Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/445 E. 2021/30 K. 26.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2017/445 Esas
KARAR NO : 2021/30
DAVA : İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/12/2017
KARAR TARİHİ : 26/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket tarafından … numaralı Nakliyat Emtia Abonman Alt Sigorta Poliçesi ile sigortalanan … San. Ve Tic. A. Ş.’ne ait elektrolitik yuvarlak bakır tel-makara emtialarının Türkiye’den Amerika’ya nakliyesi işleminin M/V … gemisi ile taşıyan sıfatıyla davalı … A. Ş. tarafından gerçekleştirildiğini, davalı … A. Ş. firmasına delil olarak sunulan konşimento, navlun faturası ve taşımayı fiilen gerçekleştiren taşıyan sıfatıyla taşımadan ve taşımadan kaynaklanan hasardan sorumlu sıfatı ile tüzel kişilik olarak dava açıldığını, Sigortalısına ait emtianın deniz nakliyesi sırasında … gemisinin … Okyanusu’nda, … Adası yakınlarında seyir halinde iken “geminin deniz nakliyesi esnasında ağır hava koşullarına maruz kalması, bu nedenle bazı konteynerlerin denize ve gemi ambarı üzerine düşmesi sonucunda hasar meydana geldiğini, hasarlı olduğu tespit edilen 30 makara (14.998,90 net kg- 17.657 brüt kg) emtianın farklı bir konteynıra aktarılarak geri getirildiğini, bu olayda Sigortacılık Kanunu’nun 22. Maddesinin 17, Ve 13. Fıkralarına göre ve ekspertiz raporuna göre rücu muhatabı olarak … ‘un tespit edildiğini, Fatura ve tespitler doğrultusunda 16.183,75 USD sigortalı zararının müvekkil şirket tarafından tazmin edildiği, davalılara rücu hakkı doğduğu, davalılara müracaatta bulunulduğunu, ancak sonuç alınamadığını, buna ilişkin icra takibinin 16.01,2017 tarihinde başlatıldığı ve davalı firmanın 24.01.2017 tarihinde borca itiraz ettiği ve bu sebeple işbu davanın açıldığını, müvekkilinin 16,183,75 USD (45.913,76 TL) alacağına ilişkin icra takibine yapılan itirazın iptali ve ticari faizi ile birlikte tahsiline, %20’den az olmayan oranda icra inkar tazminatı, yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine, karşı taraf vekalet ücretinin adımız hükmedilmesıne karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın süresinde ikame edilmediği, TTK 1188, Maddesi uyarınca Eşya hasarlarına dair her türlü tazminat istem hakkı, 1 yıl geçmesi üzerine düşeceğini, İşbu süre, eşyanın teslim edildiği/teslim edilmesi gereken tarihten itibaren işlemeye başlayacağını, Rücu davasının ise, ödemenin yapıldığı tarihten itibaren 90 gün içerisinde açılmadıkça işbu hak da düşeceğini, anılan maddedeki şartlara göre dava dosyası münderecatı incelendiğinde, davacının talep hakkı hak düşümüne uğramış olduğunu, Davacı … ‘nın kendi ekspertiz firmasına hazırlattığı raporda belirtildiği üzere, iddia edilen hasara en geç 31,12.2015 tarihinde vakıf olduğunu, Davacı davayı 21.12.2017 tarihinde, yani neredeyse iki sene sonra açmış olduğu, davacının bir an için talep hakkı olduğu varsayımında dahi hakkı, TTK gereğince hak düşümüne uğramış olduğunu, Yine TTK 1188/3 maddesinde, rücu davasının ödeme yapıldıktan 90 gün içerisinde açılması gerektiği hüküm altına alındığını, davacının ödeme dekontu olarak sunduğu belgede, transfer işleminin 15.12.2016 tarihinde yapıldığı bu itibarla da TTK 1188/3 maddesinde belirtilen 90 günlük sürenin de aşılmış olması hasebiyle davanın hak düşürücü sürenin dolmasına binaen reddini talep ettiklerini, dava konusu … gemisinin sicil kayıtlan celp edildiğinde … A.Ş. (“… Konteyner”) adlı firmanın, dava konusu taşımayı gerçekleştiren geminin donatanı, taşıyanı ve/veya fiili taşıyanı veyahut herhangi bir şekilde gemi ilgilisi olmadığını, Davalının sadece konteyner tedarikini üstlenmiş olduğu konteynerlerin maliki firma olduğunu, bu nedenle davalı bakımından yöneltilebilecek herhangi bir husumet veya davalıdan talep edilebilecek herhamgi bir alacak bulunmadığını, Netice olarak, pasif taraf sıfatı bulunmayan davalı bakımından davanın öncelikle pasif husumet eksikliği nedeniyle de reddini talep ettikleri, Yükleme, istif ve sabitlemenin bizzat satıcı tarafça (ya da atadığı yetkililerce) ve kendi uygun gördükleri usule göre gerçekleştirildiğini, Taşıma konusu emtiada müddei hasar, yükleme istif-sabitleme işlemlerinin satıcı ve/veya satıcı tarafından atanan firma tarafından gerektiği gibi ika edilmemiş olmasından kaynaklandığını, Olayda yetersiz yükleme ve istiften doğan satıcı hatası/ihmali mevcut olduğunu, Geminin ağır hava koşullarına maruz kalmış olduğunu, Olayda mücbir sebebe bağlı kaçınılmazlık ve bu minvalde taşıyanın sorumsuzluğunun söz konusu olduğunu, emtia hasarının yükletene atfedilecek bir sebepten meydana geldiğini, taşıyanın sorumluluğuna gidilmesini caiz kılabilecek bir sebep olmadığını, usulüne uygun ve süresinde ihbar olmadığını, bu nedenle emtia hasarından doğabilecek talep haklarının düştüğünü, taşıyan bakımından TTK’da taşıyanı koruma amaçlı olarak getirilen hükümlerin göz önüne alınması gerektiğini beyanla hak düşürücü süre engeline takılan işbu davanın reddini, pasif husumet eksikliği nedeniyle usulden ve işbu davanın her halükarda esastan reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Dava; davacı sigortalısına ait emtiaların davalı tarafından yapılan deniz taşıması esnasında hasarlandığı iddiasıyla sigortalıya ödenen hasar tazminatının rücuen davalıdan tahsili talebi ile başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali davası olup; uyuşmazlığın, tarafların husumet ehliyetleri, davanın hak düşürücü sürede açılıp açılmadığı, hasarın deniz taşıması esnasında meydana gelip gelmediği, hasar nedeniyle davalının kusur ve sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, talebin kadri maruf olup olmadığı ve buna göre varsa davacı alacağının miktarının tespiti hususlarında toplandığı anlaşılmıştır.
… İcra Müdürlüğü’ nün 20117/… Esas sayılı dosyası incelendiğinde; Alacaklı … Sigorta A.Ş. tarafından borçlular … . A.Ş., … aleyhine 16/01/2017 tarihinde işlemiş faiz dahil toplam 16.183,75.USD (61.692,47TL)nin tahsili için ilamsız icra takibi yapılmış olduğu, borçluya ödeme emrinin 20/01/2017 tarihinde tebliği üzerine borçlunun 24/01/2017 tarihli itirazı ile takibin durduğu, iş bu davanın 10/01/2017 tarihinde İİK md 67 uyarınca 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce resen seçilen bilirkişiler … , … ve … tarafından tanzim edilen 11/10/2018 tarihli raporda ; TTK’nun 1472.maddesi uyarınca davacının aktif husumet ehliyetine sahip olduğu, Davalı … A.Ş/nin TTK m. 1228 ve devamı maddeleri uyarınca taşıyan sıfatına haiz olduğundan pasif dava ehliyetinin olduğu, Sözleşmeye dayanarak yapılan … No.lu Nakliyat Abonman Sigorta Poliçesinin geçerli bir sigorta sözleşmesi olduğu, abonman sigorta sözleşmesinin ICC (A) esasına dayandığı ve işbu taşıma sırasında meydana gelen zararların himaye kapsamında yer aldığı, TTK m. 1184/1 hükmü gereğince, varış yerinde emtiadaki hasarın ilk tespitine ilişkin olarak düzenlenmiş bir hasar inceleme raporunun dosyada mevcut olmadığı, TTK m. 1185/1 hükmü uyarınca davalı taşıyana yapılması gereken hasar bildiriminin süresinde yapılmadığı, Davalı taşıyanın 9-10 bofor şiddetindeki kuvvetli fırtına sebebiyle TTK.Md. 1182/1 (a) fıkrasındaki sorumsuzluk karinesinden faydalanacağı, Konişmentonun üzerinde bulunan “Shipper’s load, stow and count” klozundan dava konusu 30 rulo Bakır Tel cinsi emtianın konteyner içerisine yüklenmesi, istifi, sayımı, sabitlenmesi ve bilahare konteyner kapılarının mühürlenmesi (Mühür no: 176130) işlemlerinin bizzat yükleten … Tic. A.Ş. şirketi tarafından taşıyanın bilgisi haricinde gerçekleştirilmiş olduğu;; konteynerin yükleten tarafından istif edildiği hallerde TTK’nun 1178.maddesinin uygulama imkanı bulunmadığı, Sayın Mahkemenin aksi kanaatte olması durumunda 56.337,03 TL olarak davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen hasar tazminatının kadri marufunda olduğuna ilişkin görüş ve tespitlerine yer vermişlerdir.
Tarafların beyan ve itirazları üzerine dosya bilirkişi kuruluna yeniden tevdi edilmiştir. Bilirkişi kurulu tarafından tanzim edilen 29/03/2019 tarihli ek raporlarında, kök rapordaki görüş ve tespitlerini yinelemişlerdir
Mahkememizce resen seçilen bilirkişiler …, … ve … tarafından tanzim edilen 02/11/2020 tarihli raporda; Dava konusu olayda bir yıllık hak düşürücü sürenin dolmasından sonra yargı yoluna başvurulduğu, Gemi kaptanı tarafından düzenlenen … başlıklı belgelerde, bazj kontcyncrlerin denize düşlüğü. bazılarının ise gemi içinde ambar kapağıuın üzerine düşerek hasarlandığı bilgisinin yer alması ve dava konusu emtianın hasarlı olduğu gerekçesiyle alıcısı tarafından kabul edilmeyerek davalı taşıvau tarafından satıcısına geri taşınması karşısında, artık zararın taşıyana süresinde ve usulüne uygun olarak bildirilmemiş olduğundan bahisle TTK. m. 1185/4 uyarınca laşıyan lehine ispat yükünün yer değiştirdiğinden söz etmenin mümkün olmayacağı; ancak aşağıda görüleceği üzere davalı taşıyan. TTK m. 1182 de sayılan hallerden birine dayandığından, dava konusu uyuşmazlıkla ıspal yükünün TTK m 1185/4 uyarınca yer değiştirip değiştirmediği meselesinin sonucu etkilemeyeceği, Dosya kapsamındaki belge ve bilgiler çerçevesinde ve kurulu muzdaki uzman bilirkişinin değerlendirmeleri karşısında, taşıyanın ve adamlarının kusursuz olduğu karinesinin çıirütülemediği ve zarara taşıyanın sorumlu olduğu bir sebebin yol açtığı hususunun ispatlanamadığı, Kurulumuzda bulunan uzman bilirkişinin görüşüne göre, ekspertiz raporunda hesaplanan sovlaj tenzilli loplam hasar tutarının (8.200,63 USD) uygun ve kadri ınarut olduğu; Sayın Mahkeme’nin davalı taşıyanın meydana gelen zarardan sorumlu olduğu sonucuna varması durumunda, dava konusu yük hasarı nedeniyle yapılan ve ilişkin oldukları faturalar dosyaya sunulan masrafların da fiilen ödenmiş olduklarının ispatlanması kaydıyla, taşıyandan talep edilebileceğine ilişkin görüş ve tespitlerine yer vermişlerdir.
Dava halefiyete istinaden açılmış olup, bu anlamda davacı sigorta şirketinin halef sıfatını kazanabilmesi için bir sigorta sözleşmesinin mevcut olması, sigortacının himaye kapsamında kalan riziko nedeniyle meydana gelen zararları ödemiş olması ve dava dışı sigortalının talepte bulunabileceği zararın ortaya çıkmasından sorumlu üçüncü bir kişinin varlığı gereklidir. İlk koşul bakımından yapılan değerlendirmede, dosya içerisinde bulunan … numaralı Nakliyat Abonman Sigorta Poliçesi örneği ile , dava dışı sigortalı … San. Ve Tic. AŞ arasında nakliyat rizikolarına karşı 02/12/2015-31/01/2016 vade tarihli ve 1 yıl geçerli sözleşme yapıldığı anlaşılmaktadır. Sözleşmenin… (A) esasına dayandığı anlaşılmakla, istisnalar hariç olarak taşıma sırasında meydana gelen zararların sigorta himayesine alındığı anlaşılmıştır. Sigortacının ödeme yapmış olma şartı bakımından ise dosyada bulunan 15/12/2016 tarihli 15.995,00 USD dekonttan ödeme yapıldığı da tespit olunmuştur. Bu nedenle davacının halefiyeti kazandığı ve aktif husumet ehliyetini haiz olduğu kabul edilmiştir.
Davalı vekilince davanın hak düşürücü sürede açılmadığı itirazı bulunmakla birlikte; dava halefiyete istinaden açılmış olup bu kapsamda TTK 1188/1 maddesi gereğince eşyanın zıyaı ve hasarı ile geç tesliminden dolayı taşıyana karşı her türlü tazminat isteminin bir yıl içinde yargı yoluna başvurulmadığı takdirde düşeceği düzenlenmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasına göre ise bu süre taşıyanın eşyayı veya bir kısmını teslim ettiği veya eşya hiç teslim edilmemişse malın teslim edilmesinin gerektiği tarihten itibaren işlemeye başlar.
Dava konusu olay bakımından hak düşürücü sürenin işlemeye başladığı tarih olarak emtianın Türkiye’ye geri taşınmasından sonra, dava dışı sigortalı satıcıya teslim edildiği tarihin esas alınması söz konusu değildir. Zira bu taşıma, ikinci bir navlun sözleşmesine istinaden gerçekleştirilmiş olan ikinci bir taşımadır. Dava konusu yük hasarı ise, ikinci taşımada değil, Amerika’ya yapılan ilk taşımada gerçekleşmiştir. İlk taşımanın tamamlanmasından sonra, dava dışı alıcı emtiayı hasarlı olduğu gerekçesiyle teslim almamıştır. Şu halde hak düşürücü sürenin başlangıcı bakımından eşyanın dava dışı alıcıya teslim edilmiş olması lazım gelen tarih esas alınmalıdır. Dosya içeriğinden eşyanın teslim edilmiş olması lazım gelen tarih tespit edilememekteyse de, dosyaya sunulan ekspertiz raporundan, davacının eksperi 31/12/2015 tarihinde atadığı anlaşılmakladır. Emtianın Amerika’dan Türkiye’ye geri taşınması için düzenlenen konişmento 11/01/2016 tarihlidir. Buna göre emtia 31/12/2015 tarihinden önce varma limanına ulaşmış; konteynerden boşaltılmış; hasarlı olduğu görülerek alıcısı tarafından teslim alınmamış ve iade süreci başlatılmıştır. Hak düşürücü sürenin başlangıcı için 31/12/2015 tarihi esas alınsa dahi, icra takibinin bir yıl geçtikten sonra başlatıldığı görülmektedir. Zira … İcra Dairesi’niıı 2017/… E. sayılı dosyasının ödeme emri 16/01/2017 tarihlidir. TTK. m. 1188/3 ile, sorumlu tutulun kişinin rücu davasının, bir yıllık hak düşürücü sürenin sona ermesinden sonra da açılabileceği; ancak, rücu davası açma hakkının, bu hakka sahip olan kişinin, istenen tazminat bedelini ödediği veya aleyhine açılun tazminat davasında dava dilekçesini tebellüğ ettiği tarihten itibaren doksan gün içinde kullanılmadıkça düşeceği hüküm altına alınmıştır. Burada taşıyanlar arasındaki rücu davası göz önünde tutularak düzenleme getirilmiş olup, sigortacının açacağı halefıyete dayanan rücu davası bu kapsamda değerlendirilmemiştir. Zira sigortacının halefiyetinde kendisine intikal eden hakkın kullanılma süresi, esas borç münasebetine göre sigorta ettirene karşı başlaması gereken tarihten itibaren başları. Bu çerçevede dava konusu olayda bir yıllık hak düşürücü sürenin dolmasından sonra yargı yoluna başvurulduğu anlaşıldığından davanın bu nedenle usulden reddine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın hak düşürücü süre nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince peşin alınan 745,10TL den karar harcı olan 59,30.TL nin mahsubu ile fazla alınan 685,80.TL’nin kesinleşmeye müteakip talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davalı yargı gider toplamı olan 97,50.TL posta masrafının davacıdan alınıp davalıya ödenmesine, bakiye giderin davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı vekili için takdir edilen 4.080,00.TL red vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.. 26/01/2021

Katip …

Hakim …