Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/248 E. 2019/388 K. 03.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2017/248 Esas
KARAR NO : 2019/388
DAVA : İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/03/2017
KARAR TARİHİ : 03/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile müvekkil şirketin, müvekkil şirketin müşterisi … San.ve Tie. A.Ş’ye ait 2 adet paletin davalı şirket tarafından Hindistan’a deniz yoluyla taşınması konusunda anlaştığını, paletlerden birinin Hindistan’a ulaştığını, diğerinin dava dışı 3.firma olan … A.Ş’nin yükleriyle birlikte Dubai’ye gönderildiğini, …’ın, paletin Hindistan’a gönderilmesi işini organize ettiğini, …’ın müvekkil şirkete anılan hizmetler için 4.591,00- ABD Doları tutarında “Deniz İhracat Navlunu” ve 75,00 ABD Dolan tutarında “Konşimento Ücreti” açıklamalı 2 adet fatura tanzim ettiğini, … ile yapılan görüşmeler neticesinde 438,50 ABD Dolar tutarında indirim yapıldığını, müvekkili şirketin …’a anılan tutarda iade faturası düzenlediğini, kalan 4.227,50 ABD dolarını ödediğini, müvekkili şirketin ilave masrafları davalıya rücu ettiğini, 4.227,50 ABD Doları tutarında 07/09/2016 tarih ve … notu faturayı davalıya tebliğ ettiğini, davalının iade faturası keserek faturayı iade ettiğini, müvekkilinin … Noterliği’nin 27/09/2016 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile iade faturasına itiraz ettiğini, davalıya iade ettiğini, süreç devam ederken müvekkil şirkete yurtdışı masrafı olarak ilave 55,19 tutarında masraf yansıtıldığını, müvekkilin bunu Hindistan’daki şubesi … Ltd’ye fatura karşılığı ve mahsuplaşmak suretiyle ödediğini, davalıya fatura ettiği, davalının bu faturayı da ödemediği ve iade ettiğini, davalının anılan hatanın gümrükçüden kaynaklandığını iddia ettiğini belirterek davalının icra takibine vaki haksız itirazının iptali ile icra takibinin devamını, %20 icra inkar tazminatı ile ücret-i vekalet ve dava masraflarının davalıya tahmiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddia ettiği zararı bakımından müvekkilinin hiçbir dahli bulunmadığından husumet itirazlarının bulunduğunu, zamanaşımı def’inde bulunduğunu, müvekkilinin üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirerek iki palet yükü eksiksiz ve hatasız bir şekilde Hindistan’a ulaştırdığını, davacı tarafından müvekkile verilen talimatın, 2 kap yükün Ankara’daki … firmasından Chennai’deki Ata firmasına gideceğinden ibaret olduğunu müvekkilinin yükleme, gümrükleme ve nakliye işlerinden sorumlu olmadığını, müvekkiline ait 2 kap yük ile … firmasının taşıyacağı 1 kap olmak üzere toplamda 3 kap yükün aynı esnada aynı nakliye aracı ile taşındığını ve farklı yerlerdeki limanlarda bulunan depolara davacının nakliyecisi ve gümrükçüsü tarafından teslim edildiğini, üzerinde marka, numara vs gibi hiçbir detay bulunmayan kapların bu esnada karışmış olabileceğinin düşünüldüğünü belirterek davacının iddia ettiği zarara müvekkili tarafından sebep olunmaması sebebiyle davanın reddini, %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı ile tüm yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Dava; Davalı tarafça deniz taşıması gerçekleştirilmesi için anlaşılan emtialardan birinin yanlış limana götürülmesinden kaynaklanan zararın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali davası olduğu; uyuşmazlığın; davanın zamanaşımı süresi içerisinde açılıp açılmadığı, davalının pasif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı, davacının zararının bulunup bulunmadığı ve zararın miktarı ile bu zarardan davalının sorumlu olup olmadığı hususlarında toplandığı anlaşılmıştır.
… İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde; 25/10/2016 tarihinde davacı alacaklının davalı borçlu aleyhine 4.282,69 USD asıl alacak bakımından ilamsız icra takibine başladığı, ödeme emrinin davalı borçluya 27/10/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun yasal süre içerisinde 02/11/2016 tarihinde borca itiraz ettiği, davanın İİK 62 maddesi gereği yasal 1 yıllık süre içerisinde 07/03/2017 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi heyetinden alınan 28/03/2018 tarihli raporda özetle; tarafların 2016 yılı ticari defterlerine ait açılış ve kapanış onaylarını elektronik defter kullanımları nedeniyle GİB (Gelir İdaresi Başkanlığı)’den süresi içinde alınan açılış ve kapanış beratlarıyla, 2016 yılı envanter defterlerini süresi içinde notere açılış tasdiki yaptırmak suretiyle yaptırdığı, defterleri usulüne uygun tuttuğu, ticari defterlerinin delil niteliği bulunduğunu, dava dışı … firması tarafından davacı adına düzenlenen faturalar iie …’a düzenlenen iade faturasının davacı ticari defterlerine kaydedildiğini, dava dışı … tarafından düzenlenen faturalar tutarının 4.666,00 USD olduğunu, davacı tarafından dava dışı … adına düzenlenen iade faturasının 438,50 USD olduğunu, iade faturası sonrası … alacağının 4.227,50 USD (12.736,01 TL) olduğunu, davacı tarafından ödemenin yapıldığını, davacının takibe konu faturaları ticari defterlerine kaydettiğini, davalı tarafından düzenlenen 4.227,50 USD bedelli iade faturasını kaydetmediğini, davalının takibe konu faturaları ticari defterlerine kaydettiği, akabinde, aynı tutarlı fatura düzenlediğini, davacı tarafından emtianın farklı yere taşınması nedeniyle kaynaklandığı belirtilen giderlerin davalıdan talep edilip edilemeyeceğinin ve faiz hesabının teknik değerlendirmeye ilişkin eksikliklerin giderilmesi sonrası saptanabileceği belirtilmiştir.
Bilirkişi heyetinden alınan 14/01/2019 tarihli raporda özetle; konteyner iç yüklemesinin davacı tarafından yapılmış olduğu kanaatinin oluştuğunu, davalı tarafından düzenlenen konşimentoda yükletenin davacı … firması olarak gösterildiği ve “shippers load stow and count” yani yükleten tarafından yüklendiği, istiflendiği ve sayıldığı kayıtları ile de konteyner içi yüklemesinin, ara konşimentoda yükleten olarak gösterilen davacı firma (yükleten) tarafından yapıldığının kayıt altına alınmış olduğunu, taşıyanın yükü varma yerinde ilgilisine teslimle mükellef olduğunu, yükün belirlenen yerden başka bir yerde gemiden indirilmesinin taşıyanın sorumluluğuna yol açtığını, taşıyanın kendisinin veya adamlarının kusurunun bulunmadığını ispatlayarak sorumluluktan kurtulabileceğini, yükün diğer yüklerden ayrılmasını sağlayan “markalama” işleminin yükleten tarafından yapılması gerektiğini, dosya içeriğindeki yazışmalardan markalama işleminin yapılmasının istendiğinin anlaşıldığını, yükün markalamasında eksiklik bulunduğu ve bu hususun yükün yanlış yerde indirilmesine yol açtığının ortaya konulması halinde taşıyanın sorumluluktan kurtulabileceğini belirtilmiştir.
Bilirkişi heyetinden alınan 21/06/2019 tarihli ek raporda özetle; davacının davalı aleyhine 24/10/2016 tarihinde başlatmış olduğu ilamsız takipte; 4.282.69 USD asıl alacak (13.206,54 TL), 47.84 USD takip öncesi faiz (147.52 TL) olmak üzere toplamda 4.330,53 USD (13.354,06 TL) talep ettiği, Yapılan hesaplamada; icra takibine konu olan miktar bakımından; 4.282.69 USD asıl alacak (13.206,54 TL), 14,75 USD takip öncesi faiz (45.48 TL) olmak üzere toplamda 4.297,44 USD (13.252,02 TL) talep edebileceğini, davacının asıl alacağına takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi gereğince USD para borcunun faizinde Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının uygulanacağı bu oranın yıllık %2,65 rranlı olduğu belirtilmiştir.
Dosyaya sunulan ve davacı … firması tarafından düzenlenen v numaralı ana konişmentoya göre; yükleten, dava dışı satıcı …; alıcı, dava dışı … ; teslim acentesi, … gemi, …; yükleme limanı, Ambarlı; tahliye limanı, Chennai; konteyner numarası, …; yük ise 2 palet filtredir. Kapıdan kapıya düzenlenen konşimentoda LCL kaydının bulunduğu görülmektedir. LCL kavdı; “Less Container Load” olarak kullanılan ve “Parsivel Konteyner Yükü” olarak bilinen bu kayık konteyner içerisindeki yükün birden fazla yük sahibine veya alıcıya ait olduğunu göstermektedir.
Dosyaya sunulan 16.06.2016 tarihli … numaralı ara koşimentoya göre; yükleten, davacı …; alıcı, … İndia; teslim acentesi, … Logistics; gemi, …; yükleme limanı, …; tahliye limanı, …; konteyner numarası, …; yük ise 2 palet filtredir. Konşimentoda konteynerin full olduğuna dair FCL ve/veya parsiyel olduğuna dair LCL kayıtlarının bulunmadığı, bununla birlikte, “shippers load stow and count” yani yükleten tarafından yüklendiği, istiflendiği ve sayıldığı kayıtlarının bulunduğu görülmektedir. Bu kapsamda davacı tarafından düzenlenen ana konşimentoya göre, dava konusu yükün ana ve ara konşimentoda adı geçen konteynere parsiyel olarak yüklendiği anlaşılmıştır. Davalı tarafından düzenlenen ara konşimentoda, yükün parsiyel olarak yüklendiği kayıt altına alınmamıştır. Ara konşimentoda “shippers load stow and count” yani yükleten tarafından yüklendiği, istiflendiği ve sayıldığına dair kayıt yer almaktadır. Ancak dosyada yükün, konteynere parsiyel olarak yüklendiği uyuşmazlık konusu olmayıp bu husus sabittir. Buna göre; davalının, davacıya ait emtiaları kendi yükleri ile birlikte kiraladığı bir konteyner ile taşımayı üstlenen bir co-loader firma olduğu ancak davaya konu taşıma için davalının, dava dışı … firması ile anlaştığı tespit olunmuştur.
Dosyada yapılan tespitler sonrası, çözümü gereken esas uyuşmazlık; davcıya ait yüklerin hangi aşamada ve kimin sorumluluğunda karıştığı ve farklı bir limana taşındığıdır. Dosyada alınan bilirkişi raporlarında bilirkişilerce gözden kaçırılan husus davacıya ait 3 palet emtiadan 2 paletin davalı tarafça taşınması hususunda anlaşıldığı ve karışan paletlerin birbirinden ayrı ve uzakta 2 ayrı gümrükten geçerek farklı gemiler ve farklı firmalarla taşındığı hususudur. Bilirkişiler dosyaya sunulan raporlarında davaya konu emtiaların markalama ve etiketlemesinin yapılıp yapılmadığının tespiti gerektiği yönünde görüş bildirmiş ve mahkemece de bu yönde araştırma yoluna gidilmiştir. Ancak esasen dosyadaki bilgiler ışığında markalama yapılmış olmasının ya da olmamasının bir ehemmiyeti bulunmamaktadır. Zira ; dosyaya sunulan 16.06.2016 tarihli … numaralı ara koşimentoya göre, konteynerlar yükleten davacı …tarafından yüklenmiş, sayılmış ve istiflenmiştir. Her ne kadar dosyada alınan 28/03/2018 tarihli bilirkişi raporuna bu kayıt tek bir konteynırın tek bir yükleten tarafından istiflenmesi halinde geçerli olacağı belirtilmekle, somut uyuşmazlıkta konteynırın parsiyel taşımaya ilişkin olması ve birden fazla yükletene ait emtiaların aynı konteyner içerisinde taşınması söz konusu olması nedeniyle bu kaydın geçerli olamayacağı değerlendirilmişse de, gözden kaçan husus dosyada emtiaların dava dışı yükleten firmadan alınarak gemiye yüklenecek limanlara taşınması işinin davalı tarafça veya adamlarınca yapıldığına dair dosyaya herhangi somut bir delil sunulmamış olmasıdır.
Taraflar arasındaki sorun, parsiyel olarak konteyner içerisine yüklenmiş bulanan yükün bir kısmının varma yeri olan Hindistan yerine Dubai’ ye gönderilmesinden kaynaklanan zararların giderilmesine yöneliktir. Bilindiği gibi, TTK uyarınca, taşıyan teslim aldığı yükü varma yerinde ilgilisine teslim etme mükellefiyeti altındadır. Burada sorun olan husus, yanlış teslime yol açan olgunun ne olduğunun tespitidir. Ancak taraf vekillerinin ortak kabulünde olduğu gibi, emtiaların tamamı aynı konteynera yüklenip yanlış limanda yanlış emtia tahliye edilmiş değildir. Hindistan yerine Dubai’ye taşınan emtia farklı bir limandan farklı bir gemiyle farklı bir firma tarafından frklı bir gümrükten geçerek taşınmıştır. Bu durumda davalı gemiye yüklenen ve kendisine teslim edilen emtiayı ilgilisine teslim etmiştir. Dosyada ise yukarıda da bahsedildiği gibi dava dışı … Firmasından alınan emtiaların limanlara taşınması işinin davalı tarafça gerçekleştirildiğine dair dosyaya herhangi bir delil sunulmamıştır. Davacı her ne kadar yükleme sorumlusunun davalı tarafça belirlendiğini, taşınacak emtiaların markalandığını ve bu nedenle yanlış emtianın taşınması nedeniyle davalının yükleme esnasında gerekli nezareti yapmaması nedeniyle sorumluluğunun bulunduğunu belirtmişse de; dosyada celp edilen dava dışı … firmasınca emtiaların markalandığına ve etiketlendiğine dair açıklamalarda bu husus kesin bir şekilde ispatlanamamıştır. Zira dava dışı … tarafından davaya konu emtialara ilişkin fotoğraf sunulmamış ve genel uygulamalara ilişkin bir fotoğraf sunulmakla sunulan fotoğrafta ayırt edici bir marka ya da etiket bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle davaya konu emtiaların farklı limana taşınması nedeniyle davalının sorumluluğunun bulunmadığı kabul edilerek davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince peşin alınan 127,79 TL den karar harcı olan 44,40 TL nin mahsubu ile fazla alınan 83,39 TL’nin kesinleşmeye müteakip talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı vekili için takdir edilen 2.725,00 TL red vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/10/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır