Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/346 E. 2020/269 K. 03.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO:2017/346 Esas
KARAR NO:2020/269

DAVA :İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 13/10/2017
KARAR TARİHİ: 03/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket tarafından … numaralı Nakliyat Emtea Sigorta Poliçesi ile sigortalanan … …. Şti/ye ait emtealann …’den …’a nakliyesi işinin davalı tarafından üstlenildiğini.Taşıma konusu emteanın … Gemisine, 26/01/2016 tarihli, … nolu konşimento tahtında yüklendiğini. Emtiaların varış adresine ulaşmasını müteakip yapılan tahliye esnasında, emteaların bir kısmında hasar meydana geldiğinin tespit edildiğini ve … incelemesi yapılarak sigortalı firma tarafından davalı taşıyıcıya hasar ihbarında bulunulduğunu, taşıma konusu emtiayı hasarsız olarak teslim almış olduğu sabit olan davalının, taşıma sürecinde ve sorumluluğu altında meydana gelen hasardan sorumlu olduğunu, fatura ve yapılan tespitler gereğince 54.448,00 TL. toplam zarar olarak tespit edilmiş olup müvekkili şirket tarafından sigortalısına ödendiğini. Sigortalısının zarannı tazmin etmiş olan müvekkili şirketin, TTK. ve poliçe hükümleri gereğince, halefıyet ve temlik esasına göre sigortalısının haklarını devraldığını dolayısı ile de TTK. ilgili hükümleri gereğince davalıya rücu hakkı doğduğunu. Davalı borçluların vaki itirazı üzerine duran icra takibine devam edilebilmesi için itirazın iptali talebi ile işbu davayı açmak zarureti doğduğunu talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketi taşıyan ile taşıtan arasındaki aracılığı sağlayarak, sevkiyatın organize edilmesini sağlamakta olduğunu . Müvekkili şirketin eşyanın taşıtılmasını üstlendiğinden, taşıma esnasında meydana gelen hasarlardan sorumluluğunun bulunmadığını, dolayısıyla fiili taşıma müvekkili şirketçe yapılmadığından dolayı, hiçbir şekilde hasarın taşıma dolayısıyla meydana geldiğini kabul anlamına gelmemek üzere, fiili taşımayı yapan firmanın sorumlu tutulması gerektiğini, TTK madde 1185 de; “zıya veya hasarın en geç eşyanın gönderilene teslimi sırasında taşıyana yazılı olarak bildirilmesi şarttır. £ıya veya hasar haricen belli değilse, bildirimin eşyanın gönderilene teslimi tarihinden itibaren aralıksız olarak hesaplanacak üç gün içinde gönderilmesi gerektiği “,aynı maddenin 4. fıkrasında ise; “eşyanın zıya veya hasan ne bildirilmiş ne de tespit ettirilmiş olması durumunda taşıyanın eşyayı denizde taşıma senedinde yazılı olduğu gibi teslim ettiği ve eğer eşyada bir zıya veya hasarın meydana geldiği belirlenirse, bu zararın taşıyanın sorumlu olmadığı bir sebepten ileri geldiği kabul olunacağı “düzenlendiğini, davacının sigortalısı tarafından süresinde vc usulüne uygun bir hasar bildiriminin müvekkil şirkete yapılmadığını, bunun da, emtianın konişmentoda belirtildiği gibi tam ve hasarsız olarak teslim edildiğini kanıtlamakta olduğunu, davacı tarafın taşıma sırasında gerçekleştiği iddia edilen hasarın, ne zaman meydana geldiğine , kimin sorumluluğundayken meydana geldiğine ilişkin hiçbir delili bulunmadığını, sunulan ekspertiz raporunda dahi bu çekincelere yer verildiğini, Hasarın varlığına ilişkin bir tutanak olmadığını, Tüm belgelerin tek taraflı düzenlenmiş olup herhangi bir delil niteliğinin bulunmadığını, Nitekim dosya kapsamı ve Ekspertiz Raporu incelendiğinde beyanlarının haklılığının görüleceğini, Ekspertiz Raporu’nun 3. sayfasında beyanlarını doğrular nitelikte aşağıdaki cümleye yer verildiğini.”…Sevkiyatın yapıldığı gemide bilgimiz dahilinde herhangi bir hasar mevcut alamayıp, geminin Damman limanına ulaştığı ve boşaltma sonrasındaki bir sonraki limana hareket ettiği anlaşılmaktadır.”Gerçekten de taşıma süresince herhangi bir hasar meydana gelmemiş olup, mallann tam ve eksiksiz bir şekilde alıcısına teslim edildiğini, Ekspertiz Raporu’nun 7. sayfasında, “… vakaya yük alıcının deposuna teslim edildikten sonra dahil olduğumuzu ve söz konusu konteynerleri incelemediğimizi, bu nedenle de konteynerlerinin durumu hakkında herhangi bir yorumda bulunma imkanımızın olmadığını belirtmek yararlı olacaktır.” dendiğini. Ekspertiz Raporu’nda eksper hiçbir resmi tutanak ve görgüye dayalı olmayarak, alıcının tek taraflı beyanları ile bağlı kalınarak görüş bildirilmiş olup, aleyhe olarak tespit edilen hususu kabul etmediklerini ve söz konusu Ekspertiz raporu’nun delil niteliğini haiz olmadığını beyan ettiklerini, yine Ekspertiz Raporunun 5. sayfasından alıcı konteyneri açtıklarında birkaç kolinin yırtık ve kırık şişelerin zemine yayılmış olduğunu iddia edildiğini, ayrıca birkaç kolide de sızıntı olduğu ifade edildiği “denildiğini.” Şayet konteyner boşaltıIdığmda hasarın mevcudiyeti belli ise niçin hasar tutanağı tutulmamıştır? ” Yukarıda açıkladıkları tüm sebepler göz önüne alındığında» emtianın tam ve hasarsız bir şekilde alıcısına teslim edildiğini , davacı tarafın, sigortalısına hatır ödemesi yaptığını, Şayet davacı tarafça aksi iddia ediliyorsa ispat ile mükellef olup dosyada mübrez belgelerden müvekkilin sorumluluğunun bulunmadığım – Ekspertiz raporunda, alıcının, davaya konu emtiaların iskontolu dahi kabul etmeyeceklerini bildirdiğini ve tam zarar olarak değerlendirme yapılması gerektiğini belirttiğini davacı sigorta şirketinin de yine beyana ilişkin ödeme yaptığını hasarlı olduğu iddia edilen emtiaların tam hasarlı olduğu ve kullanılamayacak durumda olduğuna ilişkin herhangi bir rapor vs. bulunmadığını» yine hasarlı yükün imhasına ilişkin olarak da bir dayanak belge bulunmadığını, yapılan ödemenin fahiş ve beyana dayalı olup, hasarlı ürünlerin sonrasında kullanılıp kullanılamayacağına ilişkin tespit gerektiğini ileri sürmüştür.
Dava; nakliyat emtia sigorta poliçesi ile sigortalı emtianın deniz yolu ile taşınması sırasında hasarlanması nedeniyle davacı sigortalısına ödenen hasar tazminatının hasarın sorumlusu davalıdan TTK nun 1472.maddesi gereğince rücuen tahsili amacıyla yapılan takibe yönelik itirazın iptali davası olup, uyuşmazlığın; tarafların husumet ehliyetlerinin bulunup bulunmadığı, sigorta sözleşmesi kapsamında ödeme yapılıp yapılmadığı, hasarın deniz taşıması esnasında meydana gelip gelmediği, usule uygun hasar ihbarını bulunup bulunmadığı, davalının hasar nedeniyle kusur ve sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, hasar bedelinin kadri maruf olup olmadığı hususlarında toplandığı anlaşılmıştır.
Bilirkişiden heyetinden alınan 30/04/2018 tarihli bilirkişi raporu özetle; Hasar taşıyanın sorumluluk sahasında meydana geldiğini, davacının aktif husumet ehliyeti bulunduğunu, davalının taşıyan veya taşıma işleri komisyoncusu sıfatı ile pasif husumet ehliyeti bulunmadığını, dava konusu hasarın davalının sorumlu olduğu bir sebepten meydana geldiğini, dava konusu hasar Nakliyat Emtia Taşıma poliçesi teminatı kapsamında bulunmadığını, davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen hasar tazminatının kadri maruf olduğunu, dava dışı davacının sigortalısı … …. Şti’nin CİF satış nedeniyle malın bedelini hasar tazminatını kadar alıcısından tahsil edip etmediği belli olmadığından şayet hasar tazminatı kadar bedelin yükün alıcısı tarafından , dava dışı sigortalı satıcıya ödenmemiş olduğu belirlenir ise bu durumda davacı sigorta şirketinin satıcıya yaptığı ödemeye geçerlilik tanıyarak, sigortacı davacının halefiyet hakkının doğduğunun kabul edilmesi gerektiği ve bu durumda , Davacı tarafından talep edilebilecek rücuen tazminat miktarının 54.448,00 TL olduğu sonuç ve kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Davalı vekilinin itirazları doğrultusunda dosyanın yeni bir bilirkişiye tevdii edildiği bilirkişinin hazırladığı 11/10/2018 tarihli bilirkişi raporu özetle; Konteyner içi yüklemesi ve istifinin davalı tarafından yapılmadığını, hatalı istif nedeniyle meydana gelen hasardan davalı akdi taşıyanın sorumlu olmadığını, Davacının aktif husumet ehliyetine sahip olduğunu, Davalıya, TTK m.1185 hükmünde usulüne uygun bir ihbarın yapılmadığı, davalının TTK m.1185 f.4 hükmünde davalı lehine olan karinenin aksinin davacı tarafından ispat edilemediğini, Hasar bedelinin kadri marufunda olduğu sonuç ve kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Tarafların itirazları doğrultusunda dosyanın yeni bir bilirkişi heyetine tevdii edildiği bilirkişilerin hazırladığı 17/07/2020 tarihli bilirkişi raporu özetle; Davacının dava dışı sigortalısının haklarına kanunen halef olduğu ve aktif husumet ehliyetinin bulunduğunu, davalı … Lojistik’in dava konusu taşıma bakımından akdi taşıyan sıfatını ve bu sıf .tla pasif husumel ehliyetini haiz olduğunu, zararın TTK m. 1185/1’e uygun şekilde taşıyana bildirildği hususu ispatlanmadığından, dava konusu olay bakımından zararın sebebine ve zararın meydana gelmesinde taşıyanın kusırlu bulunduğuna ilişkin ispat yükünün TTK. m. 1185/4 uyarınca taşıyandan tazminat talep edene ait olduğunu, kurulumuzda bulunan uzman bilirkişinin, dava konusu zararın eşyanın konteyııer içine hatalı istiflenmesinden ileri geldiği ve istiflemenin yükleten tarafından yapıldığı sonucuna ulaşrc ası karşısında ve zararın taşıyanın yahut eylemlerinden sorumlu buunduğu kişilerin kusurları neticesinde meydana geldiği hususu ortaya konamadığından, davalı taşıyanın dava konusu zarardan sorumlu tutulamayacağını, davalının zarardan sorumlu olduğu kanaatine varması durumunda zararın miktarının hesaplanmasının gerekeceğini kurulumuzda bulunan uzman bilirkişinin görüşüne göre 17,678,88 USD olarak hesaplanan zarar miktarının faturaya uygun ve kadri maruf olduğu; TTK m. 1186/3 ve 1 uyarınca, yükün brüt ağırlığı esas alınarak hesaplanan üst sınır daha yüksek olup, talep edilen toplam zarar miktarı üst sınırın altında kaldığından zararın tamamımmn talep edilebileceğini sonuç ve kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Dosyaya sunulan …’de mukim dava dışı sigortalı … …. Şti. tarafından düzenlenmiş olan 21/01/2015 tarihli vc … numaralı proforma faturaya göre; …’da mukim dava dışı … System Ltd. Co. isimli firmaya teslim edilmek üzere, toplam … koli içerisinde, brüt 51.994,30 kg. “…” emtiasının 42.163,88 tutar karşılığında “…” şartı ile satıldığı anlaşılmaktadır.
… … tarafından düzenlenen … numaralı konişmentoya göre yükletenin …’de mukim dava dışı sigortalı … …. Şti., alıcının ve ihbar edilenin …’da mukim … System Ltd. Co. olduğu; taşıma konusu olan 51.994,30 kg ağırlığında … koli “…” emtiasının … ve … numaralı 2 adet 40’lık HC konteyner içerisine istiflendiği vc sırasıyla … ve … numaralı mühürlerle mühürlendikten sonra “…” gemisinin … numaralı seferi için 25/01/2016 tarihinde …, … Limanında yüklenerek varış yeri olan…’ın … Limanı’na deniz yoluyla sevk edilmiş olduğu; konişmentonun taşıyan … … adına acentesi sıfatıyla … … tarafından imzalandığı görülmektedir.
Konişmento üzerinde:
… kaydı: Bu kloza göre, emtea konteyner içerisine bizzat yükleten firma tarafından istif edilmiş, yüklenmiş, sayılmış ve sonrasında konteyner kapıları mühürlenmiştir.
CY/CY (Containeryard to Containeryard) kaydı: Bu kloz ise, emteanın içerisinde bulundufeu konteynerin, taşımacı firma tarafından bir limandan alınıp, varış ülkesindeki limana kadar yapı an denizyolu taşımasını ifade etmekte olup, her halükarda liman dışı bir bölgeye yapılacak olan kara taşımasının riski ve sorumluluğu yükletene veya alıcıya ait olacaktır kayıtları bulunmaktadır.
Dosyaya mübrez, “… Müdürlüğü Konteyner Açma-Kapama Tutanağı incelendiğinde ise; … numaralı konteynerin 20/01/2016 tarihinde, … numaralı konteynerin ise 21/01/2016 tarihinde dolu olarak … Lİmanına giriş yaptığı ve … Müdürlüğümün talebiyle her 2 konteynerin tam tespit muayenesi için 22/01/2016 tarihinde CFS sahasına alınmış olduğu ve satıcı firma (… Ltd.) yetkilisi/temsilcisinin nezaretinde, üzerlerindeki orijinal mühürlerin açılarak satıcı firma adına hareket eden liman işçileri tarafından konteynerlardan çıkartılan eşyaların Resmi Kurum memurlarına gösterildikten sonra zarar ziyan verilmeden tekrar satıcı firma adına hareket eden liman işçileri tarafından aynı konteynerlara yüklenerek yeni mühürlerle mühürlenerek kapatılmış olduğu ve işbu tutanağın, Gümrük memuru, … Liman işletmesi yetkilisi ve satıcı/sigortalı firma (… Ltd.) yetkilisi/temsilcisi … tarafından müştereken imzalandığı görülmüştür.
Davalı … … Ltd. Şti. tarafından dava dışı yükleten … … Tic Lld. Şti. adına düzenlenen 27/01/2016 tarih vc 712481 numaralı faturada “navlun bedeli” 3.400,00 USD olarak belirtilmiş olup, fatura üzerindeki bilgilerin … numaralı konşimentodaki bilgiler ile örtüşmekte olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca Davalı … … Ltd. Şti. tarafından dava dışı yükleten … …. Şti. adına düzenlenen 27/01/2016 tarih ve 712482 numaralı faturada “yurtiçi taşıma bedeli” KDV dahil 472,00 TL olarak belirtilmiş olup, fatura üzerindeki bilgilerin … numaralı konişmento ile örtüşmekte olduğu tespit edilmiştir. Bu faturadan da, … ve … numaralı konteynerlerin yükleten … ….’in …’dcki tesislerinden …limanına kadar olan kara taşımasının davalı … Lojistik tarafından yapıldığı anlaşılmaktadır. Dosyaya ibraz edilen elleçleme faturaları incelendiğinde ise; Davalı tarafından düzenlenen işbu … numaralı elleçleme faturasından, … … numaralı konteynerlerin yükleyici dava dışı sigortalı …’nın tesislerine götürülmek üzere kamyon üzerine yüklenmesi ve bilahare konteynerlerin iç dolumu yükleten … Ltd. tarafından yapıldıktan sonra … Limanı’na getirilerek gemiye yüklenmek üzere liman sahasına indirilme işlemlerinin davalı … Lojistik tarafından organize edildiği anlaşılmaktadır. Ancak dosyada alınan son bilirkişi raporunda açıklandığı üzere elleçleme faturası olarak düzenlenen 50,00 USD bedelli faturanın tutarı da dikkate alındığında burada davalı tarafça verilen hizmetin konteynerların kamyona yüklenmesi ve kara yolu taşıması sonrası liman sahasına indirilmesinden ibaret olduğu, konteyner içi yüklemenin ise davadışı sigortalı tarafından yapıldığı mahkemece de kabul olunmuştur. Buna göre; … numarhlı konişmento ile 27/01/2016 tarih ve … numaralı navlun faturasının incelenmesinden, davalı … Lojistiklin dava konusu taşıma bakımından akdi taşıyan sıfatını ve bu sıfatla pasif husumet ehliyetini haiz olduğu; dava dışı …’in ise fiili taşıyan sıfatını haiz bulunduğu mahkemece kabul edilmiştir.
Davacı tarafından dosyaya sunulan ve dava dışı alıcı … tarafından davacıya hitaben düzenlenmiş olan 22/03/2016 tarihli yazıdan, alıcının dava konusu yük hasarı sebebiyle mal bedelini dava dışı sigortalı satıcıya ödemediği; dolayısıyla mal faturasında yer alana CIF kaydına rağmen varlığı iddia edilen zararın dava dışı sigortalı satıcının malvarlığında gerçekleştiği anlaşılmakla, dosyada bulunan … numaralı Nakliyat Emtea Taşıma Sigorta Poliçesi ile … Bankası’na ait 25/03/2016 işlem tarihli dekontun incelenmesinden, davacının dava dışı sigortalısının haklarına TTK 1472 maddesi uyarınca kanunen halef olduğu ve dolayısıyla aktif husumet ehliyetinin bulunduğu kabul olunmuştur.
TTK 1185 maddesi gereği zıya veya hasarın haricen belli olması durumunda en geç eşyanın gönderilene teslimi sırasında, haricen belli olmaması halindeyse eşyanın gönderilene teslimi tarihinden itibaren aralıksız olarak hesaplanacak üç gün içinde taşıyana ihbar edilmesi gerekmektedir. Ancak davacı tarafça yukarıda bahsedilen tutanak dışında dosyaya ihbara ilişkin başkaca bir delil sunulmamıştır. Bu nedenle taşıyanları TTK gereği hasar ihbarının usule uygun yapılmamış olduğu kabul edilmiştir. İhbar yükümlülüğünün yerine getirilmemesi halinde eşyanın konişmentoda yazılı olduğu şekilde teslim edildiği ve herhangi bir zıya veya hasar söz konusu ise bunun taşıyanın sorumlu olmadığı bir sebepten ileri geldiği yönünde iki karine doğmakta olup, eldeki dosyada davacının bu iki karinenin aksini ispat ederek davalıların sorumluluğunu ispatlaması gerekmektedir. … tahliye edilen konteynerlcrin buradan demiryolu ile …’a götürüldüğü ve burada yükün gümrük işlemlerinin tamamlanmasını müteakip ilk önce 23/0202016 tarihinde … numaralı konteynerin, 24/02/2016 tarihinde ise … numaralı konteynerin alıcının deposuna ulaştığı, ancak tahliye için … numaralı konteynerin kapısı açıldığında kolilerin yırtık, içindeki şişelerin kırık ve sızıntılı olduklarının görülmesi üzerine alıcı firma tarafından satıcı firma …’ya 28/02/2016 tarihinde; satıcı sigortalı … tarafından da davalı …’ye 29/02/2016 tarihinde hasar bildiriminde bulunulduğu anlaşılmaktadır. Buna göre davalı taşıyana gönderildiği de şüpheye yer bırakmayacak şekilde ortaya konulamayan 29/02/2016 tarihli ihtar, TTK hükümlerine göre süresinde ve usule uygun bir ihbar olarak kabul edilmemiştir. Bu durumda hasarın davalı taşıyanın sorumluluk sahasında ve onun kusurundan dolayı meydana geldiğini ispat yükü davacı üzerinde bulunmaktadır. Dosyada alınan tüm bilirkişi raporlarında teknik olarak açıklandığı üzere yük hasarına hatalı ve uygunsuz istifleme sebep olmuştur. Dosyada alınan bilirkişi raporları arasındaki esas çelişki ise istiflemenin kimin sorumluluğunda olduğu hususundadır. Bu hususa ilişkin dosyada, davacının sigortalısı dava dışı satıcı …’nın yükleten olarak gösterildiği … numaralı konişmentoda, “yükleten tarafından yüklendi, sayıldı ve mühürlendi” kaydına karşılık, fiilen konteyner içi yüklemesinin davalı tarafından yapılmış olup olmadığı hususunda çelişki doğuran 27/01/2016 tarih ve … numaralı elleçleme faturası bulunmaktadır. Dosyada alınan son tarihli bilirkişi raporundaki uzman bilirkişinin, buradaki 50 USD tutarlı bedelin, konteyner içi yüklemeye ait olamayacak kadar piyasa rayicine göre düşük bir meblağ olduğu ayrıca elleçleme teriminin, konteynerin iç yüklemesini / istiflemesini değil, “konteynerlerin karayolu taşınması için kamyona yüklenmesi veya karayolu taşımasını müteakip liman sahasına indirilmesi işlemleri”ni ifade ettiği tespiti karşısında, konişmento kaydının aksine olarak konteyner içi yükleme ve istiflemesinin davalı tarafından yapıldığının ispatlanamadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, mahkemece, TTK 1185/4 maddesi uyarınca taşıyandan talepte bulun davacıya ait olan, zarara davalı taşıyanın veya fiillerinden sorumlu olduğu kişilerin kusurunun sebebiyet verdiği hususuna ilişkin ispat yükünün yerine getirilemediği kanaatine ulaşılmıştır.
Dosyaya sunulan ve çelişkileri gidermek adına düzenlenmesine karar verilen 17/07/2020 tarihli bilirkişi raporundaki tespitler mahkemece denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunmuş ve dayandıkları gerekçeler ile ulaştıkları tespitler ise mahkemece dosya kapsamı ve deliller ile uyumlu bulunduğundan anılan bilirkişi raporu da hükme esas alınarak davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi açıklanacağı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince peşin alınan 657,40 TL den karar harcı olan 54,40 TL nin mahsubu ile fazla alınan 603,00 TL’nin kesinleşmeye müteakip talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı vekili için takdir edilen 3.400,00 TL red vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Davalı yargı gider toplamı olan 900,00 TL’nin ( 900,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere) davacıdan alınıp davalıya ödenmesine, bakiye giderin davalı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.03/11/2020

Katip …
E- imzalı

Hakim …
E- imzalı