Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/339 E. 2018/217 K. 23.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARETMAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2017/339 Esas
KARAR NO : 2018/217

DAVA : Tazminat (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/02/2017
KARAR TARİHİ : 23/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; sigortalı Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü’ne ait … Römorku müvekkil şirket nezdinde 01.05.2014-01.05.2015 tarihleri arasında … numaralı Tekne Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, sigortalıya ait M/Tug Kurtarma-1 isimli römorkun sefer esnasında iskele ana makine karter havalandırma borusundan aşırı buhar gelmesi üzerine, sigortalı Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü tarafından, ana makine üreticisi … firması Türkiye distribütörü davalı … Tic. A.Ş. ile servis, onarım ve bakım hizmetleri alındığını, davalı tarafından 12.02.2015 tarihinde …’ndaki servis, tamir ve bakım işlemlerinin tamamlandığı belirtilerek; Davalı şirket teknisyenleri ve yetkili servis elemanları eşlik, kontrol ve sorumluluğunda, 13.02.2015 tarihinde 14.10 LMT’de deneme seyrine çıkılmış ve deneme seyri esnasında …’den kademeli olarak …’ye çıkılmış, yağ basıncının 8… (devir)den sonra düşerek, makine düşük yağ basıncı alarmı vererek kendini stop etmesi sonucu ana makinede zarar ve hasar meydana geldiğini, meydana gelen hasar miktarı kadar sigortalı şirket zarara uğradığını, … sayılı Hasar Dosyası ile ekspertiz incelemesi yaptırıldığını, ekspertiz raporu ile dava konusu hasarın, “makinede orijinal yağ filtresi kullanılmamasından kaynaklı yağ filtrelerinin patlaması sonucu filtreye ait parçaların makinenin ana yağ galerisine girdiği ve ana/kol yataklarının sarması” nedeniyle meydana geldiğinin tespit edildiğini, zarar tazminatı 190.000,00 EURO 06.12.2016 tarihinde, 26.769,65 EURO 06.01.2017 tarihinde ve 116.344,34-TL 06.01.2017 tarihinde müvekkil şirket tarafından sigortalı hesabına ödendiğini ve sigortalının haklarına halef olduğunu beyanla sigortalıya ödenen toplam 216.769,65 Euro tazminat bedeli ve 116.344,34-TL tazminat bedellerinin davalıdan tahsiline, dava konusu Euro para cinsinden ödenen toplam 216.769,65 Euro alacağın 190.000,00 Euro alacağa 06.12.2016 ödeme tarihinden, 26.769,65 EURO alacağa 06.01.2017 ödeme tarihinden itibaren; 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca işleyecek EUR para birimi cinsinden mevduata uygulanan en yüksek faiz yürütülmesine, dava konusu Türk Lirası cinsinden ödenen 116.344,34-TL tazminat alacağının 06.01.2017 ödeme tarihinden itibaren ticari avans faizi işletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu … Römorkuna ait makina arızasına ilişkin hasarın 13.02.2015 tarihinde meydana geldiğini, iki yıllık süre 13.02.2017 tarihinde dolmuş olduğunan davanın zamanaşımı nedeniyle reddini talep ettiklerini, her ne kadar işbu davanın konusu römorkün ana makina arızasına ilişkin olarak görülmüş olsa da davanın ana konusu sigorta hukukundan kaynaklanan sigorta şirketinin sigortalısına ödediği tazminatın rücuen tahsiline ilişkin olduğunu, bu nedenle söz konusu davanın Deniz İhtisas Mahkemesi sıfatıyla Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi yerinde olmayıp davanın sigorta hukuku hükümleri esas alınarak Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesini talep ettiklerini, müvekkil şirket tarafından hasarın meydana gelmesinden önce herhangi bir zamanda hasarın meydana gelmesine neden olan arızaya ilişkin herhangi bir hizmet verilmediği gibi periyodik bakım anlaşmamız da bulunmadığını, Makinanın yağ bakımları geminin maliki ve işleteni olan Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü tarafından yapılmış ve üçüncü şahıs firmalara yaptırıldığını, yağ filtresi ve yağ değişim periyotlarının müvekkili şirketin yetkili servis elemanları tarafından yapılmamış olmasından dolayı hasarın meydana gelmesinde müvekkilinin herhangi bir sorumluluğu olmadığını, 28.09.2016 tarihli ekspertiz raporuna ilişkin olarak hasar bedelinin tamamının işbu dava ile talep edilemeyeceği, bazı kalemlerin rücu kapsamı dışında kaldığını Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü’nün de kusurunun olduğunu, yapılan ekspertizin müvekkili şirkete atfedilen kusur yönünden eksik ve hatalı olduğunu, gemide orijinal yağ filtresi seti olduğu beyanı tümüyle gerçek dışı olduğunu, yine piyasa yapımı filtrelerin takıldığı iddiası da gerçek dışı olduğunu, yapılan servis sırasında hiçbir şekilde yağ filtresi değişimi yapılmadığını, gemide orijinal filtre olduğu dava dışı şirket yetkililerince önce beyan edilmiş ancak gemiye gidildiğinde filtre değişimi sırası geldiğinde gemide orijinal filtre olmadığı yan sanayi filtre olduğu belirtilmiş bunun üzerine müvekkil şirket servis teknisyenleri yan sanayi filtreyi takmayı kabul etmediklerini, makina üzerindeki filtrenin orijinal olduğu düşüncesi ile deneme seyrine çıkıldığını ve bu esnada hasar meydana geldiğini, davalı müvekkil şirketin hasarın meydana gelmesinde kusuru bulunmamakta olup , tüm kusur davacı … şirketi tarafından sigortalanan römorkun malikine ait olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Davanın; tekne sigorta poliçesi kapsamında sigortalıya ödenen hasar bedelinin TTK nun 1472.maddesi gereğince davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Mahkemenin görevi HMK ‘nun 114.maddesi gereğince kamu düzeni ile ilgili bir dava şartı olup, HMK’nun 115.maddesine göre yargılamanın her aşamasında resen gözetilmesi gerekmektedir.
6102 sayılı TTK nun 4 ve 5.maddeleri gereğince mahkememizin görevini tayin için öncelikle davanın 6102 sayılı TTK dan veya diğer kanunlardan doğan deniz ticaretine veya deniz sigortasına ilişkin bir dava olup olmadığının saptanması gerekmektedir.
Sigorta rücu davalarında uyuşmazlığın sigortalı ile davalı arasındaki hukuki ilişkinin tabi olduğu yasal hükümlere göre çözümlenmesi gerekmekte olup, eldeki dosyada, uyuşmazlığın davacının sigortalısına ait olan geminin tamir ve bakım hizmetinin davalı servis firması tarafından gereği gibi yerine getirilmemesinden kaynaklanan zarara ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, rücu edilmek istenen zarar sigortalı tekne sahibi ile davalı servis firması arasındaki sözleşmesel ilişkiden doğmuş olduğundan uyuşmazlığın BK ‘da düzenlenen sözleşmeye aykırılık hükümlerine göre çözümlenmesi gerekmektedir.
Mahkememiz mülga 6762 sayılı TTK’nun görev hususunu düzenleyen 4. Maddesinde 20/04/2004 tarih 5136 sayılı kanun ile eklenen son fıkrası ile mülga 6762 sayılı TTK’nun 4. Kitabında yer alan deniz hukukuna ilişkin ihtilaflara bakmak üzere Denizcilik İhtisas Mahkemesi adıyla kurulmuş 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nun 5. Maddesi uyarınca Hakimler ve Savcılar Kurulu 1. Dairesinin 10/07/20123 Tarih 1888 kararı ile kurulan mahkememiz 6102 sayılı TTK’nun 5/2 maddesi gereğince Türk Ticaret Kanunundan ve diğer kanunlardan doğan deniz ticaretine ve Deniz Sigortalarını ilişkin hukuk davalarına bakmakla görevlendirilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15.Hukuk Dairesinin 2018/587 esas ve 2018/479 karar sayılı 27/04/2018 tarihli kararında “Somut olayda uyuşmazlık, “gemi yapım sözleşmesinden” kaynaklanmış olup, taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi mevcuttur. Uyuşmazlığın sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerindeki eser sözleşmesi hükümlerine göre incelenip çözümlenmesi gerekir. Genel mahkemeler (asliye hukuk, sulh hukuk, asliye ticaret) ile denizcilik ihtisas mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisidir. Görev kamu düzeninden olduğundan yargılamanın her aşamasında mahkemelerce ve istinaf incelemesi sırasında bölge adliye mahkemelerince kendiliğinden göz önünde tutulur. Somut olayda, davacı şirketin “tacir” olduğu ve uyuşmazlığın “ticari işletmesi” ile ilgili bulunduğu, davalı Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü’nün ise tacir olmadığı ihtilafsızdır. Bu durumda davanın niteliğine göre davaya bakmak görevi tarafların sıfatı da dikkate alındığında asliye hukuk mahkemesine ait olduğundan mahkemece davanın görev yönünden usulden reddi ile görevli asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken denizcilik ihtisas mahkemesi sıfatıyla bakılıp esas hakkında hüküm kurulması doğru olmamıştır.” gerekçesi ile mahkememizce verilen karar görevsizlik nedeniyle kaldırılmıştır.
Mahkememizin görev alanı 6102 sayılı TTK ‘nun 5.kitabında yer alan deniz ticaretine ve deniz sigortasına ilişkin uyuşmazlıklarla sınırlı olup, yukarıda bahsi olunan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15.Hukuk Dairesinin kararında da belirtildiği üzere eser sözleşmesinden ve satım sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkların tarafların tacir olup olmadıklarına göre Ticaret Mahkemeleri yada Asliye Hukuk Mahkemeleri tarafından çözümlenmesi gerekmektedir.
Bu durumda, dava konusu uyuşmazlığın BK ‘da düzenlenen sözleşmesel ilişkiye uygulanacak hükümlere göre çözümlenmesi gerektiği, tarafların tacir olması nedeniyle 6102 sayılı TTK ‘nun 4.maddesi gereğince görevli mahkemenin Ticaret Mahkemeleri olduğu kanaatine varıldığından, açıklanan nedenlerle mahkememizin görevsizliğine, karar kesinleştiğinde, süresinde, talep halinde dosyanın görevli bulunan İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddine, Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli bulunduğuna, karar kesinleştiğinde, süresinde, talep halinde dosyanın görevli bulunan İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
2-HMK’nun 331/2.maddesi gereğince yargılama giderleri ve vekalet ücreti hususunun görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/05/2018

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip