Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/133 E. 2020/217 K. 07.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2017/133 Esas
KARAR NO : 2020/217
DAVA : İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/04/2017
KARAR TARİHİ : 07/10/2020
MAHKEMEMİZİN 03/04/2018 TARİH … ESAS 2018/… KARAR SAYILI
BİRLEŞME KARARINA KONU DOSYASI

BİRLEŞEN DAVA:
DAVA : İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/01/2018
BİRLEŞME KARARI T.: 03/04/2018
KARAR TARİHİ : 07/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin nakliyat sigorta poliçesi ile sigortaladığı emtiaların davalı … firmasının gerçekleştirdiği nakliye sırasında hasarlanması sonucu sigortalıya ödenen hasar tazminatının tahsili için taşıyıcı firma ile onun sigorta şirketi olan … Sigorta aleyhine … İcra Müdürlüğünün 2017/… esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalıların borçlu olmadıkları iddiasıyla borca itiraz etmeleri sonucunda takibin durdurulduğunu, davalıların itirazlarının haksız ve mesnetsiz olduğunu, zira sigortalı firma … AŞ tarafından Almanya’dan satın alınan anten kablo şanzıman, civata, vida, somun, yakıt hortumu kelepçesi vb.üretim parçalarından oluşan emtiaların sigortalı alıcıya teslim edilmek üzere … – … plakalı tır ile nakliyesinin davalı … firması tarafından üstlenildiğini, … Lojistikin sorumluluğunda bulunan … plakalı dorsenin “…” isimli gemiye yüklendiğini, geminin Ege Denizinde seyri sırasında 14/03/2016 tarihinde emtiaların bulunduğu dorse üst raylı sistemin ve üst brandanın açılması sebebiyle denizden gelen dalgalar ile emtianın tamamının ıslanması sonucunda hasarlanmasına sebebiyet verildiğini, müvekkili şirkete yapılan hasar ihbarı sonrasında ekspertiz raporu düzenlendiğini, raporda nakliyeci … AŞ’nin tam ve sağlam olarak almış olduğu emtiayı ıslak ve hasarlı olarak teslim etmiş olması nedeniyle hasardan sorumlu olduğunun değerlendirildiğini, bu şekilde emtia hasarının nakliye esnasında meydana geldiğinin raporda açıkça ifade edildiğini, davalı nakliye firmasının sigortalısı olan davalı … Sigortanın da poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla davalı taşıyıcıyla birlikte müştereken ve müteselsilen hasardan sorumlu bulunduğunu, müvekkili sigorta şirketinin ekspertiz raporu doğrultusunda 01/07/2016 tarihinde sigortalısına 426.686,88 TL hasar tazminatı ödediğini, böylelikle müvekkilinin TTK’nun 1472.maddesine göre davalılara rücu hakkının doğduğunu ileri sürerek davalıların haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olan itirazlarının iptali ile icra takibinin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili birleşen dosyadaki dava dilekçesinde de benzer iddialarda bulunarak sigortalı emtiaların yüklenmiş olduğu … plakalı dorsenin geminin açık güvertesinin en ön sırasına yüklenmiş olmasından dolayı davalı gemi donatanının hasardan dolayı sorumlu olduğunu, zira donatanın tedbirli bir taşıyandan beklenen dikkat ve özeni göstermeyerek taşımasını üstlendiği ve deniz suyunun teması ile mutlak sovtaj haline geleceği aşikar olan otomotiv üretim parçalarının deniz taşıması sırasında ıslanabileceğini, deniz suyunun emtiaya zarar verebileceğini gözardı ederek dorseyi geminin açık güvertesinin ön sırasına yükleyerek dava konusu zararın oluşmasına sebebiyet vermekle bu davlaının da TTK’nun 1178.maddesi gereğince sorumluluğunun doğduğunu, davalının takibe itirazının haksız olduğunu iddia ederek davalının itirazının iptali ile bunun yönünden de icra takibine devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı … AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının öncelikle sigortalısına ödeme yaptığını ispatlaması gerektiğini, taşımanın niteliği gereğince uyuşmazlığa CMR hükümlerinin uygulanması gerektiğini, CMR konvansiyonunun ikinci maddesine göre kara taşıyıcısının deniz taşıyanının dayandığı sorumluluk hükümlerine dayanabilmesi için gerekli olan şartların mevcut olduğunu, emtia hasarı … gemisinde taşımanın yapıldığı sırada ortaya çıkan şiddetli rüzgar neticesinde meydana geldiğinden müvekkilinin sorumluluğunun TTK’nun 1178 ve devamı maddelerine göre değerlendirilmesi gerektiğini, TTK’nun 1182/1-a maddesine göre denizin veya geminin işletilmesine elverişli diğer suların tehlike ve kazalarından ileri gelmesi halinde taşıyan ve adamları kusursuz sayıldığından anılan madde hükmüne göre müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, zira dava konusu zararın … gemisinin seyri sırasında ortaya çıkan şiddetli fırtına nedeniyle meydana geldiğini, geminin 8-9 bofor şiddetinde kötü hava koşullarına maruz kaldığını, kara nakliyecisi olan müvekkilinin ve adamlarının dava konusu olayın gerçekleşmesinde herhangi bir fiillerinin bulunmadığını, sorumsuzluk konusundaki beyanları saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin ancak TTK’nun 1186/1.maddesi uyarınca zarardan sınırlı sorumluluk hükümlerine göre sorumlu tutulabileceğini, diğer yandan CMR 17/2.maddesine göre de müvekkilinin sorumluluğuna gidilemeyeceğini, şiddetli rüzgarın müvekkilinin önlemesine yada kaçınmasına olanak bulunmayan bir durum olduğunu savunarak davanın aktif husumet yokluğu ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
Asıl davada davalı … AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın davasını dayandırmış olduğu ekspertiz raporundaki tespitlerin kabulünün mümkün olmadığını, zira sözkonusu raporun tek taraflı olarak düzenlendiğini, CMR Konvansiyonu ve TTK hükümlerine göre yükleme, ambalaj ve istif sırasında yapılan hata ve noksanlıkların taşıyıcının sorumluluk kapsamı dışında kaldığını, bu nedenle yükleme, ambalaj ve istifin kim tarafından ve kimin sorumluluğunda gerçekleştiğinin tespit edilmesi gerektiğini, müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalısının kusurlu olması ve kusuru oranında sözkonusu olduğunu, ayrıca sorumluluğun sınırlandırılmasına ilişkin hükümlerin müvekkili sigorta şirketi bakımından da tatbik edilebileceğini, davanın TTK’nun 885 ve 1188.maddelerine göre zamanaşımına uğrayıp uğramadığının araştırılması gerektiğinin, takip talepnamesinde istenilen işlemiş faiz miktarının da fahiş olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekillinin tedbirli bir taşıyandan beklenen tüm dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirdiğini, bu nedenle iddia edilen hasar nedeniyle kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını, yükün içerisinde bulunduğu dorsenin geminin açık güvertesine yüklendiğini, kötü hava koşulları nedeniyle dorse üzerindeki brandanın yırtıldığını, … firmasının düzenlediği 14/12/2016 tarihli sörvey raporunda bu hususun tespit edildiğini, brandanın yırtılmasında müvekkile yüklenebilecek bir kusurun olmadığını, … taşıma şartlarının güverte yüküne ilişkin 9.maddesinde güverte üstünde taşınan yükün kaybı, gecikmesi veya hasar görmesinden taşıyanın sorumlu olmayacağına ilişkin şart bulunduğunu, sözkonusu taşıma şartı nedeniyle de müvekkilinin sorumluluğuna gidilemeyeceğini, aksinin kabulü halinde sınırlı sorumluluk miktarını aşan talebin reddi gerektiğini savunarak davanın reddi ile davacının % 20 ‘den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini istemiştir.
Asıl ve birleşen dava; taşıma sırasında hasarlanan yük için sigorta şirketi tarafından sigortalıya ödenen hasar bedelinin TTK’nun 1472 ve devamı maddelerine göre davalılara rücu edilmesi için başlatılan icra takibine itirazın iptali davası olup, dava konusu olan … İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/… esas sayılı dosyasının incelenmesinden, 426.686,88 TL asıl alacak, 25.758,12 TL işlemiş faizden oluşan toplam 452.445,00 TL’nin, bu tutar içerisindeki asıl alacağa avans faizi uygulanmak suretiyle asıl ve birleşen dosya davalıları … Lojistik …AŞ, … Sigorta ve … İşletmeleri AŞ aleyhine 31/01/2017 tarihinde icra takibi başlatıldığı, davalıların borca ve fer’ilerine itiraz etmesi nedeniyle takibin durdurulduğu, takibe itiraz ile davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Dosyaya sunulan ekspertiz raporunda yükün teslim tarihi 17/03/2016 olarak gösterilmiş ise de, sigortalı … firmasının taşıyıcı … Lojistik’e gönderdiği ihbarnamenin teslim tarihi 15/03/2016 olduğu anlaşıldığından, teslim tarihi olarak bu tarihin esas alınması gerekmektedir. Dava konusu olan icra takibi ise 31/01/2017 tarihinde başlatılmış olup, yükün teslim tarihi ile takip tarihi arasında TTK’nun1188.maddesinde düzenlenen 1 yıllık hak düşürücü süre henüz geçmemiş olduğundan davanın anılan yasa maddesine göre de süresinde olduğu kabul edilmiştir.
Tarafların beyanları, dosyaya sunulan deliller ve … Gümrük Müdürlüğünden celbedilen belgelere göre; davalı … firmasının düzenlemiş olduğu … yük nolu uluslararası hamule senedinde bu şirketin Almanya’da teslim alacağı 32 koli/paket eşyayı Türkiye’ye taşıyarak İzmit’te … San AŞ’ye teslim edeceği, taşımanın … plakalı yarı römork ile yapılacağının belirtildiği, davalılardan … nun ise sözkonusu taşımanın İtalya-Türkiye ayağını gerçekleştiren deniz taşıyanı olduğu, yükün nakliye rizikolarına karşı davacı … tarafından sigortalandığı, diğer davalı … Sigortanın ise kara nakliyecisi olan … Lojistik firmasının sorumluluk sigortacısı olduğu, malların tesliminden sonra davacı … şirketi tarafından yaptırılan ekspertiz incelemesi ve ekspertiz raporundan sonra yükteki hasar nedeniyle davacının sigortalısına 01/07/2016 tarihinde 426.686,88 TL hasar tazminatı ödediği, bu şekilde davacı … Sigortanın TTK’nun 1472.maddesine göre sigortalısının sorumlularına karşı ileri sürebileceği talep ve dava haklarına halef olduğu anlaşılmıştır.
Dosyada çözümlenmesi gereken hukuki uyuşmazlık; yükteki hasarın neden meydana geldiği, taşıyıcının sorumluluğunu ortadan kaldıran koşulların mevcut olup olmadığı, kara nakliyecisi … Lojistikin sorumluluğunun CMR konvansiyonu hükümlerine göre mi yoksa TTK’da düzenlenen deniz taşıyanına sorumluluğuna ilişkin hükümlere göre mi belirleneceği, yükteki hasarın nekadar olduğu ile taşıyanın sorumluluk miktarı tespit edilirken sınırlı sorumluluk hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağı hususlarında toplanmaktadır. Tespit edilen uyuşmazlık konularının çözümü açısından teknik bilirkişilerin yer aldığı bilirkişi kurulundan alınan 11/03/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; … Lojistik’in fiil ve ihmalinin olduğunun ortaya konulması halinde CMR hükümlerine göre sorumluluğunun sözkonusu olması gerektiği, deniz taşımasını gerçekleştiren UnRoro açısından ise Almanya’dan Türkiye’ye yapılacak taşımaya ilişkin dosya kapsamında taşıma ayağının bir kısmının deniz yoluyla yapılacağına ilişkin herhangi bir hüküm yer almadığından bu hususun sözleşmeye aykırılık teşkil edeceği, bu sebeple … Lojistik ve onun sorumluluk sigortacısı bakımından CMR hükümlerinin uygulanması gerektiği, sonuç olarak … Lojistikin zarardan sorumlu olduğu, … İşletmeleri AŞ’nin ise TTK 1151 anlamında hukuka uygun bir güverte taşımasının bulunduğu, ancak hava koşullarının önceden öngörülmesinin mümkün olduğu, sözkonusu rotada ve mevsimde sert rüzgar görülmesinin olağan olduğu, geminin büyüklüğü ve boyutu gözönüne alındığında sözkonusu hava şartlarında seferine devam etmesinin olağan gözüktüğü, hasarın sebebinin önceden öngörülmesi mümkün olan rüzgar ve sert hava şartlarına uygun yüklemenin yapılmaması olduğu, zira güvertenin ön bölümlerine tamamı kapalı, tentesiz dorselerin yüklenmesinin bu hasarın meydana gelmesini sağlayabileceği, dolayısıyla … nun da hasardan sorumlu olduğu, hasar miktarının ise 395.643,14 TL olarak tespit edildiği, sınırlı sorumluluk hükümlerinin uygulanması gerektiği yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tarafların kök rapora ilişkin itirazlarının değerlendirildiği 19/02/2020 tarihli ek raporda da; davalı … vekilinin dilekçe ekinde dosyaya sunduğu taşıma şekli (transport method) okyanus kaydı yer aldığından bu kaydın, satış ilişkisinin taraflarının deniz taşıması yapılacağı konusunda mutabık olduklarını gösterdiği, bundan dolayı … Lojistik hakkında ve sorumluluğu yönünden CMR ‘nin 2.maddesine göre deniz taşımasına ilişkin hükümlerin uygulanması gerektiği, emtianın ekspertiz raporlarına göre tamamen deniz suyu ile ıslanarak hasarlandığı, hasarın brandalı dorsenin açık güvertede tamamıyla sert rüzgara ve denizlere maruz kalacak şekilde en ön sıraya yüklenmesinden kaynaklandığı, dorse yetkililerinin bu konuda gerekli özeninin gösterilmesi için gemi yetkililerini uyarmadıkları, hasar miktarının 395.643,14 TL olarak tespit edildiği, sınırlı sorumluluk hesaplamasına göre davalıların sorumlu oldukları özel çekme hakkı tutarının 46.528,78 ÖÇH olarak belirlendiği, her iki davalının da hasardan dolayı TTK’nun 1191.maddesi gereğince sorumluluklarının bulunduğu kanaatine vardıkları belirtilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve bilirkişi raporlarının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; davacının sigortalısı olan … firmasının Almanya’dan satın aldığı muhtelif otomotiv parçalarının Almanya’dan İzmit’e … plakalı dorse ile taşınması konusunda davalı … firması tarafından hamule senedi düzenlendiği, yükün İtalya’dan Türkiye’ye taşınmasının ise davalı … … İşletmelerine ait … gemisi ile gerçekleştirildiği, taşınan eşyanın tesliminden sonra yapılan muayenesinde deniz suyuna maruz kalarak hasarlandığının tespit edildiği, bu durumda yükteki ıslanmanın deniz taşıması sırasında meydana geldiğinin sabit olduğu, bu noktada kara nakliyecisi olan … Lojistik’in sorumluluğunun belirlenmesi açısından Türkiye’nin taraf olduğu CMR hükümlerinin mi yoksa deniz taşıması için geçerli olan TTK hükümlerinin mi uygulanacağının belirlenmesi gerektiği, CMR konvansiyonunun 2.maddesindeki düzenlemeye göre yükün hasarlanmasında kara nakliyecisinin kusurunun bulunmadığının anlaşılması halinde bunun yönünden deniz ticareti hükümlerinin uygulanabileceği, bilirkişi kurulunun düzenlediği kök raporda taşımanın bir kısmının deniz yoluyla yapılacağı, satım ilişkisinin taraflarına bildirilmemiş olduğundan … Lojistik’in kusurlu olduğu değerlendirilmiş ise de, rapor tarihinden sonra davalı tarafça dosyaya sunulan satış faturalarının taşıma methodu bölümünde “…” yani açık deniz kaydının yer aldığı, sözkonusu kayıttan yükün alıcısı … firması ile satıcı Alman firmasının haberdar olduğunun anlaşıldığı, bu nedenle taşımanın bir kısmının deniz yoluyla yapılmasından dolayı kara nakliyecisine kusur yüklenemeyeceği değerlendirildiğinden … Lojistik’in sorumluluğu yönünden de TTK hükümlerinin uygulanması gerektiği kabul edilmiştir.
TTK’nun 1191.maddesinde, taşımanın bir kısmının veya tamamının bir fiili taşıyana bırakıldığı durumda akdi taşıyanın taşımanın tamamından sorumlu kalmaya devam edeceği hükmü sevkedilmiştir. Anılan yasa maddesine göre davalı …’in taşıma işinin bir kısmını kendisine bıraktığı davalı … …’nun kusuruyla ortaya çıkacak yük hasarından sorumlu olması gerektiği kabul edilmelidir. Teknik bilirkişiler tarafından yapılan değerlendirme sonucunda yurtdışından satın alınan emtianın içinde bulunduğu dorsenin … gemisinin güvertesinde taşımasının TTK’nun 1151.maddesi kapsamında hukuka uygun olduğu, taşımanın yapıldığı rotada mevsim koşulları itibariyle karşılaşılabilecek hava ve deniz durumunun önceden öngörülmesinin mümkün olduğu, dolayısıyla taşıma sırasında sert rüzgar görülmesinin öngörülebilir ve olağan olduğu, geminin Türkiye’nin en büyük … gemisi olması, geminin boyutu gözönüne alındığında zor hava şartlarında dahi seferine devam etmesinin beklenebilir bir durum olduğu, tüm bu değerlendirmeler sonucunda hasarın asıl sebebinin önceden tahmin edilebilen öngörülmesi mümkün olan şiddetli rüzgar ve hava şartları değil hava ve deniz durumuna uygun bir yüklemenin yapılmamasından kaynaklandığı, güvertenin ön bölümüne tamamı kapalı tentesiz dorselerin yerleştirilerek hasarın önüne geçilmesi mümkün olduğu halde üstü tende ile kaplı dava konusu dorsenin güvertenin ön sırasına yerleştirilmesinin yükün istifinde taşıyıcının ihmal ve kusurunun bulunduğunu ortaya koyduğu, bu nedenle davalı deniz taşıyanı …nun meydana gelen hasardan dolayı TTK’nun 1178 ve devamı maddeleri gereğince sorumlu olduğu, taşımanın bir kısmını …’ya bırakan … Lojistik firmasının da TTK’nun 1191.maddesi gereğince deniz taşıyıcısı ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Teknik bilirkişiler tarafından yükteki hasar miktarı 395.643,14 TL olarak tespit edilmiş olup, taşınan yükün niteliğine göre davalıların sorumluluğu açısından TTK’nun 1186.maddesinde düzenlenen sınırlı sorumluluk hükümlerinin uygulanması gerektiği, yükün ağırlığına göre sorumluluk sınırının ise 46.528,78 ÖÇH olduğu, özel çekme hakkı tutarının dava tarihindeki karşılığı 514.055,00 TL olup, bilirkişilerce tespit edilen 514.055,00 TL olan hasar bedeli sınırlı sorumluluk tutarının içerisinde kaldığından davalıların 395.643,14 TL tutarınca sorumlu oldukları kabul edilmiştir.
Davacı … şirketi sigortalısına 01/07/2016 tarihinde sigorta tazminatı ödediğinden bu tarihten takip tarihine kadar faiz talebinin yerinde olduğu, 395.643,14 TL ‘nin bu dönem için belirlenen avans faizi 22.616,70 TL olarak tespit edildiğinden davacının rücu edebileceği tazminat miktarı 395.643,14 TL + 22.616,70 TL = 418.259,84 TL ‘dir. … Lojistik’in sorumluluk sigortacısı olan … Sigorta’nın sigorta limiti 5.000.000,00 Euro olup, tahsili gereken tazminat miktarı sigorta limitini aşmadığından … Sigorta’nın da diğer davalılar ile birlikte davacıya karşı 418.259,84 TL tutarınca müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu kanaatine varılmakla, bu kanaat ışığında tüm davalılar hakkındaki davanın kısmen kabulü ile davalıların … İcra Müdürlüğünün 2017/… esas sayılı dosyasındaki icra takibine vaki itirazlarının kısmen iptaline, bu kapsamda 395.643,14 TL asıl alacak, 22.616,70 TL işlemiş faizden oluşan toplam 418.259,84 TL’nin, bu tutar içerisindeki asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi yürütülmek suretiyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili için icra takibinin devamına, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, birleşen dosya davalısı … vekilinin koşulları oluşmadığından kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
Asıl ve birleşen davanın KISMEN KABULÜ ile
1-Davalıların … İcra Müdürlüğünün 2017/… esas sayılı dosyasındaki icra takibine vaki itirazlarının kısmen iptaline, bu kapsamda 395.643,14 TL asıl alacak, 22.616,70 TL işlemiş faizden oluşan toplam 418.259,84 TL’nin bu tutar içerisindeki asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi yürütülmek suretiyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili için icra takibinin devamına, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine,
2-Birleşen dosya davalısı … vekilinin koşulları oluşmadığından kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince tayin olunan 28.571,32 TL harçtan 13.191,04 TL peşin harcın (asıl davada 5.464,41 TL, birleşen davada 7.726,63 TL olmak üzere toplam) mahsubu ile bakiye 15.380,28 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irad kaydına,
13.191,04 TL peşin harcın (asıl davada 5.464,41 TL, birleşen davada 7.726,63 TL olmak üzere toplam) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Asıl ve birleşen davada davacı taraf vekil ile temsil olunduğundan davanın kabul ve reddi oranına göre Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan 37.728,18 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalılar vekil ile temsil olunduğundan davanın kabul ve reddi oranına göre Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan 5.127,77 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Asıl ve birleşen davada davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 67,30 TL ilk harç, 435,50 TL posta gideri ile 12.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 12.502,80 TL yargılama giderinin davanın kabul ve reddi oranına göre hesaplanan 11.558,13 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı … AŞ tarafından yapılan yargılama gideri olan 4,50 TL posta giderinin usul ekonomisi nazara alınarak bu davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/10/2020

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır