Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/71 E. 2018/355 K. 02.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO:2017/71 Esas
KARAR NO:2018/355

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:25/09/2014
KARAR TARİHİ:02/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında, davalı şirkete ait konteynırların …’ ye taşınması konusunda ticari bir ilişki kurulduğunu, bu ticari ilişki kapsamında, davalıya 28/05/2011 tarih … ve … sayılı faturalar ile 31/05/2011 tarih … sayılı fatura düzenlenerek tebliğ edildiğini, davalının fatura bedellerini ödemede temerrüde düşmesi üzerine ise, fatura bedellerinden ödenmeyen bakiye kısım ile ilgili olarak davalı hakkında ….İcra Müdürlüğü’ nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlunun ise takibe yabancılık teminatı yatırılması iddiası ile borca, faize ve ferilerine haksız olarak itiraz ettiğini, davalı borçlunun haksız ve kötü niyetli itirazının iptali ile ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin işleyecek faizi ile birlikte devamına, davalı borçlunun haksız ve kötü niyetli itirazı sebebiyle alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava ederek …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde dava açmıştır.
Davalı vekili mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesinde; davacı yan tarafından müvekkili şirket … … Ltd Şti hakkında başlatılan icra takibinin ve açılan davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkilinin davacı şirkete 31.287 TL borcu olduğunu kabul etmediklerini, davacı yan tarafından anılan icra takibine konu alacağın müvekkili şirketin kayıtlarında yer almadığını, bu nedenle müvekkili şirket hakkında başlatılan icra takibine ve açılan itirazın iptali davasına ve icra takibinde talep edilen faiz oranına itiraz ettiklerini bu haksız davanın reddine karar verilmesini beyan etmiştir.
… Asliye Ticaret Mahkemesi’nde yapılan yargılama neticesinde; Davacı vekilinin davalı aleyhine açmış olduğu itirazın iptali davasında mahkemelerinin görevsizliğine, HMK 20.madde gereği kararın kesinleştiği tarihten 2 hafta içinde mahkemelerine başvuru yapıldığında dava dosyasının … Denizcilik İhtisas ( … Asliye Ticaret ) Mahkemesine gönderilmesine, aksi halde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine karar verildiği, davacı vekilinin talebi ile dosya mahkememize gönderilmiş olmakla yukarıdaki esasına kaydı yapılmıştır.
… Asliye Ticaret Mahkemesi’nce mali müşavir bilirkişiden aldırılan 22.12.2015 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davalı yanın incelemeye defter-i kebir ibraz ettiği, davalı … tarafından incelemeye sunulan 2011 yılına ait Kebir defterinin e. TTK. Mad. 69 hükmü uyarınca açılış tasdikinin yapıldığı, Defter tasdik tarihinin görülmediği (bunun ispata muhtaç olduğu), başka da sunulan bir defter görülmediği, davalının, 2011 yılı defter-i kebiri ibraz ettiği, İbraz ettiği defterlerin T.T.K.’ nun 69. maddesi doğrultusunda açılış tasdikini yaptırdığı, KEBİR defterinin kapanış tasdikine ilişkin yasada herhangi bir hüküm bulunmadığından, bu defterde kapanış tasdikinin aranmadığı, ancak; ayrıca da yevmiye defter ve envanter defterini ibraz etmediği, T.T.K.’ nun 82. maddesinin son paragrafında; “Bir tacirin tuttuğu bütün defterlerin birbirini teyit etmesi şarttır. Aksi takdirde defterler delil olmaktan çıkar.” hükmünü içerdiği, T.T.K’ nun 85. maddesi; “Kanuna uygun bir surette tutulan ve birbirini teyit eden ticari defterlerin münderecatı sahibi lehine delil ittihaz olunur. ” hükmünde olduğu, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 1990/2463E, 1991/4110K. sayılı ilamında; ” Ticari defterlerin sahibi lehine delil olabilmesi için T.T.K.’nun 85. maddesi hükmünce yasaya uygun tutulması şarttır. Yevmiye defterinin yasaya uygun tutulmuş sayılabilmesi için T.T.K.’nun 70. maddesinin son fıkrasına göre yıl sonu tasdikinin bulunması gerekir. ” görüşüne varıldığı, T.T.K.’nun 82. ve müteakip maddeleri ve Yargıtay’ın bu ilamı doğrultusunda davalının ticari defterlerinin delil olma özelliği bulunmadığı kanaati hasıl olduğu, ancak; H.G.K. 02.10.2012 tarih 2002 / 19 – 753 E, 2012 / 661 K. sayılı ilamında; ” Bir tacirin ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı için lehine delil olarak kabul edilmediği hallerde dahi, eğer ileri sürülen alacağın varlığı dayanak belgelerle kanıtlanabiliyorsa hüküm altına alınması gerektiği ” öngörüldüğü, incelemede yevmiye ve envanter defterleri sunulmaması nedeniyle sağlıklı verilere ulaşılamadığı, davalı şirkete ait 2011 yılı ticari defterinin TTK. İlgili hükümleri yönünden’ ispata muhtaç olduğu, delil olarak kabul edilemeyeceği kanaatine varıldığı, dosya içeriği incelendiğinde davacı şirketin hesaplarına yapılan ödemelerin davalı tarafından değil, … şirketlerinden; sunulan yurt dışı transfer swift mesajında görüldüğü şekliyle … Ltd. Şti tarafından yapıldığı görüldüğü, taraflar arasında akdedilen sözleşmedeki malların davalı tarafırrdan davacıya teslim edilip edilmediği hususunda Uluslararası deniz taşımacılığı konusunda uzman bir bilirkişiden rapor alınması gerektiği, yargı makamının tamamen davacı savları veya tamamen davalı savunmaları yönünde hüküm kurmakta bütünüyle muhtar olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce aldırılan 28.06.2017 tarihli Yrd. Doç. Dr. … ve … tarafından imzalanan bilirkişi raporunda özetle; Davacının alacaklı olduğu miktarın 15.597.50 USD belirlendiği, borçlusunun ise dava dışı … ve … fırmaları olarak tespit edildiği, davalı gösterilen … firmasının davalı-taşıtan veya gönderen sıfatının dosyada sabit olmadığı, davalıya pasif husumet tevcihinin hatalı olduğu, dosyada mevcut bilirkişi raporunda da yine davalının sıfatının tespit edilmediği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Dosyada mevcut bilirkişi raporları da değerlendirilmek suretiyle dava konusu taşıma işlemi nedeniyle davalı tarafın davacıya borcunun bulunup bulunmadığı, bulunuyor ise miktarı ile dosyada mevcut ticaret sicil kayıtları ile tüm bilgi ve belgeler de değerlendirilmek suretiyle dava dışı … firmaları ile davalı arasında organik bağ bulunup bulunmadığı, tüzel kişilik perdesinin aralanması yoluna gidilip gidilmeyeceği, dolayısıyla pasif husumet noktalarında rapor aldırılmasına karar verilmiş olup, 31.08.2018 tarihli … tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda özetle; Dava konusu taşıma işleminin davacı ile davalı arasında yapıldığı hususunun ispata muhtaç olduğu ve dolayısıyla bu ilişkinin varlığı ispat edilmedikçe davalının davacıya borcundan bahsedilemeyeceği, dava dışı … firmaları ile davalı arasında organik bağın dosyadaki bilgi ve belgerlerden hareketle tespit edilemediği, buna bağlı olarak tüzel kişilik perdesinin aralanması yoluna gidilemeyeceği; dolayısıyla huzurdaki davada davalının pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan tüm delillerden, açılan davada hukuki uyuşmazlığın, davacı yanın …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile 28.05.2011 tarihli … sayılı faturadan kalan 31.287,00 TL tutarlı bakiye alacağı için icra takibi başlatması karşısında, davacının icra dosyası nedeniyle alacaklı olup olmadığı noktalarında toplandığı, mali müşavir bilirkişi raporu içeriklerinden, davacı şirketin hesaplarına yapılan ödemelerin davalı şirket tarafından değil, sunulan yurt dışı transfer swift mesajında görüldüğü şekliyle … Şti. tarafından yapıldığının anlaşıldığı, taraflar arasındaki davacının dosyaya sunmuş olduğu mail yazışmaları incelendiğinde, yazışmaların altında kullanılan Firma bilgisinin … olduğu, Web adresi ve mail adreslerinin …com uzantısıyla bittiği ve adres olaraksa … Mah. … Cad. No: … K. … … – … adresinin kullanıldığı, mail …com, … adına: … – …com, – …-….com, – … – ….com oldukları, salt fatura düzenlenmenin, adına fatura düzenlenen kişiyi borçlu kılmayacağı, dosyada mevcut ticaret sicil kayıtları ile tüm bilgi ve belgeler de değerlendirilmek suretiyle dava dışı … firmaları ile davalı arasında organik bağ bulunup bulunmadığı, tüzel kişilik perdesinin aralanması yoluna gidilip gidilmeyeceği noktasında mahkememizde hasıl olan kanaate göre, dava konusu taşıma işleminin davacı ile davalı arasında yapıldığı hususunun ispata muhtaç olduğu ve dolayısıyla bu ilişkinin varlığı ispat edilmedikçe davalının davacıya borcundan bahsedilemeyeceği, dava dışı … firmaları ile davalı arasında organik bağın dosyadaki bilgi ve belgerlerden hareketle tespit edilemediği, buna bağlı olarak tüzel kişilik perdesinin aralanması yoluna gidilemeyeceği, dolayısıyla huzurdaki davada davalının pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı kanaatine varılmakla davacının davasının reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince peşin alınan 534,35 TL den karar harcı olan 35,90 TL nin mahsubu ile fazla alınan 498,50 TL’nin kesinleşmeye müteakip talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı taraf vekil ile temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan 3.754,40 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.02/10/2018

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır