Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/250 E. 2020/320 K. 24.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2017/250 Esas
KARAR NO : 2020/320
DAVA : Alacak (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/07/2017
KARŞI DAVA : Alacak
KARŞI DAVA T. : 10/08/2017
KARAR TARİHİ : 24/11/2020

Asıl davada davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin plastik hammaddesinin davalı tarafından Kocaeli … limanına taşınmak üzere navlun taşıma anlaşmasını yaptığını, yükün 08,02.2017 tarihinde gemiye yüklendiğini, taşıması yapılan 3 konteyner’den ikisinin zamanında geldiğini, 3.ncüsünün gelmediğini, bir konteyner’in yanlışlıkla Malta limanında indirildiğinin anlaşıldığını, bu hatanın bir sonraki seferde düzeltileceğinin , bir sonraki geminin 06.03.2017 tarihinde limanda olacağının davalı taralından bildirildiğini, davalı tarafından sonradan gönderilen mail yazışması ile geminin 12.03.2017 tarihinde limanda olacağını bildirdiğini, daha sonraki yazışmalarda ise malın 18,03.2017 tarihinde limanda olacağının bildirildiğini ve bu tarihte malın geldiğini, malın geç tesliminden ötürü müvekkilinin ekonomik kayba uğradığını, taşınan yükün plastik hammaddesi olduğunu müvekkilinin malı işleyerek mamül hale getirdiğini, TTK md. l178’e göre taşman malın taşınma süresi kararlaştırılmış ise o süre zarfından teslim edilmesine taşınma süresinin kararlaştırılmamış olması durumunda makui bir süre zarfında malın teslimi gerektiğini aksi halde gecikmenin varlığından bahsedileceğini, geç teslimden ötürü müvekkilinin uğradığı zarar belirlenmek suretiyle fazlaya dair hakkını saklı tutarak 10.000.00TL.nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı-karşı davacı vekili cevap dilekçesinde ve karşı dava dilekçesinde özetle; öncelikle husumet itirazında bulunduktan sonra davacıya ait malların üç adet konteyner’e yüklenerek … A.Ş.ne ait gemiye Rotterdam’da yüklenerek … limanında tahliye yapılmak suretiyle taşındığını, taşıma sırasında bir konteyner’in Malta’da indirildiğini, bunun geminin … limanına gelindiğinde anlaşıldığını, ilgililerle irtibata geçildiğini ve konteyner’in operasyonel sebeple Malta’da indirildiğinin belirtildiğini, konu olan konteyner’in 16.03.2017 tarihinde konteyner’in naklinin gerçekleştirildiğini, bu gelişmelerden davacının haberdar edildiğini, davacının müvekkiline iade faturası düzenlediğini ve son gelen konteyner’in taşıma ücretinin davacı tarafından ödenmediğini, yapılan taşımada meydana gelen aksaklıktan ötürü gecikmeden müvekkilinin sorumlu olmadığını, davanın … A.Ş.(… )’a ihbar edilmesi gerektiğini, müvekkilinin taşımada herhangi bir kusuru veya ihmalinin bulunmadığını, davanın haksız açıldığını reddine karar verilmesini talep etmiş, 27.02.2017 tarihli ve … nolu faturanın davacı tarafından ödenmediğini ve 19.05.2017 tarihinde 3,034.36 TL tutarında iade faturası düzenlendiğini, bedelin belirlenmesi ile tahsiline karar verilmesini belirterek karşı davasının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Karşı davada davacı-karşı davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalının karşı dava açarak navlun bedelinin ödenmesini isteminin dahi kendisinin taşıyan konumunda olduğunun açık bir kanıtı olduğunu, davalı vekilinin müvekkilinin taşınma işini tamamlandığını bildirmekle esasen davalının taşıyan olduğunun kabulü anlamına geldiğini, TTK ‘nun 1178 mad. Gereğince teslimde gecikmeden dolayı taşıyanın sorumlu olduğunun açık olduğunu, bu sorumluluğun yapılacak bilirkişi incelemesi ile ortaya çıkacağını beyanla karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizde açılan iş bu asıl davanın; taraflar arasında imzalanan navlun sözleşmesi gereğince, taşıması yapılan emtiaların geç teslim edildiği iddiası ile uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Mahkememizde açılan karşı davanın, asıl davaya konu edilen taşınmanın yapılmasına rağmen 27/02/2017 tarih, … numaralı fatura bedelinin davacı-karşı davalı tarafından ödenmeyerek 19/05/2017 tarihinde 3.034,36.TL bedelli … numaralı, iade faturası kesildiği iddiası ile 3.034,36.TL’nin davacı-karşı davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Buna göre dosya kapsamında uyuşmazlık, taraflar arasındaki taşıma ilişkisinde geç teslimin söz konusu olup olmadığı, geç teslim nedeniyle davacının zararının bulunup bulunmadığı, karşı dava bakımından ise taşıma bedelinin ödenip ödenmediği hususlarında toplanmaktadır.
Mahkememizce resen seçilen bilirkişiler … ve … tarafından tanzim edilen 02/03/2018 tarihli raporda, asıl dava yönünden: Davacının geç teslim edilen maldan ötürü (TTK md.1178) uğradığını bildirdiği zararı kanıtlaması gerektiği, yukarıdaki rakamların davacının aldığı siparişten yerine getiremediğini bildirdiği ciro rakamları olduğu, kanıtlanması için 2017 yılına ait gelir tablosunun ibraz edilerek şirketin karlılık oranının ne olduğunun, belirlenmesi gerektiği, ve yine eksik teslim ettiğini bildirdiği malların alıcısı olan firmalardan eksik teslim edildiğini iddia ettiği mallara ait olmak üzere; hangi tarihte teslim edilmesi gerektiğinin, malların hangilerinin teslim alındığının veya alınmadığının firmalardan alınacak yazılar, faturalar ve irsaliyeler ile kanıtlanması gerekeceği, karşı dava yönünden: Karşı davada davalının talep etmiş olduğu 3.034.36 TL’yi tahsil etmiş olduğu kayıtlarında da bulunduğundan herhangi bir alacağının olmadığına ilişkin görüş ve tespitlerine yer vermişlerdir.
Tarafların beyan ve itirazları üzerine dosya bilirkişi kuruluna yeniden tevdi edilmiştir. Bilirkişiler tarafından tanzim edilen 11/09/2018 tarihli raporda, Davacı adına taşınan malların bulunduğu 3 adet konteynerin aynı konşimento ile aynı tarihte ve aynı gemiye Rotterdam’ dan yüklenmiş olduğu, diğer 2 konteynerin davacıya 27.02.2017 tarihinde teslim edilmiş olmasına rağmen, aynı konşimentoda yer alan … nolu konteynerin yanlışlıkla Malta’da indirilerek, gecikmeli olarak 18.03.2017 tarihinde teslim edildiği, buna göre makul taşıma süresinin 18 gün aşıldığı, Bu gecikme ile davacının müşterisine veremediği mal miktarı kök raporumuzda belirlemiş olduğumuz gibi 164.315.80 TL olarak belirlenmiş olup, davacı şirketin 2017 Yılı yıllık kar oranına göre yaptığımız hesaplama neticesinde 18 gün olarak belirlenen geç teslimden ötürü davacının oluşan zarar miktarı 1.011.28 TL olarak belirlendiğine dair görüş ve tespitlerine yer vermişlerdir.
Tarafların beyan ve itirazları üzerine dosya bilirkişi kuruluna yeniden tevdi edilmiştir. Bilirkişi kurulu tarafından tanzim edilen 19/04/2019 tarihli raporda, geç yapılan ihracat nedeni ile TL ihracat ve USD cinsi olan ihracat nedeni ile gecikilen günler için elde edilemeyen kar miktarı 4.227.16 TL olarak belirlendiği, Taşınan 3 adet konteynerden 1 adet konteynerde TTK m.1178/4 tahtında “bir gecikmenin var olduğu” değerlendirilmekle, davalının TTK m.l 186/6 tahtındaki sorumluluğu takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere; İade faturası üzerinden ; 3.034,36 TLx 2,5 = 7.585,90 TL, Navlun faturası üzerinden ; 3.200,184 TL x 2,5 = 8.000,46 TL olduğu, şeklinde görüş ve tespitlerine yer vermişlerdir.
Mahkememizce resen seçilen bilirkişiler …, …, … tarafından tanzim edilen 03/01/2020 tarihli raporda, Dava konusu 3 adet konteynerİn ay m konşimento ile aynı tarihte ve aynı gemiye Rotterdam’ dan yüklenmiş olduğu, diğer 2 konteynerin 27.02.2017 tarihinde tahliye (28.02.2017 tarihinde teslim) edilmiş olmasına rağmen, aynı konşimentoda kayıtlı olan … nolu konteynerin yanlışlıkla Malta’da indirilerek, 19.03.2017 tarihinde tahliye (20 Mart 2017’de teslim) edildiği; aynı gemiye, aynı konşimento tahtında yüklenen ve 28.02.2017 tarihinde teslim edilen 2 konteynerin taşıma süresinin Malta’da indirilen konteyner için de makul süre olduğunun kabul edilmesinin gerektiği; buna göre gecikme süresinin 19 gün olduğu, Taraflar arasında geç teslime ilişkin elektronik posta yazışmalarının geç teslimin ihbarı olarak değerlendirilebileceği; Davalının tahsil ettiği navlunlara ilişkin faturalar gereği taşıyanın hak ve sorumluluklarına tabi olduğunun kabul edilebileceği, Taşıma dava dışı fiili taşıyan tarafından gerçekleştirilmiş olsa dahi TTK m. 1191 f.l gereğince davalının taşımanın tamamından sorumlu kalmaya devam ettiği ve geç teslim edilen eşya sebebiyle ortaya çıkan kar kaybından sorumlu tutulabileceği, Davacının kar kaybının toplamda 28.526,13.TL olarak hesaplandığı, TTK m. 1186 f.6 gereğince davalının geç teslimden kaynaklanan sorumluluğunun üst sınırının 3.200,184X 2,5= 8.000,46 TL olarak belirlendiği; bu tutar navlun sözleşmesi uyarınca ödenecek toplam navlunu aşmadığından nihai sınır olarak kabul edilmesinin gerektiği, Davalının karşı dava yönünden talebinde ise daha önceki sayın mahkemeye ibraz edilen bilirkişi raporlarında karşı davada talep edilen navlunun ödendiği tespit edildiğinden davalının karşı davadaki navlun talebinin kabul edilemeyeceği şeklinde görüş ve tespitlerine yer vermişlerdir.
Dava konusu 3 adet konteynerin … gemisi ile Rotterdam’dan Gebze’ye taşınmasına ilişkin … numaralı devredilemez deniz yük senedinde eşyanın yükleme tarihinin 02/10/2017 olduğu kayıtlıdır. (Dosyaya dava konusu eşyaya ilişkin bir de aynı numaralı okyanus taşıması ve multimodel taşıma konişmentosu sunulmuştur; ancak bu konişmento nüshasında düzenleyen …’ın imzası veya herhangi bir imza bulunmamaktadır.) Deniz yük senedi dava dışı …’ın acentesi sıfatıyla … tarafından imzalanmıştır. Dava konusu eşyaların teslimine dair ordinolar da …’a izafeten … Denizcilik tarafından imzalanmıştır. Dosyaya davalı … Denizcilik tarafından davacı aleyhine düzenlenen navlun faturaları sunulmuş olup bu faturalar dava konusu konteynerlerin deniz yolu ile taşınmasına ilişkin navlun bedellerini konu almaktadır. Davalı … Denizcilik de dilekçelerinde navlun tahsil etmiş olduğuna ilişkin herhangi bir itiraz ileri sürmediğinden davalı … Denizcilik’in TTK 921 maddesi gereğince taşıyanın hak ve yükümlülüklerine tabi olduğu kabul edilmiştir. Davalı vekili her ne kadar taşımanın fiilen kendisi tarafından icra edilmemiş omasından bahisle pasif husumet itirazında bulunmuşsa da; taşımanın fiilen davacı tarafça ifa edilmediği anlaşılmakla birlikte, TTK 1191/1 maddesi gereğince taşımanın tamamı veya bir kısmı taşıyan tarafından bir başka kimseye (fiili taşıyana) bırakılsa dahi (akdi) taşıyan taşımanın tamamından sorumlu kalmaya devam eder hükmü gereği davalının pasif husumet ehliyetini haiz olduğu mahkemece kabul edilmiştir.
Dosya kapsamında uyuşmazlık, geç teslimin söz konusu olup olmadığı noktasında toplanmakla, davacı adına taşman malların bulunduğu konteynerlar 3 adet olup, bu konteynerlerin bir adedi (uyuşmazlığa konu … numaralı konteyner) yanlışlıkla Malta’da limanda indirilerek gecikmeli olarak davacıya 18/03/2017 tarihinde teslim edilmiştir. Yapılan yükleme ise 08/02/2017 tarihindedir. Dava konusu olmayan iki adet konteynerin davacıya teslim edilebileceği en erken tarih (… tarafından dosyaya gönderilen 11/01/2018 tarihli dilekçe ekindeki geminin yanaşma tarihlerine göre) 27/02/2017’dir. Malta limanında indirilen konteynerin tahliye tarihi ise 19/03/2017’dir. Davacı adına taşınan malların bulunduğu 3 adet konteynerin aynı konşimento ile aynı tarihte ve aynı gemiye Rotterdam’ dan yüklenmiş olmasına ve diğer 2 konteynerin davacıya 27/02/2017 tarihinde teslim edilmesine göre, aynı konşimento tahtında yüklenen konteynerler için, makul sürenin ilk teslim edilen konteynerlerin taşındığı süre olarak kabul edilmesi gerekmektedir. … tarafından dosyaya sunulan gemi hareketi bilgilerinde süresinde teslim edilen konteynerlerin tahliye tarihi 27/02/2017 olmasına rağmen teslim ordinosunda teslim tarihi 28/02/2017’dir. Geç teslim edilen konteyner bakımından ise …’un gönderdiği belgede tahliye tarihi 19/03/2017 olarak belirtilmekle beraber ordino tarihi 20/03/2017’dir. Buna göre teslimde gecikmenin olduğu dosya kapsamına göre sabittir. Eşyanın tesliminin geciktiği süre hesaplanırken boşaltmanın tamamlanıp fiilen yükün davacıya teslim edilebileceği en erken tarihin dikkate alınması gerektiği dosyaya rapor sunan bilirkişilerce belirtilmiştir. Dava dışı … A.Ş. tarafından dosyaya gönderilen 11/01/2018 müzekkere ekindeki belgede taşıma konusu … ve … numaralı konteynerlerin tahliye tarihlerinin 27 Şubat 2017, dava konusu … numaralı konteynerin ise 19 Mart 2017 olduğu kayıtlıdır. Buna göre, teslimin geciktiği süre 19 gün olarak kabul edilmiştir.
TTK 1178/2 maddesi gereğince taşıyan eşyanın geç teslim edilmesinden kaynaklanan zararlardan sorumludur. Geç teslim, navlun sözleşmesinde eşyanın taşınması için bir süre kararlaştırılmış olması halinde bu sürede, aksi halde olayın özelliklerine göre tedbirli bir taşıyandan eşyanın tesliminin makul olarak istenebileceği süre içinde teslim edilmemiş olmasıdır (TTK m. 1178 f. 4). Dava konusu olayda birden fazla konteynerin aynı gemi ile taşınması söz konusu olduğundan yukarıda açıklandığı üzere, diğer iki konteynerin taşındığı süre daha sonra teslim edilen konteynerin taşınması bakımından makul olan süre olarak değerlendirilmiş ve taşıyan olan davalının geç teslimden sorumluluğu bulunduğu kabul edilmiştir.
Dosyaya sunulan taraflar arasındaki elektronik posta yazışmalarında da davalının söz konusu konteynerin ara limanda hata ile indirilmiş olduğunu, başka bir gemi ile varma limanına ulaştırılacak olduğunu kabul ettiği, diğer yazışmalarda da tarafların (geç) teslim tarihi hususunda uyuşmazlık yaşadıkları görülmektedir. Her ne kadar davacı dava konusu konteynerin başka bir gemi ile teslim edilecek olduğundan haberdar edilmiş olsa da bu husus geç teslim sebebiyle uğradığı zararları talep hakkından feragat ettiği anlamına gelmeyecektir. Geç teslim sebebiyle talep edilebilecek zararın cinsi bakımından herhangi bir kısıtlama söz konusu olmadığından gönderilenin geç teslim ile uygun illiyet bağı içinde olan tüm zararlarının talep edilmesi mümkündür. Dolayısıyla davacının davaya konu ettiği kar kaybının geç teslim sebebiyle uğranılan ve talep edilebilecek zararlar kapsamında olduğu benimsenmiştir. Bu doğrultuda mahkemece verilen görev kapsamında düzenlenen 03/01/2020 tarihli rapor ile kapsamlı zarar hesabı yapılmış olup mahkemece de bu rapor denetime elverişli, dosyadaki deliller ile uyumlu bulunarak benimsenmiştir. Ancak taşıyanın geç teslimden kaynaklanan sorumluluğunun üst sınırına ilişkin TTK 1186/6 maddesinin “taşıyanın, taşıma süresinin aşılmasından doğan sorumluluğu, geciken eşya için ödenecek navlunun iki buçuk katı ile sınırlıdır; şu kadar ki, bu tutar, navlun sözleşmesine göre ödenecek toplam navlun miktarından fazla olamaz. ” hükmü gereği ; geç teslim edilen eşyanın sevki için söz konusu olan navlunun iki buçuk katı tazminatın üst sınırıdır ve bu miktar tüm eşya için kararlaştırılan navlunu aşamaz. Dolayısıyla dava konusu olay bakımından taşıyanın sorumlu olduğu üst sınır geciken konteynere ilişkin dosyaya sunulan 27/02/2017 tarih ve … numaralı navlun faturası gereği navlun bedeli olan 3.200,184 TL’nin (davalı … Denizcilik tarafından düzenlenen navlun faturasında konteynerler için birim navlun tutarı bu bedel olarak belirlenmiştir.) 2,5 katıdır. Bu durumda davalı taşıyanın geç teslimden kaynaklı sorumluluğunun üst sınırı 3.200,184X 2,5= 8.000,46 TL’dir. Bu tutar toplam navlun miktarı olan 9.600,55 TL’yi aşmadığından hükmün ikinci kısmının değerlendirilmesi gerekmemektedir.
Dosyaya geç teslim edilen konteynerin navlun bedeline ilişkin 19/05/2017 tarihli iade navlun faturası da sunulmuştur. Geç teslim edilen konteynerin teslim tarihinin 18/03/2017 ve iade fatura tarihinin 19/05/2017 olduğu dikkate alındığında navlun sözleşmesinin geç de olsa ifa edilmesinden sonra iade faturasının düzenlendiği anlaşılmaktadır. Esas dosya davacı vekilinin beyanının aksine navlun alacağının geç teslim sebebiyle düşmüş olduğunun kabul edilmesi mümkün değildir; zira taşıyanın hangi hallerde navlun alacağının düşeceği TTK 1199. maddesinde düzenlenmiştir. Eşyanın hasar, zıyaa uğraması veya geç teslim edilmesi taşıyanın navlun alacağını ortadan kaldırmaz; bununla birlikte yükle ilgilinin taşıyana karşı tazminat talep hakkı söz konusu olur. Dosyaya sunulan 02/03/2018 tarihli Bilirkişi Raporu’nda yapılan taraflara ait ticari defter incelemelerinde ise karşı davaya konu olan davalının geç teslim edilen konteynere ilişkin navlunu tahsil etmiş olduğunun tespit edildiği belirtildiğinden, her ne kadar iade faturası düzenlenmiş olsa dahi, navlunun tahsil edilmiş olduğu anlaşıldığından, davalının karşı dava olarak talep edeceği herhangi bir navlun alacağı söz konusu değildir. Bu nedenle karşı dava bakımından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Esas dava bakımından ise, yukarıda açıklandığı üzere, geç teslimin sabit olduğu, geç teslim nedeniyle davacının kar kaybının geç teslim sebebiyle uğranılan ve talep edilebilecek zararlar kapsamında olduğu kabul edilmekle birlikte yapılan hesaplama mahkemece de benimsenmiştir ancak, TTK 1186/6 maddesi gereğince taşıyanın, taşıma süresinin aşılmasından doğan sorumluluğu, geciken eşya için ödenecek navlunun iki buçuk katı ile sınırlı olduğundan, esas davanın kısmen kabulü ile karşı davanın reddine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM :
1-Esas davanın kısmen kabulü ile; TTK 1186/6 maddesi uyarınca 8.000,46 TL ‘nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
2-Karşı davanın REDDİNE,
3-Asıl dava sebebiyle 546,51.TL karar harcı alınması gerektiğinden peşin alınan 170,78.TL ve 453,00.TL ıslah harcı olmak üzere toplam 623,78.TL’den düşümü ile artan 77,27.TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacı-karşı davalıya İADESİNE,
4-Karşı dava sebebiyle 54,40.TL karar harcı alınması gerektiğinden peşin alınan 55,00.TL’den düşümü ile artan 0,60.TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davalı-karşı davacıya İADESİNE,
5-Asıl davada, davacı-karşı davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT hükümlerine göre hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan tahsili ile davacı-karşı davalı tarafa VERİLMESİNE,
6-Asıl davada, davalı-karşı davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden 02/01/2020 tarihli Resmi Gazetede Yayınlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümler’in 13/3 maddesi de gözetilerek karar tarihindeki AAÜT hükümlerine göre hesaplanan 4.080,00.TL vekalet ücretinin davacı-karşı davalıdan tahsili ile davalı-karşı davacı tarafa VERİLMESİNE,
7-Karşı davada, davacı-karşı davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT hükümlerine göre hesaplanan 3.034,36-TL vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan tahsili ile davacı-karşı davalı tarafa VERİLMESİNE,
8-Davacı-karşı davalı tarafından peşin ve ıslah harcı olarak yatılarak asıl davada karar harcı olarak mahsup edilen 546,51.TL’nin davalı-karşı davacıdan tahsili ile davacı-karşı davalıya VERİLMESİNE,
9-Davacı-karşı davalı tarafından sarf edilen 31,40.TL başvuru harcı, 5.700,00.TL bilirkişi ücreti, 171,00.TL posta masrafı olmak üzere toplam 5.902,40.TL’nin tarafların haklı ve haksız çıktıkları oran da nazara alınarak ve takdiren 1.292,81.TL’sinin davalı-karşı davacıdan tahsili ile davacı-karşı davalıya VERİLMESİNE,
10-Davalı-karşı davacı tarafından yapılan yargılama masrafının davalı-karşı davacının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
11-Tarafların yatırdığı gider avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/11/2020

Katip …

Hakim …