Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/401 E. 2021/327 K. 07.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO:2017/401 Esas
KARAR NO:2021/327

DAVA:Alacak (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:07/02/2017
KARAR TARİHİ:07/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili firma ile üretimi yapılan malların …’teki müşterilere nakliye hizmeti konusunda … firmasının teklif vermesi üzerine iki firma arasında görüşmelerin başladığını, görüşmelerde çalışma şartları olarak Eylül 2015’te … davacı firmanın holding binasında toplantıda çalışma şartlarının karara bağlandığını, …’e gönderilecek eşyanın yükleneceği geminin … ve ambargolu ülkelere ait bayrak taşımaması, … gibi ambargo uygulanan ülkelerin limanlarına uğrak vermemesi ve en kısa sürede varış yapılan gemilerle yüklenmesi konularında mutabık kalındığını, 01/10/2015 tarihinde nakliye işi verilecek ilk muhtemel sevkiyat için e-mail ile fiyat teklifi alındığını, davalı firmanın davacıya vermiş olduğu nakliye hizmetlerinin tamamı, uyuşmazlığa konu hatalı nakliyenin öğrenilmesine kadar, hep bu anlaşma şartlarına uygun şekilde yerine getirildiğini, taraflar arasında uyuşmazlığa konu olan 05/03/2016 tarihli sevkiyatı yapılan malların …’teki müşterilere ulaştırılmak üzere davalı … isimli firmaya … Limanında teslim edildiğini, davalı tarafından uyuşmazlık konusu eşyanın taşınma işi için gemi programında transit süresi olarak 35-36 gün olarak verildiğini, 20 DV konteyner tipi için 650 USD navlun+307,50 USD … Liman lokal masrafları, 40 HC konteyner tipi için 700 USD navlun+307,50 USD … Liman lokal masrafları şeklinde fiyatta anlaşıldığını, müvekkili firmanın müşterileri ile CIF satış şeklinde yani navlun ve masraflar dahil olarak anlaştığını, … müşterisinin ürünlerinin sevkiyatı için … gemisine ait program bildirilmiş ise de, davalı şirketin her iki yükleme için de sevkiyat yapılacak gemiyi rızası dışında tekrar değiştirdiğini, uygulanan anlaşma ve çalışma şartlarına aykırı olarak malların nakliyesini … uğrağı olan … … isimli gemi ile yaptığını, bankaların … ülkesinin ambargo ülkesi olması nedeni ile … ve diğer ambargolu ülkelere uğrak yapan gemilerde bulunan eşyaya ait ihracat evraklarını incelemeden ödeme evraklarını reddettiğini, bu nedenle müvekkilinin hiçbir yüklemesi … üzerinden yapılmadığını, davacı müvekkilinin uyuşmazlığa konu eşyanın taşındığı ilgili geminin … uğradığının olduğunu ise, ödeme evraklarının banka tarafından geminin … uğradığı olması nedeniyle reddedildiğinin, kendisine müşteriler tarafından e-mail ile bildirilmesiyle öğrendiğini, malzemelerin ihracat bedeli olan 281.719,75 USD müvekkili alacağının akreditif tahtından düşürülüp garantisiz pozisyona düşmesi durumu ortaya çıktığını, davacının sevkiyatı taşıyan gemi olan … … isimli geminin, … limanına uğrak verdiğini ve iki ayrı limanda aktarma yaptığını, davalı tarafından yüklerin … uğrağına uğrağı olan gemiye yüklenmesi ve geminin iki aktarma yapmış olması neticesinde ürünün davacıya taahhüt edilen zamanda varamamasına, dolayısıyla da davacının ürünleri yolladığı müşterisine, ürünlerin taahhüt ettiği tarihten çok daha geç ulaşmasına neden olarak zarara uğradığını, taşımanın gecikmesinden kaynaklı müşterisi …, son alıcının siparişini iptal etmesi gerekçesi ile fatura tutarının tamamını ödemeyi reddettiğini, … firmasının ise ürünlerin son satıcıya uçak kargo ile gönderilmesi şartıyla kabul edeceklerini, buna ait tutarı da müvekkili firma … yansıtılacağını bildirdiğini, uçak kargo bedelinin müvekkili firma tarafından ödenmek zorunda kalındığını, uçakla sevk ettiği nihai ürünlerin taşıma masrafları olan 40.474,00 USD tutarında borçlandırma notu düzenleyerek müvekkili firmayı borçlandırmak suretiyle ilgili faturalardan eksik ödeme yaptığını, … firmasının ilk etapta nihai alıcının iptal ettiği sipariş bedelinin tamamı olan 67.867,00 USD tutarı ödemek istemediğini, firma ile müvekkili arasında yapılan görüşmeler neticesinde ürünlerin outlet satışına ikna edilerek 06/01/2017 tarihinde 51.000 USD’yi ödemeyi kabul ettiğini, fatura tutarından kalan 17.472 USD’lik kısmı alacaklandırma notu düzenlenerek yakın zamanda kapatıldığını, müvekkilinin zararının ve giderlerin doğması, davalının hatalı işlemleri neticesinde doğduğunu, müvekkili tarafından davalı şirkete ….Noterliği 16/11/2016 tarihli … yevmiye numaralı ihtarname keşide edildiğini, bu ihtarla temerrüde düşen davalı şirket vekili tarafından verilen cevapta ….Noterliği 22/11/2016 tarih ve … yevmiye nolu cevabi ihtarnamesinde durumu ve zararı telafi etmeyi kabul etmediklerini beyanla fazlaya ilişkin ve üçüncü kişilere karşı tüm talep hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik müvekkilinin 1.354,79 USD (dava tarihi itibariyle TL karşılığı 5.000 TL) zararının 21/11/2016 tarihinden itibaren kamu bankalarınca USD mevduatına uygulanan en yüksek orandaki yıllık faiz uygulanarak belirlenecek işlemiş ve işleyecek faizi ile birlikte fiili ödeme günlü TCMB efektif satış kuru karşılığı TL olarak davalı … Ltd. Şti’nin tahsiline, mahkeme masrafları ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş olup, 30/05/2019 tarihli dilekçesinde, dava dilekçesinin ıslahı ile dava değerinin 56.864,21 USD (ıslah tarihi itibariyle TL karşılığı 343.181,19 TL) artırılarak 58.219,00 USD’ye çıkarılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu taşımanın deniz yoluyla yapılmış ve Deniz Ticaret Hukukuna ilişkin bir taşıma olduğunu, görevli mahkemenin Denizcilik İhtisas Mahkemeleri sıfatıyla görev yapan Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davanın borçlunun ikametgahının bulunduğu yerde açılması gerektiğini, İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunu, müvekkili şirketin davacı tarafa emtialarının …’e deniz yolu ile taşınması hususunda birçok kez hizmet verdiğini, tarafların mutabakata vardığı bir anlaşma yada sözleşme imzalanmadığını, davacı tarafın 16/10/2015 tarihli elektronik posta yazışmasını sunarak ilgili taşımanın … uğrağı olmadığı bilgisi verildiğini belirtmiş ise de, söz konusu taşıma dava konusu taşımaya ait olmadığını, dava konusu taşımanın 05/03/2016 tarihinde yapıldığını, davacı tarafın geminin … Limanı’na uğramaması gerektiğine ilişkin olarak bir beyanı ve talebi olduğunu kabul anlamına gelmemek üzere bir an için bu hususun varlığı kabul edilse dahi bu limana uğramaktan kaynaklı olarak herhangi bir gecikme yaşanmadığını, davacı şirketin diğer sevkiyatlardan farklı olarak dava konusu taşımada … hattına ilişkin teklif istediğini, müvekkili şirkette uygun teklif verdiğini, sonrasında armatör şirketin gemiyi değiştirmesi üzerine bilgilendirme karşı tarafa yapıldığını, dava konusu taşımada herhangi bir gecikme yaşanmadığını, müvekkili tarafından gerek elektronik posta yazışmalarında gerekse ….Noterliğinin 22/11/2016 tarih ve … yevmiye nolu cevabi ihtarnamelerinden bir kusur ve sorumluluklarının olmadığının belirtildiğini beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; gemi ile taşınan yükün taşıma süresindeki gecikme nedeniyle, davacı taşıtanın bundan kaynaklanan zararlarının tahsili istemine ilişkindir.
Dava dosyasında, davacının yurtdışındaki müşterilerine CİF teslim şekli ile satışını yaptığı malların, dava dışı … hattına ait … gemisi ile … limanından …’ e taşınarak alıcısına teslim edildiği, davacı taşıma ilişkisini davalı ile kurduğundan davalının akdi taşıyan konumunda olduğu hususlarında bir ihtilaf bulunmayıp, dosyada çözümlenmesi gereken hukuki uyuşmazlık, taşımanın kararlaştırılan sürede, bu konuda anlaşma yok ise makul sürede yapılıp yapılmadığı, gecikme yaşanmış ise gecikilen süresinin ne kadar olduğu, gecikmenin taşıyanın yada adamlarının kusur ve sorumluluğundan kaynaklanıp kaynaklanmadığı, bundan dolayı davacının zarara uğrayıp uğramadığı; davalı taşıyanın, zararın ortaya çıkmasında kasti bir yada yada pervasızca bir davranışının sözkonusu olup olmadığı buna göre, taşıyanın sorumluluğunun TTKnın 1186/6. Mad. göre sınırlandırıp sınırlandırılmayacağı hususlarında toplanmaktadır.
