Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/513 E. 2020/111 K. 30.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO :2016/513 Esas
KARAR NO :2020/111
DAVA :İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :23/12/2016
KARAR TARİHİ :30/06/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin emtia nakliyat sigorta poliçesi ile sigortalısı … Tic. Ve San. A.Ş. şirketi tarafından … şirketinden 14/10/2013 tarih ve … no’lu fatura muhteviyatı ile satın alınan madeni yağ ham maddesi yükünün nakliye rizikolarına karşı sigortalandığını, sigorta konusu yükün İtalya’nın Augusta Limanı’ ndan Kocaeli Limanı’na nakliyesinin … tarafından … gemisi ile gerçekleştiğini, yükleme ve tahliye sırasında yükte eksiklik meydana geldiğini, bu durumun 27/09/2013 tarihli protesto mektubu ile kayıt altına alındığını, tahliye limanında ise yükün sahil tankına tahliyesi sırasında eksiklik miktarının arttığını ve durumun 23/10/2013 tarihli survey raporu ile tespit edildiğini, yapılan ekspertiz çalışmaları sonucunda söz konusu eksiklik nedeniyle sigortalı şirketin zararının 12.906,00 TL olduğunun tespit edildiğini ve bu doğrultuda davacı müvekkilince sigortalısına 22/11/2013 tarihinde tazminat ödemesi yapıldığını, tazminat ödemesininin yapılmasına ilişkin davalı şirketler ile yapılan yazışmalara rağmen ödeme yapılmadığını, bu sebeple 14/10/2014 tarihinde …. İcra Müdürlüğü’ nün 2014/19796 esas numarası ile davalı şirketler aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı tarafların icra takibine 12/11/2014 tarihinde itiraz ettiğini belirterek davalı tarafça … İcra Müdürlüğü’ nün 2014/19796 esas sayılı dosyasın yapılan itirazın iptali ile takibin devamını, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin de davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; işbu davanın görevsiz mahkemede açıldığını, geminin Malta bayraklı olması nedeniyle davanın Malta Mahkemelerinde açılmasının gerektiğini, ayrıca kira sözleşmesinin 7. Sayfasında 16. Madde ile çarter partiye atıf yapıldığını, çarter partinin 35. Maddesine göre USA hukuku ve New York tahkimin kararlaştırılmış olduğunu, yetki sözleşmesi ile mahkememizin yetkili olmadığını, dava dilekçesi ve ek belgeleri ile tahliyenin ve yükün kendisine tesliminin 21/10/2013 tarihinde yapıldığını, ödeme emrinin müvekkili şirkete 10/11/2014 tarihinde tebliğ edildiğini, işbu davanın konusunun itiraz 12/11/2014 tarihinden yapıldığını, hak düşürücü süre itirazlarının bulunduğunu, husumet itirazlarının bulunudğunu, sigorta eksper raporunun 4. Sayfasında eksiklik nedeninin ölçüm farkı ve hataları olarak belirttiğini, dolayısıyla aslında bir eksiklik olmadığını, sadece ölçüm farkından dolayı bir hata olduğunu belirterek davanın reddini, mahkeme masrafları ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce aldırılan 03.10.2018 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalının pasif husumet ehliyetine sahip olduğunun dosya içeriğinden tespit edilemediği, mahkemenizin davalının pasif husumet ehliyetine sahip olduğu kanaatine ulaşması halinde, yükleme limanında Konşimentoya yazılan yük miktarının gemi ölçümlerine göre değil sahil tank ölçümlerine göre yapılmış olduğu, tahliye limanında ise yine tahliye edilen miktar sahil tank ölçümlerine göre tespit edildiği, gemi ullage figürlerinin dikkate alınmadığı, esasen geminin tank kalibrasyonunun aynı olduğu ve yükleme sonrası ve tahliye öncesi gemi tanklarında yapılan ullage ölçümlerine göre çok küçük fark (pozitif fark) kaydedilmişken, boşaltma limanındaki kıyı tankında kaydedilen %1,38 oranındaki farkın, iki tank arasındaki ölçme ve densite farkı nedeniyle ortaya çıkmış olduğu, … yükünün kimyasal yapısı itibariyle, uçucu ve kaçıcı bir özelliğinin olmaması sebebiyle, iddia edilen 7,879 mton eksikliğin, yükleme limanındaki sahil tankı ile tahliye limanındaki sahil tankı arasındaki kalibrasyon ve/veya ölçüm ve densite farkından ve/veya hatasından kaynaklanmış olabileceği, gemi ölçümlerine göre gerçekte böyle bir eksikliğin var olmadığı, bu nedenlerle İtalya /Agusta Limanı’ ndan Kocaeli/Yarımca Limanı’ na yapılan gemi taşımasında, iddia edilen mal eksikliği nedeniyle davacının tazminat talep etme hakkının doğmadığı belirtilmiştir.
Mahkememizce aldırılan 10.02.2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; dosyaya sunulan konşimentodan taşıyan tespit edilemediğinden ve dosyadan taşımanın gerçekleştiği tarihte maliki dışında gemiyi kendi nam ve hesabına kullanan bir üçüncü kişi de tespit edilemediğinden davalı … Ltd.’nin donatan ve TTK m. 1238 f.2 gereğince taşıyan sayılabileceği; diğer davalı …’in dava konusu taşımayı taahhüt etmiş olduğu tespit edilemediğinden taşıyan sıfatına sahip olmadığı; …’in davalı donatanın acentesi olduğunun dosya kapsamından anlaşılamadığı; …’e TTK m. 103 f.l (b) bendi gereğince de davanın yöneltilmesinin mümkün olmadığı; iddia olunan eksik teslimin yükün ölçüm farklarına dayandığı eksik teslim olunan yük kabul edilse dahi miktarın fire oranı altında kaldığı ve davalının TTK m. 1182 gereğince sorumlu tutulamayacağı kanaatine varıldığını belirtmiştir.
Dava; davacı … şirketine nakliyat sigorta poliçesi ile sigortalı emtianın davalıların sorumluluğunda taşınması sırasında oluştuğu iddia edilen eksik yük teslimi nedeniyle sigortalısına ödediği hasar bedelinin davalıdan TTK nun 1472.maddesi gereğince rücuen tahsili amacıyla yapılan icra takibine itirazın İİK nun 67.maddesi gereğince iptaline ilişkindir.
Her ne kadar davalı tarafça kira sözleşmesindeki Çarter Parti’ye yapılan atıf nedeniyle tahkim itirazında bulunulmuş ise de; davacının ve sigortalının kira sözleşmesinin tarafı olmadığı, taraflar arasındaki tahkim iradesinin ortaya konulmadığı anlaşılmakla itirazın reddine karar vermek gerekmiştir. Yine her ne kadar davalı tarafça geminin Malta bayraklı olması nedeniyle davanın Türk yargı alanına girmediği ifade olunmuş ise de; Yargıtay 11 HD’ nin 2019/293, 2020/953 karar sayılı ilamında da ifade edildiği üzere, 6102 sayılı TTK’nın 105. maddesinin 2. fıkrasında “Bu sözleşmelerden doğacak uyuşmazlıklardan dolayı acente, müvekkili adına dava açabileceği gibi, kendisine karşı da aynı sıfatla dava açılabilir. Yabancı tacirler adına acentelik yapanlar hakkındaki sözleşmelerde yer alan, bu hükme aykırı şartlar geçersizdir.” hükmünü haiz olup, somut uyuşmazlığa gelindiğinde davacı tarafça acenteye de husumet yöneltildiğine göre Türk yargısının milletlerarası yetkisinin de bulunduğu anlaşılmıştır.
İcra dosyasının incelenmesinde, davalı tarafın itirazının davacıya tebliğ edildiğine ilişikin belgeye rastlanılmadığından açılan davanın süresinde olduğunun kabulü ile hak düşürücü süre itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan tüm deliller ile aldırılan bilirkişi raporları birlikte incelendiğinde; dava konusu uyuşmazlığın eksik teslim edildiği iddia olunan yükten kaynaklanan sorumluluğa ilişkin olup, davacının davalılara karşı talep hakkına sahip olması için davalıların taşıyan sıfatına sahip olması, davacının ise dava dışı sigorta ettirenin halefi sıfatını kazanmış olması gerekeceği, davacının aktif husumet ehliyeti açısından yapılan değerlendirmede, dosyaya sunulan emtia nakliyat sigorta poliçesinde sigortalının …, taşımayı yapacak geminin … olduğunun kayıtlı olduğu, yükün satış bedeline ilişkin düzenlenen faturadan satıcının … Mobil, alıcının … olduğu ve teslim şeklinin CFR olarak kararlaştırıldığının anlaşıldığı, CFR terimine göre eşyanın gemiye yüklenmesi ile hasara katlanma yükümlülüğünün …a geçtiğinden sigortalanabilir menfaate sahip olduğu, davacı … şirketinin ise yaptığı hasar ödemesi karşılığında TTK m. 1472 gereğince halef sıfatını kazandığı sonucuna varılmıştır.
Davalıların pasif husumet ehliyetleri açısından yapılan değerlendirmede, davanın … gemisi donatanına İzafeten … A.Ş.’ye ve asaleten … A.Ş.’ye karşı açıldığı, … A.Ş.’ye asaleten eksik teslim sebebiyle sorumluluk yüklenebilmesi için taşıyan veya fiili taşıyan sıfatına sahip olmasının gerekli olduğu, dava konusu geminin equasis kayıtlarında 03.11.2014 tarihi itibariyle işletmecisinin/ticari işletmecisinin … Ltd., 30.01.2013 tarihi itibariyle … işletmecisinin … (davalı … A.Ş.), 12.08.2005 tarihi itibariyle malikinin … Ltd. olduğu bilgilerinin yer aldığı, dosyaya sunulan konişmento tarihinin 14.10.2013 tarihi olduğu, buna göre, konişmentonun düzenlendiği tarihte davalı …’ in geminin … işletmecisi olduğu, konişmento üzerinde geminin mührü görüldüğünden konişmentonun taşıyanı temsilen kaptan tarafından imza edilmiş olduğunun anlaşıldığı, TTK m. 1238 f. 1 gereğince, konişmentoyu taşıyan sıfatıyla imzalayan veya konişmento kendi ad ve hesabına imzalanan kişinin, taşıyan sayılacağı, dosyada bulunan konişmentonun kim tarafından düzenlendiği anlaşılamadığından, taşıyanın kim olduğu da konşimentodan tespit edilememektedir. TTK m. 1238 f.2, uyarınca donatanın, taşıyan sayılacağı, equasis kayıtlarında taşımanın gerçekleştiği tarihte … gemisinin kazanç elde etmek maksadıyla işletilmesinin bir üçüncü kişiye bırakıldığına dair bilginin de söz konusu olmadığı, dosyaya sunulan protesto mektubunda davalı …’in anteti bulunmakla birlikte, bu husus davalının taşıyan sıfatına sahip olduğunu ortaya koymadığı, bu mektuptan davalının dava dışı taşıtana karşı taşıma taahhüdünde bulunmuş olduğu sonucuna ulaşılamadığı, …’in antetiyle düzenlenen protesto mektubunun kaptan tarafından imzalanmış olması ise her ne kadar kaptanın bu şirketi temsilen imza atmış olduğu izlenimini uyandırmaktaysa da, kaptanın bu şirketin çalışanı olduğunu kesin olarak ortaya koyacak bir durum olmadığı, ancak Protesto mektubunun davalı … tarafından düzenlenmiş olmasının TTK m. 105 f.l gereğince davalının acente sıfatıyla hareket ettiği kanaati uyandırdığı, bu haliyle davalı …’ in … gemisi donatanının acentesi olduğu ve bu firma adına izafeten …’ e karşı dava açılabileceği, ancak davalı …’ in gemi işletme müteahhidi olmadığı kanaatine ulaşıldığından pasif husumet ehliyeti olmadığı kanaatine varılmıştır.
Pasif husumet ehliyeti bulunduğu kanaatine varılan 1 nolu davalı … Ltd hakkında açılan davanın esası hakkında yapılan değerlendirmede, dava konusu tazminat talebinin eksik teslim edilen yüke dayandığı, TTK m. 1239 gereğince, konişmento üzerine gerekçeli olarak çekince konulmuş olmadıkça konişmentonun eşyanın ağırlık ve miktarı bakımından, aksi iyi niyetli gönderilene karşı ispatlanamayan bir karine etkisi doğurduğu, davalı taşıyanın varma limanında konişmentoda kayıtlı olan miktarda yükü gönderilene teslim edemezse kural olarak teslim olunamayan yükten sorumlu olacağı, ancak mahkememizce aldırılan teknik bilirkişi raporlarında neticeten benzer kanaatlerle ,taşıma konusu yükün farklı ölçümlere göre miktar değerlerinin açıklandığı, taşımaya ait konşimentoda kayıtlı 500 mton, vakumdaki yoğunluk üzerinden belirlenen miktar değeri olduğu, bu durumda varma limanında gemiden vakumda aynı miktarda yük boşaltılarak teslim edilememişse taşıyanın kural olarak sorumlu tutulacağı, oysa … Gözetim Şirketi tarafından hazırlanan raporda açık havadaki yoğunluk alınarak açık havadaki ağırlık hesaplandığı, dolayısıyla bu iki miktarın eksik teslim bakımından karşılaştırılmasının mümkün olmadığı, yine teknik incelemede, yükün eksik teslim edildiği kabul olunsa dahi yükleme limanı sahil ölçüm değerleri ile tahliye limanı sahil ölçüm değerleri arasındaki farkın yüke ilişkin fire değerleri içinde kaldığının ifade olunduğu, buna göre davalı taşıyanın TTK m. 1182 gereğince eksik teslimden kaynaklanan zarardan sorumlu tutulması mümkün olmadığı kanaatine varıldığından … gemisi donatanı … Ltd hakkında açılan davanın esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-… gemisi donatanı … Ltd hakkında açılan davanın esastan REDDİNE,
2-… A.Ş. Hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince peşin alınan 155,91 TL den karar harcı olan 54,40 TL nin mahsubu ile fazla alınan 101,51 TL’nin kesinleşmeye müteakip talep halinde davacıya iadesine,
4-Davalılar vekili için takdir edilen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.30/06/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır