Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/187 E. 2020/298 K. 16.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2018/187
KARAR NO : 2020/298
DAVA : Tazminat (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/10/2017
KARAR TARİHİ : 16/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin mal satışı yapmak amacı ile davadışı … Mob. Mak. İnş. … Ltd.Şti. İle 28.06.2017 tarihli sözleşme kurduğunu, anılan şirketin satılacak malları temin etmek amacı ile dava dışı … … Ltd.Şti. İle 10.05.2017 tarihinde satış sözleşmesi yapılarak satım bedelini ödediğini, sözleşme konusu emtianın … Ltd.Şti.’ne satılarak aradaki farkın kar olarak tahsil edileceğini, yurt dışında ithal edilen malların Güney Kore’den Türkiye’ye denizyolu ile taşıması için davalı ile 16.06.2017 tarihinde navlun sözleşmesi düzenlendiği, yükleme konşimentosunun düzenlenerek müvekkiline ulaştırıldığını, ancak davalı şirketin taşıdığı malları tahhüt edilen sürede müvekkiline teslim etmemesi nedeni ile müvekkilinin emtiayı … … Ltd.Şti.’ne temsil edememesi nedeni ile anılan şirketin sözleşmeden döndüğünü, müvekkilinin emtiayı başka kişiye satamadığını ve emtianın saklanması için masraf yaptığını, Deniz hukukunda taşıyanın sorumluluğunun sınırlandırıldığını ancak TTK.’nın 1187. Maddesi gereğince zarara ve teslimdeki gecikmeye kasten veya pervasızca hareket ve sebebiyet verilmesi durumunda taşıyan hakkında sorumluluğun sınırlandırılamayacağı ileri sürerek şimdilik 5.000,00-TL zararın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının belirlenebilir kalemleri sembolik rakamlar ettiği, bunun Yargıtay kararlarına aykırı olduğunu, dava konusu taşımada konşimento tahtında taşıyan sıfatını haiz olmadıklarını, davanın … ‘e yöneltilmesi gerektiğini, pasif husumet ehliyetlerinin bulunmadığını, ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığını, uğranıldığı iddia edilen zararların yaklaşık olarak dahi ispat edilemediğini, gecikmenin kendilerinden kaynaklı bir sebepten meydana gelmediğini, malların çıkış limanından alınarak 33 günde teslim edileceği şeklinde taahhütlerinin bulunmadığını, sunulan e-posta mesajında da böyle bir taahhüdün olmadığının görüleceğini, davacıya geminin ortalama varış süreci hakkında bilgi verildiğini, herhangi bir süre kararlaştırılmadığını, malların parsiyel olarak taşındığını, bu tür yüklemelerde, konteyner içerisindeki birden fazla firmanın malları boşaltılmadan yükün ithalatının gerçekleşemediğini, konteynerin ve dolayısıyla yükün ambara boşaltılma sürecinin liman ambar yoğunluğu ve gümrüklü depo işletmesinden kaynaklı sebeplerle uzayabildiğini, malların 17.08.2017 de teslim edilmesinin parsiyel yükleme sürecinin liman ve gümrüklü depo yoğunluğundan kaynaklandığını, davacının bu durumdan haberdar olduğunun dava dilekçesi ekinde sunulan yazıdan açıkça görüldüğünü, davacı tarafından dava dışı şirkete gönderilen yazıda en erken teslim teslim tarihinin 01.08.2017 olduğunun belirtildiğini, dava dışı şirketin bu tarihte gönderilen malları kabul etmemesinden sorumlu olmadıklarını, bordro işlemlerinin tamamlanamaması nedeniyle geç teslim iddiası mevcut ise de bunun gerçeği yansıtmadığını ve dosyaya bu hususta delil ibraz edilemediğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte 6102 sayılı kanun m.1186 uyarınca sorumluluklarının sınırlı olduğu beyanları ile davanın reddini talep etmiştir.
…. Asliye Ticaret Mahkemesinin 05/04/2018 tarih, 2017/… Esas sayılı dosyası görevsizlikle mahkememize gelmiş olup, mahkememizde yukarıdaki esas numarasına kaydedilerek yargılamaya bu esas numarası üzerinden devam edilmiştir.
Davanın; deniz taşıma sözleşmesine göre gecikme nedeniyle oluşan zararın tanzimi davası olduğu, uyuşmazlığın ise davanın belirsiz alacak davası olarak açılıp açılamayacağı, davalının pasif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı, dava konusu malların geç teslimi durumunun bulunup bulunmadığı, geç teslim nedeniyle davalının kusur ve sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, geç teslim nedeniyle davacının zarar miktarı ile TTK 1186.maddesi gereğince sorumluluğun sınırlı olup olmadığı ve sorumluluk sınırının tespiti noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
09/08/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Dava konusu eşyanın teslim edilmesi için kararlaştırılan süre kararlaştırılamaması halinde makul sürede teslim gerçekleşmiş olduğundan, teslimde gecikmenin söz konusu olmadığı ve davalı taşıyanın geç teslimden sorumluluğunun söz konusu olamayacağı, ordinonun düzenlenerek yük ilgilisine tesliminden sonra gerekli gümrük işlemlerinin yapılmamasından taşıyanın sorumlu tutulamayacağı beyan edilmiştir.
11/09/2020 tarihli ek bilirkişi raporunda özetle; Kök raporda varılan sonuç ve kanaatlerinde bir değişikliğin olmadığı beyan edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı itibariyle, davacının, dava dışı … Mobilya ile 10/04/2017 tarihinde taşıma konusu emtianın satışı için görüşmelere başladığı, 10/05/2017 tarihinde dava dışı … Co. Ltd. firmasına … fırmasına satacağı mobilya emtiasının satın alınması için 10.000,00 Usd kısmi ödeme yaptığı, 16/06/2017 tarihinde davacı tarafından dava dışı … Mobilya’ya gönderilen yazıda gemi varış tarihinin 24/07/2017 tarihi ve teslim için 01/08/2017 tarihinin bildirildiği, 28/06/2017 tarihinde … Mobilya ile satış sözleşmesi düzenlediği ve dava dışı … tarafından düzenlenen 20/06/2017 tarihli fatura karşılığında bakiye ödemenin 19/07/2019 tarihinde yapıldığı, malların gecikmiş olması nedeniyle 07/08/2017 tarihinde dava dışı … Mobilya tarafından davacıya gönderilen yazı ile siparişin iptal edildiği, 20/06/2017 tarihinde dava dışı … Co. Ltd. tarafından davacıya 27.136,00 Usd bedelle “PVC/PETG Film, 0.40mmxl,420mm, 8,480m x 3,20 Usd” konulu faturanın FOB İstanbul kaydıyla düzenlendiği, satış faturasının FOB kaydıyla düzenlenmiş olması nedeniyle taşıma sözleşmesi kurma borcunun alıcı, yani davacının üzerinde olduğu, davacının, davalı ile taşıma sözleşmesi kurmak üzere 07/06/2017 tarihinde elektronik posta yazışmalarına başladığı, 4 veya 5 palet emtianın Kore’den geleceği, gönderenin … Co. Ltd. olduğu belirtilerek, 16/06/2017 tarihinde davacının onayıyla taşıma sözleşmesinin kurulduğu, taşıma sözleşmesinde taşıma süresinin 33 gün olarak belirtildiği, taşımaya dayanak 25/06/2017 tarihli … Numaralı … (Korea) Ltd. tarafından düzenlenen konşimentoda, yükletenin … Co. Ltd., alıcının ise davacı olduğu, dava konusu emtianın Vandya isimli gemi ile Kore’nin Busan Limanından İstanbul’a taşındığı, eşyanın varışta teslim alınabilmesi için davalı şirkete müracaat edilmesi ve konteyner içinin doldurulduğu veya boşaltıldığı saha anlamına gelen CFS/CFS kaydının bulunduğu, navlun faturasının 25/06/2017 tarihinde, davalı “… A.Ş.” tarafından, 570,00 Usd bedelle, taşıma sözleşmesinde anlaşılan miktarla ve dava konusu emtianın detaylarıyla düzenlendiği, bu kapsamda, navlun sözleşmesini akdeden ve navlun faturasını davacı firmaya düzenleyen davalı şirketin TTK hükümleri çerçevesinde “akdi taşıyan” olduğu ve aktif husumet ehliyetinin bulunduğu, navlun ücretinin 570,00 Usd karşılığı 2.013,58 TL olarak davalıya ödendiği, 27/07/2017 tarihinde, davalı tarafından, davacı taşıtana/alıcıya gönderilen varış ihbarında yüklerinin varış yaptığı, 28/07/2017 saat 15:00 de ordinonun alınabileceğinin bildirildiği, bu hususun yüklerin de teslim alınabileceği anlamını taşıdığı, ordinonun alınarak yüklerin ithalat gümrük işlemlerine başlanması gerektiği, davacının gümrükçüsü “… Ltd. Şti.” tarafından düzenlenen 23/08/2017 tarihli faturadan, gümrük KDV ücretinin 20.876,46 TL ve Ardiye ücretinin 8.912,11 TL olarak tahsil edildiği, Ambarlı Gümrük Müdürlüğü müzekkere cevabına göre Gümrük Beyannamesinin 18/08/2017 tarihinde düzenlendiği ve dava konusu yük alıcısının davacı olduğu, dolayısıyla davacının aynı zamanda taşıtan olduğu ve yükü 18/08/2017 tarihli beyannamenin düzenlenmesinin ardından 19/08/2017 tarihinde teslim aldığı, davacı tarafından, taşıma konusu emtianın davalı tarafından 28/07/2017 tarihinde teslim alınabileceği bildirilmiş ise de davalı şirketten kaynaklı bordro işlemlerinin tamamlanamaması nedeniyle 18/08/2017 tarihinde geç teslim alındığı ve yükün geç teslim alınması nedeniyle siparişin iptal edildiği iddia edilmiş ise de, davacının bu iddiasını ispatlayacak bir belgenin dosya sunulmadığı, davalı tarafından gönderilen 27/07/2017 tarihli varış ihbarında ordinonun 28/07/2017 tarihinde teslim alınabileceğinin bildirildiği, davacı tarafından, taşıyan davalının “malların çıkış limanından alarak 33 gün içerisinde teslim edeceğine dair taahhütünün bulunduğu” iddiası ileri sürülmüş ise de sözleşmesinin akdedildiği 16/06/2017 tarihli yazışmada bu tür bir taahhüdün bulunmadığı, sadece transit sürenin verilmiş olduğu, kaldı ki taşıyan davalının taahhütte bulunmuş olması durumunda dahi 27/07/2017 tarihli varış ihbarında taşımaya konu emtiayı taşıyan geminin yükleme limanından çıkış tarihinin 25/06/2017, boşaltma limanına varış tarihinin 27/07/2017, ordinonun teslim tarihinin ise 28/07/2017 tarihi olduğu, çıkış ile ordino teslim tarihi arasında tam 33 gün geçtiği görülmekle, taşıma sözleşmesinde belirtilen sürenin de aşılmamış olduğu, davacının taşımaya konu emtiayı geç teslim alması nedeniyle davalının sorumlu olduğu iddiasını ispatlayamadığı, ordinonun düzenlenerek yük ilgilisi davacıya tesliminden sonraki işlemlerinin yapılmamasından taşıyanın sorumlu tutulamayacağı kanaatiyle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince peşin alınan 85,39 TL den karar harcı olan 54,40 TL nin mahsubu ile fazla alınan 30,99 TL’nin kesinleşmeye müteakip talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı yargı gider toplamı olan 48,00 TL nin davacıdan alınıp davalıya ödenmesine, bakiye giderin davalı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı vekili için takdir edilen 3,400 TL red vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/11/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır