Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/228 E. 2019/421 K. 15.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2017/228 Esas
KARAR NO : 2019/421
DAVA : İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/06/2017
KARAR TARİHİ : 15/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin denizcilik sektöründe kendisine ait ve işlettiği gemiler ile konteyner hat taşımacılığı hizmeti veren saygın bir şirket olduğunu, davalı şirket tarafından kendisine gönderilen talimat üzerine … ile … arasında gidiş dönüş olmak üzere 67 adet konteyneri taşıma hizmetini “…” isimli gemi ile gerçekleştirdiğini, bu taşıma işi uyarınca 67 adet 20 DV ölçülerindeki konteynerlerin öncelikle boş olarak … Limanı’ndan 27.09.2016 tarihinde gemiye yüklendiğini ve “…” numaralı sefer ile taşındıktan sonra yine 27.09.2016 tarihinde … Limanı’na tahliye edildiğini, akabinde ise “…” numaralı sefer ile aynı konteynerlerin dolu olarak … Limanı’nda 29.10.2016 tarihinde gemiye yüklendiğini ve 29.10.2016 tarihinde … Limanı’na mevzubahis konteynerlerin tahliye edildiğini, taraflar arasında varılan anlaşma neticesinde … ile … arasındaki gidiş dönüş taşıma işinin konteyner başına boş ve dolu taşıma toplamda 90 ABD DOLARI + KDV tutar karşılığında FIOS (Yükleme, boşaltma, istifleme ve haplama giderleri yük sahibine ait) kaydıyla gerçekleştirildiğini, taşıma sebebiyle doğan ve tarafların mutabık kaldığı navlun ücretlerinin konu olduğu 10.11.2016 tarihli, … ve … sıra numaralı ve toplamda 7.115,40 ABD Doları bedelli iki ayrı faturanın tanzim edildiğini, faturaların davalıya iletilmesinden sonra davalı şirketin 7.115,40 ABD Doları tutarlı navlun borcu için kısmi ödeme yaptığını, bakiye 5.117,00 ABD Doları tutarındaki borcunu ödemediğini, alacağını tahsil etmek amacıyla … icra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında davalı aleyhine icra takibi başlattığını, davalı tarafın icra takibine kötü niyetli olarak itiraz ettiğini belirterek icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamını, 5.185,65 ABD Doları alacağın takip tarihten itibaren işleyecek yıllık kamu bankalarının ABD Dolarına uyguladığı en yüksek mevduat faizi ile birlikte fiili ödeme günündeki TL karşılığının davalıdan tahsilini, davalı tarafın %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri, masraf ve vekâlet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında bir ticari ilişki olduğunu kabul ettiklerini, bu ticari ilişki neticesinin semeni olarak müvekkili tarafından ödenmeyen herhangi bir alacağın söz konusu olmadığını, taraflar arasında vücut bulmuş olan sözleşme gereğince … adlı firmaya ait konteynerlerin deniz yolu ile davacı …’a ait gemilerle … limanları arasında taşınacağını ve bu taşıma için belirlenmiş olan ücretin taşıyan olan …’a ödeneceğini, söz konusu taşıma işleminin sözleşmede mutabık kalınan sürede tamamlanmadığını, gecikme dolayısıyla müvekkili şirketin konteyner maliki … firmasına 5 günlük bekleme süresinin karşılığı olarak 8.160,00 USD ödemek zorunda kaldığını, …’un taşıma hizmetini geciktirmesi sebebiyle … şirketi tarafından, müvekkiline 8.160,00 USD demuraj faturasının düzenlendiğini, müvekkilinin ağır zarara uğradığını ve mağdur olduğunu, gecikmenin müvekkili tarafından taşıma işlemini süresinde tamamlayamayan …’a iletildiğini ve bu gecikmeden ve fazlaca hiçbir ücretten sorumlu olunmayacağının açık bir şekilde ifade edildiğini, davacının müvekkiline göndermiş olduğu … ve … seri numaralı faturaları tanzim ederek toplamda 7.115,40 USD navlun ücreti talebinde bulunduğunu, müvekkili şirketin tahliyenin gecikmesi sebebiyle … şirketine ödemek zorunda kaldığı 8.160,00 USD’nin tamamını … şirketine yansıtmadığını, iyi niyetle gecikme bedeli olarak 5.100,00 USD tutarında … seri numaralı iade faturasını düzenlediğini ve …’a tebliğ ettiğini, … tarafından bakiye alacak iddia edilerek … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile takip başlatıldığını bu takibin tamamen hukuka aykırı ve iptali gereken bir takip olduğunu, takipten önce müvekkilinin iade faturası düzenlemek suretiyle açık bir şekilde davacının iddia ettiği kadar borcu olmadığı hususunu davacı tarafa tebliğ ettiğini, davacı tarafın düzenlemiş olduğu faturaların kesinleşmiş bir alacak niteliğini haiz olmadığını, davacı tarafça icra takibine geçildikten sonra yapılmış olan ve takip dosyasında borçlu olan müvekkilini temerrüde düşürmek amacıyla gönderilen ihtarnamenin de tamamen usul ve yasaya aykırı olarak düzenlendiğini, nitekim icra takip dosyasından açıkça görüleceği üzere takip tarihinin 18.01.2017 olduğunu, takip dosyasına yapılan itirazlarının ise 20.01.2017 tarihinde yapıldığını ve 23.01.2017 tarihli tensip tutanağı ile de takibin durduğunu, icra dosyasının celbi ile bu hususun açığa çıkacağını, davacının gerçekte var olmayan bir alacağa yönelik olarak icra takibi başlattığının izahtan vareste olduğunu ve bu yönüyle kötü niyetinin açıkça görüldüğünü ileri sürerek davanın reddini, davacının % 20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemeye mahkûm edilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekâletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; davacı tarafça verilen deniz taşıma hizmetinden doğan ve bakiye kalan navlun alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali talepli itiriazın iptali davası olup; uyuşmazlık, davacı tarafça taşıma hizmetinin süresinde ifa edilip edilmediği, dava konusu alacaktan dolayı davalının sorumluluğunun bulunup bulunmadığı ve varsa alacak miktarının tespiti hususlarında toplandığı anlaşılmıştır.
… İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde, takibin 19/01-2017 tarihinde başladığı, ödeme emrinin davalı borçluya 20/01/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlu tarafça aynı tarihte (20/07/2017) borca itiraz edildiği, davanın ise 19/06/2017 tarihinde İİK. 67 maddesi gereği yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi heyetinden alınan 10/09/2018 tarihli raporda özetle; davacı şirketin davalının ileri sürdüğü demuraj ücretinden sorumlu olmadığını, davalı şirketin 31.12.2016 tarihi itibariyle davacıya 5.117,00- USD karşılığı 18.007,76 TL borçlu olduğunu, borcun dava konusu 91140 ve 91141 sayılı fatura bedelleri bakiyesinden kaynaklandığını, davacının işlemiş faiz talebine dayanak herhangi bir belgenin sunulmadığını bildirmiştir.
Bilirkişi heyetinden alınan 04/03/2019 tarihli raporda özetle; dava dosyası, davacı ve davalı şirket defter ve belgeleri incelendiğini, usul yönünden incelenen yasal defterlerin, açılış kapanış noter tasdiklerinin ve berat onaylarının zamanında, usulüne uygun olarak yaptırıldığını, davacı yasal defter kayıtlarına göre; davalı hesabı takip tarihi (19.01.2017) itibariyle 18,007,76.TLtutannda (borç) bakiyesi ile sonuçlandığını, davalı yasal defter ve belgelerine göre ise; davacı ile ihtilafın kaynağım teşkil eden, 7.115,40.USD (22,673,23 .TL) tutarında (2) adet fatura karşılığında davalının toplam 2.015,40.USD (7.058,54TL) tutarında ödeme yaptığını, ayrıca (5) günlük gecikmeden kaynaklı uğramış olduğunu iddia ettiği zarar sebebiyle davacıya düzenlemiş olduğu 5.100,00,USD tutarındaki iade faturası sonrasında davalı nezdinde tutulan davacı hesabının bakiyesiz olarak sonuçlandığını, takip tarihi (19,01,2017) itibariyle davalının, davacıya borcunun olmadığının anlaşıldığını, davalı beyanına göre (5) günlük gecikme dolayısıyla, konteyner maliki … (Davadışı … Acenteliği A,Ş.) firması tarafından (5) günlük bekleme süresinin karşılığı olarak davalıya 10.11.2016 tarihinde 8,160,00 USD tutarında demuraj ve konteyner işgaliye ücreti faturasının düzenlendiğini, fatura bedelinin tamamının (8.160,00 USD) davalı tarafından ödendiğinin belirtildiğini, davalının belirtmiş olduğu söz konusu fatura ve fatura bedelinin aynı gün içinde ödendiğine dair ödeme dekontunun dosyaya sunulduğunu, her iki işlemin davalı yasal defterlerinde kaydedildiğinin teyit edildiğini, davalının ödemesinin, davacı ile bir mutabakata dayanmadığını, ödeme sebebi demurajın davacı kaynaklı olduğunun da dosyada tespit edilemediğini, her iki taraf ticari defter kayıtlan ile teyit edilen davacı alacağının ödenmesi gerektiğini, takibin hesaplanan miktar üzerinden haklı olacağı değerlendirildiğini, dosyada mevcut raporun bu husustaki irdelemeleri somut olaya ve dosya kapsamına uygun göründüğünü, taraflara ait hesaplardaki mutabakatsızlığın, ana nedeninin, davalının davacıya düzenlemiş olduğu 5.100,00 USD tutarındaki iade faturasından kaynaklandığını, söz konusu faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olmasına mukabil davacının ilgili faturayı kabul etmeyip kayıtlarına almaması sebebiyle davacı ve davalı defter kayıtları farklılık gösterdiğini, davalı tarafından ibraz edilen 12.12.2016 tarih 2,015,40 USD tutarındaki ödeme işlem dekontunun davacı kayıtlarında 2.005,40 USD olarak dikkate alınmış olabileceğini, 10,00 USD tutarında hatalı bir işlem yapılmış olabileceğini, davacının takip talebinde talep etmiş olduğu alacak tutarının USD bazında 5.117,00 USD olarak değil 5.107,00 USD olması gerektiğini, davacının iddiasında haklı olduğuna karar verilirse … İcra Müdürlüğünün … E, sayılı dosyasına yapılmış olunan itirazın iptali, takibin devamı talebinin değerlendirmesi ve 3095 Sayılı Kanun hükümlerine istinaden 19.01.2017 – 19.06.2017 tarihi aralığında ki (151) gün için Yıllık % 7 oranındaki davacı talebinin yerinde olduğunu, hesaplanan faiz tutarının 147,89 USD olabileceğini bildirmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan tüm deliller ile dosya kapsamı deliller ile uyumlu olması nedeniyle içeriğine itibar edilen bilirkişi raporu birlikte incelenip değerlendirildiğinde, esasen davacı tarafça hizmetin ifa edildiği hususunda ve verilen hizmet nedeniyle düzenlenen fatura içerikleri hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır ve davacının alacaklı olduğu faturalar davalı yanın da kabulündedir. Ancak uyuşmazlık, incelenen ticari defterler ve davalı cevaplarından anlaşıldığı üzere, davalı tarafça, dava dışı … firmasına ödenen demuraj bedeli nedeniyle, davacının alacağı tutarında iade faturasının düzenlenmiş olmasından kaynaklanmaktadır. Zira davalı cevap dilekçesinde bu iddia ile iade faturası düzenlemiş olması nedeniyle borcunun bulunmadığını beyan ederek bir bakıma takas-mahsup iddiasında bulunmuştur. Bu nedenle yargılamada esas olarak davalı tarafça, dava dışı şirkete ödenen demuraj bedeli nedeniyle davacının kusurunun ve sorumluluğunun bulunup bulunmadığı hususu araştırılmıştır.
Davalı delilleri arasında sunulan taraflar arasındaki mail yazışmaları incelendiğinde; 24/10/2016 tarihinde taşımanın planlandığı ancak davalı tarafın yükleme işlemlerini tamamlayamaması üzerine taşımanın 29/12/2016 tarihide gerçekleşirildiği görülmüştür. (davacı delilleri arasında bulunan mail yazışmaları) Ayrıca özellikle davalının işaret ettiği ve delilleri arasında sunduğu 12/12/2016 tarihli yazışmalarda ise, davalı taraf iade faturası düzenlediklerini davacıya bildirmekle birlikte davacı tarafın davalıya hitaben yazdığı 12/12/2016 tarih ve 10:54 saatli mail içeriği, “Konuyu sizinle daha önce de görüşmüştük. Bizim demuraj gibi bir taahhüdümüz olmadı… Seferlerimiz ETA ve ETD değerleri adı üzerinde tahmini olup bir taahhüt değidir. Kaldı ki dolu yüklerin planlamasını yaptığımız halde ilk planlama da tarafınızdan iptal edildi ve ertelendi. Ayrıca boş konteynerları …ta bekletme fikri daha düşük maliyet ve ek Feeder maliyeti oluşmaması için bizim tarafımızdan önerildi ve karar tarafınızdan alındı.( bekletmenizin ek maliyeti oluşsa bile diğer maliyetlerden da düşük olacağı hesaplanmıştı)” şeklinde olup, bu mail içeriğine göre var olan demuraj ücretinin doğmasında davalının bilgisi, öngörüsü ve daha önemlisi dahili ve rızası olduğu mahkemece kanaat olunmuştur. Zira bu mail yazışmasının devamında aksine cevap verilmediği gibi yargılama esnasında da bu durumu açıklar aksi beyanlar davalı tarafça sunulmamıştır.
Dosyada bilirkişilerce teknik konularda düzenlenen rapor içeriğinde de bahsedildiği üzere, davalı tarafça dava dışı şirkete ödenen demuraj bedelinin hangi tarife üzerinden ne şekilde hesaplandığı hususunda dosyaya somut bir delil sunulmadığı gibi fiili ödeme 8.160,00 USD iken hangi gerekçeyle bunun ne şekilde hesaplanarak davacıya 5.100,00 USD olarak yansıtıldığı ve iade faturası düzenlendiği de dosya kapsamından anlaşılamamıştır. Ayrıca 04/03/2019 tarihli bilirkişi raporunda açıklandığı üzere iade faturasının düzenlenebilmesi için tarafların mutabakatı gerekmekle birlikte yukarıda bahsedildiği şekilde mail yazışmaları incelendiğinde bu hususta bir mutabakatın olmadığı dosya kapsamında sabittir. Davalının demuraj ödemesinin davacı ile bir mutabakata dayanmaması, demurajın sebebinin davacının bir kusuru olduğu yönünde somut bir delil sunulmaması ve bu nedenle ve yukarıda açıklanan nedenlerle de mahkemede bu yönde bir kanaat uyanmaması, her iki taraf ticari defterlerinde kayıtlı olan ve taraf beyanlarına göre de sabit olan ve taşımada doğan bakiye bedellerin davalı tarafça ödenmesi gerektiğine karar verilmiştir. Ancak bilirkişilerce taraflara ait ticari defterler üzerinden hesap edilen bedel 5.107,00 USD olmakla bu bedel asıl alacak kabul edilerek davanın kısmen kabulü yoluna gidilmiştir. Son olarak davalı tarafça düzenlenen iade faturası ve mahkemece takas-mahsup olarak değerlendirilen talebi gözetilerek şartları oluşmayan takip öncesi işlemiş faiz ve icra inkar tazminatı talepleri reddolunarak aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile … . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasına yapılan itirazın KISMEN İPTALİNE takibin 5.107,00 USD asıl alacak bakımından devamına , asıl alacağın takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca faiz uygulanmasına, fazlaya dair talebin REDDİNE,
2-Şartları oluşmadığından icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Karar harcı olan 1.322,07 TL’den peşin alınan 316,69 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.005,38 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacının peşin olarak yatırdığı 316,69 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı yargı gider toplamı olan 1.796,40 TL’nin (31,40 TL başvurma harcı, 165,00 TL posta gideri ve 1.600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere) davanın kabul ve reddi oranına göre hesaplanan 1.769,15 TL’sinin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı yargı gider toplamı olan 1.734,20 TL’nin (134,20 TL posta gideri ve 1.600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere) davanın kabul ve reddi oranına göre hesaplanan 26,30 TL’sinin davacıdan alınıp davalıya ödenmesine, bakiye giderin davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı için takdir edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
8-Davalı vekili için takdir edilen 298,06 TL red vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
9-Bakiye gider avansının kesinleşmeye müteakip talep halinde taraflara iadesine
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/10/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır