Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/492 E. 2020/339 K. 04.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2016/492 Esas
KARAR NO : 2020/339
DAVA : Maddi – Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 06/12/2016
KARAR TARİHİ : 04/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Maddi – Manevi Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … bandıralı … isimli genel kargo ticaret gemisinin elektrik zabiti olduğunu, İspanya’nın Castello şehrinden aldığı alçı pan ve yapıştırıcısı inşaat malzemesi yükünün bir kısmını Libya’nın Tobruk ve diğer bir kısmını ise Lübnan’ın Beyrut Limanına götürmek amacıyla 05/05/2015 tarihinde sefere başladığını, seferin ilk durağı olan Libya’nın Tobruk Limanında intikal esnasında ve geminin Libya kıyıları açıklarında iken 10/05/2015 tarihinde karadan ve havadan yoğun olarak bombalanmak suretiyle saldırıya uğradığını, armatör talimatı doğrultusunda Fethilye limanına sığınılmak üzere en emniyetli rota olan Girit Adasının güneyine yükselindiğini, akabinde Türk Deniz Kuvvetleri bağlısı TCG Gemlik fırkateyni ile Girit Adası güney doğusunda buluşularak vefat eden personelin cesedinin gemi de muhafazısının mümkün olmadığından Türk savaş gemisine teslim edildiğini, gemi kaptanının can ve mal emniyetinin sağlanması adına talep ettiği üzere TCG Gemlik fırkateyni işliğinde olayın gerçekleşmesinden ancak iki gün sonra Fethiye Limanına sığınarak demirlenebildiğini, müvekkilinin fiziksel ve ruhsal travmalar neticesinde sağlığının bozulduğundan 18 Mayıs 2015 tarihinde gemiden ayrılmak zorunda kaldığını, müvekkilinin gemiden ayrıldıktan sonra ikamet ettiği İstanbul’a döndüğünü ve Sahil Sağlık Müdürlüğüne başvurduğunu, müvekkiline travma sonrası stres bozukluğu tanısı konularak tedavi görmesinin gerektiğini, bu süre zarfında geçici olarak gemi adamı olamayacağı hakkında raporların verildiğini, süre sonunda rahatsızlıklar sebebiyle bundan sonra nihai olarak gemi adamı olamayacağına dair rapor verildiğini,bu rapor gereğince davacının çalışma kabiliyetine tamamen kaybettiğini, müvekkilinin armatör ve sigorta şirketine müracaat ederek çalışma imkanının ortadan kalktığı, bu dönem içindeki maaş ödemelerinin yapılmasını talep etmiş olmasına rağmen ilk birkaç ay dışında hiçbir olumlu cevap alamadığını ve çaresiz duruma düştüğünü belirterek fazlaya ilişkin ve üçüncü kişilere karşı tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000-ABD Doları maddi tazminatın, olay tarihi olan 10/05/2015 tarihinden itibaren Devlet Bankalarının yabancı para ile (ABD Doları) açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına uyguladığı en yüksek faiz oranı üzerinden işleyecek faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 150.000-TL manevi tazminatın olay tarihi olan 10/05/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 07/09/2018 havale tarihli dilekçesi ile de davanın kabulü ile HMK gereği ıslah ile arttırılan 3.317.061,60 USD alacak ile birlikte toplam 3.327.061,60 USD maddi tazminat alacağının fazlaya ilişkin ve üçüncü kişilere karşı tüm talep, dava, ek dava ve ıslah hakkı saklı kalmak kaydıyla olay tarihi olan 10/05/2015 tarihinden itibaren Devlet Bankalarının yabancı para ile (ABD Doları) açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına uyguladığı en yüksek faiz oranı üzerinden işleyecek faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin işleten sıfatı teknik işleten olarak sınırlı olduğunu, müvekkilinin sefere yada yüke ilişkin herhangi bir etkisinin bulunmadığını, dava konusu olayın gerçekleştiği yükü bağlayan ve gerçekleştiği seferi organize edenin müvekkili olmadığını, müvekkilinin teknik işleten olarak atanmış olmakla geminin sefere ve yükle ilgili herhangi bir talimat verme durumunun bulunmadığını belirterek davanın müvekkili açısından reddini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin yurtdışında mukim olan, ilan ettiği kurallar çerçevesinde üyelerine ihtiyari olarak koruma ve tazmin teminatı sağlayan bir kuruluş olduğunu, faaliyet alanı çerçevesinde 13 Mayıs 2014 tarihinde … gemisine ilişkin olarak … ile sigorta poliçesinin akdedildiğini, müvekkili kulüp ile üye arasındaki sigorta sözleşmesi ve işbu sözleşmeye derc edilmiş koruma ve tazmin ilişkisini belirleyen kurallar kapsamında davacının ancak Londra’da tahkim yoluna başvurabileceklerini, davaya bakmakla görevli mahkemenin davalı … kulübün yerleşim yeri olan İngiltere/Londra yada … Holding’in yerleşim yeri olan Marshall Adaları Mahkemelerinde ikame edilmesi gerektiğini, uyuşmazlığın İngiliz Hukukuna göre çözümlenmesi gerektiğini, davacının beyanlarının afaki olup talep edilen tazminat miktarının fahiş olduğunu, yaşanan hadisenini donatanın öngöremeyeceği bir sebeple meydana geldiğini ve donatanın herhangi bir kusurunun bulunmadığını, davacıya konulan teşhis ile kaza arasındaki illiyet bağının kanıtlanamamış olduğunu belirterek davanın öncelikle arabuluculuk ve tahkim şartları uyarınca reddi ile dosyanın CEDR arabuluculuk prosedürü uygulanmak üzere Londra uyuşmazlık çözüm merciine havale edilmesine, dosyanın yetkili mahkeme olan İngiltere/Londra Mahkemelerine gönderilmesine, uyuşmazlığın esasına İngiliz Hukukunun uygulanmasına, davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; yabancı bayraklı … isimli gemide elektrik zabiti olarak görev yapan davacının geminin 10/05/2015 tarihinde Libya açıklarında saldırıya uğraması olayı nedeniyle sağlık sorunları yaşayarak gemi adamı vasfını kaybetmesi nedeniyle maddi ve manevi zararlarının davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
Davalılardan … INC’ye izafeten acente sıfatıyla … Ltd Şti’ne karşı dava yöneltilmiş ise de, … Hizmetleri şirketi … Holding’in acentesi olmadığından bahisle tebligat iade edilmiştir. Dosya kapsamına göre, sözkonusu şirketin acente olduğu da belgelendirilemediğinden … isimli gemi donatanına yurtdışında tebligat yapılması amacıyla davalı donatan hakkındaki dava ana dosyadan tefrik edilerek mahkememizin 2020/… esas sayılı dosyasına kaydedilmiştir.
Bu aşamadan sonra davacı vekili tarafından sunulan 01/12/2020 tarihli dilekçe ile davalılar ile sulh olunması nedeniyle davadan feragat ettikleri, davalı taraftan masraf ve ücreti vekalet talebinde bulunmadıkları bildirilmiştir. Davalı … San ve Tic Ltd Şti ile davalı … Ltd vekilleri de 02/12/2020 tarihinde ayrı ayrı sundukları dilekçelerinde davacı tarafın feragat beyanını kabul ettiklerini, kendilerinin de davacıdan vekalet ücreti ve yargılama masrafı taleplerinin olmadığını beyan etmişlerdir.
Davacı vekili ile davalılar … ve … vekillerinin dosyada bulunan vekaletnamelerinin incelenmesinden, tüm vekaletnamelerde vekillere feragat yetkisinin tanındığı görülmüştür.
HMK’nun 307.maddesinde düzenlenmiş olan feragat, davayı sona erdiren taraf işlemlerinden olduğundan davacı vekilinin feragatı nedeniyle işbu davanın feragat nedeniyle reddine, taraflar karşılıklı olarak birbirlerinden ücreti vekalet ve yargılama gideri talep etmediklerinden tarafların yapmış oldukları yargılama masraflarının kendi üzerlerinde bırakılarak vekalet ücreti konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın feragat nedeni ile reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harç tarifesi ve Harçlar Kanunu gereğince tayin olunan 54,40 TL maktu karar ve ilam harcının 73.790,58 TL harçtan (633,10 TL peşin harç ile 73.157,48 TL ıslah harcı toplamı) mahsubu ile bakiye 73.736,18 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Taraflar birbirlerinden yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediklerinden tarafların yapmış oldukları yargılama masraflarının kendi üzerlerinde bırakılarak, vekalet ücreti konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Taraflar tarafından yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 04/12/2020

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır