Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/218 E. 2021/234 K. 24.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2018/218 Esas
KARAR NO : 2021/234
DAVA : Alacak (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan), İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/06/2018
KARAR TARİHİ : 24/05/2021
MAHKEMEMİZİN 07/09/2018 TARİH 2018 /… ESAS 2018/…
KARAR SAYILI BİRLEŞME KARARINA KONU DOSYASI
BİRLEŞEN DAVA:
DAVA :İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :29/08/2018
KARAR TARİHİ :07/09/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan), İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl dosyada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davanın müvekkiline ait 50 mt süt tozu ile 100 mt peynir altı suyu tozu yükünün, gemi ile Mersin’den Mısır’ın İskenderiye Limanına taşınarak gönderilmesi için taraflarca varılan anlaşmaya aykırılıktan doğan 71. 361 66 TL ve 15.594.18 USD bedelli zararın, davalıdan faizi ile birlikte tazmini talebinden ibaret olduğunu, müvekkili ile davalı … AŞ arasında malların, konteynerler içerisinde gemi ile Mersin Limanından Mısır’ın İskenderiye Limanı’na taşınarak alıcılarına teslimi için 07.03.2017 tarihinde anlaşmaya vardıklarını, aynı gün davalı tarafından, yüklemeye ilişkin araç ve gemi detayları ile taşıma için talep edilen navlun bedelinin müvekkiline bildirildiğini, müvekkilinin, iki farklı müşteriye gönderilecek yükler için tahliye limanı/teslim yeri … (Alexandria, İskenderiye) olarak belirtilen iki adet konşimento talimatını davalıya ilettiğini, 6 adet konteynerin Mersin’den İskenderiye’ye gönderilmesi için anlaşılan 6.000 USD navlun bedelinin müvekkili tarafından davalıya ödendiğini, malların gümrük çıkış işlemlerinin de müvekkilinin gümrük işlerini yapan … A.Ş. tarafından yapıldığını, 10.03.2017 tarihinde müvekkilinin tahliye limanını Mısır’ın İskenderiye (ALEX) Limanı olarak verdiği konşimento talimatının aksine, davalı tarafından tahliye limanı, Mısır’ın başka bir limanı olan Port Said şeklinde düzenlenen konşimento taslaklarının müvekkiline iletildiğini, müvekkilinin ihracat sorumlusunun konşimento taslaklarının acilen revize edilmesi gerektiğini davalıya bildirdiğini, davalının 10 gün sonra 22/03/2017 tarihinde, tahliye limanı yine Port Said olan, fakat malların teslim yerinin İskenderiye Limanı olarak değiştirildiğini, taslak konşimentolarının müvekkiline iletildiğini, bu konşimentolardan içerisinde müvekkiline ait malların bulunduğu konteynerlerin, müvekkilin talimatına ve revize talebine aykırı olarak, davalı tarafından düzenlenen hatalı konşimentolar tahtında Port Said Limanında tahliye edilmek üzere 12.03.2017 tarihinde gemiye yüklenerek yola çıktığını, bunun üzerine davalının 23.03.2017 tarihli maili ile Alexandria (İskenderiye) Limanına gönderilmesi gereken konteynerlerin kendilerince yapılan hata sonucunda Port Said Limanı’na gönderildiğini kabul ettiğini, bu süre zarfında konteynerların Port Said’e ulaştığını, müvekkilinin konşimentoların revize edilmesi için talimatı verdiği 12.03.2017 tarihinden 22.03.2017 tarihine kadar geçen sürede, konteynerleri Port Said Limanından İskenderiye Limanı’na karayolu ile ulaştırmayı hedeflediğini, ancak başarılı olamadığını, bunun yerine deniz yolu ile konteynerleri ulaştırılması gereken liman olan İskenderiye Limanına sevk etmeye çalıştıklarının ifade edildiğini, bu sebeple de davalının, tahliye limanını … olarak düzenlediği konşimentolar ile birlikte kullanmak üzere, yine tahliye limanı Port Said olan fakat teslim yeri İskenderiye olan yeni birer konşimento düzenleyerek durumu düzeltmeye çalıştığını, davalı tarafından Türkiye’den ihraç edilen malların, Port Said’den İskenderiye Limanına direkt sevkinin mümkün olmadığını, 20.04.2017 tarihinde yeniden Türkiye’ye gönderilip, buradan tekrar İskenderiye’ye ihraç edilebileceğinin müvekkiline bildirildiğini, malların İskenderiye’de teslimi için anlaştığı müşterilerine verdiği taahhütleri yerine getiremediği için müşterilerin müvekkilinden, ya sözleşmelerinin iptalini ya da bedelde indirim yapılmasını talep ettiklerini, müvekkilinin, zararın daha da büyümesini engellemek ve sözleşmeleri ayakta tutabilmek için müşterilerinin indirim talepleri ile ilgili olarak davalıyı bilgilendirdiğini, bu süreçte müvekkilinin, yapıcı davranarak, davalının sebebiyet verdiği hatadan kaynaklanan zararları en aza indirmek için çaba sarf ettiğini ancak davalının aynı tavrı göstermediğini, davalının, 18.04.2017 tarihli maili ile malları, en erken Mayısın ilk veya ikinci haftasında Port Said’den Mersin’e getirilebileceğini, ancak tekrar ithal edilerek İskenderiye Limanı’na gönderilmesinin Mayısın sonunu bulabileceğini, müşterilerin indirim taleplerini karşılamayı reddettiklerini ve müvekkilinden dava haklarına halel getirecek nitelikte bir taahhütname imzalamasını talep ettiğini müvekkilinin müşterilerinin ise indirim talep ettiklerini, aksi halde sözleşmelerin iptal edileceği hususları ile davalıya ulaşmadaki sıkıntılarını yinelediği, dava haklarına halel getirebilecek herhangi bir taahhütnameyi haliyle imzalamayacağını davalıya bildirdiğini, müvekkilin, müşterilerle olan sözleşmelerini ayakta tutabilmek için siparişlerde 20.000 USD indirim yapmayı kabul etmek zorunda kaldığı ve müşterilerini, malların Mayıs sonunda teslim edileceğine ikna ettiğini, bunun üzerine, davalının 28.04.2017 tarihinde taahhütname imzalanması talebini geri çekerek, malların Mayıs sonuna kadar İskenderiye’ye ulaştırılacağını bildirdiğini, davalının 04.05.2017 tarihli maili ile gümrük işlemlerinin 10-13.05.2017 hafta içerisinde bitmesinin beklendiğini, 08.05.2017 tarihli maili ile de konteynerlerin, 10.05.2017 tarihinde Mersin’e hareket edecek olan gemiye yükleneceğini beyan etmişse de bilahare, gümrük işlemlerinin yetişmediği gerekçesiyle yüklemenin gerçekleştirilemediğini bildirdiğini, akabinde davalı tarafından konteynerlerin, 17.05.2017 tarihinde Port Said’den hareket edecek gemiye yükleneceğini ve tahminen 21-22.05.2017 tarihinde Mersin’de olacağını bildirdiğini, fakat daha sonra yüklemenin yine yapılamadığını ve konteynerlerin 20-30.05.2017 tarihinde Mersin’de olacağını bildirdiğini, daha sonra davalının, 29.05.2017 tarihli mesajı ile konteynerlerin gemiye yüklenemediğini beyan ettiğini, bu sebeple, müvekkilinin müşterilerinin, 3 ayı aşkın süredir malların henüz Port Said’den Mersine dahi gönderilememesi neticesinde 06.04.2017 tarihinde siparişleri iptal ederek sözleşmeyi feshettiklerini bildirdiklerini, malların halen Mersin’e gönderilememesinın nedeninin davalının, Mısır’daki acentesine ödeme yapmaması olduğunu, yaklaşık 3 aydır Mısır sıcağında bekleyen süt ürünlerinin yüksek ihtimalle bozulacağının Mısırlı yetkililerce müvekkiline bildirildiğini, taraflarınca davalıya ihtarname gönderilerek iptal edilen siparişlerin mal bedellerinin tazmini talep ettiğini, davalı tarafından ihtarnameye herhangi bir cevap verilmediğini, en nihayetinde malların 09.06.2017 tarihinde Port Said’den Mersin’e hareket eden gemiye yüklendiği ve tahminen 13-14.06.2017 tarihinde Mersin’e ulaşacağının bildirildiğini, böylece, davalının acentesi … Şirketi tarafından Mısır’dan gemiye yüklenen malların, 14/06/2017 tarihinde Mersin Limanı’na ulaştığını, malların, 3 ayı aşkın süredir Mısır sıcağında limanda beklemiş olması sebebiyle, bozulup bozulmadıkları ve dolayısıyla tekrar ihracında bir sakınca olup olmadığının tespiti için Mersin Liman İşletmeciliği ve Mersin Gümrük Müdürlüğü tarafındaki çeşitli analizler ve muayene işlemleri yaptırıldığını, bunun için müvekkilin toplam 3.699,48 TL ödediğini, aynı sebeplerle, taraflarınca 15.06.2017 tarihinde … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/ … İş sayılı dosyası tahtında delil tespiti başvurusu yapıldığını, müvekkilinin tüm bu süre zarfında malları, Mersin Limanı gümrüklü sahada, antrepoda/ardiyede muhafaza etmek zorunda kaldığını, davalının, malların muayeneye hazır hale getirilmesi ve antrepoya alınabilmesi için yapılması gereken işlemleri de ivedilikle yerine getirememiş olduğunu, müvekkilin ödemiş olduğu antrepo/ardive/elleçleme ve nakliye masraftan toplamının 1.902 USD ve 48.791,28 TL olduğunu, 20.06.2017 tarihinde mahkemece yapılan delil tespiti neticesinde düzenlenen raporda, malların bozulmadığına kanaat getirildiğini, müvekkilinin, iptal edilen siparişlerin yerine malları yeni müşterilere teslim etmek ve mevcut siparişi gerçekleştirmek için yaptığı elleçleme, gümrükleme, liman nakliye ve navlun masraflarının toplamının 7.692,18 USD ve 12.083,66 TL tutarında olduğunu, müvekkilinin, malların Mısır’ın İskenderiye Limanı yerine davalının hatası neticesinde Port Said Limanı’na gönderilmesinden kaynaklanan zararlarının toplamı 71.361,66 TL ve 15.594,18 USD tutarında olduğunu, bu hususun taraflarınca … Noterlıği’nin … yevmiye numaralı ve 22.03.2018 tarihli ihtarname ile davalıya bildirildiğini, fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, davacının toplamda 71.361,66 TL ve 15.594,18 USD bedelli zararının, dava tarihinden itibaren fiili ödeme gününe dek işleyecek TC. Merkez Bankası’nın dolar vadeli mevduat hesabına uyguladığı en yüksek oranda faizi ile birlikte davalıdan tazminine, masraf ve vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl dosyada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının iddialarının, müvekkil şirketin taşıyan sıfatıyla eşyanın geç teslimi kaynaklı sorumluluğuna dayandığının aşikâr olduğunu, taşıyanın eşyanın geç tesliminden doğan sorumluluğuna gidilebilmesi için yasal bildirim yükümlülüklerinin yerine getirilmesinin ön şart olduğunu, davacı şirketin, TTK 1185/5’te açıkça öngörülen bildirim yükümlülüğünü yerine getirmediğinden müvekkil şirketin sorumluluğundan bahsedilmesinin mümkün olmadığını, bunun dava dilekçesinden ve sunulan belgelerden de görüleceğini, 04/06/2017 ‘de Mersin Limanına varış yapan ve davacı şirketçe 19/06/2017 tarihinde teslim alınan yüke ilişkin olarak müvekkili şirkete hiçbir suretle bildirim yapılmadığını, davacı şirket, dava konusu taşımaya ilişkin yükün teslim tarihi olan 19/06/2017 tarihini takip eden altmış gün içerisinde müvekkili şirkete hiçbir yazılı bildirimde bulunmadığından, TTK’nın açık hükmü gereği herhangi bir zarar talebinde de bulunamayacağını, müvekkili şirketin sorumluluğunun TTK 1186/6 md. gereği navlun bedeliyle sınırlı olduğunu, buna göre müvekkil şirketin sorumluluğundan bahsedilse bile, bu sorumluluk navlun bedeliyle sınırlı olacağından, dava değerinin bu miktarı aşan kısmının reddedilmesi gerektiğini, huzurdaki davanın davacıyla müvekkil şirket arasında 26 Nisan 2017 tarihinde kurulan yeni navlun sözleşmesi ışığında değerlendirilmesi gerektiğini, davacının belirtmiş olduğu gibi emtialar başka bir limana gitmiş olsa da davacı ürünlerin belirtilen limana gitmesinde aynı şekilde kusurlu olduğunu, zararı kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacının taşınan emtiaların muayene bedellerini istemesi hukuka aykırı olduğunu, zararı kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının, müvekkil şirket tarafından taşınan emtiaları bir başkasına fahiş fiyatlarla taşıtması nedeniyle ödemiş olduğu faturaların müvekkili şirkete yansılamayacağını, davacının taşıma nedeniyle müvekkil şirketle anlaşmış olduğu toplam tutarın 6.000,00 USD navlun ücreti ve 569,24 TL gümrük masrafından oluştuğunu, oysa müvekkili şirketin demuraj bedeli, antrepo vb nedenlerle dava dışı … AŞ ye 40.000,00 USD’den fazla ödeme yapmak durumunda kaldığını, bu ödemelerin hiçbirinin davacıya yansıtılmadığını, müvekkili şirketin 6.000,00 USD navlun bedeli aldığı bir taşıma için 40.000,00 USD’den fazla zarara katlanması durumunu davacının takdirle karşılaması gerektiğini, davacının söz konusu ürünlerin Port Said Limanı’ndan alınması için müşterisiyle hiçbir iletişime geçmediğini ve ürünlerin Türkiye’ye geri getirilmek durumunda kaldığını, fazlaya dair tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, davacının TTK md 1185/5 uyarınca müvekkil şirkete süresinde bildirim yapmaması nedeniyle davanın reddine, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, TTK m. 1186/6 uyarınca; zarar varsa bile müvekkil şirketin en fazla navlun miktarıyla sorumlu olacağı dikkate alınarak fazlaya ilişkin talebin her halükarda reddine, davanın haksız ve hukuka aykırı biçimde ikame edilmesi sebebiyle reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacıya yüklenmesini talep ve beyan etmiştir.
Mahkememizin 2018/… Esas sayılı dosyasının, 07/09/2018 tarih, 2018/… Karar sayılı ilam ile yine mahkememizin 2018/218 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin kara, hava, deniz, demir veya bunların birleşik kullanımı yoluyla sevk edilmesini organize eden, lojistik hizmet sağlayan, taşıma işlemlerine aracılık eden tanınmış ve güvenilir bir firma olduğunu, davalı şirkete ait bir kısım ürünün deniz yoluyla taşımacılığında müvekkili şirket ile anlaştığını, davalı şirketin taşıma sonrasında ürünlerini limandan geç çıkarması sonucu oluşan demuraj ücretini müvekkili şirkete ödemediğini, davalı tarafa farklı konteynerler nedeniyle oluşan demuraj ücretleri için demuraj faturası kesildiğini, fatura bedelinin 22.458,00 USD olduğunu, faturaya dayanan borcun ödenmemesi sonucu davalı şirket aleyhine …. İcra Müdürlüğünde 2018/… esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın itirazı ile icra takibinin durduğunu, davalı vekilinin yetki konusunda Aksaray İcra Müdürlüğünün yetkili olduğundan bahisle takibin yetkisine itiraz ettiğini, navlun sözleşmesinin denizyolu ile yapılan yük taşımalarında taşıyan ile taşıtan arasında kurulmuş akdi ilişki olup, iki tarafa borç yükleyen sözleşme olduğunu, davanın sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde açılabileceğini, sözleşmede müvekkili şirketin yükümlülüklerini yerine getirdiğini, davalı şirketin edimini yerine getirmediğini, davalı şirketin borcunun para borcu olduğunu, davalı tarafın tüm uyarılara ve icra takibine rağmen para borcunu ödemediğini, para borçlarında yetkili mahkemenin alacaklının ikametgah mahkemesi olduğunu, konteynerlerin Mersin Limanına ulaştığına ilişkin varış ihbarının 14/06/2017 tarihinde davalı tarafa gönderildiğini, 19/06/2017 tarihinde davalı adına işlem yapan … imzasına konteynerlerin teslim edildiğini, davalı şirketin getirilmiş olan konteynerleri serbest süre içerisinde boşaltmadığını, geminin limana vardığı ve yükün teslim edilmeye hazır halde bulunduğu, süresinde boşaltılmadığı takdirde demuraj ücreti oluşacağının davalı tarafa bildirildiğini, davalı şirketin demuraj ücretine hiçbir somut itirazda bulunmadığını, konteynerlerin Mersin Limanına getirildiğini, ürünlerin süresinde boşaltılmaması nedeniyle davalı tarafa 25/09/2017 tarihli ve 22.458,00 USD bedelli demuraj ücreti faturası kesildiğini, 14/06/2017 tarihinde varış ihbarı yapılan ve 19/06/2017 tarihinde davalıya teslim edilen konteynerlerin Ağustos 2017 ortasına doğru boşaltıldığını, davalıya ihbarı yapılan ve teslim alıp boşaltılması istenilen konteynerlerin 4 X HC 40′ …, ve … nolu konteynerler olduğunu, varış ihbarında ürünlerin serbest sürede çekilmesini çekilmediği takdirde demuraj işletileceğini ve demuraj tarifesininde bildirildiğini, ancak davalı tarafın hiçbir itirazda bulunmadığını, alacak miktarının likit ve belirlenebilir olduğunu, davalı borçlunun müvekkil şirketin alacağına ulaşmasını engellemek ve müvekkil şirketi zarara uğratmak amacıyla icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini, alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiğini, davalı tarafça aynı taşımaya ilişkin müvekkili şirket aleyhine … Asliye Ticaret Mahkemesine ait 2018/… esas sayılı dosyası kapsamında dava ikame edildiğini, işbu dava ile anılan dosya arasında bağlantı bulunduğunu, işbu açılan davanın daha önce açılan … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/… esas sayılı dosyası üzerinden birleştirilmesini, davalının yetki itirazının reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı/borçlu şirket üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı/ karşı davacı arasında müvekkiline ait malların konteynerler içerisinde gemi ile Mersin Limanı’ndan Mısır’ın İskenderiye Limanı’na taşınarak alıcılarına teslimi için 07/03/2017 tarihinde anlaşılmasına rağmen, malların davalı/ karşı davacı tarafından yapılan hata ile Mısır’ın Port Said Limanı’na gönderilmesi ve orada aylarca bekletilmesinin ardından alıcılarına teslim edilmediğini, Mersin Limanı’na geri getirilmesinden kaynaklandığını, müvekkili ile karşı taraf arasındaki navlun sözleşmesine aykırı olarak İskenderiyle Limanı yerine Port Sait Limanına gönderildiğini, Mersin Limanından geri getirmek zorunda kalındığını, davalı / karşı davacının yaptığı hata neticesinde müvekkili büyük ticari zarara ve itibar kaybına uğratmanın yanı sıra müvekkiline demuraj borcu oluştuğu iddiası ile faydalanmaya çalışıldığını, müvekkilinin Mısır Liman yetkililerinden gelen 3 ayı aşkın bir süre Mısır sıcağında bekleyen ve sıcağa dayanaklı olmayan süt ürünü malların bozulmuş olabileceği uyarısını dikkate alınarak taahhüt edilen tarihten sonra Mersine getirilebilen malların durumunu, … A.Ş.’nin katılımını sağlayarak delil tespiti talebinde bulunduğunu, malların akıbeti bilirkişi raporu ile belirleneceğini, müvekkilin malları çekip yeniden ihraç ve imha etmek için tespit sonucu beklenildiğini, davalı/karşı davacının kendi kusurundan yararlanma saikiyle müvekkilinin zaten yaptırmakla mükellef olduğu kontrol,muayene analiz ve gümrük işlemleri için harcanan sürenin demuraj alacağı oluşturduğuna ve bu sürenin oluşmasında herhangi bir bir kusurları olmadığına ilişkin iddiası haksız, mesnetsiz ve hukuk düzenince korunamayacak kötü niyetli bir çabadan ileri gitmediğini, haksız ve mesnetsiz karşı davanın reddi ile takibin iptaline %20 ‘den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatı, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı/karşı davacıya tahmiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Asıl davanın; taraflar arasında akdedilen deniz taşıma sözleşmesinin sözleşmeye uygun ifa edilmemesi nedeniyle oluşan zararın tazmini talebi olduğu, uyuşmazlığın ise davacıya ait emtiaların kararlaştırılan limandan farklı bir limana taşınması hususunun davalının kusur ve sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, bu konuda davacıya atfedilebilecek müşterek bir kusurun olup olmadığı, davalıya süresinde ve usule uygun bir ihbarın yapılıp yapılmadığı, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı, talep edilebilecek tazminat miktarı ile talep edilen bedelin kadri maruf olup olmadığı hususlarında toplandığı anlaşılmıştır.
Birleşen davanın, konteyner demuraj ücretinin tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali davası olduğu, uyuşmazlığın ise emtianın gümrükten çekilip çekilmediği, çekilmiş ise ne kadar süre sonra çekildiğin ve varsa demuraj süresi ile taşıma dolayısı ile gerçekten demuraj ücreti ödenip ödenmediği, ödenmiş ise yapılan ödemenin rayice uygun olarak yapılıp yapılmadığı hususunda toplandığı görülmüştür.
… Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/… D. İş sayılı dosyası, dosyamız arasına alınmış, incelenmesinde; Mahkeme heyeti ile birlikte 20/06/2017 tarihinde yapılan keşifte, davacı …Ş. Firmasına ait 6 adet konteynır içinde bulunan 50 mt Yağsız Süt Tozu ile 100 mt Peynir Altı Suyu Tozundan usulüne uygun numuneler alınarak Mersin Gıda Kontrol Laboratuvar Müdürlüğü ile Ankara Gıda Kontrol Laboratuvar Müdürlüğü’nde gıda mevzuatına uygun olarak mikrobiyolojik ve kimyasal analizler yaptırıldığı T.C. …na bağlı … ve … Gıda kontrol laboratuvar Müdürlüklerinden gelen muayene ve analiz rapor sonuçlarına göre ,davaya konu 50 mt Yağsız Süt tozu ile 100 mt Peynir altı suyu ürünlerinin Türk Gıda Kodeksi mevzuatına göre uygun olması sebebiyle insan tüketiminde kullanılmasında sakınca olmadığının bildirildiği görülmüştür.
… İcra Dairesinin 2018/… Esas sayılı dosyası dosyamız arasına alınmış, incelenmesinde; davalı borçlu aleyhine 28/06/2018 tarihinde icra takibine başlandığı, ödeme emrinin davalıya 04/07/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlu tarafından 06/07/2018 tarihinde itiraz dilekçesi sunulduğu, birleşen davanın İİK 67. Maddesi gereği 29/08/2018 tarihinde yasal süresi içinde açıldığı görülmüştür.
Mahkememiz tarafından resen belirlenen bilirkişi heyetinin hazırladığı 17/09/2020 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; Türk Ticaret Kanunu ile Vergi Usul Kanunu bükümleri uyarınca usulune uygun olarak tutulan 2017 ve 2018 yılına ait e-defterlerin davacının lehine delil vasfına haiz olduğu, 31/l2/2017 hesap kapanış tarihi itibariyle davacının ticari defterlerinde davacı ile davalı arasında cari hesap özeti işlemlerinden kaynaklanan herhangi bir borç-alacak durumunun bulunmadığı, Türk Ticaret Kanunu ile Vergi Usul Kanunu hükümleri uyarınca usulüne uygun olarak tutulan 2017 ve 2018 yılına ait e-defterlerin davalının lehine delil vasfına haiz olduğu, 31.12.2017 hesap kapanış tarihi itibariyle davalının ticari defterlerinde davacı ile davalı arasında cari hesap özeti işlemlerinden kaynaklanan herhangi bir borç-alacak durumunun bulunmadığı, huzurdaki davada taşıma borcunu gereği gibi ifa etmediği tespitinin kabulü halinde davalı … A.Ş ‘nin, muhasebeci teknik bilirkişisi tarafından “Davacının Ek Zararı Yönünden Yapılan Değerlendirme’ başlığı altında tespit edilen müspet zarardan (71.361,66 TL ve 15,594,18 USD) davalının sorumlu olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Mahkememizin 19/10/2020 tarihli duruşmasında Asıl dosya davalı ve birleşen dosya davacı vekilinin itirazları tek tek değerlendirilmek suretiyle, farklı bir heyetten yeniden rapor alınmasına karar verildiği, mahkememizce resen belirlenen bilirkişi heyetinin hazırladığı 16/04/2021 havale tarihli raporda; Dava konusu olayda navlun sözleşmesinin gereği gibi ifa edilmediği ve taşıyanın sorumluluğunun TBK m. 112 çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği, konişmentoda boşaltma limanının yanlış gösterilmesi neticesinde taşıma borcunu gereği gibi ifa etmeyen davalı/karşı davacının, kusursuzluğunu ispatlayamadığı ve meydana gelen zararlardan sorumlu tutulması gerektiği, dosyaya sunulan 07/09/2020 tarihli bilirkişi raporunda mali muhasebeci bilirkişi tarafından ticari defter ve belgeler üzerinden yapılan inceleme neticesinde davacı/karşı davalının yükün İskenderiye yerine Port Said Limanına taşınması neticesinde 71.361,66 TL ve 15.594,18 USD tutarında zararı tespit edildiği, malların yeniden satışı için yapılan (9.543,36 TL gümrük masrafı; 2.761,20 TL ve 1.103,68 USD gümrük işlerini takip eden firmalara ödenen meblağ; 6.588,50 USD yeniden satış için ödenen navlun olmak üzere toplam) 12.304,56 TL ve 7.692,18 USD tutarında masrafın davalı/karşı davacıdan talep edilemeyeceği, zira anılan masrafların satış işlemleri dolayısıyla zaten yapılan masraflar olup yükün yanlış limana taşınması ile uygun illiyet bağı içinde birer zarar kalemi teşkil etmediği, davacı/karşı davalı …’ın 10 Mart’ta gönderilen konişmento taslağındaki boşaltma limanına ilişkin yanlışlığı, aynı gün değil de iki gün sonra, 12 Mart’ta düzeltmiş olmasının, TBK m. 114/2 uyarında kıyasen uygulanacak olan TBK m. 52/1 uyarınca tazminatta indirim yapılmasını gerektirip gerektirmediği mahkemenin takdirinde olduğu, TTK m. 1190/1 ve 1186/1 hükümlerinin navlun sözleşmesinin gereği gibi ifa edilmemesi nedeniyle yapılan masrafların talep edilmesi durumunda uygulanmayacağı, gerek Port Said gerekse Mersin Limanlarındaki gecikmelere davalı/karşı davacının kendi kusuru ile sebebiyet vermiş olması dolayısıyla demuraj ücreti talep edemeyeceğinin bildirildiği görülmüştür.
TTK 1178/1 md. uyarınca taşıyan, navlun sözleşmesinin ifasında, özellikle eşyanın yükletilmesi, istifi, elden geçirilmesi, taşınması, korunması, gözetimi ve boşaltılmasında tedbirli bir taşıyandan beklenen dikkat ve özeni göstermekle yükümlüdür. TTK. 1178/2. Maddesinde ise taşıyanın, eşyanın zıyaa veya hasara uğramasından yahut geç teslim edilmesinden ileri gelen zararlardan, zıya, hasar veya teslimde gecikmenin eşyanın taşıyanın hakimiyetinde bulunduğu sırada meydana gelmiş olması şartıyla sorumlu olacağı düzenlenmiştir.
Teslimde gecikme kavramı, TTK. 1178/4. maddesinde “Eşya, navlun sözleşmesinde belirlenen boşaltma limanında açıkça kararlaştırılmış olan süre veya açıkça kararlaştırılmış bir süre yoksa, olayın özelliklerine göre tedbirli bir taşıyandan eşyanın tesliminin makul olarak istenebileceği süre içinde teslim edilmediği takdirde teslimde gecikme olduğu varsayılır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Dava konusu taşımada yükün kararlaştırılan boşaltma limanında geç de olsa gönderilene teslim edilemediği, Türkiye’ye geri taşınarak taşıtana iade edildiği hususu tartışmasız olmakla dava konusu uyuşmazlıkta TTK m. 1178/4 anlamında geç teslimin söz konusu olmadığı, dolayısıyla, dava konusu uyuşmazlık TTK. 1178. Madde vd. hükümlerince taşıyanın yükün zıya, hasarı ya da geç tesliminden kaynaklı bir sorumluluk niteliği arz etmediğinden, uyuşmazlığa bu sorumluluğun taşıyanın sorumluluğunun sınırına yönelik TTK. nın 1185/5. maddesinin uygulanmasının da mümkün olmadığı, bu nedenle davacının davalıya TTK. 1185/5 md. uyarınca usulüne uygun ve süresinde ihbar yapması gerekmediği gibi, bu hüküm kapsamında yapılmamış bir ihbar sebebiyle taşıyan sıfatı ile davalının sorumluluğunun sınırlı olduğundan ve/veya ortadan kalktığından da bahsedilemeyeceği, ayrıca TTK.1190/1.md ve TTK 1186/1. Md’de yer alan düzenlemelerin uygulanma alanları da zıya, hasar ve gecikme hâlleriyle sınırlandırıldığından, bu hükümlerin de dava konusu uyuşmazlıkta uygulanmayacağı, uyuşmazlık konusuna ilişkin Türk Ticaret Kanunu’nda özel olarak düzenleme bulunmadığından genel hükümlerin uygulanması gerektiği, taşımaya konu emtianın boşaltma limanına ulaşmadığı ve gönderilene -geç de olsa- teslim edilmediği ve malın Türkiye’ye geri taşındığı hususu dikkate alındığında, navlun sözleşmesinin gereği gibi ifa edilmediği ve taşıyanın sorumluluğunun TBK m. 112 çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Dosyada mevcut ve davacı/birleşen dosya davalısı tarafından davalı/birleşen dosya davacısına elektronik posta yoluyla iletilen konişmento talimatlarında boşaltma limanının “Alex” kısaltması ile gösterildiği, bunun Alexandria (İskenderiye) Limanını ifade ettiği, davalı/birleşen dosya davacısı tarafından düzenlenen ve davacı/birleşen dosya davalısına 10 Mart 2017 tarihinde elektronik posta yoluyla gönderilen konişmento taslaklarında ise boşaltma limanının Port Said olarak gösterildiği, 12 Mart’ta davacı/birleşen dosya davalı yetkilisi tarafından “acilen boşalma limanının revize edilmesi” nin talep edildiği, aradan 10 gün geçtikten sonra, 22 Mart’ta davalı/birleşen dosya davacısının revize edilen konişmento taslaklarını yeniden gönderdiği, ancak gereken düzeltmeyi yapmadığı, taslakta boşaltma limanının halen Port Said olarak göründüğü, İskenderiye’nin ise teslim yeri olarak gösterildiği, davalı/birleşen dosya davacı şirket yetkilisinin gönderdiği 23 Mart tarihli elektronik postadan, önce yükün karayoluyla İskenderiye’ye taşınmasının planlandığı, Mısır gümrük prosedürleri nedeniyle bunun gerçekleştirilememesi üzerine deniz yoluyla İskenderiye’ye taşınmasına karar verildiğinin anlaşıldığı, daha sonraki yazışmalardan bu planın da gerçekleştirilemediği ve malların Mersin’e geri taşındığı, davalı/birleşen dosya davacı yetkilisinin 24 Haziran tarihli elektronik postasında, “taşıyıcı firma ile sorunların çözüldüğü, malın 9 Haziran’da Mersin’e doğru yola çıktığı; 13-14 Haziran’da varmasının beklendiği” nin ifade edildiği, varış ihbarının 14 Haziran tarihinde yapıldığı ve 16 Haziran tarihli elektronik posta yazışmasından da ordinoların bu tarihte hazır olduğu anlaşılmıştır.
TBK 112. maddesinde borçlunun, borcunu hiç veya gereği gibi ifa etmediği takdirde, kusursuzluğunu ispatlamadıkça, alacaklının bundan dolayı uğradığı zararlardan sorumlu olmayacağı düzenlenmiştir. TBK 120. Maddesi, dosya kapsamı ve hükme esas alınan 16/04/2021 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda, boşaltma limanının İskenderiye yerine yanlışlıkla Port Said olarak gösterilmesinde davalı/birleşen dosya davacısının kusurunun bulunmadığını ortaya koyan bir belge ya da bilgi bulunmadığı, konişmentoda boşaltma limanının yanlış gösterilmesi neticesinde taşıma borcunu gereği gibi ifa etmeyen davalı/birleşen dosya davacısının, kusursuzluğunu ispatlayamadığı ve meydana gelen zararlardan sorumlu tutulması gerektiği kanaatine varılmış, 17/09/2020 tarihli bilirkişi raporunda mali müşavir bilirkişi tarafından her ne kadar ticari defter ve belgeler üzerinden yapılan inceleme neticesinde davacı/birleşen dosya davalısının yükün İskenderiye yerine Port Said limanına taşınması neticesinde 71.361,66 TL ve 15.594,18 USD tutarında zararı tespit edilmiş ise de malların yeniden satışı için yapılan 12.304,56 TL ve 7.692,18 USD tutarındaki masrafların satış işlemleri dolayısıyla zaten yapılan masraflar olduğu ve yükün yanlış limana taşınması ile uygun illiyet bağı içinde olmadığı kanaatiyle, asıl davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davalı/birleşen dosya davacı vekilince taşınan emtianın bozuk olmadığının … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/… D. İş sayılı dosyası ile tespit edildiği ve hasarlı ürün bedelinin bu davanın konusunu oluşturmadığı gerekçesi ile tespit masraflarının talep edilemeyeceği iddia edilmiş ise de, davacı/birleşen dosya davalısının taşınan emtianın hasarlı olup olmadığı dolayısıyla zararının tespiti açısından delil tespiti yapılması hususunun gerekliliği karşısında tespit masrafları da davacı/birleşen dosya davalısının zararları kapsamında değerlendirilmiş, davacı/birleşen dosya davalısı 10 Mart’ta gönderilen konişmento taslağındaki boşaltma limanına ilişkin yanlışlığı, aynı gün değil de iki gün sonra, düzeltmesine rağmen davalı/birleşen dosya davalısının 22 Martta revize edilen konişmentolarda da düzeltme yapmadığı dikkate alındığında davacı/birleşen dosya davalısının aynı gün içinde yanlışlığı düzeltmemesinin TBK m. 52/1 uyarınca tazminattan indirim yapılmasını gerektirmediği kanaatine varılmıştır.
Birleşen 2018/… Esas sayılı dosyada davacının davalıdan demuraj ücreti talebinde bulunduğu, TTK. 1172/6. Maddesininde sürastaryanın tarafların faaliyet alanlarında ortaya çıkan engellerden etkilenmeksizin kesintisiz olarak hesaplanacağı, ancak taşıyanın engele kusuruyla sebep olması hâlinde sürastarya süresinin kesintisiz işleyeceği kuralının geçerli olmayacağının düzenlendiği, gerek Port Said Limanında, gerekse Mersin Limanında yaşanan gecikmelerin, yükün yanlış limana taşınmasından kaynaklandığı, yükün yanlış limana taşınması dolayısıyla kara veya deniz yoluyla boşaltma limanına taşınmasının denendiği, gümrük kuralları nedeniyle bu mümkün olmayınca yükün tekrar Mersin’e taşındığı, daha sonra Mersin’de, yükün Mısır’da beklediği üç aylık süre içinde zayi olup olmadığının tespiti için davalının 15 Haziran 2017 tarihinde Mersin Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’nden delil tespiti talep ettiği ve delil tespiti sürecinin sonuçlanmasının beklendiği, delil tespitinin, varış ihbarının ertesi günü ve ordinoların hazır olduğunun bildirilmesinden önce talep edildiği, dolayısıyla birleşen dosya davalısının, gecikmeksizin delil tespiti talebinde bulunduğu, davacının gerek Port Said gerekse Mersin Limanlarındaki gecikmelere kendi kusuru ile sebebiyet verdiği kanaatiyle birleşen dosya davacısının davasının reddine karar verilmiş, davacının icra takibi yapmakta kötüniyetli olduğunun ispatlanamaması nedeniyle davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
Asıl ve birleşen 2018/218 Esas sayılı dosya yönünden;
ASIL DAVA YÖNÜNDEN
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile, 59.057,10 TL +7.902 USD alacağın, 59.057,10 TL için dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile, 7.902,00 USD için dava tarihinden 3095 sayılı Kanunun 4/a md si gereğince işleyecek faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Karar harcı olan 6.409,21TL’den peşin alınan 2.430,39 TL’nin mahsubu ile bakiye 4.059,82 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacının peşin olarak yatırdığı 2.430,39 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı yargı gider toplamı olan 1.876,10 TL’nin (35,90 TL başvurma harcı, 340,00 TL posta gideri ve 1.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere) davanın kabul ve reddi oranına göre hesaplanan 778,53 TL’sinin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı yargı gider toplamı olan 4.500,00 TL’nin (4.500,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere) davanın kabul ve reddi oranına göre hesaplanan 860,40 TL’sinin davacıdan alınıp davalıya ödenmesine, bakiye giderin davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı için takdir edilen 12.976,06 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7-Davalı vekili için takdir edilen 6.949,52 TL red vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
BİRLEŞEN 2018/… E.SAYILI DAVA YÖNÜNDEN
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince peşin alınan 1.273,30 TL den karar harcı olan 59,30 TL nin mahsubu ile fazla alınan 1.214,30 TL’nin kesinleşmeye müteakip talep halinde davacıya iadesine,
4-Davalı vekili için takdir edilen 13.939,95TL red vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Koşulları oluşmadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/05/2021

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı