Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/327 E. 2019/381 K. 26.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO: 2017/327 Esas
KARAR NO: 2019/381

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ: 18/04/2016
KARAR TARİHİ: 26/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı … Aş’ye ait cam emtiasının davalı tarafından yapılacak taşıma işleminin, müvekkil şirket tarafından …poliçe numarası ile sigortalandığını, … ‘a ait cam emtiasının davalı şirket tarafından …’den … ‘a taşınması sırasında hasara uğradığını, meydana gelen hasara ilişkin olarak nakliye acentesi …’in davalı firmaya 18/04/2015 tarihli protesto mektubunda emtianın hasara uğradığını, bu hasarın malın gemiden boşaltılması işlemi sırasında değil daha öncesinde meydana geldiğini belirttiğini, hasar miktarı için yaptırılan ekspertiz incelemesi sonucunda müvekkil şirketçe …’a poliçe kapsamında toplam 21.41,92TL hasar tazminatı ödendiğinden bahisle ödenen tazminatın ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasındaki beyanında dava dilekçesini tekrar ile hasarlanan emtianın deniz yolu ile taşındığını ve hasarın tahliyeden önce meydana geldiğini bildirmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … adlı geminin ahşap kasalardaki cam yükünü … limanına taşınmak üzere sefere çıktığını, geminin 14/04/2015 tarihinde tahliye limanına vardığını, tahliye limanında yükün tahliyesinin yapıldığı sırası, 12 ahşap kasanın içindeki camların kırıldığını, yüke tahliye işlemi yapılırken hasar geldiğinin tespit edildiğini, geminin seferden önce, sefer sırasında ve tamamlanmasından sonra armatör tarafından korunduğunu, yüke taşıma sırasında gelebilecek her türlü hasarı engellemek adına tüm tedbirlerin alındığını, gemi personelinin görevini eksiksiz yerine getirdiğini ve yükü hasarsız olarak tahliye limanına getirdiğini, ancak yüke gelen hasarın tahliye sırasında stevadore diye anılan bağımsız ve sadece tahliyeyle sorumlu firmanın özensizliği nedeniyle meydana geldiği, yükleme ve boşaltma işlemlerinden sorumlu olmadıklarından bahisle öncelikle görevsizlik nedeniyle, kabul görmediği takdirde esastan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın İstanbul Anadolu … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin…Esas sayılı dosyasından başlatıldığı, mahkemenin … E. sayılı dosyasından 25/05/2017 tarih ve … sayılı kararı ile görevsizlik kararı verildiği, kararın istinaf edilmeyerek kesinleşmesi sonrası dosya mahkememize gönderilerek mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılmış ve yargılamaya bu esas üzerinden devam olunmuştur.
Dava; nakliyat sigorta poliçesi ile sigortalı emtianın hasarı nedeniyle sigortalıya ödenen bedelin rücuen tahsili talepli alacak davası olduğu; uyuşmazlığın, tarafların husumet ehliyetleri, hasarın davlının sorumluluğu altında ve davalının kusuru ile meydana gelip gelmediği ve hasar bedelinin rayice uygun olup olmadığı hususlarında toplandığı anlaşılmıştır.
Mahkemece teknik konularda açıklama istemek üzere alınmasına karar verilen Bilirkişi heyetinin 11/10/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; TTK m. 1472 uyarınca davacının aktif husumet ehliyetine sahip olduğunu, davalı taşıyanın pasif husumet ehliyetinin bulunduğunu, 197649615-4 no.lu “Nakliyat Emtia Taşıma Sigorta Poliçesi” ile taşıma sırasında meydana gelebilecek nakliyat rizikolarına karşı sigorta sözleşmesinin kurulduğu ve cam emtiasında oluşan kırılma hasarının poliçe teminatı kapsamında bulunduğunu, dava konusu hasarın, emtianın taşıyanın hakimiyetinde bulunduğu süreçte meydana gelmiş olması nedeniyle, TTK m.l178/(1) ve (2) hükümleri uyarınca davalı taşıyanın meydana gelen hasardan sorumlu olacağını, davacı tarafından davalıdan talep edilebilecek zarar miktarının 7.103,00 EURO karşılığı 20.671,15 TL olması gerekeceği görüş ve kanaatine vardığını bildirmiştir.
Anılan bilirkişi raporuna, davalı vekili müvekkili ile kiracı arasında imzalana çarterparti sözleşmesinde bulunan FİOS kaydı gereği müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını ve hasarın tahliye esnasında stevedore şirketi tarafından gemi ambarında meydana geldiği ve buna ilişkin olaylar çizelgesinin dikkate alınması gerektiğinden bahisle itiraz etmiş olup bu itirazların değerlendirilmesi amacıyla ek rapor alınması yoluna gidiilmiştir.
Bilirkişi heyetinin 16/04/2019 tarihli ek raporunda özetle; kök rapordaki nihai kanaat ve sonuçlarda değişiklik yapılmasına gerek olmadığı ve aynen geçerli olduğunu bildirmiştir. Bilirkişi raporları dosya kapsamı ile uyumlu olup hüküm kurmaya ve denetime elverişli bulunmakla mahkemece de benimsenmiştir.
Tarafların husumet ehliyetleri bakımından yapılan değerlendirmede; davacı sigorta şirketinin halef sıfatını kazanabilmesi için bir sigorta sözleşmesinin mevcut olması, sigortacının himaye kapsamında yer alan riziko sebebiyle meydana gelen zararları ödemiş olması ve dava dışı sigortalının talepte bulunabileceği zararın ortaya çıkmasından sorumlu üçüncü bir kişinin varlığı gerekli olmakla; dosya içeriğinde dava konusu taşımaya ilişkin yer alan bir adet poliçe örneğine göre, davacı sigorta şirketi ile dava dışı …AŞ firması arasındaki 2110 sayılı abonman sözleşmesine bağlı olarak düzenlenen … numaralı “Nakliyat Emtia Taşıma Sigorta Poliçesi” ile taşıma sırasında meydana gelebilecek nakliyat rizikolarına karşı sigorta sözleşmesi yapıldığı; zararın istisna kapsamında yer alan rizikolar sebebiyle meydana geldiğine ilişkin bir delile rastlanılmadığından, ödemenin himaye kapsamında yer aldığı; dosyaya sunulan belgeler arasında … Bankası dekontu incelendiğinde; davacı sigorta şirketinin 10.07.2015 tarihinde dava dışı sigortalı …AŞ’ne … numaralı poliçe kapsamında 7.303,00 EURO tutarında ödeme yaptığı görülmekle, davacı sigorta şirketinin TTK m. 1472 hükmü uyarınca halef aktif husumet ehliyetinin bulunduğu kanaat olunmuştur. TTK m. 1228/2 hükmü gereği konişmento düzenleme yükümlülüğü ve yetkisi taşıyana aittir. Dolayısıyla adı konişmentoda yazılı olan kişi ve/veya konişmentoyu düzenleyen kişi, aksi ispat edilmedikçe taşıyan sayılacağından davaya konu uyuşmazlıkta konişmentoda davalı … A.Ş. ’nin adı yazılı olmakla; taşıyan sıfatının da ona ait olduğu; davalının da taşıyan olmadığına dair bir cevabı bulunmadığından davalının pasif husumet ehliyetinin bulunduğu kanaat olunmuştur.
Eldeki dosyada uyuşmazlık hasarın tahliye operasyonu esnasında mı yoksa taşıma esnasında mı gerçekleştiği noktasında toplanmaktadır. Dosyaya sunulan ve gemi kaptanınca düzenlenen olaylar çizelgesine göre hasarın tahliye operasyonu esnasında meydana geldiği belirtilmekle davaya konu emtiaların alıcısı temsilcisi olan … tarafından da bu belgenin imzalanmış olmasına karşın; olaylar çizelgesini imzalayan …firması tarafından davalı şirkete ait gemi kaptanlığına hitaben düzenlenen protesto mektubu ile, hasarın tahliye operasyonu öncesinde meydana geldiğinin bildirildiği ve kaptan tarafından şerh düşülmeksizin bu belgenin kabul edildiğinin ihbar edimdiği anlaşılmıştır. Bu nedenle davalı vekilinin olaylar çizelgesinin emtiaların alıcısı tarafından imzalanarak kabul edildiği savunmasına mahkemece itibar olunmamıştır zira emtiaların alıcısı tarafından gemi kaptanlığına bahsi geçen protesto mektubunun gönderildiği dosya kapsamı ile sabittir. Bilirkişi raporunda da bahsedildiği üzere hasarın ne zaman meydana geldiği hususu tartışma konusu olmakla, tahliyenin tamamına nezaret eden ve fotoğraflayan … Ltd. (…) sörveyörü tarafından hazırlanan Tahliye Sörvey Raporunun “Kırık oldukları gemi üzerindeyken tespit edilen 12 kasa muhteviyatı cam levhaların sörveyör gözetiminde tahliye edildiği” şeklindeki tespiti ve aynı rapor içerisindeki tahliye sırasında setevdore nedeniyle yükün zarar görmediğinin de belirtildiği hususları ile 04.04.2015 tarihli konişmento üzerinde yer alan emtianın gemiye tam ve hasarsız yüklendiği hususu birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu emtiada meydana gelen hasarın tahliye operasyonu esnasında değil taşıyanın hakimiyetinde bulunduğu süreçte meydana gelmiş olduğu kabul edilmiştir. Davalı vekili müvekkili ile kiracı dava dışı Şişecam firması arasında imzalanan çarterparti sözleşmesinde bulunan FİOS kaydı gereği müvekkilinin hasar nedeniyle sorumluluğu bulunmadığını belirtmekle, FİOS kaydının İngilizce Free In and Out,Stowed kelimelerinin baş harflerinden oluştuğu ve genel ve bilinen anlamı ile gemiye yükleme, gemide istif ve boşaltma masraflarının taşıyana ait olmaması anlamında olduğuna dair bilirkişi raporu mahkemece benimsenmiş olup, her ne kadar bilirkişiler dosya içerisinde çarterpartiyi bulamadıklarını belirtmişseler de, esasen FİOS kaydına dair açıklamaların raporda yapılmış olması nedeniyle bu konu mahkemece eksiklik olarak değerlendirilmemiş ve ek rapor alma yoluna gidilmemiştir. Ayrıca bir an için hasarın tahliye operasyonu esnasında meydana geldiği kabul olunsaydı dahi, davalı tarafın çarterpartide bulunan FİOS kaydı nedeniyle müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığına yönelik savunmasına karşın, gemi kaptanının TTK 1091 maddesi gereğince yükleme ve boşaltma operasyonlarına nezaret yükümlülüğü kapsamında da FİOS kaydının davalının sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı hususu da gözetilerek bilirkişilerce hesap edilen 7.103,00 EURO karşılığı 20.671,15 TL bakımından davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile 20.671,15 TL ‘nin ödeme tarihi olan 15/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Karar harcı olan 1.412,04 TL’den peşin alınan 359,35 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.052,69 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacının peşin olarak yatırdığı 359,35 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı yargı gider toplamı olan 2.985,70 TL’nin (29,20 TL başvurma harcı, 256,50 TL posta gideri ve 2.700,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere) davanın kabul ve reddi oranına göre hesaplanan 2.933,09 TL’sinin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı yargı gider olan 600,00 TL bilirkişi ücretinin davanın kabul ve reddi oranına göre hesaplanan 10,57 TL’sinin davacıdan alınıp davalıya ödenmesine, bakiye giderin davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı için takdir edilen 2.480,53 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7-Davalı vekili için takdir edilen 370,77 TL red vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
8-Bakiye gider avansının kesinleşmeye müteakip talep halinde taraflara iadesine
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır