Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/149 E. 2018/180 K. 27.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARETMAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2018/149 Esas
KARAR NO : 2018/180

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 08/09/2017
KARAR TARİHİ : 27/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisi … ‘nin usta bir denizci olduğunu, davalı şirketin gemilerinde en son olarak 01/08/2015 tarihli sözleşme ile gemilerde çalışmak üzere sözleşme akdettiğini, murisin … adlı gemiye Yunanistan’dan binerek çalışmaya başladığını, gemi arızalı olduğu için bir süre bu ülkede kaldığını, sonra buradan kalkarak Akdenizden geçerek Dubai yanındaki Fjuırah limanına geçtiklerini, buradan da İran ‘a geçtiklerini, geminin Fuel Oil taşıdığını, gemi İran sınırları içinde bulunduğu esnada müvekkillerinin murisinin gemide çalışırken 05/10/2015 tarihinde iş kazası geçirerek vefat ettiğini, tankın içine ınart gazını oksijeni azaltmak, yanma etkisini azaltmak için sıkarken olay meydana geldiğini, murisin kafasında kanamalar olduğunu, firma yetkilerinin ilk önce zehirlenme nedeniyle ölüm olduğunu daha sonra düşme nedeniyle ölüm olduğunu ve en sonunda da kalp krizi nedeniyle ölüm olayının meydana geldiği şeklinde çelişkili ifadelerde bulunduklarını, iş kazası sonucu vefat nedeniyle murisin ailesi maddi ve manevi yönden mağdur ve perişan olduğunu, maddi ve manevi yönden bir sürü zarara uğradıklarını, müvekkillerinin hayatı ve yaşayışlarının zorlaştığı, müvekkili …’nin oğlunun desteğinden yoksun kaldığını, en büyük maddi desteğini kaybettiğini, bu sebeple müvekkili … için her türlü fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması koşuluyla iş kazası ölümü nedeniyle 50000 TL destekten yoksun kalma tazminatı ödenmesine karar verilmesini talep ettiği, meydana gelen iş kazası nedeniyle tüm müvekkillerinin büyük elem ve ızdıraplar çektiğini, her türlü fazlaya ilişkin haklarının saklı tutularak müvekkili … için 200000 TL manevi tazminata, diğer her bir müvekkili için ayrı ayrı olmak üzere her müvekkili lehine 150000 TL den toplam 450000 TL manevi tazminata hükmedilmesini davalıdan talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı, müteveffa …’nin müvekkili şirkete ait … adlı gemide çalışmakta iken 05.10.2015 tarihinde iş kazası geçirerek vefat ettiğini, ölümündeki şüpheler nedeniyle Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma dosyası açıldığını ve soruşturmanın devam ettiğini, kaza nedeniyle büyük zarara uğradıklarını iddia ederek maddi ve manevi tazminat talebi ile eldeki davayı ikame ettiklerini, davacıların iddialarının tamamen gerçek dışı ve dayanaksız olduğunu, müteveffanın çalışmış olduğu geminin davacıların iddia ettiği gibi … isimli gemi değil, murisin sözleşmesinde de açıkça yazdığı gibi … isimli Panama bayraklı gemi olduğunu, davacıların murisin hangi gemide çalıştığını dahi bilmeden, nasıl geminin arızalı olduğu ya da 20 yıllık eski bir gemi olduğu yönünde beyanda bulunduğunu anlamanın mümkün olmadığını, davacılar vekilinin, dava dilekçesi ekinde sunmuş olduğu sözleşmede de açıkça görüleceği gibi müteveffa hizmet akdini gemi sahibi … şirket … Inc. şirketi ile imzalamış olup, müvekkil şirket ile imzalanan herhangi bir sözleşmesinin bulunmadığını, müvekkili şirket ile imzalanmış sözleşmesi ve iş ilişkisi bulunmayan davacılar vekili tarafından müvekkil şirkete husumet yöneltilmesinin hukuken mümkün olmadığını, Müvekkili şirket ile müteveffanın asıl işvereni olan … Limited şirketi arasındaki ilişki, müvekkil şirketin … Limited şirketine gemi adamı işe alım ve yerleştirme servis sağlayıcılığına ilişkin imzalanmış olan hizmet sözleşmesinden ibaret olduğunu, Müvekkili şirketin söz konusu sözleşme çerçevesinde, … Limited şirketine talebi üzerine gemi adamı tedarik ettiğini, tedarik edilen gemi adamları ile işveren şirket iş sözleşmesi imzalamakta olduğunu, gemi adamlarının bu şirketin işçisi olarak çalışmakta olduklarını, uygulamada neredeyse tüm armatörler tarafından kullanılan ve müvekkili şirketin de birçok şirkete sunduğu bu hizmet nedeniyle, işçi alacak ve tazminatlarından müvekkili şirketinin sorumlu tutulmasının hukuken mümkün olmadığını, sözleşmenin 2.1.8. maddesinde de müvekkili şirketin, gemi adamlarının aylık maaş, bonus, ek ödeme, tedavi giderleri, tazminat ve bunun gibi giderlerden ve gemi adamının iş hukukundan kaynaklanan her türlü hakkından armatörün sorumlu olduğunu açıkça belirttiğini, müvekkili şirketin, müteveffanın işvereni şirket ile benzer şekilde, Güvenli Yönetim Hizmeti Sözleşmesi imzalamış olduğunu bir şirkete ait gemide çalışan gemi adamının müvekkili şirkete karşı açmış olduğu işçi alacağı davasında, … 52. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14.02.2013 tarihli E:2012/153, K:2013/26 sayılı kararı ile husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verildiğini, akabinde görülen temyiz incelemesi neticesinde Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 17.12.2013 tarihli E:2013/8829, K:2013/23085 sayılı kararı ile yerel mahkeme kararının onanmasına karar verildiğini, kararın kesinleştiğini, Müteveffanın işvereni olmayan, müteveffa ile herhangi bir hizmet ilişkisi olmayan müvekkil şirketin işbu davada taraf ehliyeti bulunmadığından, davanın öncelikle husumet yönünden reddinin gerektiğini, müteveffanın çalışmış olduğu M/T Nautilus gemisi Panama bayraklı bir gemi olduğunu, yargılamanda görevli mahkemelerin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Dava; davacıların murisinin … isimli gemide gemi adamı olarak çalışırken 05/10/2015 tarihinde geçirmiş olduğu iş kazasına bağlı olarak hayatını kaybetmesi nedeniyle maddi ve manevi tazminatın tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememiz 6102 sayılı TTK’nun görev hususunu düzenleyen 5.maddesine TTK’nun 5.kitabında yer alan deniz hukukuna ilişkin ihtilaflara bakmak üzere Denizcilik İhtisas Mahkemesi adıyla kurulmuş, 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nun 5.maddesi uyarınca Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Birinci Dairesinin 10/07/2012 tarih ve 1888 sayılı kararıyla mahkememiz Türk Ticaret Kanunundan ve diğer kanunlardan doğan deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalarına bakmakla görevlendirilmiştir.
6102 sayılı TTK ‘nun 5.maddesi gereğince mahkememizin görevini tayini için öncelikle davanın 6102 sayılı TTK’nun beşinci kitabında yer alan deniz ticaretine ilişkin ihtilaflardan olup olmadığı, bunun için davacı ile davalı arasındaki ilişkinin tespiti gerekmektedir.
Davacı, yabancı bayraklı gemide belirli bir süre hizmet sözleşmesine bağlı olarak çalışan baş makinisttir. Davalı taraf işveren diğer bir deyişle adam çalıştırandır. TTK’da hüküm bulunmayan hallerde genel hükümlerin uygulanacağı 6102 sayılı TTK nun 1.maddesi gereğidir. Deniz İş Kanununa tabi olmayan gemi adamlarına Borçlar Kanununun hizmet akti hakkındaki genel hükümleri tatbik olunur. (Prof. Dr. Sami Okay, Deniz Ticareti Hukuku, 1.cilt, 2.bası, sayfa 276).
Davamızda, davacının çalıştığı gemi yabancı bayraklı olup Deniz İş Kanunu kapsamında kalan bir gemi olmaması sebebiyle Deniz İş Kanunun 1 ve 46.maddeleri çerçevesinde iş mahkemesinin görevli olmadığı açıktır.
Davanın tarafları arasındaki temel ilişki TBK nun 393 ve devamı maddelerinde düzenlenen hizmet sözleşmesinden kaynaklanmakta olup,TBK’nun 417/2.fıkrası hükmüne göre “işveren, işyerinde iş sağlığı ve güvenliğinini sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdür.” TBK nun 417/3.fıkrası hükmüne göre işverenin 417.maddenin 2.fıkrası hükmüne aykırı davranması nedeniyle işçinin ölümü, vücut bütünlüğünün zedelenmesi veya kişilik haklarının ihlaline bağlı zararların tazmini sözleşmeye aykırılıktan doğan sorumluluk hükümlerine tabidir. TBK nun 114/2.fıkrası hükmüne göre “haksız fiil sorumluluğuna ilişkin hükümler, kıyas yoluyla sözleşmeye aykırılık hallerinde de uygulanır”. Manevi tazminat talebinin hukuki dayanağı ise TBK nun 56.maddesidir. Davacı işçinin davalı işverene karşı maddi ve manevi tazminat istemi ile açtığı davada uygulanacak olan hükümler TBK nun hizmet hizmet sözleşmesine ilişkin hükümleridir. Davada ihtilafın mahkememizin görevini belirleyen 6102 sayılı TTK nun 5.maddesinde yer alan deniz ticaretine ilişkin bir ihtilaf olmaması, uyuşmazlığa Türk Ticaret Kanununda öngörülen yada diğer kanunlarda öngörülen deniz ticaretine ilişkin düzenlemelerin bulunduğu bir kanunun uygulanmasının söz konusu olmaması durumu karşısında mahkememiz görevli olmayıp görevli mahkeme HMK 1 ve 2.maddeleri gereğince Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan açıklanan nedenlerle mahkememizin görevsizliği yönünde aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Mahkememizin görevsizliğine, dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddine, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun tespiti ile karar kesinleştiğinde, süresinde ve talep halinde dosyanın görevli bulunan Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
2-HMK ‘nun 331/2.maddesi gereğince yargılama giderleri ve vekalet ücreti hususunun görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere karar verildi. 27/04/2018

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …