti gerekmektedir.
Bu kapsamda davalı delilleri arasında dosyaya sunulan Servis Formları’na göre, Davalı tarafından 03/10/2013,12/10/2013, 26/10/2013 ve 07/12/2013 tarihlerinde … teknesinde muhtelif bakım onarım işleri yapılmıştır. Yapılan işlerin yazılı olduğu bu Formların tekne kaptanı tarafından da imzalanarak, işlerin teslim alınmış olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca davalı tarafından, yapılan her bir servis sonrasında düzenlenen faturalar ile de yapılan işlerin bunlarla sınırlı olduğu anlaşılmıştır. Servis formları incelendiğinde ise dosyada alınan bilirkişi raporlarında ayrıntılı olarak da açıklandığı üzere,
-03/10/2013 tarihinde yapılan işler: Motor yağlarının, filtrelerin değiştirilmesi, her iki makinanın turbo ve after cooler’lerinin sökülmesi, Jeneratör yağlama yağı filtresi, seperatör ve yakıt filtresinin değiştirilmesi Topraklama kablolarının çekilmesi;
-12/10/2013 tarihinde yapılan işler: 3 Ekim tarihinde sökülen turbo ve after coolerların yerlerine tekrar montajının yapılması deneme seyrine çıkılması;
-26/10/2013 tarihinde yapılan işler: Teknenin topraklama tesisatının yeni pano konularak çekilmesi, 5 adet yeni akü konulması, … makinanın marş motoru arızasının giderilmesi, Meger testi yapılması;
-07/12/2013 tarihinde yapılan işler: … makine devir saati çalışmadığı için manyetik pikapın yenisiyle değiştirilmesi Her iki makinaya 10 litre antifriz konulması, iskele makinaya yağ ilavesi yapılması, her iki makinanın çalıştırılarak test edilmesi işlerinin yapılmış olduğu anlaşılmıştır.
Dosyaya sunulan, sigorta eksper raporu, talimat mahkemesince düzenlenen bilirkişi raporu ile mahkememizce aldırılan bilirkişi raporu esasen hasarın sebebi bakımından ortak kanaat belirtmiştir. Bilirkişi raporları arasındaki çelişki ise hasar nedeniyle davalının sorumluluğunun bulunup bulunmadığı noktasındadır. … teknesinde hasara yol açan olay, yukarıda açıklandığı ve mahkemece kabul edildiği hali ile yağ soğutucu kapağının hortum bağlantı yerinin eskimiş/çürümüş olması nedeniyle, iskele makinenin yağ soğutucusuna bağlı hortumun bağlantı noktasından kopması ile başlamıştır. İncelenen servis formlarına göre de davalı firmanın tekneye bakım onarım servis hizmeti verdiği hiçbir dönemde, iskele makinenin bu kısmı ile ilgili bir işlem yapmadığı anlaşılmıştır. Davacı sigortalısı olan dava dışı tekne sahibinin ise davalıdan böyle bir hizmet istediğine dair dosyaya herhangi bir somut delil de ibraz edilememiştir. Ayrıca davalı ile dava dışı sigortalı arasında yapılmış düzenli bir bakım onarım sözleşmesi de bulunmamaktadır yahut mahkemeye ibraz edilmiş değildir. Bu nedenle iskele makinedeki bu gizli ayıbın, önceden davalı tarafça bilinmesi de mümkün değildir. Dosyaya celp edilen delil tespiti raporu ise açıklandığı üzere gemi-makine mühendisi olmayan kaptan bilirkişi tarafından düzenlenmekle ve ayrıca gemi makinesi açılarak gerçek durum tespit edilmeksizin düzenlendiğinden mahkemece hükme esas alınmamıştır. Bu nedenle davacı vekilinin raporlar arasındaki çelişki bulunduğundan bahisle yeni bir rapor alınması talebi yerinde görülmemiştir, zira dosyaya sunulan delilleri serbestçe değerlendirerek sorumluluğu tespit etmek HMK 282 maddesi gereği hakimin ödevidir. Dosyaya, davalının sorumluluğunu ispatlayacak somut deliller sunulmamış olduğundan davaya konu tekne hasarına davalı tarafça verilen hizmetlerin sebep olduğuna ilişkin mahkemede kanaat uyunmamış ve davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince peşin alınan 1.195,45 TL den karar harcı olan 54,40 TL nin mahsubu ile fazla alınan 1.141,05 TL’nin kesinleşmeye müteakip talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı vekili için takdir edilen 9.900,00 TL red vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Yargıtay yolu temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/07/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır