Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/190 E. 2018/373 K. 10.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO:2018/190 Esas
KARAR NO:2018/373

DAVA:Kanuni Rehin Hakkı Tanınması
DAVA TARİHİ :30/06/2010
KARAR TARİHİ:10/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan Kanuni Rehin Hakkı Tanınması davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, 18.06.2010 tarihinde deniz tehlikesine maruz kalan davalı gemisine müvekkili tarafından kurtarma ve yardım hizmeti verildiğini, davalının bu hizmetin bedelini ödemediğini, kurtarma ve yardım masrafları ile ücretinden dolayı alacaklının emniyet altına alınan ve kurtarılan şeyler üzerinde kanuni rehin hakkı ve teminat verilinceye kadar hapis hakkı bulunduğunu ileri sürerek, gemi ve kurtarılan yükü üzerinde müvekkili yararına kanuni rehin hakkı ve hapis hakkı tanınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkiline ait geminin deniz tehlikesine maruz kalmadığını, yalnızca motorlarının durduğunu, davacının bu nedenle müvekkiline yalnızca çeki hizmeti verdiğini, kurtarma ve yardım hizmetinin söz konusu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Dava, davacı tarafından davalıya verildiği ileri sürülen kurtarma ve yardım hizmetine dayalı kanuni rehin ve hapis hakkı tanınması istemlerine ilişkin olup mahkememizce verilen ilk kararda, davacının işbu davada, dava konusu kurtarma ve yardım alacağının tahsilini talep etmeksizin, sadece gemi üzerinde alacağın feri niteliğinde olan kanuni rehin hakkı tanınmasını talep ettiği, dava konusu alacağın varlığını ve miktarını ortaya koyan kesinleşmiş bir icra takibinin ya da mahkeme kararının da bulunmadığı, bu durumda asıl alacağın varlığının kesinleşmediği gibi işbu davada da alacağın tahsilinin talep edilmediği ve fer’i hakların asıl alacaktan bağımsız olarak talep konusu edilemeyeceği gözetildiğinde asıl alacağın fer’isi niteliğinde bulunan kanuni rehin hakkı tesisi talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İşbu karar davacı vekilinin temyiz istemi üzerine Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 14/06/2016 tarihli kararıyla bozulmuş olup, Yargıtay bozma ilamında “01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 1377/1. maddesinde, “Gemi üzerinde, kanun veya sözleşme uyarınca doğan veya mahkemece tesciline karar verilen bütün rehin ve hapis hakları, teminat altına alınan alacaktan ayrı ve bağımsız olarak yargılama veya icra konusu yapılamaz.” düzenlemesine yer verilmiştir. Ancak, 6103 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 2/1-a maddesinde ise 6102 sayılı Kanun’un, yürürlüğe girdiği tarihten önce meydana gelen olayların hukukî sonuçlarına, bu olaylar hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişlerse, o kanun hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Somut olayda, davaya konu hizmetin 18.06.2010 tarihinde verildiği ileri sürülmüş, dava da 30.06.2010 tarihinde açılmıştır. Bu itibarla, uyuşmazlığın 6762 sayılı TTK hükümlerine göre çözümlenmesi gerekmekte olup, anılan Kanun uyarınca ise kanuni rehin hakkı talepli bir davanın, asıl alacaktan bağımsız olarak açılmasına engel bulunmamaktadır. Dairemiz yerleşik uygulaması da bu yöndedir. O halde mahkemece, 6762 sayılı TTK’nın uygulanması gereken durumlarda kanuni rehin hakkı tanınması istemli bir davanın asıl alacaktan bağımsız olarak açılabileceğinin kabulü ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde yanılgılı değerlendirme ile hüküm tesisi doğru olmadığı” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun görülen bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Dosyada uyuşmazlığın çözümü açısından bozma ilamından önce alınan raporlarından 09/03/2012 tarihli 1.bilirkişi raporunda, davacının 18/06/2010 ve 19/06/2010 tarihlerinde … gemisine verdiği hizmetin TTK’nun 1222.maddesi anlamında kurtarma hizmeti olduğu, davacının dava dilekçesinde toplam 2.100.000,00 Amerikan Doları tutarında bir alacak için teminat ve kanuni rehin hakkı istediği, daha sonra gemide taşınan yüke isabet eden kurtarma ücretinin ödenmesi sebebiyle istemin 554.190,00 ABD Doları tutarındaki kısmının konusuz kaldığının davacı vekilinin 24/08/2010 tarihli dilekçesinde bildirildiği, dosyaya sunulan tarihsiz ve havalesiz ikinci dilekçede bakiye istemin 1.545.810,00 ABD Doları olduğunun ikrar edildiği, heyetçe yapılan değerlendirmede istenebilecek kurtarma ücretinin 700.000,00 ABD Doları olarak tespit edildiği, bu alacak sebebiyle davacının gemi üzerinde gemi alacaklısı hakkına sahip olduğu belirtilmiştir.
31/10/2013 tarihli ek raporda da, heyette yer alan teknik bilirkişiler … ve … tarafından hazırlanan 10/08/2011 tarihli taslak raporda 6762 sayılı TTK ‘nun 1226.maddesinde düzenlenen kıstaslara göre kurtarma ücretinin 400.000,00 USD olarak tespit edildiği, ancak davalının 11/10/2010 havale tarihli dilekçesindeki beyan ve istemleri dikkate alındığında davalının 700.000,00 ABD Doları tutarında bir ücreti ödemeyi kabul ettiği sonucuna varıldığı, bu nedenle kurtarma ücretinin 700.000,00 ABD Doları olarak belirlenebileceği yönünde görüş bildirilmiştir.
20/04/2015 tarihli ikinci bilirkişi raporunda, TTK ‘nun 1226.maddesindeki ölçütleri ayrı ayrı ele alınarak yapılan kurtarma yardım ameliyesi değerlendirmeleri çerçevesinde düzenlenen tabloda görüldüğü üzere kurtarma yardım operasyonunda kurtarılan geminin ve içindeki can ve malların toplam değerine karşılık gelecek toplama 2/24 etki faktörü olarak yansıdığı, dosya kapsamındaki bilgiler ışığında … Müdürlüğü bünyesinde olay sonrasında oluşturulan heyet tarafından kurtarılan gemi değerinin yaklaşık 8.000.000,00 USD, kurtarılan yükün ise yaklaşık 2.750.000,00 USD, kurtarılan navlunun 126.500,00 USD, kurtarılan bunkerin 25.552,00 USD olmak üzere toplam yaklaşık değerin 10.902.052,00 USD olarak tespit edildiği, ancak 24/08/2010 tarihinde … Müdürlüğü tarafından İstanbul Denizcilik İhtisas Mahkemesine … gemisi üzerindeki yük ilgilileri ile anlaşmaya varıldığı ve yüke ilişkin kurtarma yardım ücretinin tahsil edildiği belirtilerek dosyaya yatırılan 2.100.000,00 USD ‘lik teminattan yükün payına isabet eden 524.190,00 USD tutarındaki kısmının konusuz kaldığının belirtildiği, bu sebeple toplam tutar olan 10.902.052,00 USD ‘den yük değeri olan 2.750.000,00 USD çıkarıldığında geriye 8.152.052,00 USD ‘nin kaldığı, kurtarma yardım operasyonunda kurtarılan geminin ve içindeki can ve malların değerine karşılık gelecek toplama 2/24 etki faktörü olarak yansıdığının değerlendirildiği, … Müdürlüğü bünyesinde oluşturulan heyet marifetiyle tespit edilen toplam 10.902.052,00 USD ‘nin 8.000.000,00 USD ‘lik kısmının kurtarılan gemi değeri olduğu, ancak yapılan araştırmalar sonucunda gemi değerinin yaklaşık olarak 3.600.000,00 – 5.000.000,00 USD aralığında olduğunun tespit edildiği, kurtarılan gemi değerinin 5.000.000,00 USD olduğu kabul edildiğinde gemi için istenebilecek kurtarma yardım ücretinin 2/24 etki faktörüne göre 429.337,00 USD olarak hesaplandığı, yapılan operasyonun kurtarma yardım olmasından dolayı alacaklıya gemi alacaklısı hakkı verdiği, … Müdürlüğünün 429.337,00 USD ‘lik kurtarma yardım ücreti alacağının oluştuğu belirtilmiştir.
Yapılan yargılama sonucunda; 18/06/2010 tarihinde üzerinde 5.500 mt soya fasulyesi yükü bulunan … bayraklı … isimli kuru yük gemisinin … – … geçişi esnasında makina arızası nedeniyle boğazda … doğru sürüklenerek deniz tehlikesine maruz kaldığı, daha sonra geminin … yaslanarak karaya oturduğu, … Müdürlüğüne ait römorkörler tarafından verilen kurtarma yardım hizmeti sonucunda geminin karaya oturduğu yerden çekilerek yüzdürülmek suretiyle kurtarılıp emniyet altına alındığı, … Müdürlüğünün gemiye verdiği hizmetin 6762 sayılı TTK ‘nun 1122.maddesi uyarınca kurtarma yardım hizmeti niteliğinde olduğu, olaydan sonra … Müdürlüğü bünyesinde oluşturulan heyet marifetiyle kurtarılan gemi, üzerindeki yük, navlun ve kurtarılan bunker için toplam 10.902.052,00 USD ‘lik değer tespit edildiği, daha sonra … Denizcilik İhtisas Mahkemesine sunulan 24/08/2010 tarihli dilekçe ile tarafların yüke ilişkin kurtarma yardım ücretinin tahsil edildiğinden bahisle dosyaya yatırılan 2.100.000,00 USD ‘lik teminatın yükün payına isabet eden 554.190,00 USD tutarındaki kısmının konusuz kaldığının belirtildiği, bu durumda taraflararasındaki uyuşmazlık konusunun gemiye verilen kurtarma ve yardım ücretine ilişkin olduğu, 20/04/2015 tarihli bilirkişi raporunda kurtarılan gemi değeri 5.000.000,00 USD olarak kabul edilerek 6762 sayılı TTK ‘nun 1226.maddesine göre gemi için istenebilecek kurtarma ve yardım ücretinin 429.337,00 USD olarak hesaplandığı, ancak davalı tarafça sunulan 11/10/2010 havale tarihli dilekçede gemi ve yakıt için … Müdürlüğünün alacağının 700.000,00 ABD Dolarını geçmeyeceği, bu nedenle gemi ve yüke ilişkin teminatın 700.000,00 ABD Dolarına indirilmesinin beyan edilmiş olması, yine … Müdürlüğü bünyesinde oluşturulan komisyon tarafından gemi ve bunker için tespit edilen 8.025.552,00 USD ‘nin bilirkişi raporunda belirlenen 2/24 etki faktörüne göre yaklaşık 700.000,00 USD ‘ye isabet etmesi birlikte değerlendirildiğinde, gemi ve yakıt için istenebilecek kurtarma yardım ücretinin 700.000,00 USD olması gerektiği kanaatine varıldığından bu tutar üzerinden davacının kanuni rehin hakkı talebinin kabulü ile 700.000,00 USD asıl alacak ve fer’ileri ile sınırlı olmak üzere, … bayraklı … nolu … isimli gemi üzerine 6762 sayılı TTK nun 1235.maddesi gereğince davacı lehine kanuni rehin hakkı tesis edilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile 700.000,00 USD asıl alacak ve fer’ileri ile sınırlı olmak üzere, … bayraklı … nolu … isimli gemi üzerine 6762 sayılı TTK nun 1235.maddesi gereğince davacı lehine kanuni rehin hakkı tesis edilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince tayin olunan 35,90 TL harçtan 17,15 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 18,80 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına,
17,15 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Davacı taraf vekil ile temsil olunduğundan davanın kabul ve reddi oranına göre Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı taraf vekil ile temsil olunduğundan davanın kabul ve reddi oranına göre Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 17,15 TL başvurma harcı, 280,00 TL posta gideri ile 2.400,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.697,15 TL yargılama giderinin davanın kabul ve reddi oranına göre hesaplanan 899,00 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 30,00 TL posta gideri ile 2.250,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.280,00 TL yargılama giderinin davanın kabul ve reddi oranına göre hesaplanan 760,00 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, bakiye giderin davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, verilen kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili dairesinden temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.10/10/2018

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip ..