Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/178 E. 2020/347 K. 08.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO:2018/178 Esas
KARAR NO:2020/347

DAVA:İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
DAVA MİKTARI:101.649,74.TL
DAVA TARİHİ:14/05/2018
KARAR TARİHİ 08/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı sigortalısı …. A.Ş.’nin …’de mukim … Ltd.’ye 27 Nisan 2016 tarihli … no.lu fatura tahtında 34.632,00 Euro kargılığında 3 adet elektrik trafosu sattığını, işbu trafoların …’den …’ye denizyolu ile taşınması için ise davalı taraf ile anlaşıldığını: davalı tarafa eksiksiz ve hasarsız olarak teslim edilen yağlı tip trafolardan iki tanesinin davalı tarafın sorumluluğunda gerçekleştirilen deniz taşımasının akabinde …’de mukim alıcısına hasarlı olarak teslim edildiğini; dava konusu deniz taşıması esnasında meydana gelen zararın … no.lu Nakliyat Abonman Blok Poliçe kapsamında kalması sebebiyle, dava dışı sigortalısına 17,898.80 Euro tutarında sigorta tazminatı ödemesi gerçekleştirildiğini: buna ek olarak davalı tarafın kusuru nedeniyle 7.685.46 TL tutarında ekspertiz ücreti ödemek zorunda kaldığını: alacağın tahsili amacıyla ilk olarak … İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyası tahtında 12 Mayıs 2017 tarihinde davalı aleyhinde icra takibi başlatıldığını, ancak bu süre zarfında davalı tarafın şirket merkezini …’dan …’ye taşımış olması sebebiyle tarafınca … İcra Müdürlüğü’ndeki icra dosyasının yetkili olan … İcra Müdürlüklerine gönderilmesinin talep edildiğini, …. İera Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası tahtında davalıya tekrar ödeme emri gönderildiğini, davalı tarafın 21 Aralık 2017 tarihinde işhu ödeme emrine itirazda bulunması neticesinde takibin durduğunu beyanla, … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibine yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzeıe icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Zamaaşımı süresi dolduğundan davanın ikamesinin mümkün olmadığı: TTK. hükümleri uyarınca davacının dava dilekçesinde yer alan taleplerde bıılıınmasının mümkün olmadığı: varış limanına eşyanın hasarlı geldiğini düşünen gönderilenin durumu bildirmesi, sigortacının ise eksper tayin ederek eşyadaki hasarın rapor edilmesini istemesi, raporun alınmasından sonra gönderilen ile sigortacı arasında yapılan görüşmeler sonucunda gönderilenin zararının ödenmesi, gönderilenin haklarına halef olan eşya sigortacısının eşyanın hasara uğraması sebebiyle taşıyanın tazminat ödemesini talep etmesi, bu talebi alan taşıyanın kendi sigortasına başvurması gerektiğini, alıcının haklarına halef olan sigortacının gönderilene yaptığı tazminat bedeline ilişkin ödeme makbuzu tarafına gönderilmediği için sigorta şirketinin ne tarihte ödeme yaptığını, dolayısıyla davayı ödeme tarihinden itibaren günlük sürede açıp açmadığını bilemediği için bu husustaki itiraz hakkı saklı kalmak sureliyle sigorta şirketinin gönderilene ödeme yaptığı makbuzun tarihinin davacı … şirketince dosyaya sunulmasını talep ettiği, dosya kapsamındaki belgeler incelendiğinde emtia sevk tarihinin 29/04/2016. emtia varış tarihinin ise 12/05/2016 olduğu: davaya konu taşımada taşıma işi yapıldıktan sonra emtianın hasarlı olduğu ihbarının taşıyıcı şirkete yasal sürede yapılmadığı, dava konusu taşıma işinin DAP koşullu olarak yapıldığı: belirtilen noktada teslim (DAP) klozunun, malların, taşıma vasıtasınca boşaltılmak üzere belirlenen belirli bir noktada alıcıya sağlanması (teslim edilmesi) anlamına geldiği, DAP’ın daha önce DES, DAF ve DDU’nun yerini aldığı, DAP kuralının seçilen taşıma türü (Denizyolu, havayolu, demiryolu, karayolu) ne olursa olsun, birden fazla türü de dahil olmak üzere kullanılabildiği, belirlenen yerde teslim kuralının satıcının malları belirlenen varma yerinde gelen taşıma aracından boşaltmadan alıcının tasarrufuna bırakmakla teslim ettiğini ifade ettiği, malların belirlenen varma yerine getirilmesine ilişkin tüm hasar ve masrafların satıcıya ait olduğu, hasarın hangi esnada meydana geldiğinin belirsiz olduğu: kendi sorumluluğunda meydana gelip gelmediği hususunun ispatlanamadığı: Sehneider yetkilileri ile 17/05/2016 tarihinde yapılan yazışmalardan da anlaşılacağı üzere konteynerlerin açılmamış olduğu bilgisinin verilmemesine rağmen gelen fotoğraflardan konteynerin açıldığının görüldüğü, hasardan sorumluluğu kabul edilse bile bu husustaki sorumluluğun sınırlı sorumluluk olduğu: TTK hükümlerine göre taşımacının hasardan sorumlu bulunduğunun ispatı halinde sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu sınırlandırma hakkının yer aldığı: bu hükümler gereği sorumluluğunun kabulü halinde sınırlı sorumluluk hükümlerinin uygulanması gerekliği, ekspertiz raporunun tek taraflı bir rapor olup ispata muhtaç olduğu, keza muhbir eksper tarafından raporda “kanaatimizi destekler nitelikte herhangi bir tespit tutanağı ya da benzer herhangi bir belge mevcut değildir,” diyerek kendisine kusur atfedilmesini ispatlanamayan bir durum olduğunu belirttiği” savunmasında bulunarak “davanın reddine, davacı yan aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Mahkememizde açılan iş bu dava; davacı sigortalısına ait emtiaların deniz taşıması esnasında hasarlandığı iddiası ile sigortalıya ödenen hasar tazminatının rücuen davalıdan tahsili talebiyle başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali davası olup, uyuşmazlığın, tarafların husumet ehliyetleri, davanın zamanaşımı süresi içerisinde açılıp açılmadığı, geçerli bir sigorta sözleşmesi kapsamında ödeme yapılıp yapılmadığı, hasar nedeniyle davalının kusur ve sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, davalı kusuru var ise sınırlı sorumluluk hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağı, hasar bedelinin kadri maruf olup olmadığı ve buna göre varsa davacı alacağının miktarının tespiti hususlarında toplandığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce celple incelenen; …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası incelendiğinde; Alacaklı … A.Ş. tarafından borçlu … … A.Ş. aleyhine 12/05/2017 tarihinde 79.690,24.TLnin tahsili için ilamsız icra takibi yapılmış olduğu, borçluya ödeme emrininin 14/12/2017 tarihinde usule uygun olarak tebliği üzerine borçlunun 21/12/2017 tarihinde süresinde, “ödeme emrinde belirtilen borca ve ferilerine itiraz ediyorum” şeklinde yaptığı beyan ile icra takibine durmasına sebebiyet verdiği, davanın ise 14/05/2018 tarihihinde İİK 67 maddesi gereğince yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce resen seçilen bilirkişiler …, …. ve … tarafından tanzim edilen 19/08/2019 tarihli raporda, Dava dışı satıcı …’nin dava konusu yük bakımından sigortalanabilir menfaati bulunduğu, davacının, dava dışı sigortalısının haklarına TTK m. 1472 uyarınca halef olduğu, Davalının TTK m, 921 uyarınca taşıyanın hak ve yükümlüklerine sahip olduğu: dava konusu yükün … Limanı’ndan … Limanı na deniz yoluyla ve oradan …’e (konişmenioda yer alan adres bilgilerinden anlaşıldığı kadarıyla gönderilen …’nin deposuna) karayolu ile iç taşınmazının … tarafından üslenildiği, davalı …’nin TTK m, 1191/1 uyarınca fîili taşıyanın ve onun taşıma borcunun ifasında kullandığı adamlarının fiil ve ihmallerinden sorumlu olduğu, TTK m, 1179/1 uyarınca taşıyanın veya adamlarının kastının veya ihmalinin zarara sebebiyet vermediğini ispat yükünün, taşıyana ait olduğu: dolayısıyla, ispat yükünün kural olarak taşıyanın üzerinde olduğu, taşıyanın zarar sebebini açıklığa kavuşturmak ve kusursuzluğunu ortaya koymak durumunda bulunduğu: TTK m 1185 hükmünün amacının, taşıyanın zarar iddiasından ve muhtemel tazminat talebinden vaktinde haberdar olmasını, böylelikle olayın nasıl gerçekleştiğini açıklayacak delillere zamanında ulaşmasını temin etmek olduğu; zararı bildirim yükümlülüğü yerine getirilmediği takdirde ispat yükünün yer değiştirdiği, zamanında durumdan haberdar edilmediği için lehine olan ispat vasıtalarını toplamak imkânından yoksun kalan taşıyanın, lehine oluşan iki karine ile korunduğu: dosya içeriğinde hasarın TTK m. 1185/2’e uygun şekilde taşıyana ihbar edildiğine yahut TTK m. 1185/2’ye uygun olarak tarafların katılımıyla mahkemece inceleme yapıldığına dair bir belge ya da bilgi bulunmadığı: ancak dosyada bulunan e-posla yazışmalardan hasardan önce taşıyanın haberdar olduğunun ve taşıyan tarafından yükletene bildirildiğinin görüldüğü; bu çerçevede artık zararın taşıyana süresinde ve usulüne uygun olarak bildirilmemiş olduğundan bahisle TTK m. 1185/4 uyarınca taşıyan lehine ispal yükünün yer değiştirdiğinden söz etmenin mümkün olamayacağı, tüm bu hususlar çerçevesinde ispat yükünün TTK m. 1179/1deki genel kural uyarınca taşıyanın üzerinde olduğu, sorumluluktan kurtulmak isteyen taşıyanın kusursuzluğunu ortaya koymasının gerektiği, Kurulumuzda bulunan uzman bilirkişi, dosya içeriğindeki belge ve bilgiler kapsamında: özellikle eksper raporlarında zarar sebebinin ancak muhtemel olarak ortaya konulmuş olması karşısında, dava konusu hasarın tam olarak ne zaman ve ne şekilde meydana geldiğinin belirlenemeyeceği sonucuna varmışsa da TTK m. 1179/1 uyarınca bu konudaki ispat yükü davalı taşıyana ait olduğundan ve zararın eksper raporlarında belirlenen muhtemel sebeple değil, taşıyanın sorumlu olmadığı başka bir sebeple meydana geldiği yahut zararın sebebi gerçekten eksper raporlarında belirlenen sebep olmakla birlikte. …’teki tahliyeyi yapan kişinin taşıyanın yardımcı şahsı olmadığı hususlarının İspatlanmamış olması karşısında, dava konusu yük zararından taşıyanın sorumlu tutulması gerektiği, Kurulumuzda bulunan uzman bilirkişinin görüşüne göre ekspertiz raporunda belirlenen 15.588.00 Kuro tutarın kadri marufunda olduğu; taşıyanın sorumluluğunun üst sınırının ise 12.182,85 ÖÇH olduğuna ilişkin görüş ve tespitlerine yer vermişlerdir.
Tarafların beyan ve itirazları üzerine dosya bilirkişi kuruluna yeniden tevdi edilmiştir. Bilirkişi kurulu tarafından tanzim edilen 21/09/2020 tarihli raporda, kök rapordaki görüş ve tespitlerini yinelemişlerdir.
Dava TTK 1472 maddesi gereğince halefiyete istinaden açılmış olmakla; Dosyada bulunan ve dava dışı satıcı …. AŞ tarafından, dava dışı alıcı …’de yerleşik … Ltd adına düzenlenen 27/04/2016 tarih ve … numaralı faturadan, dava dışı satıcının dava konusu 3 adet yağlı tip dağıtım transformatörü emtiasını, toplam 34.632.00 Euro bedel üzerinden. … teslim şekli ile sattığı anlaşılmakladır. Bilirkişi raporunda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere; DAP tipi teslim şeklinde, emtianın alıcı ve satıcı tarafından belirlenmiş olan teslim yerinde boşaltma için hazır durumda nakliye aracının üzerinde alıcı emrine bırakılması ile teslim gerçekleşir. DAP tipi teslim şeklinde, belirlenen teslim yerinde malın alıcı emrine bırakılmasına kadar yapılan tüm masraflar ve riskler satıcıya aittir. Buna karşılık belirlenen yerde- malın teslim alınmasından sonra yapılacak tüm gümrük işlemleri, masrafları, gümrükle doğan vergi, resim, harçlar ise alıcıya aittir.
DAP tipi teslim şeklinde, malların kararlaştırılan teslim yerinde teslimine kadar malla ilgili bütün masraflar ve riskler satıcıya ait olduğundan hasar ancak teslimden sonra alıcıya geçmektedir. Bu çerçevede taşıma sırasında hasar dava dışı sigortalı satıcıya ait olııp, dava dışı satıcı … Türkiye’nin dava konusu yük bakımından sigortalanabilir menfaati bulunduğu sonucuna varılmıştır. Dosyaya sunulan … numaralı 01/01/2016 başlangıç 01/01/2017 bitiş tarihli nakliyat emtia blok sigorta poliçesinden … Türkiye’ye ait “bütün malların” “tüm dünya kapsamında” “kara deniz hava ve içsular taşımalarının” davacı tarafından nakliye rizikolarına karşı sigorta himayesi altına alındığı anlaşılmaktadır. Söz konusu çerçeve sözleşmeye dayanılarak düzenlenen dava konusu somut taşımaya ilişkin kati poliçe dosyaya sunulmamıştır. Dosyada bulunan 18.10.2016 tarih ve … numaralı nakliyat hasar ekspertiz raporunda da “söz konusu sevkiyat ile ilgili bir sefer poliçesinin tanzim edilmemiş olduğu” bilgisi yer almaktadır Taraflar sigorta teminatının işlerlik kazanmasını her bir somut taşımaya ilişkin olarak yapılacak bildirimi takiben kati poliçe düzenlenmesi şartına bağlayabilirse de bu zorunlu değildir. Abonman blok poliçesinde aksi yönde bir şarta rastlanmadığından dava konusu taşımanın sigorta himayesi kapsamında bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Dosyaya sunulan Blok Abonman Poliçesi Hasar Tazminat Makbuzu ve İbranamesi başlıklı belgede, dava dışı sigortalı, dava konusu yük hasarına ilişkin olarak davacı sigortacı tarafından “17.898,80 Euro tazminatın nakden ve tamamen ödendiğini beyan etmişse de ayın belge üzerinde yer aları “Ödemenin havale yoluyla yapılması isteniyorsa” doldurulması gereken bölüme el yazısı ile sigortalıya ait banka hesap bilgilerinin yazılmasından belgenin henüz ödeme gerçeklemeden düzenlendiği anlaşılmaktadır. Ancak dosyada bulunan “İşlem Detayı” başlıklı belgeden, davacı sigortacının dava dışı sigortalısına 16/01/2017 tarihinde 17.898,80 Euro ödediği görülmüştür.
Yukarıda içerikleri açıklanmış bulunan belgeler çerçevesinde davacının, sigorta himayesi kapsamındaki rizikonun gerçekleşmesi sonucunda, geçerli bir sigorta sözleşmesine dayanarak ödemesi gereken sigorta tazminatını ödediği; dolayısıyla dava dışı sigortalısının haklarına TTK 1472maddesi gereğince halef olduğu ve bu hali ile aktif husumet ehliyetinin bulunduğu kabul edilmiştir.
Dosyada bulunan ve davalı … tarafından dava konusu taşımaya ilişkin olarak dava dışı satıcı “yükleten … Türkiye” adına düzenlenmiş olan 06/05/2016 tarihli navlun faturasında toplam bedel 10.068.00 Euro olarak gösterilmiştir. TTK 921 maddesi uyarınca ücret olarak taşıma giderlerini de içeren tek bedel kararlaştırılmışa taşıma işlen komisyoncusu taşımaya ilişkin olarak taşıyanın hak ve yükümlülüklerine sahiptir. Ayrıca Yargıtay çeşitli kararlarında navlun faturası düzenlenmiş olması hâlinde, faltrayı düzenleyenin taşıyan sayılacağına hükmetmiştir. Açıklanan nedenlerle, davalının TTK 921 maddesi uyarınca taşıyanın hak ve yükümlüklerine sahip olduğu ve pasif husumet ehliyetinin bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Dosyada bulunan ve dava dışı ….(kısaca “…”) tarafından düzenlenmiş olan 02/05/2016 tarih ve … numaralı konişmentoda, yükleten “…”: gönderilen “….”, ihbar adresi “…”: yükün tanımı toplam “6x40s IK’ konteyner içerisinde 47 adet (Net: 122 770.00 kg. Brüt: 125,860.00 kg) Transformatör” gemi adı ” … … “: yükleme limanı “…”: boşaltma limanı “…- …” teslim yeri (yalnızca kombine taşımalarda) “‘…” olarak gösterilmiştir.
Bilirkişi raporunda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere; söz konusu konşimentoda “teslim yeri (yalnızca kombine taşımalarda)” kutucuğu doldurulmuş olup, teslim yeri “…” olarak gösterilmiştir. Konşimentoda ayrıca “Free in to door delivery” kaydı buluhmakla bu kayıt gereğince eşya varma yerinde gönderilenin deposunda teslim edilecektir.
Bu çerçevede dava konusu yükün … Limanından … Limanı’na deniz yoluyla ve oradan …’e (konişmentoda yer alan adres bilgilerinden anlaşıldığı kadarıyla gönderilen …’nin deposuna) kara yolu ile iç taşımasının … tarafından üstlenildiği; davalı …’nin söz konusu taşıma bakımından TTK 1191/1 uyarınca fiili taşıyanın ve onun taşıma borcunun ifasında kullandığı adamlarının fiil ve ihmallerinden sorumlu olduğu kanaatine ulaşılmıştır.
TTK 1178/1 maddesi uyarınca taşıyan, navlun sözleşmesinin ifasında, özellikle eşyanın yükletilmesi, istifi, elden geçirilmesi, taşınması, korunması, gözetimi ve boşaltılmasında tedbirli bir taşıyandan beklenen dikkat ve özeni göstermekle yükümlüdür. TT K 1178/2 uyarınca taşıyan, eşyanın zıyaı veya hasarından yahut geç tesliminden doğan zararlardan, zıya, hasar veya teslimde gecikmenin eşyanın taşıyanın hâkimiyetinde bulunduğu sırada meydana gelmiş olması şartıyla sorumludur. TTK 1170/1 uyarınca ise taşıyanın veya adamlarının kastının veya ihmalinin bu zarara sebebiyet vermediğini ispat yükü taşıyana aittir. Daha açık bir anlatımla, ispat yükü kural olarak taşıyanın üzerinde olup, taşıyan zarar sebebini açıklığa kavuşturmak ve kusursuzluğunu ortaya koymak durumundadır.
TTK 1185/1 uyarınca “zıya veya hasarın en geç eşyanın gönderilene teslimi sırasında taşıyana yazılı olarak bildirilmesi şarttır, Zıya veya hasar haricen belli değilse, bildirimin eşyanın gönderilene teslimi tarihinden itibaren aralıksız olarak hesaplanacak üç gün içinde gönderilmesi yeterlidir. İhbarnamede zıya veya hasarın neden ibaret olduğunun genel olarak belirtilmesi gereklidir.” TTK l185/2’de ise eşyanın incelenmesi tarafların katılımıyla mahkeme veya yetkili makam ya da bu husus için resmen atanmış uzmanlar tarafından yapılmışsa bildirime gerek olmadığı hüküm altına alınmıştır. Eşyanın zıya veya hasarı ne bildirilmiş ne de tespit ettirilmiş olursa, taşıyanın eşyayı denizde taşıma senedinde yazılı olduğu gibi teslim ettiği ve eğer eşyada bir zıya veya hasarın meydana geldiği belirlenmişse, bu zararın taşıyanın sorumlu olmadığı bir sebepten ileri geldiği kabul olunur. Ancak bu karinenin aksinin ispatı mümkündür.
Dosya içeriğinde hasarın TTK 1185/1 maddesine uygun şekilde taşıyana ihbar edildiğine yahut TTK 1185/2’ye uygun olarak tarafların katılımıyla mahkemece inceleme yapıldığına dair bir belge ya da bilgi bulunmamaktadır. Ancak dosya içeriğinde bulunan. 16/05/2016 tarihinde davalı taşıyan yetkilisi … tarafından, dava dışı sigortalı yetkilisi …’ e hitaben yazılan e-posta ile; “… konu konteyner ile ilgili yurtdışından gelen bilgiye göre yağ sızıntısı olduğu bildirilmektedir ve konteynerin boşaltılması güvenli görülmediği için boşaltma işlemine izin verilmemekteymiş…. Size alıcınızdan bu konuda gelen bir bilgi var mı?” şeklinde durum davacı sigortalısına iletilmiştir. DOsyaya sunulan tüm e-posta yazışmalarından, taşıyan tarafından dava dışı yükletene konleynerin açıldığı bilgisinin iletildiği; konteyner içeriğinin fotoğraflarının da yine taşıyan tarafından yükletene gönderildiği; bu fotoğraflar arasında konteynerin içindeki emtianın fotoğraflarının da yer aldığı anlaşılmaktadır. İçeriği açıklanmış olan yazışmalardan hasarın taşıyan tarafından yükletene bildirildiği anlaşılmakla, bu çerçevede artık zararın taşıyana süresinde ve usulüne uygun olarak bildirilmemiş olduğundan bahisle TTK 1185/4 uyarınca taşıyan lehine ispat yükünün yer değiştirdiğinden söz etmenin mümkün olmayacağı kanaatine varılmıştır. Zira dava konusu uyuşmazlıkla zarardan, önce taşıyan haberdar olmuş ve durum hakkında yükletene bilgi vermiştir. Dolayısıyla bu çerçevede artık zararı bildirim yükümlülüğü, bunun ihlali ve ispat yükünün yer değiştirmesi söz konusu olmamaktadır. Açıklanan tüm bu hususlar çerçevesinde ispat yükünün TTK 1179/1 deki genel kural uyarınca taşıyanın üzerinde olduğu, sorumluluktan kurtulmak isteyen taşıyanın kusursuzluğunu ortaya koymasının gerekliği kabul olunmuştur.
Uluslararası konteyner taşımacılığında tüm konteynerler yükleme limanında gemiye yüklenmeden önce ve tahliye limanında gemiden indirildikten sonra gerek liman görevlileri gerekse kaptanın gözetiminde güverte zabitleri tarafından kontrol edilerek varsa gözle görülen hasarlar tespit edilip “Konteyner El Değiştirme Ve Hasar Tutanağı”na kaydedilmektedir. Ancak dava konusu olayda trafo emtiasının taşındığı konteynerin dış gövdesinde herhangi bir fiziki hasar olduğuna ve içerisinde bulunan emtia hasarının denizyolu taşıması sırasında meydana geldiğine dair, gerek yükleme ve/veya tahliye limanlarında liman, gümrük ve acente yetkilileri tarafından, gerekse gemide düzenlenmiş herhangi bir hasar tutanağına rastlanmamıştır. Dolayısıyla dosyada alınan bilirkişi raporunada varılan kanaate göre dosyada bulunan belge ve bilgiler çerçevesinde yükteki hasarın konteynerin elverişsizliğinden kaynaklandığını söylemek mümkün değildir.
Dava konusu konşimentoda “shipper’s load, stow,count” kaydı bulunmakla, bu kayıt bilirkişi raporunda açıklandığı üzere, malların konteynerlere yüklenmesi, istiflenmesi, sabitlenmesi, tartımı ve sayımı işlemelerinin yükleten tarafından gerçekleştirildiği anlamını taşımaktadır. Uygulamada deniz taşıması esnasında deniz tehlikelerine karşı emtiaların konteyner içerisinde kaymasını önlemek için yüklemeden hemen sonra yükün konteyner içerisinde sabitlenmesi gerekmektedir ve bu işin yukarıdaki kaydı taşıyan taşımalarda yükleten tarafından yapılması gerekmektedir. Zira kapalı bir kutu görünümünde ve kapıları mühürlü olan konteynerlerin taşıma sırasında açılması da mümkün olmadığından teslim alındığı gibi nakil ve teslim edilir. Bu nedenle de gerekli tedbirlerin alınıp alınmadığı hususlarının gemi kaptanı tarafından kontrol edilmesi mümkün değildir.
Davaya konu konşimentoda ayrıca “FCL/FCL” kaydı bulunmakla, bu kayıt bir konteyner içerisindeki tüm yükün aynı yük sahibine yahut alıcıya ait olduğunu ifade eden bir kayıttır.
Dosyaya sunulan eksper raporlarında davaya konu olan “…” numaralı konteynerin … te aktarma adresinde tahliyeye tabii tutulduğu, bu tahliye esnasında konteynerde delik tespit edildiği, bunun üzerine konteynerden tahliyenin durdurularak 2 trafonun konteyner içerisinde bırakıldığı ve bu şekilde konteynerin sevkine devam edildiğinin tespit edildiği, konteynerin … teki tahliye işlemleri esnasında prosedürler doğrultusunda davaya konu 2 trafonun bağlama kayışlarının çözülmüş, gevşetilmiş olabileceği ve yeniden sabitleme/sağlamlaştırma yapılmadan 2 trafonun konteyner ile birlikte sevkine devam etmiş olabileceği, yeterince emniyetli şekilde bağlı olmayan 2 trafonun yol koşullarına bağlı olarak devrilmesi, kayması ile birlikte birbirine ve konteyner duvarlarına çarpması sonucu hasarın oluşmuş olabileceği kanaati bildirilmiştir. Bu belgeler kapsamında bilirkişi raporunda olayın muhtemelen … teki tahliye sırasında yükün sabitlenmesinin çözülmüş ve yükün yeniden sabitlenmemiş olması nedeniyle … ten sonraki karayolu taşıması sırasında davaya konu transformatörlerin birbirine çarpması le meydana geldiği görüşü bildirilmiştir. Buna göre, dava dışı alıcının adresine yapılacak iç karayolu taşımasının taşıyanın sorumluluğunda olduğu dosya kapsamında bilirkişilerce belirtilmişse de bu yönde dosyada kesin ve inandırıcı bir delil esasen bulunmamaktadır. … teki tahliyeyi, yükün sabitlemesi ve çözülmesini kimin yaptığı dolayısıyla yükün yeniden sabitlemesini ihmal eden kişinin kimin yardımcı şahsı olduğu dosya içeriğinden ve eksper raporlarından tespit edilememektedir.
Dosyada alınan teknik bilirkişi raporu ile, özellikle eskper raporlarında da zarar sebebinin ancak muhtemel olarak ortaya konulmuş olması karşısında, dava konusu hasarın tam olarak ne zaman ve ne şekilde meydana geldiğinin belirlenemeyeceği mahkemenin de kabulünde olmakla, zararın kendi kusurundan ve eylemlerinden kaynaklanmadığını ispat yükü üzerinde bulunan davalı taşıyanın bu doğrultuda dosyaya somut ve inandırıcı bir delil bildirmemiş olması karşısında; dava konusu yük zararından davalı taşıyanın sorumlu tutulması gerektiği kabul edilmiştir.
Bu noktada TTK 1186 maddesi gereğince davalının sorumluluğunun sınırı olup olmadığı hususunun irdelenmesi gerekmektedir. Taşınan eşyanın değeri deniz taşıma senedine yazılmamış olduğundan tazminat hesabında TTK 1186 maddesinde düzenlenen sınırlı sorumluluk hükümlerinin davaya konu uyuşmazlık bakımından uygulanması gerektiği mahkemece kabul olunmuştur. Bu doğrultuda; bilirkişi raporunda belirtildiği üzere; eşyanın ağırlığı dikkate alınarak yapılan hesaplama daha yüksek bir üst sınır teşkil ettiğinden bu hesaplama esas alınmıştır. Bu doğrultuda yapılan hesaplama ile (6.091,42 kg x 2 ÖÇH =12.182,85SDR) uyarınca dava konusu olayda taşıyanın sorumluluğunun üst sınırı 12.182,85 SDR dir. Takip tarihi olan 12/05/2017 tarihindeki SDR kuru üzerinden 12.182,85 SDR nin 59.705,7112 TL ye tekabül ettiği, davacı … şirketinin ödemesinin ve talebinin EURO cinsinden olması nedeniyle, takip tarihi itibarı ile EURO kuru 3,9102 TL olmakla mahkemece yapılan hesaplama doğrultusunda davacı tarafından talep olunabilecek tazminat miktarı ( 59.705,7112 TL /3,9102 TL =15.269,22 EURO)15.269,22 EURO asıl alacak ve sigorta tazminatının davacı sigortalısına ödeme tarihi olan 16/01/2017 tarihinden icra takip tarihine kadar işlemiş faiz olarak 271,75 EURO olarak kabul edilmiştir. Takibe ve davaya konu alacak likit ve belirlenebilir kabul edilmediğinden İİK 67 maddesi gereğince şartları oluşmadığından icra inkar tazminatı ve davacının kötüniyeti ispat olunamadığından kötüniyet tazminatı talepleri yerinde görülmemiştir.
Dosyaya sunulan bilirkişi raporundaki tespitler mahkemece denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunmuş ve dayandıkları gerekçeler ile ulaştıkları tespitler ise mahkemece dosya kapsamı ve deliller ile uyumlu bulunduğundan bilirkişi raporu da hükme esas alınarak davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın kısmen kabulü ile; …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasına yönelik itirazın kısmen iptaline takibin 15.269,22 EURO asıl alacak ve 271,75 EURO işlemiş faiz bakımından devamına asıl alacağın icra takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca faiz uygulanmasına, fazlaya dair istemin REDDİNE,
-Şartlar oluşmadığından icra inkar tazminatı ve kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
2-Bu dava sebebiyle 5.406,21.TL karar harcı alınması gerektiğinden peşin alınan 1.337,48.TL’den mahsubu ile bakiye 4.068,73.TL’nin davalıdan tahsili ile Hazine’ye İRAD KAYDINA,
3-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT hükümlerine göre hesaplanan 11.088,51.TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa VERİLMESİNE,
4-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT hükümlerine göre hesaplanan 3.034,36-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.337,48.TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından sarf edilen 35,90.TL başvuru harcı, 2.700,00.TL bilirkişi ücreti, 195,00.TL posta masrafı olmak üzere toplam 2.930,90.TL’nin tarafların haklı ve haksız çıktıkları oran da nazara alınarak ve takdiren 2.281,70.TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa VERİLMESİNE,
7-Davalı tarafından sarf edilen 1.050,00.TL bilirkişi ücreti, 69,10.TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.119,10.TL’nin tarafların haklı ve haksız çıktıkları oran da nazara alınarak ve takdiren 247,88TL’sinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa VERİLMESİNE,
8-Tarafların yatırdığı gider avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/12/2020

Katip …

Hakim …