Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/147 E. 2018/49 K. 20.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO :2017/147 Esas
KARAR NO :2018/49
DAVA :İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :17/04/2017
KARAR TARİHİ:20/02/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesin özetle; Davalının davacıdan muhtelif gemi malzemeleri satın aldığını, aldığı malların bedelini ödemediğini, alacağın tahsili amaçlı olarak davacı tarafından davalı aleyhinde …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini, takibin durduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davalının haksız itirazının iptali ile davalının % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, %20’den az olmamak üzere İcra inkar tazminatı ödemesini, ücret-i vekalet ve yargılama giderlerinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini arz ve talep ettikleri görülmüştür.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;müvekkilinin pasif husumet noksanlığı dolayısıyla davanın reddinin gerektiğini, davalının yabancı gemi donatanlarının Türkiye’de yapacakları işlemlerde aracılık yaparak Türk ekonomisine büyük katkılar sağladığını, acentelik hizmeti kanalıyla yabancı donatanlara ait gemilerin Türkiye’den hizmet ve mal alimini sağlayarak ülkemize döviz girmesini sağladığını, davacının davasını ispat edecek delilleri taraflarına tebliğ etmediğini, davacının sunacağı delillere karşı beyanda bulunma haklarını saklı tutmakla birlikte davacının icra dosyasına sunduğu muavin defterine dayandığı kabul edilse dahi söz konusu belgelerde davalının adının geçmediğini, borcun davalıya ait olduğuna dair emare bulunmadığını, takip talebinde davalının … olduğunun kabul edilse dahi davalının yapılan işlerde aracı olduğunun somut göstergesi olduğunu, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin l989/8244 E. 1991/219 K. Sayılı ve 25.01.1991 tarihli kararında, husumet yöneltilmesinin donatana karşı olabileceği buna karşılık acenteye karşı bir hüküm tesis edilemeyeceğinin belirtildiğini, yerel mahkemenin donatanın temsilcisi olan acente aleyhine hüküm tesis etmesinin doğru bulunmadığını, HMK’nın 121. Maddesine göre dava dilekçesinde gösterilen ve davacının elinde bulunan belgelerin asıllarıyla birlikte harç ve vergiye tabi olmaksızın davalı sayısından biri fazla düzenlenmiş örneklerinin veya sadece örneklerinin dilekçeye eklenerek mahkemeye verilmesi ve başka yerlerden getirilecek belge ve dosyalar için de bunların bulunabilmesini sağlayıcı açıklamanın dilekçede yer almasının zorunlu olduğunu, davacının faturaları gerektiğinde sunacağını beyan etmiş olmasının Yargıtay İçtihatlarına aykırı olduğunu, davalıya husumet yöneltilemeyeceğinden pasif husumet yokluğundan davanın reddini, davacının aktif husumet ehliyeti bulunmaması sebebiyle davanın usulden reddini, davacının davasını ispat eder nitelikte delillerini dosyaya sunmaması ve kanuna aykırı olarak taraflarına tebliğ etmemesi sebebiyle davanın reddini, her halukarda davanın esastan reddini, davacı aleyhine alacak miktarının % 20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, ücret-i vekalet ve yargılama giderlerinin davalıdan tahmiline karar verilmesini talep ettikleri görülmüştür.
İstanbul… Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin … karar sayılı kararı ile görevsizlik kararı verilerek dosya mahkememize gönderilmiş ve mahkememizin 2017/147 esas sırasına kaydedilmiştir.
Dosyanın tarafların tüm iddia ve savunmaları kapsamında rapor tanzimi hususunda bilirkişi heyetine tevdiine karar verilmiş olup, bilirkişi heyetinin 24.10.2017 tarihli raporu dosyamız içerisinde mevcut olup objektif bilimsel verilere dayanan rapor içeriğine mahkememizce itibar olunmuştur.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan tüm delillerden, uyuşmazlığın konusunun; davalının dava konusu icra takibi nedeniyle borçlu olup olmadığının tespiti, tarafların aktif ve pasif husumet ehliyetlerinin bulunup bulunmadığı noktalarında toplandığı, davacı ticari defter ve belgeleri üzerinden yapılan mali incelemeler sonucunda; davacının usul bakımından ticari defter kayıt ve belgelerine mevzuata uygun tuttuğu, ticari defterlerinin lehine delil teşkil edebileceği, davacı tarafından 20.406,65 TL asıl alacağın tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığı, ticari defter kayıtlarında ise davalıdan 31.12.2015 tarihi itibarıyla 94.792,58 TL alacaklı gözüktüğü, dava dosyasına ibraz edilen davalı cari hesap ekstresi ile ticari defter kayıtlarında yer alan davalı hesaplarının örtüşmediği, davacının alacak bakiyesine konu faturaların 2013-2014 yılında tanzim edilen faturalardan kaynaklandığı, davacının 2013 yılından itibaren irsaliyeli fatura kullandığı ve tanzim edilen irsaliyeli faturaların üzerinde teslim alan bilgilerinin (isim-imza) bulunmadığı, 2013-2015 yılı hesapları incelendiğinde, davacının ticari kayıtlarına göre 84.792,58 TL alacaklı olduğu kayden tespit edilmekte ise de; görülen iş ve tedarik edilen mal bakımından kime ne kadar ve ne zaman teslim gerçekleştiğinin açıkça ortaya konulmadığı, taraflar arasında TTK. m.89 ve devamı hükümlerinde düzenlenmiş carî hesap sözleşmesi ve bu sözleşmeye uygun işletilmiş cari hesap ilişkisi iddiası olmadığı, davacı alacağı takip talebi ve ödeme emrinde 24.10.2013 tarihinden itibaren 20.406,65 TL cari hesap şeklinde açıklandığı, davacı alacağının aslında ticari faturalardan hesabın açık hesap şeklinde işletilmesi ve bakiyenin talep edilmesi olduğuna işaret ettiği, bu durumda davacının alacağının kaynağı bakiyeye sebep olan faturaları tek tek ortaya koymasını gerektirdiği, incelemeye sunulan tüm faturalarda… DENİZCİLİK TİC LTD. ŞTİ. ibaresi ile davalının borçlu gösterildiği, C/O kaydının davalının ticaret unvanının bir parçası olmadığı, bu kaydın, “Care of/ihbar olunan“ anlamına geldiği, yani davalının asıl hizmeti alan olmadığı, C/o kaydı olan kişinin ödeme yapması veya iş görmesi, tamamen onun asıl muhatabı temsil ettiği anlamına geldiği, davacının tek taraflı düzenlediği faturalarda hususiyetle c/o kaydını kullandığına göre bilmektedir ki; davalı kendi tahsil ederse davacıya aktaracak ya da davalı gerçek borçluyu ödemeye yönlendireceği, nitekim davacının talep ettiği alacak miktarı ile takibe koyduğu miktarın farklılaşması da tüm düzenlenen faturaların davalı üzerinden geçmediğini gösterdiği, davacının alacak mesnedi faturalarda hizmeti alan doğrudan davalı değil, davalının acenteliğıni-doğrudan temsil yetkisi ile aracılık ve sözleşme işlerini üstlendiği çoğunlukla yabacı gemiler ve donatanları olduğu, nitekim faturalarda da gemi adları veya donatanlarına referans verildiği, bu durumda davacının hangi faturadan dolayı ne kadar alacaklı olduğunu tespit ederek; davalıya ancak izafeten dava yöneltmesinin mümkün olduğu olayda davacının davasının reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90 TL harçtan peşin alınan 27,70 TL harcın düşümü ile eksik alınan 8.20 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalı taraf vekil ile temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan 2.448,79 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 100,00 TL mahkeme masrafının davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.20/02/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır