Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/131 E. 2019/128 K. 18.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2017/131 Esas
KARAR NO : 2019/128
DAVA : Rücuen Tazminat
DAVA TARİHİ : 04/04/2017
KARAR TARİHİ : 18/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Rücuen Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketi ile davadışı … arasında nakliyat emtia sigorta poliçesi akdedildiğini, sigortalı şirketin … fren sistemleri içerisinde kullanılan iki palet elektronik bobin emtiasını Filipinler’de mukim … firmasına satışını yaparak buna ilişkin satış faturası düzenlendiğini, emtianın davalı şirket tarafından 07/03/2016 tarihinde konteyner içerisinde İzmir Limanından …/Filipinler Limanına taşınmak üzere … ‘a yüklendiğini, emtianın 26/04/2016 tarihinde alıcı firmaya teslim edildiğinde paletlerden bir tanesinin orjinal olmadığının, yeniden paketleme yapıldığının tespit edilerek buna ilişkin hasar tutanağı düzenlendiğini, söz konusu emtia … fren sistemlerinde kullanılan bir parça olduğu için bu şekliyle alıcı firma tarafından kabul edilmeyerek sigortalı şirkete iade edildiğini, ekspertiz incelemesi sonucunda zarar miktarının 2.989,38 Euro olarak tespit edilerek söz konusu zararın 27/12/2016 tarihinde sigortalıya ödendiğini, yükteki hasar nedeniyle ortaya çıkan zarardan davalı taşıyıcının sorumlu olduğunu ileri sürerek 2.989,38 Euro ‘nun ödeme tarihi olan 27/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin pasif husumet ehliyetinin ispat edilemediğini, konişmentoda müvekkilinin konişmentoyu düzenleyen taraf olmayıp, sadece evrakların alınması için irtibata geçen taraf olarak zikredildiğini, taşıyan şirketin ise … olduğunu, müvekkilinin bu şirketten farklı bir tüzel kişilik olduğunu, davanın TTK’nun 1188.maddesinde düzenlenen hakdüşürücü süre içerisinde açılmadığını, hasara ilişkin olarak süresinde hasar ihbarında bulunulmadığını, hasarın yük müvekkili şirketin sorumluluğunda iken meydana geldiğinin ispatlanamadığını, hasar tutanağının alıcı tarafından tek taraflı olarak düzenlendiğini, emtianın ambalajlanması ve gemiye yüklenmesinin müvekkili şirket tarafından yapılmadığını, eğer bir hasar söz konusu ise bundan emtianın ambalajlanması ve yüklenmesini yerine getiren göndericinin sorumlu olduğunu, hasardan müvekkili sorumlu olmamakla birlikte aksinin kabulü halinde müterafik kusur ve sınırlı sorumluluk hükümlerinin uygulanması gerektiğini savunarak davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava; nakliyat sigorta poliçesi ile sigortalanan emtianın taşınması sırasında hasarlanmasından dolayı sigortalıya ödenen hasar bedelinin TTK’nun 1472.maddesine göre davalıya rücu edilmesi istemine ilişkindir.
Dosyaya sunulan sigorta poliçesinden davacı sigorta şirketi ile davadışı … arasında 31/12/2015 başlangıç tarihli emtia nakliyat abonman sigorta poliçesi düzenlendiği, çerçeve anlaşma niteliğindeki abonman sözleşmesinin imzalanmasıyla sigorta sözleşmesi kurulduğundan 2016 yılında gerçekleşen dava konusu nakliye rizikosunun sigorta teminatı kapsamında kaldığı, sigorta şirketi tarafından 27/12/2016 tarihinde sigortalıya yapılan 2.989,38 Euro tutarındaki ödeme ve davadışı alıcı firmanın …’a ödeme yapılmasına muvafakat ettiğine ilişkin 27/12/2017 tarihli muvafakat belgesiyle davacının TTK’nun 1472.maddesi gereğince işbu dava yönünden aktif husumet ehliyetini kazandığı kabul edilmiştir.
Ekspertiz raporunda hasar tarihinin 26/04/2016 olarak gösterilip, hasar ödemesinin ise 27/12/2016 tarihinde yapıldığı anlaşıldığından, davanın TTK’nun 1188.maddesinde düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içerisinde açıldığı değerlendirilmiştir.
Yük hasarının sözkonusu olup olmadığı, hasarın ne şekilde meydana geldiği, davalının taşıyan sıfatına haiz olup olmadığı ve hasardan dolayı davalının taşıyan sıfatıyla sorumluluğunun bulunup bulunmadığı hususlarında rapor alınması ciyetine gidilmiş olup, 30/05/2018 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle; navlun faturasının davalı tarafından kesilmiş olması karşısında davalının taşıyan olduğu ve alt taşıma sözleşmesi ile taşıma işinin … AŞ’ye yaptırıldığı, dosyada taraflarca düzenlenmiş bir hasar tespit tutanağının bulunmadığı, ancak konteyner içi ıslanma ve nem kaynaklı hasardan parsiyel konteyner yükü taşımayı organize eden davalının sorumlu olacağı, konteynerı kapalı ve mühürlü olarak teslim alan davadışı fiili taşıyanın ise konişmentoda belirtilen “said to contain” kaydından yararlanacağı, davalının ise bundan faydalanamayacağı, hasarlı olduğu tespit edilen 5192 adet ürünün yeniden kullanımı ve hizmete sunumu uygun olmadığından sigorta şirketinin ödemiş olduğu 2.989,38 Euro hasar bedelinin ise uygun ve kadrimarufunda olduğu belirtilmiştir.
19/10/2018 tarihli tarafların itirazlarının değerlendirildiği ek raporda da; yurtdışı alıcının sigorta tazminatının sigortalıya ödenmesi konusunda dosyaya sunulan muvafakatnamenin geçerli kabul edilmesi halinde davacının hasar bedelini hak sahibine ödediğinin söylenebileceği, dosya kapsamına göre hasar bedelinden davalı şirketin taşıma işleri komisyoncusu organizatör ve akdi taşıyan sıfatıyla sorumlu olduğu belirtilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve bilirkişi raporlarına göre, davacı sigorta şirketi tarafından nakliyat sigorta poliçesi ile sigorta teminatı altına alınan emtianın yurtdışına taşınmasının davalı şirket tarafından üstlenildiği, yüke ilişkin konişmentolar ve navlun faturasına göre davalı şirketin akdi taşıyan konumunda olduğu, fiili taşımanın ise alt taşıma sözleşmesi kapsamında ihbar olunan … AŞ tarafından yerine getirildiği, bu şirketin bir başka taşıma sözleşmesi ile emtiayı … gemisi donatanına yaptırdığı, yükteki hasara ilişkin olarak alıcı ile taşıyanın birlikte düzenledikleri hasar tutanağının bulunmadığı, 26/04/2016 günü alıcının deposuna boşaltılan yükün paketinin ve paletinin bozulması sonucu yeniden paketlendiğinin tespit edildiği, yükün 26/04/2016 tarihinde alıcıya teslim edildiği kabul edildiğinden hasar ihbarının TTK’nun 1185.maddesinde öngörülen 3 günlük yasal sürede yapıldığının söylenemeyeceği, zira … Noterliğinden davalı şirkete gönderilen hasar ihbar tarihinin 03/05/2016 olduğu, bu durumda yükteki hasarın taşıma sırasında meydana gelmediğine ilişkin olarak davalı lehine karinenin oluştuğu, davalının hasardan sorumlu tutulabilmesi için bu karinenin aksinin davacı tarafça ispatlanması gerektiği, taşıma sırasında konteyner içindeki yüklerin Malezya’da tahliye edilerek bir başka konteyner ile sevkedildiği, dosyaya sunulan fotoğraflara göre bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere yükün konteyner içine taşımaya uygun şekilde istiflenmediği, konteynerden tahliyesi sırasında da hoyratça elleçlendiği, konteyner ile parsiyel taşıması söz konusu olduğundan istif hatası ve uygunsuz elleçlemeden ve bundan kaynaklanan zarardan TTK’nun 1178.maddesine göre taşıyanın sorumlu olduğu, akdi taşıyan konumundaki davalının da TTK’nun 1191/1.maddesi gereğince yük hasarından dolayı yük ilgilisine karşı sorumluluğunun bulunduğu, bilirkişi raporuna göre taşınan emtianın 5192 adedinin hasarlandığı ve yeniden kullanım yada hizmete sunumunun uygun olmadığı, hasarlanan emtia için sigorta şirketi tarafından sigortalıya ödenen 2.989,38 Euro’nun kadrimarufunda olduğu anlaşıldığından, davacı sigorta şirketinin sigortalısına ödediği hasar bedelini TTK’nun 1472.maddesinde düzenlenen halefiyet hükümlerine göre davalı taşıyana rücu edilebileceği kanaatine varılmakla, bu kanaat ışığında davanın kabulü ile 2.989,38 Euro’nun 27/12/2016 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince işleyecek Euro faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ ile 2.989,38 Euro’nun 27/12/2016 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince işleyecek Euro faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince tayin olunan 794,70 TL karar harcından 98,08 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 596,62 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına,
3-Davacı taraf vekil ile temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 234,08 TL ilk harç, 261,50 TL posta gideri ile 3.300,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.795,58 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/03/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır