Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/135 E. 2020/249 K. 21.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2018/135 Esas
KARAR NO : 2020/249
DAVA : Tanıma Ve Tenfiz
DAVA TARİHİ : 16/06/2017
KARAR TARİHİ : 21/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tanıma Ve Tenfiz davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında “…” ve “…” isimli gemiler için kira sözleşmeleri yapıldığını, bu sözleşmelerden kaynaklanan navlun ve demuraj alacaklarının ödenmemesi üzerine bağlama özetinde yer alan tahkim şartına göre Londra’da tahkim yoluna başvurulduğunu, tahkim yargılaması sonucunda verilen iki ayrı hakem kararında kabul edilen alacakların ödenmesi için davalıya ….Noterliğinden 28/09/2016 tarihli ihtarname çekildiğini, ihtarnameye rağmen ödeme yapılmadığını, bu nedenle hakem kararlarının tenfizi için tenfiz davası açılması zarureti hasıl olduğunu, tenfiz davasında gerek İngiltere gerekse Türkiye’nin yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizine ilişkin New York Konvansiyonuna taraf olmaları sebebiyle davadan New York Konvansiyonunun uygulanması gerektiğini, sözkonusu konvansiyonda aranılan tenfize ilişkin şartların her iki hakem kararı yönünden de gerçekleştiğini, hakem kararlarının tenfizine herhangi bir engel bulunmadığını ileri sürerek kesinleşen 3 Temmuz 2013 ve 3 Ağustos 2015 tarihli İngiliz Hakem Kararlarının tenfizine, 150.731,13 ABD Doları ile 7.375,00 İngiliz Sterlini anapara alacağının, 3 Temmuz 2013 tarihli hakem kararı ile geçerliliğine hükmedilen 60.755,92 ABD Doları tutarındaki kısmının senelik % 5 oranında 15 Kasım 2012’den başlayarak fiili ödeme tarihine kadar geçen süre için üç aylık bakiye üzerinden hesaplanacak olan bileşik faizi ile birlikte 3 Temmuz 2013 tarihli hakem kararı ile hükmedilen 2.750,00 İngiliz Sterlini tutarındaki kısmının senelik % 5 oranında hakem kararının verildiği tarihten fiili ödeme tarihine kadar üç aylık bakiye üzerinden hesaplanacak bileşik faizi ile birlikte, 3 Ağustos 2015 tarihli hakem kararı ile geçerliliğine hükmedilen 89.975,21 ABD Doları tutarındaki kısmının senelik % 5 oranında muacceliyet tarihi olan 12 Şubat 2013 tarihinden başlayarak fiili ödeme tarihine kadar geçen süre için üç aylık bakiye üzerinden hesaplanacak olan bileşik faizi ile birlikte, 3 Ağustos 2015 tarihli hakem kararı ile hükmedilen 4.625,00 İngiliz Sterlini tutarındaki kısmının senelik % 5 oranında ödeme tarihi olan 3 Ağustos 2015’ten başlayarak fiili ödeme tarihine kadar geçen süre için üç aylık bakiye üzerinden hesaplanacak bileşik faizi ile birlikte aynen yada fiili ödeme tarihindeki TL karşılığının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … ve … isimli iki ayrı gemiye ilişkin hakem kararlarının farklı yargılamalar sonucunda verilmesi, aralarında iki yıl gibi bir sürenin olması sebebiyle HMK’nun 167.maddesine göre davaların ayrılması gerektiğini, taraflararasında MÖHUK 62.maddesi uyarınca yapılmış geçerli bir tahkim sözleşmesi bulunmadığını, davalı …nin hakem seçiminden usulüne uygun olarak haberdar edilmediğini, bu şekilde savunma hakkının ihlal edildiğini, ayrıca … AŞ’ye nihai hakem kararlarının tebliğ edilmediğini, böylelikle müvekkili şirketin hakem önünde usulüne uygun olarak temsil edilemediğini, hakem tarafından yapılan işlemleri de sonradan kabul etmediğini savunarak tüm bu nedenlerle her iki hakem kararı yönünden de açılan tenfiz davasının reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava; Londra’da İngiliz Hakem tarafından … ve … isimli gemilerle ilgili yürütülen iki ayrı tahkim yargılaması sonunda verilen 3 Temmuz 2013 tarihli ve 3 Ağustos 2015 tarihli hakem kararlarının aynı dava dosyası üzerinden tenfiz edilmesi istemine ilişkin olup, davalı vekili tarafından hakem kararlarının farklı gemilerle ilgili olması, iki ayrı yargılama sonucunda verilmiş olması nedeniyle davaların ayrılmasına karar verilmesi talep edilmiştir.
New York Konvansiyonunun 3.maddesinde konvansiyonda düzenlenmeyen usuli konularda tenfiz davasına bakan mahkemenin usul hükümlerinin uygulanacağı kabul edildiğinden tefrik talebinin HMK hükümlerine göre değerlendirilmesi gerekmektedir. Dava konusu hakem kararlarının farklı gemilere ilişkin olması, bağlama özeti ve çarter partilerin ayrı ayrı yapılmış olması, her bir gemi yönünden ayrı ayrı yürütülen tahkim yargılaması sonucunda iki yıl ara ile verilmiş olması hususları gözönüne alındığında hakem kararlarının aynı dosya üzerinden tenfizinin talep edilemeyeceği değerlendirildiğinden, HMK’nun 167.maddesine göre 03/08/2015 tarihli hakem kararının tenfizi istemine ilişkin davanın bu dosyadan tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydının yapılmasına karar verilmiştir.
Bu durumda, yapılan tefrik işleminden sonra eldeki dava … isimli gemi için İngiliz Hakem… tarafından verilen 03/07/2013 tarihli hakem kararının tenfizi istemine ilişkindir.
Türk Hukukunda yabancı hakem kararlarının tenfizine ilişkin yasal düzenlemelerden birincisi 5718 sayılı MÖHUK olup, MÖHUK 60-63.maddeleri arasında yabancı hakem kararlarının tenfizi düzenlenmiştir. İkincisi ise Türkiye tarafından 1991 yılında onaylanan yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizi hakkındaki New York Konvansiyonudur. Bunların dışında yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizi Türkiye Cumhuriyetinin bazı devletlerle yaptığı iki taraflı Adli Yardımlaşma anlaşmalarıyla da düzenlenmiştir. Anayasamızın 90/5.maddesine göre usulüne uygun olarak onaylanan milletlerarası anlaşmalar kanun hükmünde sayıldığından MÖHUK kapsamına giren konularla ilgili Türkiye’nin taraf olduğu milletlerarası anlaşma bulunması halinde öncelikle bu anlaşma şartının uygulanması gerekmektedir. New York Konvansiyonun VII.maddesinde bu konvansiyonun yanında Türkiye’nin taraf olduğu ikili veya çok taraflı anlaşmalar ile iç hukuk düzenlemelerinin tenfiz talep edenin daha lehine hükümler içermesi halinde konvansiyon yerine daha lehe hükümler getiren düzenlemenin uygulanacağı hükmü sevkedilmiştir. Ancak, 5718 sayılı MÖHUK ‘ün hakem kararlarının tenfizine ilişkin maddeleri New York Konvansiyonundan iktibas edilmiş olup, söz konusu hükümler içerik olarak konvansiyon hükümleri ile hemen hemen aynıdır. Bu nedenle, dava konusu hakem kararlarının Türk Mahkemeleri tarafından tenfizinin mümkün olup olmadığının TC ile kararın verildiği İngiltere’nin taraf olduğu New York Konvansiyonu hükümlerine göre belirlenmesi gerekmektedir.
New York Konvansiyonunda hakem kararlarının tenfizinde mahkemece resen dikkate alınacak hususlar ile davalı tarafından ileri sürülebilecek tenfiz engelleri ayrı ayrı düzenlenmiştir. Buna göre mahkeme tarafından, hakem kararının tenfiz devletinin hukukuna göre tahkim yoluyla çözümünün mümkün olup olmadığı ile kamu düzenine aykırı olup olmadığının öncelikle değerlendirilmesi gerekmektedir. Tahkim kararına konu uyuşmazlık nihai bağlama özeti ve çarter partiden doğan alacağa ilişkin olduğundan Türk Hukukuna göre tahkime gidilmesi mümkün olup, sözkonusu kararda kamu düzenine aykırı bir durum da görülmediğinden her iki husus yönünden de tenfize engel bir durum olmadığı kabul edilmiştir.
Davalı tarafça taraflararasında geçerli bir tahkim sözleşmesinin bulunmadığı, davalının hakem seçiminden usulüne uygun olarak haberdar edilmediği, tahkim yargılaması sırasında savunma hakkının ihlal edildiği, nihai hakem kararının tebliğinin yapılmadığı hususları ileri sürüldüğünden davalı vekilinin tenfiz engeli olarak ileri sürüldüğü konularda bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiştir.
11/06/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; tahkim kararının verildiği İngiltere ile Türkiye’nin New York Konvansiyonunun tarafı olmaları sebebiyle her iki devlet arasında hakem kararlarının tenfizinde anlaşmaya dayalı mütekabiliyetin bulunduğu, Londra’da verilen 03/07/2013 ve 03/08/2015 tarihli hakem kararlarının kesinleşip kesinleşmediğinin İngiliz Tahkim Kanununa göre belirlenmesi gerektiği, her iki hakem kararının İngiliz Tahkim Kanununa göre kesinleşmiş olduğuna dair belgenin dosyada yer aldığı, hakem kararlarının Türk Hukukuna göre tahkime elverişli olduğu, kamu düzenine ve ahlaka aykırılığın sözkonusu olmadığı, bu açıdan New York Konvansiyonuna göre herhangi bir tenfiz engelinin görülmediği, hakem kararlarının taraflara tebliğinin İngiliz Tahkim Kanununa tabi olduğu, tenfiz davasına ilişkin dosyada İngiliz Tahkim Kanunun 55.maddesine uygun şekilde hakem kararının e-mail ekinde veya başka bir yolla davalı …ye tebliğ edildiğine dair bir belgenin bulunmadığı, buna karşın … Noterliği üzerinden gönderilen … yevmiye nolu 28/09/2016 tarihli ihtarname ekinde hakem kararlarının suretlerinin ve Türkçe tercümelerinin davalı …ye gönderildiğinin tespiti karşısında New York Konvansiyonun V(1)maddesinin (e) bendi uyarınca hakem kararının davalı …açısından bağlayıcı hale gelip gelmediğinin tartışılabileceği, hakem kararının davalı …ye tebliğ edildiğine dair belgenin ibrazı halinde bu hususun yeniden değerlendirilebileceği belirtilmiştir.
Her iki tarafın itirazlarının değerlendirildiği 05/11/2019 tarihli bilirkişi raporunda da sonuç olarak hakem kararlarının hakemler ve tahkim sekretaryası tarafından taraflara tebliğ edilmesi gerektiği, kök raporun düzenlenmesinden sonra davacı vekilinin 09/10/2019 tarihli dilekçesi ekinde dosyaya ibraz ettiği e-mail yazışmaları ve tercümelerinden hakem … tarafından … com, …, …, … yazılan ve konusu … olan 03/07/2013 tarihli e-mailde hakem ücretinin ödenmesi halinde hakem kararının taraflara tebliğ edilebileceğinin belirtildiği, hakem … adına … tarafından 03/07/2013 tarihinde …, …, … .com, … com’a gönderilen ve konusu … olan e-mailde hakem ücretinin …’in hesabına geçtiğinin teyit edildiği, hakem kararının suretinin e-mail ekinde yer aldığının belirtildiği görüldüğünden … gemisine ilişkin hakem kararının tahkim sekretaryası tarafından e-mail yoluyla taraflara gönderildiğinin anlaşıldığı, buna karşın davacı vekili tarafından sunulan belgeler arasında … adlı gemiye ilişkin hakem kararının hakem veya tahkim sekretaryasınca taraflara e-mail ekinde gönderildiğini gösteren bir yazının yer almadığı, buna karşın … Shipping “…@.com” tarafından …ve …’e gönderilen ve konusu … olan 08/09/2015 tarihli e-mailde hakem kararının 18/08/2015 tarihinde kendilerine tebliğ edildiği ve avukatların karar üzerinde çalıştıkları belirtilmiştir. Bu durumda, … yani … adına yazılan ve … adlı gemiye ilişkin hakem kararının tebellüğ edildiği ikrarını havi sözkonusu e-mail yazısına göre hakem kararının davalıya tebliğ edildiği sonucuna varılabileceği, davacı vekili tarafından sunulan e-mail yazışmaları çerçevesinde yapılan değerlendirmeler haricinde kök raporda yer alan kanaatlerinin aynen geçerli olduğu belirtilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve bilirkişi raporlarına göre; dava konusunun İngiliz Hakem … tarafından … gemisi ile ilgili navlun ve demuraj alacağının tahsili konusunda verilen 03/07/2013 tarihli hakem kararının tahsili istemine ilişkin olduğu, kararın verildiği İngiltere ile TC’nin yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizi hakkındaki New York Konvansiyonuna taraf olmaları ve MÖHUK’te milletlerarası anlaşmaların saklı tutulmuş olması nedeniyle dava konusu hakem kararının tenfizi talebinin New York Konvansiyonu hükümlerine göre değerlendirilmesi gerektiği, tahkim kararının navlun ve demuraj alacağına ilişkin olması nedeniyle Türk Hukukuna göre tahkime elverişli olduğu, hakem kararında Türk Kamu düzeni ile genel ahlaka aykırı bir durum bulunmadığı, karar içeriğinden anlaşıldığı üzere davalının hakem seçiminden usulüne uygun şekilde haberdar edildiği ve davacı vekili tarafından sunulan e-mail yazışmalarından hakem kararının tahkim sekretaryası tarafından e-mail yoluyla taraflara gönderildiği anlaşılmış olduğundan … gemisine ilişkin hakem kararı yönünden New York Konvansiyonu hükümlerine göre herhangi bir tenfiz engelinin bulunmadığı kanaatine varıldığından, bu kanaat ışığında davanın kabulü ile … gemisi ile ilgili İngiliz Hakem … tarafından verilen 03/07/2013 tarihli hakem kararının tenfizine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ ile … gemisi ile ilgili İngiliz Hakem … tarafından verilen 03/07/2013 tarihli hakem kararının tenfizine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince tayin olunan 54,40 TL TL karar harcından 31,40 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 23,00 TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına,
3-Davacı taraf vekil ile temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin olunan 3.400,00 TL TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 67,40 TL ilk harç, 323,75 TL posta gideri ile 3.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.391,15 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/10/2020

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır