Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/155 E. 2018/469 K. 04.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO :2017/155 Esas
KARAR NO :2018/469
DAVA :Tazminat
DAVA TARİHİ :26/04/2017
KARAR TARİHİ :04/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin Çin menşeli … Ltd. İsimli ihracat şirketinden 4 konteyner 100 ton sitrik asit ithal ettiğini, davalı şirketin ise bahsi geçen emtianın … sefer no ve … isimli gemi ile Çin’in … yükleme limanında Haydarpaşa boşaltma limanına … nolu konişmentoya bgağlanan esaslar çerçevesinde taşıyan sıfatıyla getirilmesini üstlendiğini, ithal edilen emtiaların davalı tarafından 05/04/2016 tarihinde Haydarpaşa boşaltma limanına getirildiğini, ancak malların limana geldiğini ihbar etmek üzere davalı tarafından konişmento üzerinde yazılı olmasına rağmen müvekkili firmanın fax numarası yerine başka fax numarasına bildirdiğini, malların limana geldiğinden habersiz bırakılan müvekkilinin malların akıbetini araştırdığında ise emitanın 05/04/2016 tarihinde limana geldiğini yaklaşık 1 ay sonra öğrendiğini, davalının taşımadan kaynaklanan edimini gereği gibi yapmadığını, emtianın limanda beklemesine yol açtığını ve buna bağlı olarak müvekkilinin taşıma maliyetlerini arttırdığını, davacının gerek taşıma maliyetinin artması gerekse emtianın geç tesliminden kaynaklanan fazla ödemeler ve gelir kaybından doğan zararlarının belirlenmesi ile bu tutardan şimdilik 5.000,00 TL’ nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının keşide edilen 25/05/2016 tarihli ihtarname ile müvekkilinden toplamda 9.872,-TL tutarında alacağın faizi ile birlikte ödenmesini talep ettiğini ancak açılan davanın 5.000,-TL üzerinden açıldığını, müvekkili tarafından herhangi bir zorunluluk olmamasına rağmen davacı yanın usulüne uygun olarak bilgilendirildiğini, her ne kadar davacı yanca böyle bir numaranın var olmadığı iddia edilse de müvekkili tarafından gönderilen faks mesajının davacı yanın konişmentoya bastığı kaşede yer alan numaraya gönderildiğini, faksın başarılı bir şekilde muhatabına vardığını, davacı tarafın kendi kusuru ile sebebiyet verdiği bir takım zararları haksız ve hukuka aykırı bir şekilde müvekkilinden tahsil etme maksadıyla sanki yükten hiç haber alınmamış gibi davranarak kendi ihmali davranışlarının olumsuz sonuçlarını müvekkiline yüklemeye ve haksız kazanç elde etmeye çalışmakta olduğunu, müvekkili şirketin faks mesajını geçtiği … numarasının davacı … ile müvekkili arasında daha önceki iletişimlerde de kullanıldığını, bu numaraya gönderilen mesajların bu gönderilen faks mesajında olduğu gibi davacı yanca alındığını, davacı yanca bu numaranın kulllanılmasına karşı herhangi bir itirazda bulunulmadığını, bu numaranın kullanılması nedeniyle taraflar arasında herhangi bir sorun yaşamadığını, gelinen aşamada geçmiş ilişkiler de göz önüne alındığında davacı yanın bu güne kadar kullanılan numaraya gönderilen faks mesajını almadığını iddia etmesinin ve bu nedenle haksız davayı ikame etmesinin bile davacının kötü niyetini ve müvekkili üzerinden haksız kazanç elde etmeyi amaçladığını gösterdiğini belirterek müvekkiline hali hazır ödenmediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin her türlü haklar saklı kalmak kaydı ile müvekkiline atfı kabil herhangi bir kusur bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Her ne kadar davalı tarafça mahkememizin milletlerarası yetkisine ve uygulanacak hukuka yönelik itirazda bulunulduğu anlaşılmış ise de yerleşim yeri Türkiye olan davalı şirketin kendini daha rahat ifade edebileceği mahkemede milletlerarası yetki itirazın bulunmasını MK madde 2’ye aykırılık teşkil edeceğinden itirazın reddine karar vermek gerekmiştir.
Mahkememizce aldırılan 22/10/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı …nın davalı …’ni gecikme zararı sebebiyle sorumlu tutamayacağı ve keza kendisinin de taşımada demuraj ödemekle yükümlü olmadığı neticesine ulaşıldığı belirtilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan tüm delillerden, açılan davanın tazminat davası olduğu, davacının davalının taşımadan kaynaklanan edimini gereği gibi yapmadığından, emtianın limanda beklemesine yol açtığından ve buna bağlı olarak müvekkilinin taşıma maliyetlerini arttırdığından, davacının gerek taşıma maliyetinin artması gerekse emtianın geç tesliminden kaynaklanan fazla ödemeler ve gelir kaybından doğan zararlarının tazminini talep ettiği olayda, dava konusu taşımanın … nolu konşimento tahtında gerçekleştirildiği, konşimentoda ihbar edilecek kişi olarak davacı … Ltd. Şti’ nin gösterildiği ve ihbar edilecek … Ltd. Şti’nin telefonu olarak konşimentoda … olarak ve fax numarasının ise … olarak kayıtlı olduğu, yani davacının Fax numarasının … olarak konşimentoda kayıtlı olduğu, her ne kadar davalı vekili müvekkili tarafından gönderilen faks mesajının davacı yanın konşimentoya bastığı kaşede yer alan numaraya gönderildiğini ve müvekkili şirketin faks mesajını geçtiği … numarasının konşimentoda kayıtlı olduğunu ileri sürmekte ise de konşimentoda kayıtlı ihbar faks numarasının … olduğundan davalının bu yöndeki savunmasının kabul edilebilir bulunmadığı, davalı vekilinin delil listesinde sunulan müvekkili … tarafından davacıya gönderilen faks mesajı örneğinde de ihbarın … nolu numaraya yapıldığı görüldüğünden davalının zamanında ve usulüne uygun bir ihbarda bulunduğundan bahsedilemeyeceği, geminin boşaltmaya hazır olduğu ihbarının gönderilenin aranacağı adres olan notify kayıtlarına uygun olarak yapılması gerekeceği, konşimentoda kayıtlı telefon numarasının ise … olarak kayıtlı olduğu, telefon numarasını … olarak anlamak gerekeceği, nitekim internet sayfasında yapılan sorgulamada davacının telefon numarasının … olarak faks numarasının ise … olarak kayıtlı olduğu, nitekim davacı tarafın 2 Mayıs 2016 saat 17:31′ de davalı tarafa gönderdiği e-mailde de fax numarasının bildirildiği ve davalı tarafça da gerekli düzeltmenin yapıldığından bahisle yanıt verildiği, bu şekilde davalının davacıya yükün varışına dair usulüne uygun bir ihbar yapmadığı ve bu şekilde davacı aleyhine demuraj ücreti doğmayacağı kanaatine varılmıştır.
TCDD’ nin 10.05.2016 tarihli faturasında gözüken 5.262 TLlik liman ardiye ücretinin davacı tarafça ödendiğine ilişkin dosyaya belge sunulmadığı, ancak alanında uzman teknik bilirkişi heyeti görüşünde, bu bedel ödenmeden konteynerlerin liman idaresi dışına çıkışına izin verilmeyeceği ve bu bedelin davalıdan talep edilemeyeceği ifade edildiğinden mahkememizce alanında uzman teknik bilirkişi görüşüne itibar olunmuştur.
Her ne kadar davacı vekilince yükün varışının ihbar edilmemesi nedeni ile geç teslim edildiği ve bunun da müvekkilinin taşıma maliyetlerini artırdığını, davacının gerek taşıma maliyetinin artması, gerekse emtianın geç tesliminden kaynaklanan fazla ödemeler ve gelir kaybından doğan zararlarının karşılanmasını ayrıca talep etmiş bulunsa da dosyaya sunulan bilgi ve belgelere göre davacının kayıplarını somut olarak tespit etmenin mümkün olmadığı kanaatine varılarak davacının davasının reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince peşin alınan 85,39 TL den karar harcı olan 35,90 TL nin mahsubu ile fazla alınan 49,49 TL’nin kesinleşmeye müteakip talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı taraf vekil ile temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.04/12/2018

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır