Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/275 E. 2018/54 K. 22.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)
ESAS NO : 2017/275 Esas
KARAR NO: 2018/54
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ: 23/12/2014
KARAR TARİHİ: 22/02/2018
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle; 5 seneden beri hizmet aldığı marinanın 2013 senesinde 9.452,00 TL sözleşme bedelini keyfi ve fahiş olarak %33,8 zam ile 16.642,00 TL ye çıkardığını, bu fiyat artışının kabul edilmeyip %10,08 fiyat artışı ile 10.500,00 TL ödediğini, kendisine noterden farkı ödemesi hususunda ihtarname çıkarıldığını ancak kanuni süre içerisinde fiyat artışını kabul etmediğini karşı tarafa bildirdiğini belirterek ayıplı hizmet sözleşmesi hususunda karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; görevli mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, taraflar arasındaki bağlama sözleşmesinin 29/09/2012 tarihli olup davacının sözleşmesini imzaladığı 29/09/2012 tarihinde anılan tarihte geçerli olan tarife üzerinden yıllık 9.402 TL ücretlendirildiğini, davacı tarafından bir sonraki yıl döneminde tarifenin yenileneceği 21/09/2014 tarihinden bir gün önce sözleşmesinin erken yenileme opsiyonu ile yenileyerek bir önceki sene kullandığı tarifeyi ikinci sefer kullanıp tekrar yıllık 9.402 TL ücretlendirildiğini, davacı tarafından iyi niyet kurallarına aykırı olarak artışı bertaraf etmek için yenileme döneminden 1 gün öncesinde sözleşme yenileyerek müvekkili şirket aleyhine hareket ettiğini (20/09/2013 tarihli sözleşme), ve bu durumdan kendi lehine sonuçlar çıkardığını, davacı tarafından sözleşmede tarife değişikliğinden bir gün önce yenilendiği nedenle 2 sene üst üste aynı ücretin ödendiğini, 2014 tarihinde yenilenen sözleşmede bir önceki dönem olması gereken bedelin esas alındığını ve bu meblağ 12.647,00 TL olarak belirlendiğini, davacı tarafın imzaladığı sözleşmenin kira sözleşmesi olmadığını belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İstanbul Anadolu 5. Tüketici Mahkemesi tarafından alınan bilirkişi raporunda; davalı Marinanın bağlama hizmeti ücreti ve elektrik birim maliyeti olarak Türkiye ortalaması üzerinde fiyat uyguladığı görülmekle, “EPDK” raporu ile birlikte değerlendirildiğinde verilen hizmetin ayıplı olduğu belirtilmiştir.
Aynı mahkeme tarafından ikinci kez alınan bilirkişi raporunda; taraflar arasında geçerli bir sözleşmenin mevcut olup yenilenen döneme ilişkin olarak taraflar arasında muaraza oluştuğu ve yenileme dönemine ilişkin hakimlikçe sözleşmeye el atılarak Türk Borçlar Kanunu 138.maddesine göre sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasının belirlenebileceği, davacı tarafça davacının sözleşmeye üfe – tefe orannın da artış yapılarak sözleşmeye el atılması ve yenilenen dönemdeki fiyatın hakimlikçe belirlenmesi taleplerinde haklı olduğu ve 2014 yılı sözleşme fiyatının 10.500,00 T olması gerektiği belirtilmiştir.
İstanbul Anadolu 5. Tüketici Mahkemesinin 08/12/2016 tarihli davanın kabulüne dair verilen karar İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin 14/07/2017 tarihli kararı ile kaldırılarak görevli mahkemenini İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu yönünde karar oluşturulmuştur.
İstanbul Anadolu 5. Tüketici Mahkemesi tarafından davanın konusunun davacının davalıdan almış olduğu hizmete ilişkin yapılan fiyat artırımının fahiş olduğu iddiasıyla sözleşmenin yenisi ile değiştirilmesi istemi olduğu yönünde değerlendirme yapılmıştır.
Dosyanın mahkememize İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin kararı sonrası gelmesi ile tarafların beyanları da alınmış ve davanın taraflar arasındaki hizmet sözleşmesi gereğince davacının davalı şirkete 10.500,00 TL dışında davacı tarafından talep edilen bedel yönünden borçlu olmadığının tespitine ilişkin olduğu değerlendirilmiştir.
Mahkememizce tarafların iddia ve itirazları ile davaya konu döneme ait (30/11/2014 – 30/11/2015) dönemleri arasındaki bağlama hizmeti bedelinin dava konusu teknenin özellikleri de değerlendirilmek suretiyle gerek yönetmelikler gerekse uygulama nazara alınarak ne kadar miktar olabileceği hususunun belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
İnceleme sonrası dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporunda; Marina tekliflerinin değerinin Marinaların bulunmuş oldukları lokasyonlar, hizmet kaliteleri, ekipman parkuru, indirim oranları, döviz kuru cinsleri, yeni tekne, eski tekne, bağlama süreleri etkilemekte olduğu bu değerlerin marinalar arasında bu değişiklikler dikkate alındığında çok farklı sonuçların ortaya çıkabildiği bir yıl sürenin sözleşmelerde uygulanan indirim oranları ile 2 ve daha uzun süreli sözleşmelerde uygulanan indirim oranlarının değişebildiği, taraflar arasında mutabakatın olmaması sebebiyle eski müşterilere yeni tarife bedellerinin sözleşme ek maddeleri kapsamında uygulanabildiği, Ataköy Marina için 2013 yılı tarifesine göre bedelin 13.210,23 TL iken davalı Marina için aynı dönem 8.483,00 TL olarak faturalandırıldığı, bu durumun aynı bölgede bulunan Marinalar arasındaki farkı ortaya koyduğu, taraflar arasında ihtilafın söz konusu olduğu, 2014 – 2015 dönemi için davalı Marina tarafından belirlenen bağlama bedelinin fahiş olmadığı, piyasa şartları açısından kabul edilebilir olduğu belirtilmiştir.
Davacı vekili bilirkişi raporuna beyanında; bilirkişi raporunda dava konusu ihtilaf ve dosya içeriğinin göz ardı edildiğini, dosyadaki bilirkişi raporları arasında çelişki olduğunu belirterek raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi gerektiğini belirterek yeni bir heyetten rapor alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili bilirkişi raporuna beyanında; bilirkişi raporunda marina tarafından belirlenen bağlama bedelinin fahiş olmadığı, piyasa şartları açısından kabul edilebilir bir değer olduğu sonuç ve kanaatine varıldığından davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davacı ve davalı vekilleri beyanları, sunulan deliller inceleme sonrası dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamına göre, davacı ile davalı şirket arasında Risus adlı tekneye ait bağlama hizmet sözleşmesinin imzalandığı ve 01/12/2013- 30/11/2014 tarihlerini kapsayan sözleşmenin hizmet ücretinin 9.442,00 TL olduğunun belirlendiği, 30/11/2014 – 30/11/ 2015 tarihlerini kapsayacak bağlama hizmeti bedelinin davalı şirket tarafından 12.647,00 TL olarak belirlendiği ve davacı tarafından bu bedelin 10.500,00 TL sinin kabul edilip kalan miktardan borçlu olmadığının tespitinin talep edildiğinin, dosyadaki İstanbul Anadolu 5. Tüketici Mahkemesinin kararı, karardaki davanın değerlendirilmesi ve İstanbul Bölge Adliye 14. Hukuk Mahkemesinin Tüketici mahkemesi kararının kaldırılması ve tarafların beyanları değerlendirilerek davanın menfi tespit davası olarak görülmesi gerektiği ve taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinin davacıya ait bağlama hizmet sözleşmesi olup söz konusu sözleşmede tarafların serbest iradelerinin geçerli olduğu ve greek TTK hükümlerinin uygulanması gerekse taraflar arasındaki sözleşmenin niteliği gereği hizmet bedelinin artırılmasında ve diğer hususlarda Tüketici yasasının uygulanamayacağı değerlendirilerek söz konusu sözleşme hükümleri ve uygulamalar bu yöndeki yönetmelikler değerlendirilerek davalı tarafından taraflar arasındaki ihtilfalı döneme ait bağlama bedelinin ne kadar olabileceği hususunda bilirkişi nicelemesi yapılmış ve inceleme sonrası dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporunda; marina tekliflerinin değerinin Marinaların bulunmuş oldukları lokasyonlar, hizmet kaliteleri, ekipman parkuru, indirim oranları, döviz kuru cinsleri, yeni tekne, eski tekne, bağlama süreleri etkilemekte olduğu bu değerlerin marinalar arasında bu değişiklikler dikkate alındığında çok farklı sonuçların ortaya çıkabildiği bir yıl sürenin sözleşmelerde uygulanan indirim oranları ile 2 ve daha uzun süreli sözleşmelerde uygulanan indirim oranlarının değişebildiği, taraflar arasında mutabakatın olmaması sebebiyle eski müşterilere yeni tarife bedellerinin sözleşme ek maddeleri kapsamında uygulanabildiği,… Marina için 2013 yılı tarifesine göre bedelin 13.210,23 TL iken davalı Marina için aynı dönem 8.483,00 TL olarak faturalandırıldığı, bu durumun aynı bölgede bulunan Marinalar arasındaki farkı ortaya koyduğu, taraflar arasında ihtilafın söz konusu olduğu, 2014 – 2015 dönemi için davalı Marina tarafından belirlenen bağlama bedelinin fahiş olmadığı, piyasa şartları açısından kabul edilebilir olduğunun belirtildiği ve mahkememizce de bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olduğu değerlendirilerek davalı şirket tarafından davacıya ait tekneye belirlenen bağlama hizmet bedelinin uygun olduğu kanaatine varılarak davanın reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM/Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1- Davanın reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç tarifesi uyarınca 35,90 TL karar harcının ( dava Tüketici Mahkemesinde açıldığından harç yatırılmamış olduğundan ) davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davalı taraf vekil ile temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2.maddesi gereğince tayin olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 78,00 TL posta giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Taraf vekillerince yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın , avansı yatıran tarafa karar kesinleştiğinde resen iadesine,
Dair, davacı asil ile davalı vekilinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde yasa yolu (Yargıtay) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/02/2018

Katip … Hakim …