Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/246 E. 2018/493 K. 17.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2017/246 Esas
KARAR NO : 2018/493

DAVA : Menfi Tespit (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/05/2016
KARAR TARİHİ : 17/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … AŞ tarafından müvekkili hakkında … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden 6.000,00 TL cari hesap alacağına dayalı olarak icra takibi başlatıldığını, ancak müvekkilinin takip alacaklısına böyle bir borcunun bulunmadığını, davalının muhasebe kayıtlarında yapılan hatadan ötürü müvekkilinden alacaklı göründüğünü, davalı yanın kendi hesapları arasında virman yaparken müvekkilinin hesabından 6.000,00 TL alacak virmanlaması gerekirken ters işlem yaparak borçlu hale getirdiğini, bu nedenle cari hesap kayıtlarındaki yanlışlıktan ötürü müvekkilinin borçlu göründüğünü, bu hususun muhasebe kayıtlarının incelenmesi sonucu anlaşılacağını ileri sürerek müvekkilinin icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespiti ile davalının haksız ve kötüniyetli olarak takip yapması nedeniyle dava değerinin % 20 ‘sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflararasında uzun süreden beri devam eden ticari ilişkinin bulunduğunu, davacı yanın, muhasebe kayıtlarında hata olduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davacının müvekkili şirket nezdinde tutulan kayıtlara göre 4.447,42 TL hesap bakiyesi ile 1.552,58 TL kur farkından kaynaklanan borcunun bulunduğunu, borcun ödenmemesi nedeniyle davacı hakkında icra takibi başlatıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava; cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin olup, dava konusu olan … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinden, davalı … Lojistik şirketi tarafından 6.000,00 TL alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte dosyamız davacısı … Tekstil firmasından tahsili için 21/03/2016 tarihinde genel haciz yoluyla icra takibi başlatıldığı, takibe borçlu tarafından itiraz edilmemesi nedeniyle takibin kesinleştiği anlaşılmıştır.
Taraflar vekillerinin beyanlarından davacı ile davalı arasında uzun sürede beri devam eden ticari ilişkinin bulunduğu anlaşılmakta olup, dosyadaki uyuşmazlığın bu ticari ilişki sebebiyle takip alacaklısı davalının davacı şirketten cari hesap alacağının olup olmadığı, bu hususta davacının ticari defterlerinde muhasebe hatası yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmaktadır.
Uyuşmazlığın çözümü açısından her iki yanın ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiş olup, bu konuda düzenlenen 30/12/2016 tarihli birinci bilirkişi raporunda; davacı taraf defterlerinin ibraz edilmediği, incelenen davalı defterlerinde dava konusu yapılan 6.000,00 TL alacağın garanti çekinden kaynaklandığı, kayıtlarda yer alan 6.000,00 TL tutarındaki çekin garanti çeki olmasına karşın davacıdan yapılan tahsilat olarak davacı hesabına sehven alacak olarak kaydedildiği, sonradan gümrükçü tarafından çekin depo çeki olduğunun belirtilmesi üzerine iadesinin yapıldığı, ancak hesabın açık kaldığı, bu nedenle davalının 6.000,00 TL alacaklı gözüktüğü, davalı vekili tarafından USD ve TL hesaplarından dolayı 4.447,42 TL alacak ile 1.552,58 TL kur farkı alacağının olduğu belirtilmiş ise de, davalı kayıtlarında böyle bir alacağın tespit edilemediği belirtilmiştir.
Davacı şirketin defterlerinin … Asliye Ticaret Mahkemesi kanalıyla incelenmesi sonucu düzenlenen raporda ise; taraflararasında ticari ilişkinin mevcut olduğu, davacının ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle davacının davalıya 10.494,46 TL borçlu gözüktüğü, 6.000,00 TL tutarlı depozito çekinin ise davacı defterlerinde yer almadığı belirtilmiştir.
16/10/2018 tarihli üçüncü bilirkişi raporunda da; davalı şirketin 2014 yılı içerisinde davacı adına 19 adet toplam 11.049,28 USD karşılığı 23.903,47 TL tutarında fatura tanzim ettiği, faturaların ticari defterlerinde davacıya ait hesaba borç olarak kaydedildiği, davacının talimat yoluyla incelenen defterlerinde ise 9 adet 4.773,46 USD karşılığı 10.494,42 TL fatura bedellerinin davalı hesabına alacak olarak işlendiği, davalı tarafından 2014 yılı içerisinde tanzim edilen 10 adet faturanın ise davacı defterlerine işlenmediği, davacının 04/05/2018 tarihli dilekçesi ekinde sunulan ve davalıya banka yolu ile yapılan ödemelerin davalı defterlerinde yer aldığı ve davacının cari hesabına alacak olarak işlendiği, diğer yandan davacının ticari defter kayıtlarında söz konusu ödemelere ilişkin herhangi bir kayıt tespit edilemediği, dolayısıyla her yanın defter kayıtlarının incelenmesi neticesinde davalı tarafından davacı adına tanzim edilen 19 adet 11.049,28 USD karşılığı 23.903,47 TL fatura alacağından 19.456,05 TL davacı ödemesinin mahsup edilmesi neticesinde davalının davacıdan 6.000,00 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği belirtilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen üçüncü bilirkişi raporuna göre; taraflararasında uzun süreden beri devam eden ticari ilişki nedeniyle davalı şirket tarafından davacı adına 19 adet fatura tanzim edildiği, bu faturalardan dolayı toplam 11.049,28 USD karşılığı 23.903,47 TL alacağın doğduğu, davacı tarafından faturalara karşılık 19.456,05 TL ödeme yapıldığı, yapılan ödemeler mahsup edildikten sonra davalının davacıdan tahsili gereken 6.000,00 TL alacağının bulunduğu, bu alacağın tahsili için de icra takibi başlattığı anlaşılmış olup, bu durumda davacının söz konusu takip nedeniyle borçlu olmadığına ilişkin iddiasında haklı olmadığı kanaatine varıldığından, bu kanaat ışığında davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç tarifesi uyarınca 35,90 TL karar harcının 102,47 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 66,57 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı taraf vekil ile temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/12/2018

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır