Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/168 E. 2023/424 K. 24.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2017/168 Esas
KARAR NO : 2023/424
DAVA : Alacak (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/05/2013
KARAR TARİHİ : 24/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı …’daki alıcıya satışı yapılan 11.06,2012 tarihli … numaralı fatura konusu … model … model 146, … model 141 toplamda 430 paket dört konteyner buzdolabının ve S koli yedek parçanın Mersin limanından yüklenerek … limanına taşınması konusunda anlaştıklarını, söz konusu malların 29.06.2012 tarihli … numaralı konşimento ile taşınmak üzere davalıya teslim edildiğini, malların alıcıya teslim edilmek üzere davalı vasıtasıyla … limanına gönderildiğini, bugüne kadar bu malların alıcıya tesliminin yapılmadığını, davalının malların akıbeti konusunda sağlıklı bilgi edinilemediğini, davacı tarafından 04.02.2013 tarihinde davalıdan 29.06.2012 tarihli … numaralı konşimento konusu malların Mersin limanına geri getirilmesi için gerekenin yapılmasını talep ettiğini, bunun üzerine davalı tarafından söz konusu malların söz konusu akıbetinin araştırıldığını, mallara … Gümrüğünün el koyduğunun bilgisinin e-mail yoluyla davacıya verildiğini, davacı tarafından malların iadesine ilişkin işlemlerinin başlatılmasına yönelik talebinin davalı tarafından karşılıksız bırakıldığım, davacı, davalının taşıyıcılığını üstlenerek teslim aldığı malların ortada bulunmaması sebebiyle davalı ile yaptığı görüşmelerden bir sonuç alamadığını, bunun üzerine davacı tarafından davalıya … Noterliğinin 12.02.2013 tarihinde … yevmiye numaralı ihtarnameyi keşide ettiğini, ihtarnamede konşimento konusu malların bedelinin ve … navlun bedelinin ödenmesini talep ettiğini, ihtarnameye davalı tarafından cevap verilmediğini, TTK m. 1228 uyarınca konşimento bir taşıma sözleşmesinin yapıldığım ispatlayan, eşyanın taşıyan tarafından teslim alındığını veya gemiye yüklendiğini gösteren senet olduğunu, konşimento tek taraflı borç doğuran bir hukuki belge niteliğinde olduğunu, davalı tarafından 29.06.2012 tarihinde düzenlenen konşimento ile taşıyan davalının sevk için gönderilen davacıdan malları teslim aldığını kabul ve beyan ettiğini, diğer yandan seferin sonunda varış limanı olan Libreville limanında yükün kanunen yetkili hamiline teslimini taahhüt ettiğini, TTK’nın 1229. maddesinde konşimentonun hangi kayıtlan içermesi gerektiği düzenlendiğini, TTK m. 875 uyarınca eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde eşyanın ziyamdan hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumlu olduğunu, davalının davacıya karşı olan sorumluluklarını yerine getirmediğini, TTK’nın 883. maddesinde taşıyıcının zıya veya hasardan sorumlu olduğu hallerde, 880 ila 882. maddelere göre ödenmesi gereken tazminatı ödedikten sonra taşıma ücretini geri vereceği ve taşıma ile ilgili vergileri, resimleri ve taşıma işi nedeniyle doğan diğer giderleri karşılayacağının düzenlendiğini, davacı tarafından davalıya ödenen söz konusu malların taşıma ücreti olan … navlun bedeli olan 14.800,00 USD’den davalının sorumlu olduğunu, davacıya navlun bedeli olarak fatura edilen bu meblağın aynen iadesinin gerektiğini, konşimentonya konu taşıdığı malların … limanında alıcıya teslimini sağlamadığım, söz konusu mallara … gümrüğü tarafından el konulacağını davacıya bildirmediğini, malların ortadan kaybolmasına kadar gelmesine sebep olduğunu, davalı tarafından davacının zarara uğramasına neden olduğunu, taşıma konusu malların davacıya iadesini talep ettikJerini, söz konusu malların aynen iadesinin mümkün olmayacak ise bu malların bedeli olan 111.225,00 USD’nin davacıya ödenmesini, her iki durumda da davalının sorumluluk kapsamı içerisinde olan ve navlun bedeli olarak kendisine ödenen 14.800,00 USD’nin davacıya iadesini talep ettiklerini belirterek, fazlaya ilişkin her türlü dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile, taşıması için davalıya teslim edilen konşimento konusu toplamda 430 paket, dört konteyner buzdolabının ve 5 koli yedek parçanın aynen iadesini, konşimentoya konu malların aynen iadesi mümkün olmayacak ise bu malların fatura bedeli olan 111.225,00 USD’nin Devlet Bankalarının USD ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oram uygulanarak davalıdan tahsilini, davalıya ödenen navlun bedeli olan 14.800,00 USD’nin Devlet Bankalarının USD ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanarak davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taşıma nedeniyle ortaya çıkacak ihtilafların çözümüne ilişkin olarak düzenlenmiş ve taşımanın tabi olduğu konşimentonun arka sahifesinde taşıma şartları içinde yetki şartının mevcut olduğunu, dava konusu taşımaya ilişkin olarak tanzim edilmiş konşimentoda mevcut İngiliz hukuku ve Londra Yüksek Mahkemesinin yetki şartı sebebiyle Sayın Mahkeme’nin görevsizliğine ve dava dilekçesinin hukuk ve yetki şartı sebebiyle reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davanın tarafı olarak davalı acentenin gösterilmesinin hukuka aykın olduğunu, acenteye dava açılmasının mümkün olmadığını, hasarın gerçekleştiği tarih itibariyle 6762 sayılı eski TTK yürürlükte olduğunu, kanunun 119. Maddesine göre acenta aracılık ettiği veya akdettiği mukaveleden doğan ihtilaflarda müvekkili namına dava açabileceği gibi müvekkiline İzafeten kendisine karşı da dava açabileceğini, davalının taşımaya ilişkin hangi sözleşmeye aracılık ettiği ve sözleşme şartlarına aykırı davrandığının ispatının gerektiğini, davalının Türkiye’ye gelen gemilere acentalık hizmeti sağladığından herhangi bir yük hasa sebebiyle aleyhine dava açılması yasa ve usule aykırı olduğunu, hukuka aykırı açılmış davanın reddini talep ettiklerini, davacının delillerinin hangi hususları ispatlayacağını belirtmediğini, bu hususun dava dilekçesinden anlaşılmadığını, dava dilekçesinin eklerinde belirtilen belgelerin taraflarına tebliğ edilmediğini, dava konusu taşımayı yapan … gemisinin denize, yüke ve yola elverişli olduğunu, davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığını, dava dosyasına sunulan 11.06,2012 tarihli ve … numaralı faturanın incelendiğinde emtianın satış şeklinin CİF Libreville limanı olduğunun görüleceğini, Eski TTK md 1143 uyarınca CİF satışlarda yüklerin gemiye yüklendiği andan itibaren nefi ve hasarın alıcıya ait olduğunu, bu sebeple yüklerin gemiye yüklenmiş olmakla artık tüm risk ve hakların …’da bulunan … isimli firmaya ait olduğunu, davalının yüklere … gümrüğünde el konmasında bir kusur ve ihmalinin olmadığını, davacmm navlun vs. iade talebinin yersiz ve yasaya aykırı olduğunu, davacının iddia ettiği hasar tutarının haksız, yersiz ve fahiş olduğunu belirterek, davacı delillerinin tebliğini takiben yasal süresi içerisinde ek cevap ve karşı delillerini sunma haklarının saklı kalmak kaydı ile, davalı yönünden yetki itirazları doğrultusunda İngiliz Hukuk ve Londra Yüksek Mahkemesi’nİn yetki şartı sebebiyle dava dilekçesinin reddini, aksi halde davalının iddia konusu zararda bir dahlinin bulunmaması ve acente sıfatı nedeniyle davalı ehliyetine sahip olmaması ve ayrıca taşıyan taraf ile davalının farklı olması ve böylece davalıya husumet yöneltiiemeyeceği sebepleriyle haksız davanın husumet yokluğundan reddini, HMK madde 119 gereği eksik dilekçe sebebiyle davanın açılmamış sayılmasını, aksi halde yasal savunma haklarım kullanabilmeleri için yasaya aykırı olarak eksik tebliğ edilen dava dilekçesinin tamamlattırılmasına ve akabinde sunacakları esasa ilişkin itiraz ve beyanlarının kabulünü, fahiş ve yerinde olmayan zarar taleplerini ve faiz istemini kapsayan ve taşıyana veya davalı acenteye atfı kabil bir kusur olmaması sebebiyle ve doğru halefiyet yokluğu yönünden hukuki dayanağı olmayan davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, tarafların husumet ehliyetlerinin bulunup bulunmadığı, dava konusu emtianını alıcısna teslim edilip edilmediği, teslim edilmemiş ise sorumluluğun hangi tarafta olduğu, emtianın davacıya iadesinin mümkün olup olmadığı, mümkün değil ise davacının talep edebileceği tazminat miktarının tespiti hususlarında toplandığı anlaşılmıştır.
… Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 23/10/2014 tarih ve 2014/… Esas,2014/… sayılı kararı Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 13/04/2017 tarih ve 2016/… Esas 2017/… Karar sayılı ilamıyla bozularak geldiği anlaşılmıştır.
Yargıtay … Hukuk Dairesi Mahkememiz dosyasını :” davacı tarafın dava dilekçesinde davalı olarak “… A.Ş.’yi gösterdiği, ancak davalının cevabında taşıyan olmadığını, acente olduğunu savunması üzerine davacı vekilinin cevaba cevap dilekçesinde, davalının taşıyan olmadığını acente olduğunu, sehven davalı olarak gösterildiğini, taşıyanın ” …/… A/S” şirketi olduğunu ve davayı bu şirkete izafeten … A.Ş.’ye yönelttiğini bildirmiştir. Bu itibarla, davacı tarafın bu talebinin dürüstlük kuralına aykırı olmayan bir taraf değişikliği talebi olarak değerlendirilerek yargılamaya devam edilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi doğru olmamış” gerekçesi ile bozmuştur.
Davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi için … ATM ye talimat yazılmış olup, Mahkemece resen seçilen bilirkişi … tarafından tanzim edilen 20/03/2018 tarihli raporda, … Asliye Ticaret mahkemesi ne gelen … .Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/ … esas davacı … Ltd.Şti. … müşterisi için 4 konteyner Beyaz eşyayı Denizyolu Taşımacısı davalı … A Ş ile sözleşme ile taşıttırdığı .teslim ve gümrükleme işleminin ihtilaflı olması sonucu, mal bedelinin tahsil edilememesine yol açmıştır. Davacı firma … Ltd.Şti tanrıdan düzenlenen fatura … ile 111.225 usd … müşterisinden, 14.800 usd, … A Ş. Navlun Bedeli Tutarındaki satış bedelinin evrak ve kayıtlar üzerinde Tahsil edilmediği görülmektedir, şeklinde görüş ve tespitlerini bildirmiştir.
Mahkememizce resen seçilen bilirkişiler … tarafından tanzim edilen 17/09/2020 tarihli raporda, Konişmentodaki yetki kaydının TTK m. 119 (TTK m. 105/2) de yer alan “izafeten dava müessesesine aykırı sözleşme şartları geçersizdir” hükmüne binaen geçersiz olduğu; Türk mahkemesinin yetkili olduğu, Talimat yoluyla incelenen davacının dava tarihi itibarı ile; 2013 yılı defterlerinin ve 2012,2013 banka kayıtlarının incelenmemiş olduğu, dava dışı müşteri tarafından herhangi bir iade faturası düzenlenip düzenlenmediği, davacının yasal defterlerinde zarara ilişkin herhangi bir defter kaydının olup olmadığına ait değerlendirmelerin ve incelemelerin yapılmamış olduğu, Davacının CİF bedeli tahsil edemediği varsayımında menfaati zarara uğrayan hak sahibi taşıtan olarak kabul edilmesi gerektiği; bu ihtimalde davacının konişmento ve navlun sözleşmesi gereği taşıtan sıfatıyla taşıyandan eşyanın zıyaına binaen TTK m. 1178 ve 1186 gereği tazminat talep edebileceği; CIF bedele navlun dahil olduğundan davacının ayrıca 14800USD talep edemeyeceği; sadece 112.22£U5D’m esas alınması gerektiği, aksine bir görüşte ise; davacının zararından söz edilemeyeceğinden davalıya başvuramayacağına ilişkin görüşlerini bildirmişlerdir.
Mahkememizce resen seçilen bilirkişiler … tarafından tanzim edilen 15/06/2023 tarihli raporda, Konişmentoda kayıtlı eşyaların davalı taşıyan tarafından konişmentoda belirtilen boşaltma limanı …’ye taşındığı ve limanda boşaltıldığı, gönderilene ihbarda bulunulduğundan söz edilmekle birlikte bu hususun dosya içeriğinden anlaşılamadığı, Yükün alıcısına teslim edilmediği, alıcının yükü almaktan imtina etmesi( teslim alamaması) ve/veya ortaya çıkmaması sebebiyle yükün tevdi edildiğine ilişkin bir verinin bulunmadığı, bu halde taşıyanın yük üzerindeki hakimiyetinin devam ettiği, dolayısıyla taşıyanın sorumluluğunun doğacağı sonucuna ulaşılacağı, Heyetimizin kaptan bilirkişisinin varma yeri …’daki yükün teslimi bakımından sertifika zorunluluğu getirildiği, sertifika düzenlemeye yetkili kuruluşlarca inceleme yapılabilmesi için yükün liman idaresine tesliminin fiili bir zorunluluk olduğu yönündeki değerlendirilmesine katılınması halinde liman idaresi ve/ veya gümrük idaresinin araya girmesinin zorunlu olduğunun kabulü ile taşıyanın yük üzerindeki hakimiyetinin son bulduğunun kabul edilmesi gerekeceği, bu durumda taşıyanın sorumluluğunun bulunmadığı sonucuna ulaşılacağı, bu hususta takdirin mahkemenize ait olduğuna ilişkin görüşlerini bildirmişlerdir.
Mahkememizce resen seçilen bilirkişi … tarafından tanzim edilen 04/07/2023 tarihli raporda, Dava konusu tazminat talebinin eşyanın zayi olmasına dayandığı, taşıyanın TTK m. 1178 gereğince eşyanın zıyaa uğramasından sorumlu tutulabilmesi için kendisinin veya adamlarının kusuru sonucunda ve eşyanın taşıyanın hakimiyeti altında bulunduğu süreçte ortaya çıkan bir olgu sebebiyle zıyaa uğramış olmasının gerektiği, Dosyaya sunulan 13.06.2022 tarihli Bilirkişi Raporu’ndaki teknik bilirkişi görüşü esas alınırsa eşya üzerinde hakimiyeti kalmadığı için taşıyanın ziyadan sorumlu tutulamayacağı, Taşıyanın eşya üzerindeki hakimiyetinin devam ettiği kabul edilirse, taşıyanın veya adamlarının eşyanın zıyaa uğramasında kusurunun aranmasının gerektiği, eşyanın zıyaa uğramasına sebep olan olgunun sahte evrak ile teslim edilmesi olduğu, teslim alınmayan eşyayı gönderilen emrine tevdi etmekle yükümlü olan taşıyanın eşyayı tevdi etmeyerek kusurlu davrandığının kabul edilebileceği, eşyaya gümrük makamlarınca el konulmasının sebebinin uzun süre teslim alınmaması olduğu ve eşyanın teslim alınmasının davacı tarafından engellendiğinin anlaşıldığı, eşyanın sahte evrak ile teslim edilmesinde taşıyanın veya adamlarının kusurunun bulunduğuna dair bir iddianın söz konusu olmadığı, bu durumda eşyanın tevdi edilmemesi ile zayi olması arasındaki nedensellik bağının devam ediyor olup olmadığı hususunun Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, dosya kapsamından söz konusu nedensellik bağının oldukça zayıflamış veya ortadan kalkmış olduğunun kabul edilebileceği ve bu durumda taşıyanın sorumlu tutulmayacağı hususunun Sayın Mahkemenin takdirine sunulmasının uygun olduğu, Eşyanın zayi olması TTK’da düzenlenen özel haller kapsamında bulunmadığından ziyanın taşıyanın navlun hakkını ortadan kaldırmadığı ve navlunun iadesinin gerekmediğine ilişkin görüşlerini bildirmiştir.
Mahkememizin 2014/… E. Sayılı kararı ile pasif husumet yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine dair verilen karar Yargıtay … HD sinin 08.12.2015 tarihli 2014/… E. 2015/… K sayılı kararı ile ; davacının HMK 124 kapsamındaki … A.Ş yerine … ye izafeten … A.Ş nin davalı olması gerektiğine dair taraf değişikliği talebinin kabul edilebilir olduğundan mahkememizin kararının bozulmasına karar verildiği, Yargıtay bozması sonrasında mahkememizdeki yargılamasında yukarıdaki esasa kaydedilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, Yargıtay … HD sinin 08.12.2015 tarihli 2014/… E. 2015/… K sayılı kararı, … numaralı konişmento , ticari defter incelemesi , bilirkişi raporları, tarafların yargılama sundukları tüm beyanları, beyan dilekçeleri ile tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde ;
TTK 1188. maddesinde göre kısmi hasar ve geç teslim halinde taşıyana karşı açılacak davanın eşyanın teslim edildiği tarihten itibaren 1 yıl içinde açılmaması halinde hakkın düşeceği belirtilmiştir. Rücu hakkının ise teslim tarihinden itibaren 1 yıllık süreye malın teslim tarihinden itibaren işlemeye başlamakla birlikte hak sahibine ödeme yaptıktan sonra 90 günlük ek sürede kullanılması gerekmektedir. Somut olayda emtiaların 26.06.2012 tarihinde gemiye yüklendiği, … Noterliğinin 12.02.2013 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesinden; emtialara ..11.2012 tarihinde … Gümrük Müdürlüğünce el konulduğu ve daha sonra kimliği belirsiz kişilerce gümrükten çekildiği, davacının bu durumu 29.01.2013 tarihinde …’a gittiğinde öğrendiğinin anlaşıldığı buna göre en geç 29.01.2014 e kadar davanın açılması gerektiği, 09.05.2013 tarihinde görevsiz …. Asliye Ticaret Mahkemesinde dava açıldığı görülmekle davanın TTK 1188 uyarınca hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davalının milletlerarası yetki itirazında bulunduğu görülmekle öncelikle bu itiraz yönünden değerlendirme yapılmış, davaya konu konişmentonun … adına … … A.Ş (davalı acente) tarafından düzenlediği ve imzalandığı böylece davalı acentenin taşımaya aracılık ettiği anlaşılmakla davalının milletlerarası yetki itirazının TTK’nın 105/2 maddesi ile yargıtay … hukuk dairesinin 2019/ … Esas ve 2020/… karar sayılı ilamı gereğince konşimentodaki yetki şartının Türk Mahkemelerinin münhasır yetkisini kaldırır nitelikte olmaması nedeniyle MÖHUK 47/1 md gereğince davalının Milletlerarası yetki itirazını reddine karar verilmiştir.
Davalının iş bu davayı açabilmesi için korunmaya değer hukuki menfaatinin bulunması gerektiği, davacı satıcı ile alıcı …da mukim … isimli şirket arasındaki satım sözleşmesinin CİF satım şekline tabi olduğu, buna göre malların gemiye tesliminden sonra hasar ve riskin alıcı üzerine geçtiği, somut olayda davacının ticari defter incelemesi ile taşımaya ve davaya konu mal bedelini tahsil etmediği anlaşılmakla davacının hukuki menfaati bulunduğundan davacının aktif husumet ehliyetinin bulunduğu, davalının ise konişmento düzenleyip taşıyan sıfatına sahip olması sebebiyle pasif husumet ehliyetinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacının davalının sorumluluğunda bulunan taşımada, taşımaya konu emtialara … gümrük müdürlüğünce el konulduğu, daha sonra kimliği belirsiz kişilerce emtiaların gümrükten çekildiği, davalının tüm bu süreçten sorumlu ve kusurlu olması sebebiyle navlun bedeli , zayi olan ve teslim edilemeyen mal bedelini talep ettiği, davalının ise gümrük müdürlüğünce emtialara el konulmasında kusurunun bulunmadığı, taşımayı gerektiği gibi yaptıkları savunmasında bulunduğu, taşıyanın eşyanın ziyamdan sorumluluğu TTK m. 1178 vd. hükümlerinde özel olarak düzenlendiği, TTK m. 1178/1 uyarınca; taşıyan, navlun sözleşmesinin ifasında, özellikle eşyanın yükletilmesi, istifi, elden geçirilmesi, taşınması, korunması, gözetimi ve boşaltılmasında tedbirli bir taşıyandan beklenen dikkat ve özeni göstermekle yükümlü olduğu, taşıyanın eşyanın ziyamdan veya hasarından kaynaklanan zarardan sorumlu tutulabilmesi için zıyaa veya hasara sebep olan olgunun eşyanın taşıyanın hakimiyeti altında bulunduğu süreçte meydana gelmesi gereklidir. Eşyanın taşıyanın hakimiyeti altında bulunduğu süre hükmün 3. fıkrasında belirlendiği, TTK m. 1178/3 uyarınca varma limanında bu süre eşyanın fiilen gönderilene teslim edilmesi, gönderilen eşyayı teslim almaktan kaçınıyorsa sözleşme, kanun hükümleri veya boşaltma limanındaki ticari teamüle göre gönderilenin emrine hazır tutulması veya boşaltma limanında geçerli kanun ve düzenlemeler uyarınca eşyanın kendilerine teslimi zorunlu makamlara veya üçüncü kişilere teslim edilmesi ile sona ereceği düzenlenmiştir. Taşıyanın eşyanın hasarından veya ziyamdan sorumlu tutulması İçin gerekli diğer şart eşyanın zıyaa veya hasara uğramasında taşıyanın veya adamlarının kusurunun bulunmasıdır. TTK m. 1179/1 uyarınca taşıyanın veya adamlarının kastından veya ihmalinden doğmayan sebeplerden ileri gelen zarardan taşıyan sorumlu değildir. Sonuç olarak taşıyanın eşyanın teslim edilmemesi sebebiyle zıyaa uğramasından sorumlu tutulabilmesi için eşyanın taşıyanın hakimiyeti altında olduğu süreçte taşıyanın veya adamlarının kusuru ile sebep olmaları gerekmektedir.
Dava konusu taşımaya ilişkin konişmentoda yer alan CY/CY (container yard to container yard) esası eşyanın taşıyan tarafından yükleme limanındaki konteyner sahasından varma limanındaki konteyner sahasına taşınacağını ifade ettiği, 03.06.2022 tarihli bilirkişi raporunda kaptan bilirkişi tarafından yapılan değerlendirmede ; “dava konusu eşyaların kapalı konteyner içerisinde davalı taşıyan tarafından Mersin’den …’un … Limanına kadar taşındığı ve söz konusu konteyneri burada sağlam ve temiz olarak gemiden gümrüklü liman sahasına tahliye edildiği, (gönderilenin emrine hazır tuttuğu ) ancak söz konusu eşyaların satış bedeli ödenmediği için davacı satıcı tarafından alıcısına teslim ettirilmediği, bunun sonucunda yerel gümrük mevzuatına göre süresinde gümrük işlemleri tamamlanıp gümrükten çekilmeyen eşyalara … gümrüğünce el konulduğu ve daha sonra konu eşyanın kimliği bilinmeyen kişiler tarafından sahte evrakla gümrükten çekildiği anlaşılmaktadır. …’da bu tip problemlerin oldukça fazla olması nedeniyle 18 Aralık 2020’de, …, 16 Temmuz 2020’de yayımlanan 1080-20 Kararının 1 Ocak 2021’de yürürlüğe gireceğini yerel medyada büyük bir duyuru ile yayınladı. Kararname, … ithalatı için uygunluk sertifikası getirmiştir. 1 Ocak 2021’den itibaren ” … kapsamındaki ithal mallara uygunluk değerlendirme sertifikası eşlik etmelidir. Uluslararası düzeyde, … Komitesi, dört uluslararası şirketi, ( … ) uygunluk sertifikalarının verilmesi için yetkilendirmiştir. Bu sertifikanın düzenlenebilmesi için yükün yetkilendirilen kurumlarca incelenebilmesine olanak sağlanması gereklidir. Bu sebeple, yükün liman idaresinin kontrolüne bırakılması fiili bir zorunluluk haline gelmektedir.
” şeklinde ifadeye yer verildiği buna göre kaptan bilirkişinin bu değerlenmesinden de anlaşılacağı üzere emtiaların teslim edilememesinde taşıyanın kusurunun bulunmadığının anlaşıldığı, 23.06.2023 tarihli raporda da;” İhtarname’de ifade edilen önemli hususlar malların alıcısına teslim edilmemesinin davacının iradesine dayandığı, mal bedeli ödenmediği için malların teslim edilmesinin alıcı tarafından engellendiği ve malların zayi olmasının sebebinin sahte evrak ile teslim edilmiş olmasıdır. “şeklinde ifadeye yer verildiği, bu bilirkişi raporunda da davalı taşıyanın kusurunun bulunduğunun ispat edilemediğine yer verildiği ,yukarıda detaylıca izah edildiği üzere, davalı taşıyanın eşyanın ziyamdan sorumlu tutulması için ilk olarak eşyanın taşıyanın hakimiyetinden çıkmamış olmalı, ikincisi ise eşya taşıyanın hakimiyetinden çıkmamışsa onun veya adamlarının kusurunun eşyanın zıyaa uğramasına sebep olması gerektiğidir. TTK m. 1174/1 ve 2 uyarınca gönderilenin eşyayı teslim almaması durumunda taşıyanın eşyayı tevdi etmesi ve durumdan taşıtanı haberdar etmesi gereklidir. TTK m. 1178/3 (b) uyarınca taşıyanın eşya üzerindeki hakimiyeti ve sorumluluğu tevdi halinde sona erecektir. Dosya kapsamından eşyanın gönderilenin teslim almaması üzerine tevdi edildiğinin anlaşılamadığı, fakat eşyanın gönderilen tarafından teslim alınmasına davacı tarafından mal bedeli ödenmediği için engel olunmasından kaynaklandığı, eşyanın zayi olmasının sebebi eşyaya gümrük makamınca el konulması olmayıp eşyanın gümrük makamları tarafından el konulmasından sonra sahte evrak ile teslim edilmiş olması olup, varma limanında gümrük makamının eşyayı teslim ederken taşıyanın bu sürece müdahalesinin olup olmadığı, uygulamanın ne yönde olduğu tespit edilememekle beraber davacının sahte belge ile eşyanın teslim edilmesi sürecine taşıyanın veya adamlarının dahil olduğuna dair bir iddiası bulunmadığı, dolayısıyla eşyanın sahte evrak ile teslim edilmiş olmasına doğrudan taşıyanın veya adamlarının kusurunun sebep olmadığı, bununla birlikte eşyanın varma limanına ulaştığı tarih üzerinden uzun bir süre (6 aya yakın olduğu belirlenebilmektedir) geçmesine rağmen davacı taşıtanın eşyanın konteyner içinde muhafazasına rıza göstermiş ve eşyanın gönderilene teslimini konişmento nüshalarını kendi yedinde tutarak engellediği, buna göre taşıyanın eşyayı tevdi etmemesine ilişkin kusuru ile eşyanın sahte evrak ile gümrük makamlarınca teslim edilmiş olmasına dayalı zıyaı arasındaki uygun nedensellik bağının bulunmadığından davalı taşıyanın taşımaya konu emtianın zayi olmasında kusurunun bulunmadığı yönünde mahkememizde kanaat oluşmuş, açıklanan sebeple davacının eşyanın zayi olması sebebiyle mal bedelinin davalı taşıyandan tahsiline ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
TTK m. 1197 uyarınca, eşyanın teslim edildiği anda ve herhalde boşaltma süresi sonunda navlun muaccel olur. Bu hüküm navlunun muacceliyet anına ilişkin olmakla birlikte taşımanın gerçekleştirilmiş ve boşaltma süresinin sona ermiş olması halinde navlunun ödenmesi gerektiğini de ortaya koymaktadır. Türk Ticaret Kanunu’nda eşyanın zayi olmasının navlun alacağına etkisine ilişkin özel hükümler (TTK m. 1198, m. 1199) de bulunmaktadır. Eşyanın zıyaa uğramış olmasının navlun alacağına etkisi bakımından TTK m. 1199’da kaza sonucunda ortaya çıkan zıya hali ile niteliği gereği herhalde navlun ödenecek eşyadan söz edilmektedir. Bu özel ve istisnai haller dışında eşyanın varma limanına taşınmış olması şartıyla zayi olmasının navlun bakımından bir etkisi bulunmamaktadır. Diğer bir anlatımla taşıma edimini ifa etmiş olan taşıyan navluna hak kazanacaktır. Eşyanın zayi olmasından kaynaklanan tazminat talebi ise navlun alacağından bağımsızdır. Bu sebeple eşyanın teslim edilmemiş olması dolayısıyla davacının navlunun iade edilmesine ilişkin talebinin de reddine karar verilmiştir,
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince peşin alınan 3.872,05.TL den karar harcı olan 269,80.TL nin mahsubu ile fazla alınan 3.602,25.TL’nin kesinleşmeye müteakip talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davalı yargı gider toplamı olan 3.733,00.TL’nin ( 33,00TL posta gideri ve 3.700,00.TL bilirkişi ücreti olmak üzere) davacıdan alınıp davalıya ödenmesine, bakiye giderin davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı vekili için takdir edilen 36.009,80.TL red vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde … Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/10/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır