Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/409 E. 2021/22 K. 21.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2017/409 Esas
KARAR NO : 2021/22
DAVA : Alacak (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/03/2017
KARAR TARİHİ : 21/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin deniz, hava ve kara taşıma işleri ile uğraştığını, davalı şirket taşıma işlerini müvekkil şirkete verdiğini, müvekkili şirketin davalı şirketin müşterilerine gönderdiği mallarını, … Çin’den … limanına … ve … nolu konşimentolar ile taşıdığını, İran Bandar Abbas Limanından da karayolu ile Asgabat Turkmenistan’da taşıdığını, davalıya ait mallar havayolu ile Pu Dong havalimanından İstanbul’a … nolu konşimento ile taşındığını, davalı şirketin ödemesi için 14.12.2015 tarihli … nolu 86.900,00 USD bedelli ve 30.05.2016 tarihli … nolu 927,00 USD bedelli faturalar düzenlendiğini davalı şirkete gönderildiğini, bu faturalardan bakiye 11.303,77 USD davalı şirket tarafından ödenmediğini, bunun üzerine … icra Müdürlüğünün 2016/… esas sayılı icra takibi davalı şirket aleyhine başlatıldığını, davalı şirketin müvekkil şirkete borcu olmadığını, takibe itiraz ettiğini, takibin durduğunu, davalının … icra Müdürlüğünün 2016/… esas sayılı dosyasına ilişkin itirazının iptaline, takibin devamına, davalının %20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Takibe konu edilen faturaların müvekkil tarafından ödendiğini, icra takibinde talep edilenden başka bir şeyin itirazın iptali davasında istenmesinin mümkün olmadığını, müvekkil şirketin davacı yana tüm ticari ilişkinden kaynaklı herhangi bir borcunun bulunmadığını, bu nedenlerle haksız ve hukuka aykırı davanın reddini, davacı yanın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyete tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizde açılan iş bu davanın, … Asliye Ticaret Mahkemesinin 03/10/2017 tarih, 2017/… esas ve 2017/… sayılı görevsizlik kararı ile geldiği anlaşılmıştır.
Dava; taraflar arasındaki deniz taşıma ilişkisinden kaynaklanan alacağın tahsili talebi ile başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali davası olup; uyuşmazlığın, davacı tarafça alacağa konu hizmetlerin ifa edilip edilmediği, fatura bedellerinin davalı borçlu tarafından ödenip ödenmediği ve buna göre varsa davacı alacağının miktarının tespiti hususlarında toplandığı anlaşılmıştır.
… İcra Müdürlüğü’ nün 2016/… Esas sayılı dosyası incelendiğinde; Alacaklı …A.Ş. tarafından borçlu … San ve Tic. Ltd. Şti. aleyhine 14/12/2016 tarihinde toplam 11.303,77USD (39.451,29.TL)nin tahsili için ilamsız icra takibi yapılmış olduğu, borçluya ödeme emrinin 23/12/2016 tarihinde tebliği üzerine borçlunun 23/12/2016 tarihli itirazı ile takibin durduğu, iş bu davanın İİK 67 maddesi uyarınca 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde 13/03/2017 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce resen seçilen bilirkişi … tarafından tanzim edilen 26/09/2018 tarihli raporda, Davacı defter kayıtlarına göre; davalı şirketin takip tarihi itibariyle 11.303,77 USD borçlu olduğu, Davalı defter kayıtlarına göre; davacı şirketin takip tarihi itibariyle 674,68 TL borçlu olduğu, davalı şirketçe dönem sonlarında kur değerlemesinin yapılmadığı, Taraf bakiyeleri arasında 31.12.2016 tarihi itibariyle 40.597,33 TL olan farkın; kur değerleme İşlemleri ile tarafların bazı işlemlere farklı kur uygulamasından aynaklandığı, davacı faturaları ile davalı ödemelerinin döviz tutarlarında ihtilafın bulunmadığı, asıl ihtilafın, davalı ödemeleri ile takip ve dava konusu faturaların kapatılıp kapatılmadığı hususundan kaynaklandığı, dosya içeriğinde; çeklerin takip ve dava konusu fatura bedellerine karşılık verildiğini gösterir belgenin bulunmadığını, Davalı vekilinin, icra takibi ile 2 adet fatura alacağının talep edildiğini, bu faturaların öncesini veya sonrasını ya da taraflar arasındaki ticaretten kaynaklı cari hesap alacağının talep konusu edilmediğini, icra takibinde talep edilenden başka bir şeyin itirazın iptali davasında istenmesinin mümkün olmadığını iddia ettiği, Davacı vekilinin ise, davaya konu edilen taşımadan önce de davalı şirket için taşıma işleri yapıldığını, davaya konu edilmeyen bu taşıma işleri için davalıdan başka alacaklarının bulunduğunu, taraflar arasında muaccel olan birden fazla alacak olduğundan TBK’nun 101 ve 102.maddelerinin uygulanması gerektiğini, davalı şirket ödemelerinin daha önceki taşımaya ilişkin ve muaccel olan borçlarına mahsup edildiğini, mahsup sonrası 11.303,77 USD alacaklarının kaldığını iddia ettiği, Davacı şirket defter ve kayıtlarında yapılan incelemeler sonucu tespit edilen hususların davacı vekili beyanlarını desteklemekte olduğuna ilişkin görüş ve tespitlerine yer vermiştir.
Tarafların beyan ve itirazları üzerine dosya bilirkişiye yeniden tevdi edilmiştir. Bilirkişi tarafından tanzim edilen 23/08/2019 tarihli raporda, Başlatılan takipte; … no.lu, 30.05.2016 tarihli, 927,- USD ve … no.lu, 14,12.2015 tarihli, 86.900,- USD bedelli iki adet fatura bakiyesi nedeniyle 11.303,77 USD tutarındaki alacağın talep edildiği, davacı defter kayıtlarına göre; davalı şirketin takip tarihi itibariyle 11.303,77 USD borçlu olduğu, borcun takibe konu edilen alacağa dayanak gösterilen fatura bedelleri bakiyesinden kaynaklandığı, Davacı faturaları ile davalı ödemelerinin döviz tutarlarında ihtilafın bulunmadığı, davacı tarafça uygulanan kurların ve değerleme işlemlerinin takip ve dava konusu alacak miktarına etkisinin bulunmadığı, Asıl ihtilafın, davalı ödemeleri ile takip ve dava konusu faturaların kapatılıp kapatılmadığı hususundan kaynaklandığı, dosya içeriğinde; çeklerin takıp ve dava konusu fatura bedellerine karşıttk verildiğini gösterir belgenin bulunmadığı, bu hususla ilgili taraf beyanlarının hukuki değerlendirmeyi gerektirdiği şeklinde görüş ve tespitlerine yer vermiştir.
Mahkememizce resen seçilen bilirkişi … tarafından tanzim edilen 25/02/2020 tarihli raporda, Davacının usulüne uygun yasal defterlerinde 31.12.2016 tarihi itibarıyla davacının davalıdan 11.303,77 USD karşılığı 39.922,65 TL. alacaklı gözüktüğü, Davalının usulüne uygun yasal defterlerinde, davalının davacıdan 674,68 TL. alacaklı gözüktüğü, Davacı tarafından davalı adına USD cinsinden tanzim edilen faturaların (toplam 277.448,90 USD) tamamının davalı yasal defterlerinde fatura tarihleri itibarıyla TL cinsinden alacak kaydedildiği, Davalı tarafından vadeli çek yoluyla yapılan tüm TL ve USD cinsinden ödemelerin tamamının tahsil tarihleri itibarıyla (266.145,13 USD) davacının yasal defterlerinde davalıya alacak kaydedildiği, Taraflar arasında, davacı tarafından davalı adına tanzim edilen fatura ve davalı tarafından davacıya yapılan ödemler konusunda uyuşmazlık bulunmadığı, Davacı tarafından davalıdan USD cinsinden borç/alacak bakiyesine dönemler itibarıyla yasal değerlemenin yapılarak vergi matrahına ilave edildiği (VUK 280, VUK 281, VUK 285) Davalı tarafından davacı cari hesabına dönemler itibarıyla kur değerlemenin yapılmadığı, Taraflar arasındaki TL cari hesap farkının ise, davalı tarafından davacının USD alacağına dönemler itibarıyla kur değerlemesi uygulamamasından kaynaklandığı, Dolaysıyla, davacının icra takip tarihi itibarıyla davalı adına 2015 ve 2016 yılında tanzim edilen ve taraflar arasında uyuşmazlık bulunmayan yabancı para cinsinden düzenlenen faturalardan bakiye 11.303,77 USD alacaklı olduğu ve icra takibine itirazın iptali ile takibin devamı gerektiğine ilişkin görüş ve tespitlerine yer vermişlerdir.
Davaya ve takibe konu alacağa ilişkin olarak fatura konusu taşıma ilişkisine davalı tarafça itiraz edilmemiş, ticari ilişki ve fatura içerikleri kabul olunmakla birlikte uyumazlık davalı tarafça yapılan bir kısım ödemeler ile borcun kapatılıp kapatılmadığı noktasında toplanmıştır. Davalı vekili, davacının icra takibi ile 2 adet fatura alacağının tahsilini talep ettiğini, bu faturaların öncesini veya sonrasını ya da taraflar arasındaki ticaretten kaynaklı cari hesap alacağını talep konusu etmediğini, icra takibinde talep edilenden başka bir şeyin itirazın iptali davasında istenmesinin mümkün olmadığını savunmaktadır. Davacı vekili ise, davaya konu edilen taşımadan önce de davalı şirket için taşıma işleri yapıldığını, davaya konu edilmeyen bu taşıma işleri için davalıdan başka alacaklannın bulunduğunu, taraflar arasında muaccel olan birden fazla alacak olduğundan TBK’nun 101 ve 102 maddelerinin uygulanması gerektiğini, davalı şirket ödemelerinin daha önceki taşımaya ilişkin ve muaccel olan borçlarına mahsup edildiğini, mahsup sonrası 11.303,77 USD alacaklarının kaldığını beyan etmekle bu bedeli talep etmektedir.
Uyuşmazlık hususunda alacak borç durumunun tespiti için taraflara ait ticari defterler üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiştir. Yukarıda belirtildiği üzere dosya kapsamında alınan tüm bilirkişi raporlarında , davacı ticari kayıtlarına göre davacının takibe konu alacağının bulunduğu; davalı ticari kayıtlarına göre ise davalının davacıdan 674,68 TL alacağının bulunduğu tespit olunmuştur. Bilirkişi raporundaki açıklamalar ışığında farkın, taraflar arasında takibe konu fatura ilişkisinden öncesinde de bir kısım ticari ilişkierden kaynaklı cari hesabın bulunduğu, davalı vekilince beyan edilen ödemelerin ise takibe konu faturalara özgülenmeksizin yapılmış olması nedeniyle TBK 101 ve 102 maddeleri gereğince bu alacaklardan mahsup edilmesi nedeniyle, takibe konu fatura bedellerinin kapatılmamış olmasından kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Davalı, davacı tarafından 2015 ve 2016 yıllarında tanzim edilen USD cinsinden düzenlenen faturalara TL cinsinden ödemeler yaptığı ve ödeme ve vergi dönemleri itibarıyla borç/alacak kalemlerini herhangi bir kur değerlemesine tabi tutmadığı ve bu sebeple taraflar arasında cari hesap farkının yer aldığı tespit edilmiştir. Vergi Usul Kanunun 215. Maddesi uyarınca; yasal defter ve kayıtlar Türkçe tutulmak ve Türk para birimini kullanmak zorundadır. Belgeler, Türk parası karşılığı gösterilmek şartıyla, yabancı para birimine göre de düzenlenebilir. Yabancı paralı senetli ve senetsiz borç ve alacaklar T.C.Merkez Bankası döviz alış kuruyla değerlenir (VUK 280, VUK 281, VUK 285). Kur farkları ise 646 Kambiyo Karları / 656 Kambiyo Zararları hesabında muhasebeleştirilir. Söz konusu değerlemenin amacı ise gelir vergisi matrahının reel hesaplanmasını sağlamaktadır.
Davalının yasal defterlerinde davacı tarafından tanzim edilen yabancı para cinsinden borçlarına VUK uyarınca herhangi bir değerleme yapmamış olduğu, diğer yandan davacının yasal mevzuata uygun olarak kur farklarını beyannameler dönemi itibarıyla yaptığı bilirkişilerce saptanmıştır.
Davalı, davacı tarafından icra takibine konu edilen ; 86.900,00 USD bedelli faturanın 05/03/2016 keşide tarihli 45.000,00 USD bedelli ve 30/04/2016 keşide tarihli 41.900,00 USD bedelli çek ile ödendiğini, takip dayanağı yapılan 927,00 USD bedelli faturanın 26/09/2016 keşide tarihli 8.714,90 USD bedelli çek ile ödendiğini beyan etmekte ise de, davalının çekleri tanzim ettiği tarihler itibarıyla taraflar arasındaki cari hesap bakiye borçlarının devrettiği ve davacının bu çek bedellerinin tahsili ile cari hesap borcuna mahsup edilmek suretiyle alacak kaydettiği tespit edilmiştir. Zira davalının yapmış olduğu ödemeleri takibe konu faturalara özgülendiğine dair dosya kapsamında somut bir delil sunulamamıştır. Bu nedenle yapılan ödemeleri TBK 101 ve 102 maddesi kapsamında davacının cari hesaptan mahsup etmiş olması hukuken mümkün bulunmuştur.
Davalı vekili 28/04/2017 tarihli cevaba cevap dilekçesinde, davacının kur farkları için herhangi bir fatura düzenlemediğini ve ticari defterlerine işlemesi gerektiğini beyan etmiş ve takibin kur farkından kaynaklanmadığı faturaya dayalı başlatıldığı, itirazın iptali davasının takibe sıkı sıkıya bağlı olması nedeniyle davacı tarafından alacağın kaynağının değiştirilmesinin hukuken mümkün olmadığını savunmuştur. Ancak alacak takibe konu faturalardan kaynaklanmakla birlikte, davalı vekilinin ödeme iddiasının incelenmesi bakamından taraflar arasındaki ilişkinin bir bütün olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Zira yukarıda bir kaç kez bahsedildiği üzere davalı ödemeleri takibe konu faturalara mahsus yaptığını dosya kapsamında ispat edememiştir. Bu nedenle davalının savunması mahkemece yerinde görülmemiştir.
Danıştay … Dairesi’nin 18.5.2017 gün ve E:2014/… , K:2017/… sayılı kararın bozma ilamı ile; …. “Bu durumda, Katma Değer Vergisi Kanununun 26’ncı maddesi de dikkate alındığında, mal veya hizmetin karşılığını teşkil eden bedelin döviz ile hesaplanması halinde döviz, malın teslimi veya hizmetin yapılması ile gerçekleşen vergiyi doğuran olayın meydana geldiği tarihteki cari kur üzerinden Türk parasına çevrilerek, bu yolla bulunan tutar katma değer vergisinin matrahını oluşturacak olup bedelin farklı zamanlarda ödenmesi nedeniyle zaman içinde oluşabilecek kur farklarının matraha ilave edilmesinin mümkün olmadığı bilirkişi tarafından belirtilmiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalı tarafın ödeme savunmasına karşılık taraflar arasındaki takibe konu fatura borcunun kapatılmadığı mahkemece kabul olunmakla davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir. Ancak her ne kadar alacak faturaya dayanmakla likit kabul edilebilse de davalı ödemeleri ve taraf defterleri incelenmek suretiyle bakiye alacak tespit olunduğundan İİK 67 maddesi gereğince alacak belirlenebilir kabul edilmemiş ve şartları oluşmadığından davacı vekilinin icra inkar tazminatı talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜ ile, … İcra Müdürlüğünün 2016/… Esas sayılı icra takip dosyasına yönelik, davalının yaptığı itirazın iptali ile, takibin 11.303,77USD üzerinden asıl alacak bakımından DEVAMINA,
-Asıl alacağa icra takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
-Şartları oluşmadığından davacı yanın icra inkar tazminatı isteminin REDDİNE,
2-Karar harcı olan 2.694,91.TL’den peşin alınan 528,34TL’nin mahsubu ile bakiye 2.166,57.TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye İRAD KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan (564,34.TL ilk harç 170,50TL posta ücreti ve 2.200,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam) 2.934,84TL’nin davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı vekili için takdir edilen 5.917,69TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE,
6-Bakiye gider avansının kesinleşmeye müteakip talep halinde taraflara İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/01/2021

Katip …

Hakim …