TTK m.1178/4 uyarınca taşıma süresinde gecikme olup olmadığı, davacının iddia ettiği zararının doğup doğmadığı hususlarının tespiti amacıyla, dosyadaki bilgi ve belgeler ile davacının ticari defterleride incelenmek suretiyle düzenlenen 10.09.2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı tarafından ibraz edilmekle incelenen maliye onaylı e-defter kayıtları ile uyumlu dava dışı şirketlerin muavin kayıtlarının tetkikinden, dava dışı … … (…) Limited şirketinin muavin kayıtlarının davacının 120.102.90.904 nolu Alıcılar Hesabında takip edildiği, davacı tarafından taşımaya konu 01.03.2016 tarih 542101 seri nolu 68.472 USD tutarlı faturanın tanzim edilerek dava dışı şirketin hesabına 05.03.2018 tarih 4019 yevmiye madde numarası ile borç kaydedildiği, ilgili fatura karşılığı ise 06.01.2017 tarih … yevmiye madde numarası ile dava dışı şirketten tahsil edilen 50.980 USD’nin alacak kaydedildiği fatura bakiyesi (68.472 USD-50.980 USD)= 17.472 USD’nin ise 04.01.2017 tarih … nolu yevmiye madde numarası ile “Reklamasyon Giderleri” hesabına virman etmek suretiyle gider kaydedildiğinin tespit edildiği,Dolayısıyla, davacının dava dışı … … şirketinden 68.472 USD fatura bedelinin 50.980 USD olarak tahsil edildiği tespit edilmiştir,davacı tarafından dava dışı … Ltd. şirketinin muavin kayıtlarının 120.102.92.471 nolu nolu Alıcılar Hesabında takip edildiği, davacı tarafından taşımaya konu 01.03.2016 tarihinde fanrim edilen 542104 seri nolu 100.107,90 USD ve 542102 seri nolu 113.139,85 USD bedelli iki adet fatura bedellerinin dava dışı şirket hesabına 05.03.2016 tarihinde borç kaydedildiği, dava dışı şirketten ilgili faturalar karşılığı 23.08.2016 tarihinde tahsil edilen (113.139,85 USCH- 59.633,90 USD)= 172.773,75 USD’nin dava dışı şirket hesabına alacak kaydedildiği tespit edilmiştir. Dolaysıyla, davacının dava dışı alıcı adına tanzim edilen 213.247,75 USD’lik faturalar karşılığı 172.773,75 USD tahsil edildiği, 40.474 USD’nin ise tahsil edilmediği, dava dışı şirket hesabına eksik tahsil edilen tutara karşılık herhangi bir alacak-fatura (gider) kaydı yapılmadığının tespit edildiği,Davacı ile davalı arasında dava konusu taşıma ile ilgili olarak mailler gönderildiği anlaşılmaktadır. Bu yazışmalar sırasında davalı tarafından davacıya … firması hem de … firması ile ilgili alternatif taşıma/navlun teklifleri sunulmuştur. Maersk firması ile taşıma yapılması halinde taşıma süresinin 31-32 gün olacağı teklif edilmiş … firması ile taşıma yapılması halinde ise taşıma süresi 35-36 gün olarak davalıya teklif edilmiştir. Davalı 3 defa taşımayı yapacak gemiyi değiştirmiştir. Bu davacının yükü limana teslim edeceği tarih ile de ilgili olabilir nedeni tam olarak tespit edilememiştir, ensonunda taşımanın “Hansa Narvik ” gemisi ile yapılmasına karar verilmiştir. Davacı vekili taşıma eğer daha önce taraflar arasında müzakere edilen “… …” gemisi ile yapılsa idi iki ayrı limanda aktarma yapılmayacağını dolayısı ile de gecikme olmayacağım ileri sürmüştür. “… …” gemisinin sefer programı dosyaya sunulmadığından bu konuda bir yorum yapılamamakla birlikte davalının sefer süresini 35-36 gün olarak davalıya teklif etmesi ve yine dosyaya sunulan belgelere göre taşımanın 02.03.2016 tarihinde başlayıp 28.04.2016 günü sona ermesi yani taşımanın 53 günde tamamlanması davalının davacıya tahhüt ettiği 35-36 günlük süreye göre kabul edilemeyecek derecede fazla olduğu, dosyadaki bilgi, belge ve heyetimizce tespit edilen hususlarla tüm bu hükümler birlikte değerlendirildiğinde; yükün taşıyana zamanında teslim edildiği ve gecikmenin yük taşıyanın hakimiyetinde iken gerçekleştiği; taraflar arasında yükün taşınacağı sürenin (35-36 gün) açıkça kararlaştırıldığı ve fakat bu süreden çok (17/18 gün) sonra yükün teslim edildiği; karine olarak geç teslimin taşıyanın kusurundan kaynaklandığı ve ispat yükü davalı taşıyanda olan bu durumun aksinin davalı taşıyan taralından ispatlandığım gösterir bir bilgi ve belgenin dosyada mevcut olmadığı, bu sebeple davalı yükün geç tesliminden kaynaklanan davacının zararlarını tazminle yükümlüdür ki; bu zarar da eşya süresinde teslim edilmiş olsa idi yükle ilgilinin malvarlığının içinde bulunacağı durum ile eşyanın geç teslim edilmiş olması sonucu içinde bulunduğu durum arasındaki fark olduğu, geç teslim sebebiyle taşıyanın sorumluluğunun kapsamının zarar da eşya süresinde teslim edilmiş olsa idi yükle ilgilinin malvarlığının içinde bulunacağı durum ile eşyanın _geç teslim edilmiş olması sonucu içinde bulunduğu durum arasındaki fark kadar olduğu ve bu farkın da, dava dışı … (PVT) Limited şirketinden 17.472,00 USD; diğer dava dışı … Ltd. şirketinden ise 40.4/4,00 ÜSD yapılan eksik tahsilattan kaynaklandığı belirtilmiştir.
06.03.2019 tarihli 1.Ek Raporda;taşıyanın geç teslimden kaynaklanan zararlardan sorumluluğunun, emtia için ödenecek navlunun iki buçuk katı ve her halükarda toplam navlun miktarı ile sınırlı olduğu, ancak TTK m. 1187/1 uyarınca zarara veya teslimdeki gecikmeye kasten veya pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın veya gecikmenin meydana gelmesi ihtimalinin bilinci ile işlenmiş bir fiilin veya ihmalin sebebiyet verdiği ispat edildiği takdirde taşıyanın sorumluluğun sınırından yararlanmasının mümkün olmayacağı, sözleşme de açıkça yükün taşınacağı geminin ambargo ülkelerine ve dolayısıyla … Limanlarına uğramaması şartına rağmen geminin bu limanlara uğramış olması, sözleşme hükmünün açık ihlali sayılacak ttk nın 1187/1 mad. manasında bir davranış olup, bu halde taşıyanın sorumluluk sınırlamasından yararlanamayacağı belirtilmitir.
03.03.2020 tarihli 2. Ek raporda ;Davacının dava dışı müşterisi … … şirketinden olan 63.472 USD fatura bedelinin 50.980 USD kısmının tahsil edildiği, faturadan bakiye 17.472 USD’nin ise ticari defterlere gider kaydedildiği ve zararının oluştuğu, davacının yasal defterlerinde, dava dışı … Ltd.’den 40.474 USD’nin tahsiline ilişkin herhangi bir alacak kaydına ve faturalara ilişkin zarar(gider) kaydına rastlanılmadığı, Ayrıca, dava dışı şirket tarafından davacı adına tanzim edilen zarara ilişkin fatura veya borç dekontunun dosyaya ibraz edilmediği, davacının dava dışı şirketten 31.12.2017 tarihi itibarıyla da 2017 tarihinde tanzim edilen (davaya konu edilen faturalarında dahil olduğu) faturalardan bakiye 7.413,63 USD cari hesap bakiye alacağının bulunduğu, iş bu alacak tutarının hangi faturadan bakiye olduğunun tespitinin mümkün olmadığı, dolayısıyla somut belgelerini ibraz etmeyen ve yasal defterlerinde dava dışı şirketten 31.12.2017 tarihi itibarıyla 7.413,63 USD alacaklı gözüken davacının 40.472 USD’yi talep edemeyeceğine dair görüş ve kanaat bildirilmiştir.
20.04.2021 tarihli 2. Bilirkişi kurulu raporunda da özetle;dosyada yapılan inceleme, tespit ve değerlendirmeler sonucunda; davacının 2020 yılı elektronik mühürlü 1-2-3-4-5/2020 döneme ait ticari defterlerinin yasal süresi içinde usulen uygun olarak GIB ekranına yüklemesinin yapılmış olduğu, taraf defterlerinin sahipleri lehine delil olma özelliğini haiz olduğu, davacının yevmiye defter kaydında 24.05.2016 tarihli … n.olu ….’nin …’ n.lu ….LTD’nin müşteri hesabında 01.01.2020 tarihinde 39 yevmiye numarası ile 240.415,56 TL(40.474 Usd) ALACAKLI kaydedildiği, davacının 31.01.2020 yılı Ocak ayı yevmiye ve kebir defterini flaşlı bellekte sunduğu^ 1.01.2020 tarihi itibari ile iş bu davanın konusu DEBİT belgesininde mahsuplaştırılmasından sonra ….LTD’nin müşteri hesabında 141.515.91 TL karşılığı (23.813,17 USD ) dava dışı firmadan alacaklı gözüktüğü, davacının yevmiye ve kebir defterini flash bellekte sunduğu,31.12.2016 tarihi itibari ile iş bu davanın konusu CREDİT NOTE belgesininde mahsuplaştınldıktan sonra dava dışı 120.102.90.904. n.olu … Firması’nin MÜŞTERİ, Hesabında 29.209,77 TL karşılığı (7.413,63 USD ve 266 EURO) dava dışı firmdan alacaklı gözüktüğü, davacının taşıtan, davalının akdi taşıyan dava dışı ihbar edilen … SA’ın ise fiili taşıyan sıfatına sahip olduğu, taraflar arasındaki taşımada teslim süresinin kararlaştınlmış olduğunun kabul edilebileceği, 30-35 günlük teslim süresi 18 gün aşılmış olduğu için davalının geç teslimden kaynaklanan zararlardan sorumlu olduğu, TTK m. 1187 gereğince davalı akdi taşıyanın şahsi nitelikteki kastı veya pervasızca hareketi (pervasızca bir davranışla ve böyle gecikmenin meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiil veya ihmal) ile gecikmeye sebep olması halinde sınırlı sorumluluk hükümlerinden faydalanamayacağı, davalının gecikmenin meydana gelmesinde kastının bulunmadığı, gecikmeyi göze alan bir şekilde ve gecikmenin gerçekleşmesine dair bilinçle de gecikmeye sebep olduğunun düşünülmediği ancak bu hususun her somut olayda olduğu gibi Sayın Mahkemenin takdirinde bulunduğu, Sayın Mahkeme davalının pervasızca bir davranışla ve gecikmenin meydana geleceği bilinciyle işlenmiş bir fiilinin bulunduğu kanaatinde ise davalı taşıyanın sınırlı sorumluluktan faydalanamayacağı ve davacının uğradığı tüm gecikme zararlarını tazmin etmekle yükümlü olduğu, davaya konu edilen zararların eşyanın gecikmesinden kaynaklanan zararlar kapsamında dikkate alınabileceği, Sayın Mahkemenin davalı taşıyanın pervasızca hareketinin söz konusu olmadığı görüşünde bulunması halinde, TTK m. 1186/6 gereğince davalı taşıyanın sorumluluğunun kural olarak geciken eşya için kararlaştırılan navlunun 2,5 katı ile ve herhalde sözleşmede kararlaştırılan navlun ile sınırlı olduğu, geç teslim edilen konteynerler için kararlaştırılan navlun miktarları dikkate alınırsa sorumluluğun Üst sınırının toplam navlun bedeli (700+650=1350 USD) olduğu, dava konusu taşıma bakımından … limanlarına uğrak yapılmamasına dair bir talimatın veya bilginin davacıya verilmiş olup olmadığının dosya kapsamında sunulan delillerden belirlenemediği, dava önceki taşımalarda bu yönde bilgi verilmiş olmasının taraflar arasındaki ticari ilişki dikkate alındığında bu taşıma bakımından da geçerli olup olmadığı veya bu taşımada da aynı hususta bir bilgi verilmiş olduğuna dair karine olarak kabul edilip edilemeyeceğinin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, ancak … limanlarına uğrak yapılmaması bildirilmiş olsa dahi bu limalara uğrak yapılması sebebiyle davacının bir zarara uğradığının belirlenemediği, gecikme zararlarının ise geminin birden fazla limana uğrak yapmasından ve eşyayı ara limanda bekletmesinden kaynaklandığı ancak … limanlarının bu bakımdan bir özellik arz etmediği şeklinde tespit değerlendirmelerde bulunulmuştur.
Dava konusu taşımayada, … nolu konteynerin konu edildiği … nolu konişmento ile … … nolu konteynere ilişkin … nolu konişmentonun, taşıyan … S.A.’i temsilen … … tarafından düzenlendiği, dosyaya sunulan navlun faturalarının da davacı muhatap gösterilerek davalı tarafından tanzim edildiği belirli olup buna göre davalı …’in davacı …’ya karşı ücret karşılığında deniz yolu ile taşıma üstlenerek akdi taşıyan sıfatına sahip olduğu, davacınınn taşıtan taşımayı fiilen gerçekleştiren … S.A.’in ise fiili taşıyan sıfatma sahip olduğu anlaşılmaktadır.
Dosyaya delil olarak sunulan e-posta yazışmalarında, (28.03.20216 13:40 tarihli …@….com tarafından gönderilen e-posta) yükün ilk yüklendiği …gemisinin güzergahı liste halinde … .tr adresine gönderildiği, Listede geminin …’dan sonra varış: 05.03.2021 ayrılış: 06.03.2016 ve varış 23.03.2016 ayrılış 24.03.2016 tarihlerine …’nin Latika limanına (lazkiye) uğradığının mesajla teyit edildiği,. Daha sonra malların bulunduğu konteynerler 12 Mart’ta …’da … gemisine 4 Nisan’da da …’nın …limanında … gemisine aktarılarak 28 Nisan’da… limanına ulaştığı belirlidir. Sonuç olarak dava konusu konteynerler son iki aktarma gemisinde olmasa bile ilk gemi ile … limanına uğramış olduğu belirlidir. Dosyaya, taşımanın yapıldığı dönemde … limanlarına ambargo uygulanıp uygulanmadığına, ambargo ihlalinin nelerden ibaret olduğuna, satıcının … Lojistik’ten nakliye gemisinin … Limanlarına uğramamasına dair bir talebini içeren bir belge sunulmamış olmakla birlikte, geminin, … aktarması yaparak veya başka limanlara da uğramak suretiyle … Lojistik’in elektronik posta ile 30-35 gün olarak bildirdiği nakliye süresinin 18 gün aşılarak yükün 28.04.20216 tarihinde, …/… limanına ulaştığı,
davacının zararınında …’de bulunan müşterileri … ile … Ltd’ye sattığı malların geç teslim edilmesinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Davacı vekilinin ibraz ettiği deliller bilirkişi raporlarından, taşımadaki gecikmeden dolayı … … firmasının 68.474 USD lik malın tamamını iptal etmek istediği, yapılan görüşmeler sonucunda ürün bedelinin 51.000 USD’sinin ödemayi kabul edip geri kalan 17.472 USD lik kısım içinde Credıt Note/ alacaklandırma notu düzenleyerek davacıya 17.472 USD eksik ödeme yaptığı, davacının bu tutarı reklamasyon gideri olarak ticari defterlerine kaydettiği, muhasip bilirkişi tarafından yapılan defter incelemesiyle davacının … şirketinden yalnızca 50.980 USD tahsilat yaptığının tespit edildiği, dolayısıyla …’a satılan ürünler ile ilgili davacı zararının 17.472 USD olduğu, diğer alıcı … Ltd şirketine yapılan satış ile ilgili tekstilde gecikmeden dolayı alıcının kendi müşterisine uçakla sevk etmek durumunda kaldığı ürünlerin taşıma masrafı için davacı adına 40.474 USD tutarında Debit Note / Borçlandırma notu düzenlediği Debit note ‘da geçen bu tutarın davacı defterlerine sonradan 01.01.2020 tarihinde … … Ltd ‘nin müşteri hesabına alacak olarak işlenerek davacının cari hesap alacağından mahsuplaştırıldığı anlaşıldığından; davacının taşımadaki gecikmeden kaynaklanan zararının (17.472,00 USD + 40.474,00 USD= 57.946,00 USD )toplam 57.946,00 USD olduğu tespit edilmiştir.
Davacının diğer iddiası davalı taşıyana … Limanlarında uğrak yapılmaması yönünde bilgi verilmiş olmasına rağmen bu limanlara uğranmış olması ve bu sebeple akreditif ödeme şeklinin devreden çıkması ile yeniden evrak düzenlenmesi ihtiyacı doğması ve ödemelerin teminatsız kalmasıdır. Dosyada bulunan Bilirkişi Raporlarının teknik inceleme kısmında belirlendiği üzere dosya kapsamında taşıyana bu yönde bir talimat veya bilgi verildiğine dair yazılı bir delil bulunmamaktadır. Bununla birlikte davacı … davalı tarafın yetkilileri arasında daha önceki tarihte (16.10.2015 Tarihli mesaj) yapılan yazışmada aynı boşaltma yeri için … Limanlarına uğranmaması gerektiğini ortaya koyan ve teyit eden bir ifadeye yer verilmiştir. Dava konusu taşımaya ilişkin yazılı sözleşme yapılmamış olması, sözleşmenin elektronik posta mesajlan ile kurulmuş olması, dava konusu taşımaya dair navlun teklifi alman 26.02.2016 tarihli elektronik postada da böyle bir bilgiye yer verilmemiş olması karşısında taraflar arasındaki geçmiş ticari ilişki göz önünde bulundurularak, dava konusu taşımada da … Limanlarına uğrak yapılmamasının kararlaştırdığı karine olarak kabul edilmelidir. Ancak, davalı akdi taşıyanın geminin … Limanlarına uğramış olması sebebiyle navlun sözleşmesinin ihlal edildiği kabul edilse dahi davacının sırf bu nedenle zarara uğradığının belirlenemediği, yukarıda tespit edilen ( dava dışı … ile … şirketlerinden kaynaklanan)toplam 57.946,00 USD zararı ile geminin sırf … limanına uğraması arasında bir nedensellik bağının bulunmadığı, zira bilirkişi raporlarında davacının zararının geminin birden fazla limana uğrak yapmasından ve eşyayı ara limanda beklemesinden kaynaklandığı tespit edilmiştir.
Davacının, navlun sözleşmesinin ifasına dayanan taşıyanın sorumluluğu konusundaki talepleri, hem taşıyan hem de fiili taşıyan bakımından TTK’nın taşıyanın sorumluluğuna dair hükümlerine tabidir. Taşıyanın, eşyanın geç teslim edilmesinden kaynaklanan sorumuluğu TTK m. 1178’de düzenlenmiş olup hükmün 4. fıkrasına göre, navlun sözleşmesinde belirlenen boşaltma limanında açıkça kararlaştırılmış olan süre veya açıkça kararlaştırılmış bir süre yoksa, olayın özelliklerine göre tedbirli bir taşıyandan eşyanın tesliminin makul olarak istenebileceği süre içinde eşyanın teslim edilememiş olması halinde geç teslimden bahsedilir. Buna göre eşyanın geç teslim edildiğini kabul etmek için navlun sözleşmesinde eşyanın boşaltma limanında teslim edilmesi hususunda açıkça bir süre kararlaştırılmış olması veya böyle bir süre kararlaştınlmamışsa tedbirli bir taşıyandan beklenen makul teslim süresinin aşılmış olması gerekmektedir.
Deniz taşımalarında seferin hangi tarihte tamamlanacağının kesin şekilde belirlenmesi çoğu zaman mümkün olmadığından teslim tarihinin tahmini olarak belirlendiği bilinmektedir. Bu kapsamda eşyanın varma limanında teslim edilmesi muhtemel olan (tahmini teslim tarihi- ETA) sürenin belirlenmiş ve iletilmiş olması halinde teslim süresinin kararlaştırılmış olduğu ve bu tahmini aralığın sonunda eşya teslim edilmemişse geç teslimden bahsedileceği kabul edilmektedir. Eldeki dosyada dava konusu yük için e- posta yazışmalarında 30-35 gün olarak bildirilen nakliye süresinin 18 gün kadar aşılmak suretiyle, varma limanında 28.04.2016 tarihinde alıcısına teslim edildiği belirlidir. Bilirkişi Raporlarında da geç teslimin, eşya taşıyanın hakimiyeti altındaki iken çok sayıda limanda uğrak ve aktarma yapılmış olması sonucu ortaya çıktığı saptanmış olduğundan, davalı taşıyanın TTK nın 1178.maddesine göre sözleşmede kararlaştırılan teslim süresinin aşılması sonucunda ortaya çıkan davacı zararından sorumlu olduğu değerlendirilmiştir.
Taşıyanın gecikmeden kaynaklanan sorumluluğu belirlenirken iki husus önem taşımaktadır. İlki, taşıyanın gecikmenin sebep olduğu ne tür zararlardan sorumlu tutulabileceği diğeri ise sorumluluğunun sınırlı olup olmadığıdır. İlk hususa ilişkin olarak taşıyanın gecikme sebebiyle sorumlu tutulabileceği zarar, eşyanın gecikme sebebiyle maddi varlığında meydana gelen kötüleşme dışındaki tüm ekonomik kayıpları kapsamaktadır. Bu kapsamda eşyanın piyasa değerinin düşmesi sebebiyle uğranılan zarar, varma limanındaki alıcının satış sözleşmesinden dönmesi sebebiyle taşıtan/satıcının ödemekle yükümlü olacağı tazminat, mahrum kalınan kar gibi tüm zararlar gecikme zararlarındandır. Dava konusu olay bakımından, eşyanın geç teslim edilmesi sebebiyle varma limanındaki alıcılara eşyanın geç teslim edilmiş olması sebebiyle, eşyanın gerek nihai alıcılara hava yoluyla gönderilemesi sebebiyle yapılan kesintiler gerek mal bedelinden yapılan ve geç teslim ile nedensellik bağı içinde olan indirimler nedeniyle davacı satıcı/taşıtana ödemekten kaçındığı tutarlar, TTK m.1178 gereğince zarar olarak taşıyandan talep edilebilecektir.
Taşıyanın, eşyanın geç teslim sebebiyle taşıtana karşı sorumluluğu belirlenirken değerlendirilmesi gereken bir diğer husus sorumluluğun sınırlı olup olmadığıdır. Taşıyanın geç teslimden kaynaklanan zararlardan sorumluluğunun sınırlandırılması TTK m. 1186/6’da düzenlenmiştir. Anılan hükme göre, taşıyanın eşyanın geç teslim edilmesinden kaynaklanan sorumluluğu, geciken eşya için ödenecek navlunun iki buçuk katı ile sınırlıdır. Ancak bu tutar, navlun sözleşmesine göre ödenecek toplam navlun miktarından fazla olamayacağından, geç teslim sebebiyle sorumlu olunan tutarın üst sınırı herhalde navlun sözleşmesi uyarınca ödenecek navlun miktarı kadardır.
Taşıyanın sınırlı sorumluluktan faydalanamayacağı haller TTK m. 1187’de düzenlenmiştir. Hükümde iki tür kusurdan bahsedilerek bunlardan herhangi birisinin bulunması halinde taşıyanın sorumluluk sınırından faydalanamayacağı hükmü kabul edilmiştir. Sözü geçen kusur hallerinden ilki kast olup somut olay bakımından davalı taşıyanın gecikmede kastının bulunmadığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. İkinci kusur türü ise Türk Hukukunda tam karşılığı bulunmayan ve “pervasızca bir davranışla ve böyle bir zıya, hasar veya gecikmenin meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiil veya İhmal’ şeklinde ifade edilmektedir. Bu kusur türünün var olduğunun kabul edilmesi için geç teslime sebebiyet veren fiil veya ihmalin geç teslime sebebiyet verme olasılığını hiçe sayan ve bu olasılığı düşüncesizce göze alan pervasız bir davranış niteliğinde bulunması gereklidir. Ayrıca taşıyanın bu davranışı sonucunda geç teslime sebep olan olgunun ortaya çıkma ihtimalinin yüksek olduğunu bilmesi gerekmektedir. Diğer bir anlatımla olayda taşıyanın geç teslimin gerçekleşeceğini bilmesi ve bu sonucu hiçe sayarak düşüncesizce göze alması halinde pervasızca hareketinin var olduğu kabul edilebilir. TTK nın 1187. hükmü gereğince taşıyanın veya fiili taşıyanın sınırlı sorumluluktan yararlanma hakkını kaybetmesi için her birinin şahsi kusurunun bu nitelikte olması gereklidir. Her bir taşıyan kendi pervasızca hareketi sonucunda sınırlı sorumluluktan faydalanma hakkını kaybetmektedir. Dosyaya sunulan 11 Ekim 2016 tarihli elektronik postada (Davalı yetkilisinin fiili taşıyan yetkilisine gönderdiği) “ben de en son portkelang dı sanırım, orda 2 hafta beklediği için malzemenin gecikmeli gittiğini izah ettim” ifadesinden, sözkonusu taşımanın ifası sırasında … limanında 2 haftalık bir bekleme olduğu anlaşılmaktadır.Dolayısıyla gecikmeye sebep olan uğrak limanının yasaklı liman olduğu iddia edilen … limanlarından olup olmadığı önem taşımamaktadır. Zira gemi … uğrakları yerine başka limanlara uğrasa dahi aynı gecikme ortaya çıkabilecektir. Bu nedenle dava konusu uyuşmazlıkta davalı akdi taşıyanın geç teslime sebep olacak bir pervasızca hareketinin söz konusu olmadığı kabul edilmiştir. Aynı şekilde taşıma süresinin uzaması akdi taşıyanın etki alanı dışmda ortaya çıktığından yine akdi taşıyan davalının sorumluluğu sınırlandırma hakkının kaybına sebep olacak şahsi pervasızca hareketinin bulunmadığı değerlendirilmiştir. 2. Bilirkişi raporunda belirtildiği üzere bu hususa özen gösterilmemiş olması taşıyanın kusuruna işaret edebilecek olsada TTK m. 1187’de belirtilen nitelikli kusur olarak değerlendirilemeyeceği sonucuna varılmıştır. Bu nedenle davalı taşıyanın sorumlu tutulacağı zararın üst sının, TTK m. 1186/6 gereğince geciken eşya için ödenecek navlunun iki buçuk katı kadardır. Ancak bu tutar navlun sözleşmesi uyarınca ödenmesi gereken toplam navlun miktarını geçemeyecektir.
Dosyaya sunulan elektronik posta yazışmalarından, …gemisi ile gerçekleşen somut taşıma bakımından taraflar arasında bir navlun sözleşmesi görüşmesinin yürütüldüğü anlaşılmaktadır. Taşımaya ilişkin üç ayrı konişmento dosyaya sunulmuş olsada dava dilekçesinde, 20 DV ve 40 HC tipi iki konteynerin taşınması konusunda davalı ile anlaşma yapıldığı ifade edildiğinden navlun sözleşmesinin konusunun yalnızca bu iki konteyner olduğu, iki konteyner için ödenen toplam navlun bedelinin davalı taşıyanın sorumluluğunun üst sınırını oluşturacağı kabul edilmelidir.
19.04.2021 tarihli Bilirkişi raporunda, 20 DV konteyner için 650 USD, 40HC konteyner için 700 USD navlun hususunda tarafların anlaştıkları, dosyaya sunulan faturalarda … … nolu 40 HC’lik konteyner için 700 USD navlun bedeli yansıtıldığı … nolu konteyner içinse faturalara yansıtılan navlun bedelinin 650 USD’ olduğundan bahisle buna göre … … nolu 40 HC’lik konteyner için sorumlu olunan zararın üst sınırı 700×2,5= 1.750 USD (dava dışı gönderilen …’nın yaptığı ödeme kesintisi sebebiyle) ve … nolu konteyner için ise 650×2,5 USD= 1.625 USD (dava dışı gönderilen …’ın yaptığı ödeme kesintisi sebebiyle) olarak belirlenmiştir. Raporda bu tutarların toplamı 1.750+1.625= 3.375 USD olup söz konusu tutar navlun sözleşmesinde kararlaştınlan toplam navlun ücretini aşamayacağından TTK’nın 1186/6 göre sorumluluğun üst sınırının navlun bedeli toplamı olan 700+650= 1350 USD olarak tespit edilmiş ise de; dava dilekçesinde 20 DV konteyner tipi için 650,00 USD navlun + 307,50 USD … liman lokal masrafları, 40 HC konteyner tipi için de 700,00 USD navlun + 307,50 USD liman lokal masrafları şeklinde fiyatta anlaşıldığı beyan edilmiş olup dava dilekçesi ekinde sunulan 29/02/2016 tarihli e-postalarda da ,davalı … tarafından davacıya gönderilen navlun fiyat teklifinde 20′ için USD 650/20’+lokaller, 40’için USD 700/40’+lokaller, transit süre 35-36 gün, lokal masraflar: free ın USD.135/cntr, geçici kabul USD.95/cntr+KDV, ısps … USD.10/cntr+KDV, konişmento USD.60+KDV, mühür masrafı USD.7,5/cntr olarak navlun ücreti ve lokal masraflar konusunda anlaşma sağlandığı görülmektedir.
Bu durumda, davacının iki konteyner için davalıya ödediği toplam navlun ücreti (lokal masraflarla birlikte) 1.657,50 USD tutarındadır. Dosyaya sunulan navlun faturalarında, 08/03/2016 tarihli 285 nolu fatura bedelinin 792,50 USD, 286 nolu fatura bedelinin 190,00 USD, 289 nolu fatura bedelinin 107,50 USD, 288 nolu fatura bedelinin 371,50 USD ve 18/04/2016 tarihli 476 nolu fatura bedelinin de 100,00 USD olup toplam fatura tutarının 1.561,50 USD olduğu saptanmıştır. Bu durumda, ödenen navlun ücreti konusunda davacının sunmuş olduğu fatura bedellerinin toplamı olan 1.561,50 USD esas alınması gerektiği değerlendirildiğinden, davacının sınırlı sorumluluk miktarının 1.561,50 USD’yi geçemeyeceği kabul edilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak suretiyle 1.354,79 USD üzerinden kısmi dava açtıktan sonra 30/05/2019 tarihinde yapılan ıslah ile dava değerini 58.219,00 USD’ye yükseltmiştir.
TTK’nun 1178.maddesine göre taşıyan, eşyanın ziyaı veya hasarından yahut geç tesliminden doğan zararlardan, ziya, hasar veya teslimde gecikmenin eşyanın taşıyanın hakimiyetinde bulunduğu sırada meydana gelmiş olması şartıyla sorumludur. TTK m.1188’de de eşyanın ziyaı veya hasarı ile geç tesliminden dolayı taşıyana karşı her türlü tazminat istem hakkının bir yıl içerisinde ileri sürülmediği takdirde düşeceği, bu sürenin taşıyanın eşyayı teslim ettiği tarihten itibaren işlemeye başlayacağı hükmü kabul edilmiştir. Dava konusu taşımada yükün 28/04/2016 tarihinde teslim edildiği belirli olduğundan, ıslah tarihi olan 30/05/2019 tarihinde TTK’nun 1188.maddesinde düzenlenen bir yıllık hak düşürücü süre dolmuş olmaktadır.
Yapılan tüm bu değerlendirmeler ışığında sonuç olarak; davacının dava dilekçesinde talep ettiği 1.354,79 USD gecikme zararı, yukarıda tespit edilen1.561,50 USD sınırlı sorumluluk miktarı içerisinde kaldığından; davanın, 1.354,79 USD üzerinden kısmen kabulü ile 1.354,79 USD’nin temerrüt tarihi olan 22/11/2016 tarihinden ( …. Noterliğinden çekilen 16.11.2016 tarihli ihtarname ile davacı zararının üç gün içinde ödenmesinin bildirildiği, ihtarnamenin 18.11.2016 tarihinde davalıya tebliğ edildiği buna göre davalının temerrütünün 22.11.2016 tarihinde oluştuğu anlaşılmakla)itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince işleyecek dolar faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, ıslah ile arttırılan kısmın TTK nun 1188.maddesi gereğince hak düşürücü süre nedeniyle reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM/Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile 1.354,79 USD’nin 22/11/2016 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince işleyecek dolar faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
2-Islah ile arttırılan kısmın TTK nun 1188.maddesi gereğince hak düşürücü süre nedeniyle reddine,
3-Peşin alınan (ıslah dahil) 5.946,07 TL harçtan, karar harcı olan 341,54 TL’nin mahsubu ile fazla alınan 5.604,53 TL’nin kesinleşmeye müteakip talep halinde davacıya iadesine,
341,54-TL karar harcının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı taraf vekil ile temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı vekil ile temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 31,40 TL başvurma harcı, 367,00 TL posta gideri, 14.750,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 15.148,00 TL yargılama giderinin davanın kabul ve reddi oranına göre hesaplanan 217,53 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/07/2021

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip ….
e-imzalıdır