Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/89 E. 2018/58 K. 26.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)
ESAS NO : 2016/457 Esas
KARAR NO : 2018/36
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ: 21/11/2016
KARAR TARİHİ: 12/02/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davadışı …Endüstriyel İplik ve Kord Bezi Sanayi ve Ticaret AŞ ‘nin Çin’e mal mukabili teslim şekli ile ihraç ettiği emtianın müvekkili sigorta şirketi tarafından nakliye rizikolarına karşı sigortalandığını, yükün taşınması ve konteyner temin edilmesinin davalı tarafından üstlenildiğini, malın .. ve … nolu konteynerler içinde … isimli gemi ile İstanbul Ambarlı Limanından Çin’in Dalian Limanına taşındığını, ancak alıcıya teslimi sırasında yükte yırtılma, kırılma ve dağılma şeklinde hasar meydana geldiğinin tespit edildiğini, söz konusu hasar nedeniyle sigorta şirketi tarafından sigortalıya 24/03/2016 tarihinde 71.065,38 TL hasar tazminatı ödenerek sigortalıdan temlikname ve ibraname alındığını, bu şekilde davacının sigortalısının haklarına halef olduğunu, davalı taşıyanın yük hasarından dolayı TTK ‘nun 1178.maddesi hükümlerine göre sorumlu olduğunu, sigortalıya ödenen hasar bedelinin davalıdan tahsilinin talep edildiğini, ancak davalının ödeme yapmaktan kaçındığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 71.065,08 TL sigorta tazminatının 24/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin taşıyan ile taşıtan arasında aracılık yaparak sevkiyatın organize edilmesini sağladığını, bu nedenle müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, iddia edilen hasar ile ilgili olarak süresinde ve usulüne uygun olarak hasar bildiriminin yapılmadığını, davacı tarafça sunulan sörvey raporunun tek taraflı olarak düzenlendiğini, taşıyan yada taşıyanın temsilcisinin imzası bulunmadığından müvekkili açısından geçerli sayılamayacağını, ekspertiz raporunun da müvekkilinin sorumlu tutulması bakımından yeterli olmadığını, tespit edilen hasar bedelinin fahiş olduğunu, söz konusu taşımanın konteyner içerisinde yapılıp, yükleme, istifleme ve sabitleme işlemlerinin gönderen tarafından yerine getirildiğini, konişmentolarda da shipper’s load, stown and count kaydının yer aldığını, bu durumda hatalı istif, yükleme ve bağlama sebebi ile oluşan hasarlardan dolayı taşıyanın sorumlu tutulamayacağını, hasarın sigorta teminatı kapsamında olmadığını savunarak tüm bu nedenlerle davanın husumet ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava; konteyner içerisinde gemi ile taşınan malda taşıma sırasında meydana geldiği ileri sürülen hasar nedeniyle sigorta şirketi tarafından sigortalıya ödenen hasar bedelinin davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Davacı vekili tarafından sunulan emtia blok abonman sigorta poliçesinin 01/01/2016 – 01/01/2017 tarihlerini kapsar şekilde 14/01/2016 tarihinde düzenlendiği, uyuşmazlığa konu hasar tarihinin ise ekspertiz raporundaki kayıtlara göre 08/01/2016 olduğu, bu durumda sigorta poliçesinin hasar tarihinden sonra düzenlenmesi nedeniyle rizikonun sigorta teminatı kapsamında olmadığı değerlendirilmiştir. Ancak, dosyaya sunulan davadışı …tarafından düzenlenen ibraname ile hasardan kaynaklanan dava ve talep hakları davacı … şirketine devir ve temlik edildiği anlaşıldığından, BK’nun 183.maddesine göre alacağın temliki hükümlerine göre sigorta şirketinin temlik alan sıfatı ile hasar sorumlularına karşı dava hakkını kazandığı dolasıyla da BK hükümlerine göre aktif husumet ehliyetinin bulunduğu kabul edilmiştir.
Davalı vekili tarafından davalı şirketin taşımaya aracılık ettiği bu nedenle taşıyıcı sayılamayacağı ileri sürülmüş ise de, dosyaya sunulan 24/11/2015 tarihli navlun faturası ve … nolu konişmento kayıtlarına göre davalının TTK ‘nun 917 ve devamı maddelerinde düzenlenen taşıma işleri komisyoncusu sıfatı ile taşımayı üstlendiği, komisyoncunun taşıma işini bizzat yapmayarak başka birine de yaptırabileceği, somut olayda fiili taşımanın davadışı … şirketi tarafından yerine getirildiği belirli olup, anılan yasa maddesine göre komisyoncunun bu durumda da taşıyan sayılarak yük hasarından dolayı sorumlu olacağından davalının taşıyıcı sıfatıyla pasif husumet ehliyetinin bulunduğu değerlendirilmiştir.
Yük hasarının ne şekilde meydana geldiği, taşıyıcının hasardan dolayı TTK ‘nun 1178 ve devamı maddelerine göre sorumluluğunun doğup doğmadığı ile hasar miktarının tespiti açısından bilirkişi incelemesi yaptırılması cihetine gidilmiş olup, bu kapsamda düzenlenen 19/12/2017 tarihli bilirkişi raporunda, davalının sunduğu sea waybill ve fiili taşıyanın düzenlendiği konişmentodaki kayıtlardan konteynerlerin mühürlenmesi işleminin davalı … tarafından yapıldığı sonucuna varıldığı, davalının düzenlediği konişmentoda mühür işleminin davacının selefi tarafından yapıldığına dair bir kaydın bulunmadığı, dolayısıyla konteynerlerin davalıya kapısı açık vaziyette teslim edildiği sonucuna varıldığı, ekspertiz raporunda hasarın nakliye ve elleçleme sırasında muhtemelen konteynerin belli bir yükseklikten zemine hızlıca bırakılması veya benzeri ani ve sert bir tesire maruz kalması sebebiyle emtianın istifinin bozularak dağılması, dökülmesi sonucu birbirine çarpması nedeniyle meydana gelmiş olabileceği belirtilmiş olsa da, dosyada konteynerin belli bir yükseklikten hızlıca bırakıldığına dair somut bir tespitin yapılamadığı, ayrıca aynı gemi ile ve aynı sevkiyat koşulları ile sevkedilen diğer konteynerde herhangi bir sorun meydana gelmemiş olmasının hasarın nakliye ve elleçleme esnasında meydana geldiğini de göstermeyeceği, hasarlı yüklerin taşındığı konteynerlerin içinde sekiz rulonun yüklü olduğu, ancak konteyner içi yükleme, istifleme ve bağlamanın yükün emniyete alınması işlemlerinin deniz taşımasına uygun olarak yapılmadığı kanaatine varıldığı, bu nedenle hasarın taşımanın herhangi bir aşamasında meydana gelmiş olabileceği, davalının taşıyan ve yükleten komunda olması nedeniyle söz konusu hasardan dolayı sorumlu olabileceği yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre, davacının sigortalısı olan …şirketi tarafından mal mukabili olarak ihraç edilip, Ambarlı Limanından Çin’e … isimli gemi ile konteyner içerisinde taşınan naylon kort bezi türü emtianın alıcısına teslimi sırasında hasarlı olduğunun tespit edildiği, söz konusu hasar nedeniyle TTK ‘nun 1185.maddesine göre taşıyıcıya süresinde hasar ihbarının yapılmadığı, bu nedenle hasarın, yük taşıyıcının sorumluluk alanında iken ve taşıyıcının kusuruyla meydana geldiğinin davacı tarafça ispatlanması gerektiği, bilirkişi raporundaki teknik değerlendirmelere göre, hasarın konteyner içerisine deniz taşımasına uygun şekilde yükleme, istifleme ve bağlama işlemlerinin yapılmamış olmasından kaynaklandığı, dosyada mübrez sea waybill ve fiili taşıyanın düzenlediği konişmentodaki kayıtlara göre konteynerin satıcı firma tarafından mühürlenmeden yani kapakları açık bir şekilde davalı taşıyıcıya teslim edildiği, bu durumda davalının tedbirli bir taşıyanın göstermekle yükümlü olduğu dikkat ve özeni göstererek konteyner içindeki istif ve leasingi kontrol etmesi gerektiği ancak davalının bu yükümlülüğünü yerine getirmediği, zira konteyner içi istifleme ve yükün emniyete alınması işlemlerinin deniz taşımasına uygun olmadığı, bu nedenle de taşımanın herhangi bir aşamasında yüklerin dağılması, yırtılması suretiyle yükte hasar meydana geldiği, bu durumda TTK ‘nun 1178.maddesi gereğince davalının taşıyıcı sıfatıyla yük hasarından sorumlu olduğu, yükteki hasar miktarının 25.789,68 USD olduğu, bu tutarın davacının ödeme yaptığı 24/03/2016 tarihindeki kur üzerinden 74.490,91 TL ‘ye tekabül ettiği, ekspertiz raporunda belirtilen 3.000,00 TL sovtaj değeri düşüldükten sonra gerçek zarar miktarının 71.490,90 TL ‘ye baliğ olduğu, ancak davacı tarafça 71.065,08 TL talep edildiğinden, taleple bağlılık ilkesi gereğince rücu edilmesi gereken hasar bedelinin 71.065,08 TL olması gerektiği, bu tutara davacının ödeme yaptığı 24/03/2016 tarihinden itibaren avans faizi uygulanabileceği kanaatine varıldığından bu kanaat ışığında davanın kabulü ile 71.065,08 TL nin 24/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın kabulü ile 71.065,08 TL nin 24/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince tayin olunan 4.854,46 TL karar harcından 1.213,62 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 3.640,84 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına,
3-Davacı taraf vekil ile temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin olunan 8.167,16 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 1.247,12 TL ilk harç, 179,80 TL posta gideri, 3.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.426,92 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/02/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır